Başbakan Davutoğlu: 'Kılıçdaroğlu'nu İspata Davet Ediyorum'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Irak ziyaretinin ardından İstanbul'a döndü. Başbakan Davutoğlu Atatürk Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, Irak ziyareti hakkında bilgi vererek şunları söyledi:
'Abadi ile çok önemli görüşmeler yaptık. Uzun süren baş başa görüşmelerimizle birlikte heyetlerimizle birlikte de bütün konuları ele aldık. Türkiye-Irak ilişkilerinde yeni dönemin eski eski güzel mirasını da değerlendirerek kararlı bir şekilde yola devam etme konusunda bir mutabakata vardık. Irak bizim en büyük ticaret ortaklarımızdan biri. Ulusal anlamda çok ciddi ekonomik çıkarlarımız var. Geniş yatırımlarımız var. Bundan sonra da olmaya devam edecek.'
'YENİ GÜVENLİK DURUMUNU BİRLİKTE ELE ALDIK'
'Mesud Barzani ile 2 saate yakın bir görüşmede özellikle IŞİD'in Erbil'e saldırısı sonrasında ortaya çıkan yeni güvenlik durumunu birlikte ele aldık. Türkiye ile bölge arasındaki ilişkileri nasıl geliştireceğimiz konusunda çok kapsamlı bir değerlendirme yaptık. Bunları çok geniş bir perspektif ile ele aldık. İnsani durumu ele aldık. 2 milyona yakın Türkiye'ye mülteci geldi. Yine buna yakın bir sayıda Kürt bölgesine ciddi bir mülteci akımı oldu. İnsani yardım konusunda çok ciddi ihtiyaçları var. Ne yapabiliriz, bunu ele aldık.'
'DÜNYAYA ÖRNEK TEŞKİL EDECEK BİR PERFORMANS SERGİLİYOR'
'Başbakan olduktan sonra sayın Barzani ile bir araya gelme imkanımız olmamıştı. İnsani durumu, mültecileri ele aldık. İnsani yardım konusunda çok ciddi ihtiyaçları var. Bu konuda ne yapabiliriz onu değerlendirdik. Bölgesel yönetim ime merkezi yönetim arasındaki ilişkilerin sağlam bir zemine oturması yönünde temennilerimizi ilettim. Bu derece aktif olduğumuz bu bölgede Türkiye'nin her gelişmeyi takip etmesi çok önemlidir. Kuzey Irak'ın istikrarı için 90'lı yıllardan itibaren bölgede bulunan güvenlik unsurlarımızla bir araya geldim ve kendilerinden brifing aldık. Duhok civarında iki kamp kurulması kararımız vardı, bu iki kamplar kuruldu. Orada gördüğüm standarttan çok büyük bir memnuniyet duydum. Türkiye artık böyle insani durumlarda dünyaya örnek teşkil edecek bir performans sergiliyor. Gittiğimiz her yerde, bütün bölgelerde Türkiye'ye çok büyük bir muhabbet var. Bundan sonra da bu çalışmaları birlikte sürdüreceğiz. Daha sonra Silopi'deki Özel Kuvvetler karargahımızı ziyaret ettim, orada da bilgiler aldım ve ardından İstanbul'a döndük.'
'KALICI İSTİKRARI SAĞLAYACAK BİR STRATEJİ GELİŞTİMEYİ İSTİYORUZ'
'Bölgede meydana gelen her gelişmesi ABD ile istişare ediyoruz. IŞİD saldırıları sonrası bu istişarelerimiz daha da arttı. Bu konuya bakış perspektifimiz sayın Cumhurbaşkanımız ve benim tarafımdan sayın Obama ile paylaşıldı. Bu akşam Sayın Joe Biden akşam yemeğinde bir araya geleceğiz. Yarın yine görüşmelerimiz olacak bu konuları aktaracağız. Biz Ortadoğu bölgesinde kalıcı istikrarı sağlayacak bir strateji geliştirmeyi istiyoruz.'
'İLK ZİYARET EDENLERDEN BİRİSİ BEN OLDUM'
'Görmek istediğimiz husus bütün bunların toplamında nasıl bir resim çıkacağı. Yani biz Kobani ile uğraşırken, eğer Halep yerle bir oluyorsa ve oraya ses çıkarılmıyorsa Suriye'de kalıcı istikrarı sağlamak mümkün olmaz. Bizim tek görmek istediğimiz Suriye halkının iradesini temsil edecek, herkesin katıldığı bir siyasi irade. Bağdat'ta seçim sonrasında böyle herkesin katıldığı bir hükümet yapı oluştu. İlk ziyaret edenlerden birisi ben oldum.'
'SAYIN BİDEN'LE DE KONUŞACAĞIZ, GÖRÜŞECEĞİZ'
'Bizim meselemiz kişiler değil, yöntem. Irak'ta da böyleydi. Suriye'de kendi halkını yok etmeye ayarlı, insanlık dışı bir rejim Şam'da otururken ülkenin bir tarafında ortaya çıkan bir terör örgütünü yok etmekle ülkeye barış gelmez. Onu yok edin ama Şam'da da Suriye'de de toplumun her kesimin katıldığı bir siyasi yapı oluşsun. Bizim talebimiz Türkiye'ye yönelik yeni bir büyük mülteci akını olmasın. Olacak ise Suriye sınırları içerisinde karşılanacak şekilde, şimdiden güvenli bölgeler inşaa edilsin. Suriye'nin bütününe umut verecek adımlar atılsın ve savaş suçları konusunda adımlar atılsın. Bu konuları tabi Sayın Biden'le de konuşacağız, görüşeceğiz.'
'GÖREV TANIMLARI VE VERECEKLERİ EĞİTİMLERİN DE DEĞİŞMESİ GEREKİR'
'90'lı yıllardan bu yana Silahlı Kuvvetlerimizin ve güvenlik birimlerimizin Kuzey Irak'ta birimleri var. Bölgedeki tehdit çeşitlenince bu birimlerimizin görev tanımları ve verecekleri eğitimlerin de değişmesi gerekir. Bizim için önemli olan Irak'ın istikrarıdır. Zaten Kuzey Irak ile yakın temaslarımız vardı. Bunlar sadece bir kesime verilen eğitimler olmayacak. Bölgede bulunan bütün meşru, bölgenin istikrarı için önemli olan gruplara, taraflara bu eğitim çalışması yapılacak. Herkesin bu faaliyet içinde yer aldığı bir dönemde Türkiye'nin de oranın güvenlik ve istikrarı için her türlü tedbiri almasında bir yanlışlık olmaz. Türkiye sınır boylarındaki her gelişmeyi dikkate alır ve her gelişmeye karşı gereken tedbirleri alması ulusal güvenliğinin bir parçasıdır.'
'ELİNDE BİR DELİL VARSA ÇIKSIN ORTAYA SÖYLESİN'
'Ana muhalefet lideri konumunda olan birinin bin düşünüp bir konuşması lazım. Türkiye Cumhuriyeti Kurumları böylesine hafife alınacak bir yapı değil. Elinde bir delil varsa çıksın ortaya söylesin. Yoksa Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarını yıpratmaya çalışmasın. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Kılıçdaroğlu'nu ispata davet ediyorum. Neden böyle bir zamanlamada bu açıklamayı yaptı? Partisi içinde her gün farklı bir ses çıkıyor. Kılıçdaroğlu'nu ciddiye alan yok. Anadolu'da bir söz vardır; oynamaya niyeti olmayan gelin, yerim dar, yenim kısa dermiş. Bu parçalanmadan dışarıda gizemli bir aktörü sorumlu tutarak kendisini kurtarmaya çalışıyor. Liderlik yapamıyor, partisi 7'ye, 8'e bölünecek halde. Kendi milletvekili cevabını verdi zaten. Rıza Türmen'i 'CHP yeterince karışık, MİT'e ihtiyaç var mı' dedi. Başka yerle ilgilenmek yerine kendi partisine gitsin, arada parti merkezine gitsin, milletvekillerini toplasın. Başkasını suçlayacağına ev ödevini yapsın. Dersin olayında alamadığı ilkesel tutumu bu olayda alsın. Türkiye'nin her yerinde aynı dili konuşsun. Kimsenin böyle siyasi oyunlarla kendi eksiğini, ayıbını örtmek için devlet kurumlarını yıpratacak faaliyet içerisine girmesi kendisine yaramaz. Hele Kılıçdaroğlu'na hiç yaramaz.'
Taner YENER - Gülseli KENARLI - Bahar DEMİREL / İSTANBUL, (DHA)