Görüş Bildir
Haberler
267 Gün Sonra İlk Kez Hâkim Karşısına Çıktılar: Cumhuriyet Davasında İlk Duruşma

267 Gün Sonra İlk Kez Hâkim Karşısına Çıktılar: Cumhuriyet Davasında İlk Duruşma

Batuhan
24.07.2017 - 10:13 Son Güncelleme: 24.07.2017 - 17:14

Cumhuriyet Gazetesi yazar, çizer, yönetici ve çalışanlarından oluşan 12'si tutuklu 19 kişi, 8,5 ay sonra bugün ilk kez hâkim karşısına çıktı. Bugünkü duruşmada Kadri Gürsel, Akın Atalay ve Musa Kart savunma yaptı. Duruşma yarına ertelendi. Cumhuriyet davası İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 4 gün boyunca sürecek.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Dava öncesi balonlu eylem

Dava öncesi balonlu eylem

📷  DHA

Davayı takip eden gazeteciler, meslek örgütleri, vatandaşlar Çağlayan Adliyesi’nde buluştu ve bir basın açıklaması yapıldı.

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, 'Bu iddianamenin için aynen bu balon gibi bomboştur' diyerek elinde bulunan balonu patlattı. Açıklamaların ardından davayı izlemeye gelenler ellerindeki balonları bıraktı.

Duruşmada kimlik tespitinin ardından iddianame okundu ve  savunmalara geçildi.

Bugün görülen ilk duruşmada Kadri Gürsel, Akın Atalay ve Musa Kart savunma yaptı

Bugün görülen ilk duruşmada Kadri Gürsel, Akın Atalay ve Musa Kart  savunma yaptı

Savunma için ilk söz Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu'ya verildi. Ancak savunma metninin içinde bulunduğu evraklara jandarma el koyduğu için savunma ertelendi.

Daha sonra savunması için gazetenin yazarlarından Kadri Gürsel'e söz verildi. 'Hakkımdaki 'terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme' suçlamasını destekleyen tek bir gerçek kanıt bulamazsınız' diyen Gürsel, 'Tam tersine, bahse konu örgüte karşı, bütün kariyerim boyunca hep azami şüphe ile yaklaştım ve kesin bir biçimde eleştirel oldum. FETÖ'nün adı henüz 'Cemaat' iken ve bu cemaat ile AKP iktidarı birlikte çalışırken benim bu yapıya karşı bakışım kategorik biçimde negatif olmuştur ve bu bakışım hiç değişmemiştir' ifadelerini kullandı.

Kadri Gürsel'in ardından gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay savunmasını yaptı. Cumhuriyet'e FETÖ suçlaması yapan savcının FETÖ'den sanık olduğunu belirten Atalay, 'Cumhuriyet'in boyun eğeceğini, ödün vereceğini düşünenler varsa yanılıyorlar. Bizi baskıyla korkutamazlar. Devlet içinde yuvalanmış çetelerle gazetenin ilişkisi yoktur' diye konuştu.

Atalay'ın ardından savunmasını yapan isim karikatürist Musa Kart oldu. Kart, 'Karikatür doğrudan anlatır düşüncelerini. Haksız mesnetsiz suçlamaların muhatabı durumundayım. 29 yıla varan hapis cezası istemiyle karşı karşıyayım. Önyargısız bir araştırma yapılmış olsaydı, başta FETÖ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı çizdiğim karikatürler görülecekti' dedi.

İddianamede hangi suçlamalar yer alıyor?

İddianamede hangi suçlamalar yer alıyor?

Cumhuriyet operasyonundan 156 gün sonra açıklanan iddianamede Cumhuriyet çalışanları için 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme' ve 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçlamalarından 7.5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.

Cumhuriyet'e yönelik soruşturmayı başlatan savcı Murat İnam'ın 'FETÖ' davasında sanık olduğu da ortaya çıkmıştı.

DHA'da yer alan habere göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, 1924'te Atatürk'ün talimatıyla kurulan gazetenin son üç yıllık dönemde özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsüne uzanan süreç ve sonrasında yayın politikası, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu'nda yaşanan değişiklikler ile eş zamanlı olarak 90 yıllık geçmişinin ve kuruluş felsefesinin tam aksi yönde değişime uğradığı ileri sürüldü.

İçeriğin Devamı Aşağıda

İddianameden: 'Can Dündar'ın gazetenin başına geçmesi ile birlikte gazete farklı bir yörüngeye oturdu'

İddianameden: 'Can Dündar'ın gazetenin başına geçmesi ile birlikte gazete farklı bir yörüngeye oturdu'

İddianamede, 'Şüpheli Can Dündar'ın gazetenin başına geçmesi ile birlikte gazetenin, amaç ve hedeflerinin dışına çıkarak farklı bir yörüngeye oturduğu belirlenmişti' denildi.

Kim neyle suçlanıyor ve ne kadar ceza isteniyor?

Kim neyle suçlanıyor ve ne kadar ceza isteniyor?
  • Gazeteci Ahmet Şık'ın 'PKK ve DHKP/C Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. 

  • Halen yurtdışında olan Can Dündar ile birlikte Mehmet Murat Sabuncu, Mehmet Kadri Gürsel, Aydın Engin, Bülent Yener ve Günseli Özaltay'ın da 'Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme' suçundan 7,5 yıl 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

  • Gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Mehmet Orhan Erinç ve Önder Çelik'in 'Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme' ve 'Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma' suçlarından ayrı ayrı 11,5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. 

  • Bülent Utku, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Hikmet Aslan Çetinkaya'nın ise 'Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme' ve 'Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma' suçlarından 9,5 yıldan 29 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istendi. 

  • Güray Tekinöz ve Turhan Günay'ın 'Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme' ve 'Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma' suçlarından 8,5 yıldan 22 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Aileler ne diyor?

Aileler ne diyor?

Tutuklu yazarların eşleri ise DW Türkçe’den Aslı Işık'a, Cumhuriyet Gazetesi'ne operasyon yapıldığı ekim ayından bu yana yaşanan süreci ve davadan beklentilerini anlattı.

İçeriğin Devamı Aşağıda

“Tablonun kendisi başlı başına bir karikatür”

“Tablonun kendisi başlı başına bir karikatür”

Cumhuriyet yazarlarına yöneltilen suçlamaların vicdan sahibi herkesi yaraladığını belirten Çizer Musa Kart’ın eşi Sevinç Kart, hayatı boyunca şiddete, darbelere, teröre karşı kalemini oynatmış bir insanın darbecilerle aynı suçlamalara maruz kalmasının ülkesi adına büyük bir utanç olduğunu vurguladı. 'Bu suçlama üzüntümü daha da artırıyor' diyen Kart, 'Bu tablonun kendisi başlı başına bir karikatür. Bu kadarını Musa Kart bile çizemezdi' dedi.

'İkinci bir sürece tahammülümüz yok'

'İkinci bir sürece tahammülümüz yok'

Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden, IPI (Uluslararası Basın Örgütü) yönetim kurulu üyesi olan Kadri Gürsel’in eşi Nazire Gürsel ise tutukluluk sürecinin bu kadar uzun ve yıpratıcı olacağını tahmin etmediklerini belirtiyor. Gürsel, 'Eşlerimizin 1 saat içinde apar topar delilsiz ve mesnetsiz suçlamalarla evlerinden alınmış olmalarına rağmen, sürecin bu kadar uzayacağını asla beklemiyorduk. Nedenine gelince biz Türk adaletine, yargısına güvenen, insanlar olarak yetiştirildik' dedi.

Bir gazetenin bütün beyin takımının hapse atılmasının ve 9 ay sonra ilk kez hâkim karşısına çıkarılacak olmasının dünyada örneğinin olmadığını vurgulayan Gürsel, 'Maddi, manevi işkenceye dönüşen bu sürecin, 24 Temmuz’da başlayacak ve 4 gün sürecek mahkemeyle son bulmasını istiyoruz. Artık kesin olarak serbest bırakılmalarını bekliyoruz. Bu olmazsa, ikinci bir sürece tahammülümüz kalmamıştır. Ne toplumsal, ne siyasal ne maddi ne manevi yeni bir sürece tahammül kalmamıştır. Toplumun vicdanı bu insanların haksız yere özgürlüklerinden yoksun bırakılmasına razı değildir' diye konuştu.

'Beklentim yok ama umudum var'

'Beklentim yok ama umudum var'
İçeriğin Devamı Aşağıda

Bundan 6 yıl önce Gülen yapılanması ile ilgili yazdığı 'Dokunan Yanar' kitabı nedeniyle 1 yıl hapis yatan gazeteci Ahmet Şık’ı yargılayan hakim şu anda aynı yapılanmanın üyeliğinden tutuklu bulunuyor. 

Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık, '24 Temmuz’daki yargılamadan herhangi bir beklentim yok ama umudum var. Bu umut da, Türkiye’de hala demokrasi, özgürlük ve hukuk için mücadele eden insanlardan ve bedel ödemeyi göze alarak özgürlük, adalet mücadelesi veren Ahmet'in gazeteci arkadaşlarından kaynaklanıyor' dedi.

Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticileri Türk basınında resmi sansürün kaldırılışının 108’inci yıldönümünde hâkim karşısında...

Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticileri Türk basınında resmi sansürün kaldırılışının 108’inci yıldönümünde hâkim karşısında...

Davanın ilk duruşmasının 24 Temmuz Basın Bayramı’na denk gelmesi basın örgütleri tarafından ironiyle karşılandı. PEN Türkiye’den yapılan açıklamada şöyle denildi: 

“Bugün 24 Temmuz. Bugün neşe ve mutluluk içinde, sansürün kaldırılışını coşkuyla kutluyoruz. Taa 24 Temmuz 1908 tarihinde kaldırılmıştı basınımızdan sansür; o gün bugün her yıl yeryüzünün en özgür ülkesinde 24 Temmuz’u, ‘Gazeteciler ve Basın Bayramı’ olarak kutlamaktayız... Hangi görüşe ve hangi gazeteye mensup olursa olsun, gazetecilerimiz özgürce düşünüyor, gerçeklerin peşine düşüyor, araştırıyor, sorguluyor, yazıyor, konuşuyor, eleştiriyor, yorum yapıyor, tartışıyor ve yazdıklarından ötürü en ufak bir siteme dahi maruz kalmadan görevlerini sürdürüyorlar. Biz de PEN Türkiye Merkezi olarak değerli basınımızın bu göz yaşartıcı mutluluğunu paylaşıyor, birlik beraberlik içinde nice bayramlar diliyoruz.”

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
61
44
15
12
9
9
3
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Blomard

Yargılanmak için, adalet için 8,5 ay beklemek. Yeni Türkiye bu kimse kendini kandırmasın. Suçlular zaten yatacak ancak suçsuzların 8,5 ayını kim verecek ? Di... Devamını Gör

PaZZ

Bu Millet can dündar denen piçi hangi pozisyonda sikse haklıdır amk. Digerleri hakkında bir şey söylemek istemiyorum tanimiyorum şahsen

Frame Madrock

Bu zaman gazetesi aboneleri neden fetöden yargılanmıyor acaba hocaefendileri para kazansın diye yıllarca aldılar evlerine aynı grup şimdi sabah gazetesi müda... Devamını Gör