AB'mi Yunanistan'dan ? Yunanistan Mı AB'den ?
AB'mi Yunanistan'dan ? Yunanistan Mı AB'den ?
Bugünlerde borç denildiği zaman akla gelen iki kelimeden biri “Banka” diğeri ise “Yunanistan” dır.
Peki Yunanistan bu duruma nasıl geldi?
Her şey bir anda mı oldu?
Tabii ki hayır.
Aleksis Çipras , her başa yeni gelen siyasetçi gibi “Bir enkaz devraldığını” söyledi ancak Çipras’ın diğer siyasetçilerden tek farkı haklı olmasıydı. Papandreu hükümetinden kalma borçlar ve geçmiş hükümetlerin sanayi ve ihracata dayalı ekonomiye geçemeyişi Yunan ekonomisinin çöküşünü hızlandırdı. Referandum yapılan geçtiğimiz Pazar gününe kadar AB ülkelerinin baskı yaptığı Çipras’ın önünde iki yol vardı. Ya borçları ödemek için halkına kemer sıkma politikalarını dayatacak yada Euro bölgesinden çıkarak Drahmi’ye geri döneceklerdi. Çipras, ülkesine durumu bilerek giren Fransız ve Alman bankalarının iflas bayrağı çektiğini, bu maliyetin Yunanistan borcu olarak faize yansıtıldığını söylüyor ve böyle bir borcu kabul etmeyeceklerinde ısrar ediyor. Ancak referandumdan “Hayır” oyu çıkması Yunan halkının derhal Drahmi’ye dönüşü istediğini değil, son çare olarak hiç bir şey kalmazsa AB’ye boyun eğmeden Drahmi’ye dönmenin hak açısından sorun yaratmayacağının göstergesiydi. Artık Çipras’ın arkasında ikinci defa dik duruşunu destekleyen %60’lık bir halk kitlesi var.
Uzun süredir ve özellikle seçimden bu yana sert çıkış ve baskılar yapan AB’yi bugün Brüksel’de yumuşak havalar estirirken gördük. TSİ bugün 19:00’da başlayacak görüşmeler öncesi AB Komisyon Başkanı Jean Claude Juncker; Yunanistan’ın Euro bölgesinden ayrılmaması için çalışacaklarını fakat Atina’ya bu konuda çok iş düştüğünü belirtti. Zira Çipras’ın Almanya ve Fransa’yı esnek borç yapılandırma konusunda ikna etmesi gerekiyor. Piyasalar ise bu konuda sessizliğini korurken uzmanlar, Drahmi’ye geçen bir Yunanistan tablosunun hem Yunanistan hemde AB için olumlu olmayacağını belirtiyor. Çipras Hükümeti’nden borcunu tahsil edememiş bir Almanya’nın da Euro bölgesinden çıkıp Mark’a dönmek isteyebileceği öngörülen senaryolar arasında. Bu senaryo gerçek olduğu taktirde AB’de meydana gelmiş en büyük çatlak olacak. Fransa’nın Almanya’dan kalan boşluğu dolduracak ekonomik güce sahip olmadığı biliniyor, zaten Fransa’nın tek başına bu borcu üstlenmek istemeyeceği de aşikar.
Bir diğer teori ise;
AB’nin bugüne kadarki sert tutumu, pazar günü yapılan referandumda AB karşıtlarını kışkırtmak adına kasti olarak yaptığı yönünde. Zira AB devamlı sırtında taşıdığı bir Yunanistan ile daha fazla yola devam etmek istemiyor olabilir. Bu uğurda bir kez yaşanacak kaybın sonraki zararları örteceği görüşünü taşıyor olabilir.