Beşiktaş - Galatasaray Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı
Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig'de yılın son derbisinde konuk ettiği Galatasaray'ı Gomez ve Gökhan Töre'nin golleriyle 2-1 yenerek, 15. haftayı 35 puanla lider kapattı.
İki takıma kalacak gibi - Rıdvan Dilmen
G.Saray iyiye gideceğine kötüye gidiyor. Yarış galiba Beşiktaş ve Fenerbahçe arasında geçecek
Öncelikle şunu söyleyelim; Maç sabaha kadar oynansaGalatasaray ancak Günay'ın hatasıyla ve Muslera'nın olağanüstü performansı ile kazanabilirdi. İlk yarıda 11-12 hücum yapan Beşiktaş var sahada. Bunların 4 tanesini Muslera çıkarıyor, 90+3'te Galatasaray hâlâ sıfır pozisyon. İkinci yarının başında Galatasaray'ın rakip yarı alanda pas yapması oyunu rahatlattı. Ama maç yine Beşiktaş lehine giderken, birden piyango vurdu Galatasaray'a. Fakat sahanın en iyisi diyeceğimiz Muslera da yenmemesi gereken bir gol yedi Gomez'den...
Likit gaz mı, tüp gaz mı! - Erman Toroğlu
Denizli'yi 'iyi gaz verir' diye takımın başına getirdiler ama dün akşam Beşiktaş oynadı,Galatasaray takımı seyretti
Beşiktaş 'doğum sancısı' çekiyorsa ve maçlarında 'Ah, vah' diye oynuyorsa, bunun tek sorumlusu vardır; Beşiktaş Başkanı Fikret Orman! Çünkü kaleci sorununu geçen sezon bilen ve buna da neşteri vuracak olan adam oydu. Geçen sezon 'Yabancı kaleci getireceğim' diyerek sorunu bildiğini gösterdi...
Zafer ve hezimet - Mehmet Demirkol
Mükemmel bir İsmail performansı, Ersan’ın varlığının yarattığı sertlik, çok istekli bir Quaresma, sade ama pırıltılı oyunuyla ‘Oğuz Han’, orta saha ve savunma direncinin başlangıç noktası olan Gomez, Kartal’ı uçuşa geçirdi. Şenol hocanın Töre ve Frei değişiklikleri, skoru belirledi.
Derbilerde ekiplerden biri yarıştan tamamen kopmamışsa, bir ekibin diğerini böyle bir tahakküm altına aldığı az görülür. Açık söylemek gerekirse 2-1 Beşiktaş’ın ezici üstünlüğünü hiç anlatmıyor. Öyle ki, Galatasaray piyangodan öne geçişe bile reaksiyon gösteremedi...
Zirve müptelası - Feyyaz Uçar
Defans yapmak zorunda kalmadığında İsmail’i seyretmek keyifli. Kaçırdığı net pozisyona rağmen istekli oyunu ve top kullanma becerisi takdir topladı. Galatasaraylı oyuncular, onu durdurmak için faul yapmak zorunda kaldılar. Podolski’nin oyunu İsmail’i zorlamaktan çok uzak. Takip de yapmadığından, Beşiktaş, sol kanadı dilediği gibi kullandı. Diğer kanadı da dilediğince kullanan Kartal, ilk yarının hakimiydi. Gol yapamamasının tek nedeni Muslera. Köşe tutmadaki mahareti, geri paslarındaki risksiz oyunu ve tabi ki kurtarışlarıyla Muslera, ilk yarının en iyisi...
Oynamadan kazanılmaz - Uğur Meleke
Olimpiyat’ta dün gece oynanan derbiyi doğru okuyabilmek için Denizli’nin son kez bir büyük takım çalıştırdığı 2009-2010 sezonunu anımsamak gerek. O yıl da Denizli, Beşiktaş kadrosunun rakipleriyle yarışacak kalitede olmadığını biliyor; büyük maçlara ölesiye kontrol ve şok hücum felsefesiyle çıkıyordu. Özellikle 7 Kasım 2009’da Trabzon’da oynadıkları maçın 11’ini unutmak mümkün değil: Beşli savunma (Ekrem-Toraman-Sivok-Ferrari-İsmail), önünde üçlü bir defansif blok (Uğur, Ernst, Fink) ve uçta iki umut: Tabata’yla Bobo! Hatta Trabzon’un tek kale oynadığı ilk yarının ardından Uğur’un yerine İbrahim Kaş’ı sokup daha da sertleştirmişti Beşiktaş duvarını!...
Ruhları da ezilmiş - Levent Tüzemen
Mustafa Denizli'nin kulüp dergisine verdiği röportajın manşet başlığı şöyle: 'Galatasaray'ın genlerinde pes etmek yok..'
Galatasaraylı oyuncuların bırakın genlerini, ruhlarında ve ayaklarında Beşiktaş'a direnecek güç ve inanç yoktu. Galatasaray'ın bırakın derbileri hiçbir maçta futbololarak ezildiğini ve çaresiz kaldığını görmedim. Özellikle ilk yarıdaki tek kale maçında Beşiktaş'ın kalecisi Günay'ı hiç fark etmedik. Çünkü Galatasaray'ın Beşiktaş ceza alanına girdiğini görmedik...
2-1 bile mucize - Güntekin Onay
İlk yarı öyle bir maç oldu ki sanki G.Saray, Beşiktaş’ın 6 puan önünde veya kupada ilk maçı evinde 2-0 kazanmış, rövanşa gelmiş. Kazanmak zorunda olduğu bir maçta bu kadar pasif, defansif bir G.Saray açıkçası şaşırttı. Pas ve hücum yapamayan G.Saray, Beşiktaş’a pozisyonlar da verdi. Oyun olarak çok üstün oynayayan Beşiktaş, Muslera’yı geçemeyince devre golsüz kapandı. İlk yarıda Sneijder, Podolski ve Beşiktaş kalecisi Günay’ı hiç görmedik...
Güçlü olan kazandı - Metin Tekin
Gecenin özetinde, Beşiktaş net bir oyun üstünlüğü ve bunun getirisi olan skor avantajıyla maçı kazandı.
Dün akşam Beşiktaş'ın gecesi oldu..
İlk yarıya baktığımızda oyun başlangıcı tam benim beklediğim gibiydi. Özellikle Galatasaray açısından rakibi orta sahada karşılayan, dengeli, kontrollü bir oyunlakazanmak isteyen bir Mustafa Denizli düşüncesi vardı.
Beşiktaş ise oyun alışkanlığı olan, tempolu, önde basan, çabuk atakları tercih eden bir anlayış içindeydi. G.Saray'ın bu tercihine bir mantık verebilirsiniz ama bu kadar pozisyon verirseniz bu oyunu 'doğru oynadım' diyemezsiniz. Çünkü ilk yarı tamamen Beşiktaş'ın istediği gibi geçti. Tempo yaptı, baskı kurdu, pozisyon üretti. İlk yarının bütününe baktığımızda ise Galatasaray'ın oyunu, kontrollü ve dengeli değil tamamen pasifize olmuş bir oyundu....
Kalkavan'ı alnından öpüyorum - Ahmet Çakar
Neymiş efendim; 'Mustafa Denizli'nin eli değermiş'... Neymiş efendim: 'Mustafa Denizli, engin futbol bilgisiyle Galatasaray'ı şaha kaldırırmış.' Galatasaray'a henüz Mustafa Denizli'nin eli değemedi ama dün akşam Beşiktaş, Mustafa Denizli'ye değdi.
Böyle bir derbi kabul edilemez.. Galatasaray, sahada yoktu. O yorgun Beşiktaş, Galatasaray'ı sahadan adeta sildi-süpürdü. Üstelik Avrupa Ligi'ne veda etmenin moral bozukluğu içinde olan ve Lizbon'dan Cuma sabaha karşı İstanbul'a yorgun dönmüş olan Beşiktaş, Galatasaray'ı sürklase etti. Selçuk İnan; bitmiş... Sneijder; attığı gol dışında sahada yok... Burak Yılmaz; sakatlandı çıktı... Galatasaraylı oyuncuları tanımasam Beşiktaş, Olimpiyat Stadı'nda sarıkırmızı, bir alt lig takımı ile oynuyor zannedecektim.
Maçın diğer entresan tarafı da şu; dün gece kalecilerin gecesi oldu...
Beşiktaş ezdi geçti - Sinan Vardar
Dün akşam uzun yıllardan bu yana izlemediğimiz bir derbiye tanık olduk.
Dün Beşiktaş tarihi fırsatı kaçırırken Galatasaraylılar maçtan sonra 2-1'lik yenilgiye sevinmişler midir, üzülmüşler midir bilemedim.
Öncelikle Beşiktaş'ın hakkını verelim.
Beşiktaş'ın karşısında sanki ezeli rakibi yoktu. Siyah-Beyazlı takım özellikle ilk devrede öyle goller kaçırdı ki tarihi fark kaçtı...