onedio
Diyanet Yurtdışı Sözlü Sınav Barajını Neden 80'e Çıkardı?
Diyanet İşleri Başkanlığı yurtdışı din görevlisi görevlendirme sınavı barajına 80 puan kriteri getirerek şartları daha da ağırlaştırmaya başladı.Başkanlık, 15.08.2014 tarihi itibariyle ABD, Avrupa Ülkeleri, Avustralya, Japonya, Kanada, Türk Cumhuriyetleri ile Türk ve Müslüman Topluluklarının bulundukları ülkelere görevlendirilmek üzere sınavla 150 (yüz elli) din görevlisi yurtdışı sınav ilanına çıktı.Şartlara genel itibariyle baktığımızda(Tıklayınız) oldukça ağır gözükmektedir. Bu şartlar neden ağırlaştı?Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yurtdışı kontenjanı çok kısıtlı. Yurtdışı sınav ilanlarına baktığımız zaman sınavla alınacak personel sayısı ya 100 ya da 150. Bu rakamların üzerlerine çıkış olmuyor. Sayıların artması için din hizmetlerinde yurt dışına daha da fazla ağırlık verilmesi gerekiyor. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M. Emin Özafşar Hocamızın bu alanda gece gündüz çalıştığını biliyoruz. Yakın bir gelecekte bu çalışmalar meyvelerini vermeye başlayacak. Dünya ülkelerinin hemen hepsinde Diyanet'in personeli görev alma imkanına kavuşacak.
Harvard'da Türkçe Öğretiyorlar
AYVALIK'taki Cunda (Alibey) Adası'nda, Harvard Üniversitesi'ne bağlı kurulan Osmanlı Türkçesi Yaz Okulu (Intensive Ottoman and Turkish Summer School) 17 yıldan bu yana dünyanın farklı ülkelerinden gelen eğitmen ve öğrencileri buluşturmaya devam ediyor. Yaz okulunda doktora düzeyinde eğitim gören öğrenciler Osmanlı Türkçesi öğrenerek Osmanlı kültürünü tanıyor.Harvard Üniversitesi'nde dersler veren Prof.Dr. Şinasi Tekin ve Prof.Dr. Gönül Tekin çifti tarafından 17 yıl önce Cunda Adası'nda kurulan Osmanlı Türkçesi Yaz Okulu, Osmanlıca'nın öğrenilmesini sağlayarak ülke tanıtımına katkı sağlıyor. Bu yıl, 3 Türk öğrenci ile birlikte 19 yabancı öğrenciye yoğunlaştırılmış Osmanlı Türkçesi eğitimi verildiğini söyleyen Okul Müdürü Doç.Dr. Selim Kuru, okulun Cunda Adası'nın ününü yurt dışına taşıdığını belirterek, şöyle dedi: 'Temmuz ayının ilk pazartesi gününden Ağustos ayının ikinci hafta sonuna kadar gerçekleşen eğitimlerde, iki ana ders ve iki destek dersi veriliyor. Ana dersler; 'Erken Dönem Osmanlı Türkçesi' ve 'Geç Dönem Osmanlı Türkçesi' ismiyle gerçekleşirken, destek derslerinden biri Farsça-Arapça bir diğeri de Türkçe olarak düzenleniyor. Okulumuz bu yıl, 3 Türk öğrenci ile birlikte 19 yabancı öğrenciye yoğunlaştırılmış Osmanlı Türkçesi eğitimi veriyor.' Bu yıl yaz okuluna ABD'nin, Harvard, Yale, Berkeley, Arizona, Chicago, Nort Carolina ve Georgetown üniversitelerinden öğrenci almaya başladıklarını kaydeden Doç.Dr. Kuru, Norveç, İngiltere ve Almanya'daki üniversiteler ile beraber Türkiye'den de Koç Üniversitesi öğrencilerinin yaz okulunu tercih ettiğini belirtti. 'OSMANLICA EN İYİ TÜRKİYE'DE ÖĞRENİLİR' Yaz okulunu 2004 yılında vefat eden eşi Prof.Dr. Şinasi Tekin ile birlikte yoğun çaba harcayarak kurduklarını anlatan Prof.Dr. Gönül Tekin, ABD Eğitim Bakanlığı'nın, Osmanlıca Yaz Okulu ile, ilk kez yaşayan bir dilin değil klasik bir dilin eğitimini veren bir okulu tanıdığını dile getirdi. ABD'nin en ünlü üniversitesinin Türkiye'de gerçekleştirilen bir programı desteklemesinin de övünç kaynağı olduğunu ifade eden Tekin, şöyle devam etti: 'Modern Türkçe ile Osmanlıca arasında kelime ve alfabe farklılıkları dışında hiçbir fark yok. Nasıl yabancı bir dil en iyi o ülkede öğreniliyorsa Osmanlıca-Türkçe de doğal olarak Türkiye'de öğrenilmeli diye düşündük ve okulun Türkiye'de açılmasına karar verdik.' 'ÖĞRENCİLER, TÜRKİYE'Yİ TANIYOR' Okulun Türk kültürünün tanıtımı yolunda önemli bir misyon üstlendiğini söyleyen Prof. Dr. Gönül Tekin, Cunda'daki kendilerine ait evi okul binası olarak kullanmaya başladıklarını bildirdi. 2003 yılında Koç Üniversitesi Vakfı tarafından adadan alınan bir binanın Osmanlıca Yaz Okulu'nun hizmetine sunulduğunu hatırlatan Prof. Dr. Tekin, şöyle konuştu: 'Şimdi bu iki binada birden eğitim yapıyoruz. Programın temel amacı Osmanlı Türkçesi öğrenimi olmakla birlikte, bir yanı da yurt dışında Türkiye'yi tanıtacak konuma gelebilecek yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin bir buçuk aylık bir dönem içinde Türkiye'de ve bu cennet Cunda Adası'nda bulunmalarını sağlamaktı. Bunu başardık. Öğrenciler Türkiye'yi tanıyor. Kendi adıma, öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz adına çok mutluyum.' DHA
DHBT Sınavından Sonra Sözlü Sınav Olacak mı?
Eymen Nezir /Ankara /Dinihaberler.comDiyanet İşleri Başkanlığı  ilgili mevzuatında İmam-Hatip, Müezzin Kayyım ve Kur'an Kursu Öğreticisi kadrolara 15 Ekim 2014 tarihinden sonra atanacaklar için yeterlik şartı kaldırılarak; Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Devlet Personel Başkanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokol ile KPSS'ye Başkanlık din hizmetleri sınıfına ait kadrolara atanmak isteyenlerin mesleki bilgilerinin ölçüleceği Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi (DHBT) ekledi. Bu doğrultuda okurlarımızdan farklı yorumlar ve bildiri mailleri alıyoruz. İşte  onlardan biri; 'DHBT sınavından sonra sözlü sınav olacak mı?'Okurlarımız bu kanıya nereden vardı?, Bazı kamu kurum ve kuruluşlar KPSS'den sonra sözlü sınav yapmadan KPSS'den almış olduğu puan ve puanlarla kur'a usülü bünyelerine atama yapılmaktadır. Okurlarımız bu sistem acaba Diyanet'te de olur mu beklenti içerisine girdiler.Öncelikle belirtelim ki, Diyanet İşleri Başkanlığı diğer kurumdan hem farklı hem de özel bir kurumdur. Bazı kurumlarda sözlü sınav o kurumun olmazsa olmazıdır. İşte o kurumların başında Diyanet işleri Başkanlığı gelmektedir.
Reklam
Üstün Yaratıcılığa Sahip Kişilerde Görülen 17 Farklı Davranış Biçimi
Yaratıcılık, tuhaf ve genellikle de mantık dışı görünen bir şeydir. Yaratıcı düşünce biçimi, bazı kişilik türleri için sabit ve belirgin bir karakter özelliğidir. Ama duruma ve şartlara göre de değişebilir. İlham ve fikirler en beklenmedik anda birden bire zihnimizde belirebilir, ama onlara en çok ihtiyaç duyduğumuz zaman bir türlü ortaya çıkmazlar. Yaratıcı düşünce özel bir algılama yeteneği gerektirirse de, düşünme sisteminden tamamen farklıdır. Nörolojik bilim bugün yaratıcılıkla ilgili çok karmaşık bir fotoğraf ortaya koymaktadır. Bilim insanları artık yaratıcılığın sandığımız gibi sağ ve sol beyin farklılığıyla (sol beyin = mantıklı ve analitik, sağ beyin= yaratıcı ve duygusal ) açıklanamayacağını anlamış bulunuyor. Gerçekten de, yaratıcılığın bir dizi bilişsel süreçler, sinirsel akımlar ve duygular sonucu ortaya çıktığı düşülmekte, ancak yaratıcı zekanın nasıl çalıştığı hakkında hala net bir bilgimiz yok. Psikolojik açıdan bakıldığında da, yaratıcı kişilikleri belirlemek çok zordur. Zira bu kişiler genelde karmaşık ve çelişkili davranışlar sergiler ve alışkanlıklardan ya da rutin işlevlerden uzak durmaya çalışır. Bu sadece “acı çeken sanatçı” şablonu da değildir – sanatçılar belki de daha zor anlaşılan kişilerdir. Yapılan araştırmalar, yaratıcılığın karakter özellikleri, davranış biçimleri ve sosyal etkilerin bir kişi üzerinde birleşmesiyle meydana geldiğini ortaya koyuyor. Yaratıcılık konusunda uzun yıllardan beri çeşitli araştırmalar yapan New York Üniversitesi Profesörlerinden Scott Barry Kaufmann, Huntington Post’la yaptığı söyleşide “Aslında yaratıcı kişilerin kendi kendilerini anlayabilmeleri de çok zordur. Zira yaratıcı benlik yaratıcı olmayan benlikten çok daha karmaşıktır. En belirgin şekilde ortaya çıkan özellikler, yaratıcı benliğin çelişkileri ve tutarsızlıklarıdır…. Hayal gücü yüksek olan kişilerin zihinleri daha karmaşıktır” diyor. Yaratıcı kişiliğin “tipik” bir tarifi olmasa da, üstün yaratıcılığa sahip kişilerde belli davranışlar ve karakter özellikleri görüldüğü kabul ediliyor. Bu kişilerde görülen 17 farklı davranış biçimi aşağıda yer alıyor:
Reklam
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinin En Efsane 5 Hocası
2 saatlik hasta gezintisinin ardından 'köpeğin dalağını alsak koşar mı' gibi bir soru sorabilen ve karşılığında ciddi bir cevap bekleyen tuzaklarla dolu cerrahi hocası. köpeklerde dalak yokmuş.Sözlü sınavda öğrencilerin ameliyata girip girmediğini anlamak için ameliyatla ilgili bir soru sormak yerine 'ameliyathane duvarlarının rengini' sorarak öğrencilere nasıl bir belayla karşı karşıya olduklarını anında belleten hocadır aynı zamanda..
"Bu Bölümü Bitirenler İşsiz Kalmıyor" Denen 20 Bölüm
etiket
Gazetelerde zaman zaman görmüşsünüzdür, 'bu bölümü bitirenler havada kaplıyor' türünden haberleri. İşte sizler için, geleceğine yön vermek isteyen arkadaşlar için medyada bitirenlerin işsiz kalmadığı söylenen 20 bölümü derledik. Kariyer planlamanızı yapmadan okumanızda fayda var.
Reklam
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Geçen salı gecesi CNNTürk ’te katıldığım bir programda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’de ahlaki çöküş yaşandığını ve halkın bir kısmının sorgulama yeteneğine sahip olmadığını savundu. Kılıçdaroğlu düşüncelerini şu sözlerle ifade etti: “ Bir kitle var ki bu yüzde 25 ile 35 arasında değiştiği söyleniyor... Bu kitle hiç bir şeyi sorgulamıyor. ” Ben de bu görüşüne cevaben dedim ki: “ Bunu Türkiye’de, bir Müslüman ülkesinde beklemek biraz zor değil mi? Çünkü neticede İslam, merkezine bireyi değil cemaati alan bir din. ” Bu cümlem üzerine yazar Levent Gültekin ’in lügatimize kazandırdığı “ Erdoğanistler ” bir linç kampanyası başlattılar. Kendilerine dindar diyen bu kişiler ağza alınamayacak küfür, hakaret ve tehdidi üzerime yağdırdılar. Kimi hemcinslerim dâhil. Yeni Şafak konuyu dün manşetine taşıdı. Fotoğrafımı basmayı da ihmal etmedi. Beni açıkça hedef gösterdi. Başbakan dün koroya katıldı. Meydanlarda beni yuhalattı.
Reklam
İnsanı Kişisel Gelişim Kitabı Okumaya İten 15 Sebep
Kişisel eğitim pazarının ne kadar büyük olduğunu anlatmama gerek yok. Seminerler, kurslar, yaşam koçları, kitaplar, videolar ile her gün büyüyen bir sektör. Peki insanlar neden kişisel gelişime bu kadar düşkün? Mesela neden kişisel gelişim kitapları her daim bestseller? Kısa bir derleme yapmaya çalıştık.
Bastır Parayı Tıp'ta Oku
Devlet ve vakıf üniversiteleri arasında puan farkları şaşırtıcı boyuta ulaştı. Öğrencilerin en çok tercih ettiği tıp, hukuk gibi bölümlerde dahi puan farkları 265’i aşıyor. Parası olan üniversitede istediği bölüme girebiliyor Üniversitelerde merkezi yerleştirmeler tamamlandı. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) yayınladığı sayısal veriler, üniversitelerin aynı bölümlerindeki puan farklılıklarını gözler önüne seriyor. Milliyet'ten Mine Özdemir'in haberine göre, devlet ve vakıf üniversiteleri arasındaki puan makası her geçen yıl açılırken, vakıf üniversitelerinin burslu, burssuz programları arasındaki farklar da giderek büyüyor.  Öyle ki öğrencilerin en çok tercih ettiği, önceki yıllarda kazanmanın çok zor olduğu tıp, hukuk gibi fakültelerde dahi bu farklar dikkat çekiyor. Bu yıl vakıf üniversitelerinin tıp fakültelerinde burslu ve burssuz programlar arasındaki fark 240’a kadar ulaşıyor. Tıp fakültesi olan tüm üniversiteler arasındaki puan farkı ise 241’e kadar çıkıyor. Yine öğrencilerin en çok tercih ettiği bölümlerden hukuk fakültelerinde de puan farkları 265’e kadar ulaşıyor. Yani bir anlamda ilk 10 bindeki öğrenci ile bir milyonuncu öğrenci aynı sınıfta okuyacak. Bu durum sınıftaki öğretim kalitesinin en iyi öğrenciler aleyhine bozulmasına neden oluyor. Yüzde 100 burslu pek çok öğrencinin, sonraki yıl, üniversite değiştirmesinin ve özellikle de vakıflardan, devlete yönelmesinin en önemli nedeni bu. Kısacası parası olan üniversitede istediği bölüme girebiliyor. 256 puanlı hukuk fakültesi Hukuk fakültelerinde en yüksek puan 521 puanla Galatasaray Üniversitesi’ne ait, en düşük puan ise 256 ile İstanbul Şehir Üniversitesi’nde. Devlet üniversiteleri arasındaki en düşük puan 393 ile Atatürk Üniversitesi’nde. Yani en düşük puanlı devlet üniversitesiyle vakıf üniversiteleri arasındaki fark 137. Yine vakıf üniversitelerinin burslu burssuz programları arasında çok yüksek farklılıklar bulunuyor. En yüksek puan farkı 228 ile İstanbul Şehir Üniversitesi’nde. Üniversitenin hukuk fakültesi tam burslu programına 484 ile öğrenci alırken, burssuz (ücretsiz) programına 256 puanla öğrenci alıyor. Yine Fatih Üniversitesi de 210 puan farkıyla dikkat çekiyor. Üniversitede tam burslu programın taban puanı 500 iken yüzde 25 burslu öğrenci alan programın puanının 290 olduğu görülüyor. Psikolojide fark 280’e ulaştı Gözde bölümlerden olan ve her yıl neredeyse kontenjanlarının tamamını dolduran psikoloji bölümünde de 280’e ulaşan puan farklılıkları dikkat çekiyor. Psikoloji bölümünde en yüksek puan 484 ile Boğaziçi Üniversitesi’ne ait, en düşük puan ise 204 ile Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde. Devlet üniversiteleri arasında en düşük puan ise 395 ile Bingöl Üniversitesi’nde. Bu durumda en düşük puanlı devlet üniversitesiyle vakıf üniversiteleri arasındaki fark 191. Vakıf üniversitelerinin burslu burssuz programları arasındaki puan farkı da 225’e kadar çıkıyor. Psikoloji bölümünde en yüksek puan farkı 225 ile İstanbul Şehir Üniversitesi’ne ait. Üniversite İngilizce Psikoloji Bölümü’ne 457 puanla öğrenci alırken, burssuz programına 256 puanla öğrenci alıyor. Yine Üsküdar Üniversitesi’nde 220, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde 210, Bahçeşehir Üniversitesi’nde 210, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde 200, Fatih Üniversitesi’nde 204, Doğuş Üniversitesi’nde 200 puan farkı dikkat çekiyor. Tıpta makas açılıyor Devlet üniversiteleri arasında en yüksek puan 531 ile İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce programına ait. Vakıf üniversitelerinde ise en yüksek puan 541 ile Koç Üniversitesi’nde, en düşük puan da 300 ile Yakın Doğu Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi’nde yer alıyor. Tıp fakültesinin burslu burssuz programlarındaki en fazla fark 221 ile Bahçeşehir Üniversitesi’nde. Diğer üniversitelerdeki puan farkları ise şöyle: Yakın Doğu Üniversitesi’nde (İng) 147, Fatih Üniversitesi 114, Şifa Üniversitesi’nde 110, Yakın Doğu Üniversitesi’nde 98, Turgut Özal Üniversitesi’nde 95, Acıbadem Üniversitesi’nde 94, Zirve Üniversitesi’nde 93, İstanbul Bilim Üniversitesi’nde 88, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’nde (İng) 85, Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde 82, Yeditepe Üniversitesi’nde 79, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde 78, Maltepe Üniversitesi’nde (İng) 76, Mevlana Üniversitesi’nde 68, Bezmialem Üniversitesi’nde 54, Maltepe Üniversitesi’nde 55, Ufuk Üniversitesi’nde 47, Başkent Üniversitesi’nde 44 oldu. Tıp fakültesindeki bütün programlarına burslu öğrenci alan Koç Üniversitesi’nde tam burslu ve yüzde 50 burslu programları arasındaki fark da 33’e kadar çıktı.Milliyet
Reklam
Otomatik Kayıt Bilmecesi: Ya İmam Hatip Ya Meslek Lisesi
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu yıl ilk kez uyguladığı Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi ile lise tercihlerini 31 Temmuz Perşembe günü almaya başladı. İlk gün Danıştay kararı ile yüzdelik dilimlerin yeniden hesaplandığını öğrenen öğrencilerin tedirginliği sürüyor. Çünkü sistemle tercihlere göre yerleşemeyen öğrenciler ikametgâhına en yakın okula otomatik olarak kaydedilecek. Öğrenciler tercih yapmasa bile büyük ihtimalle imam hatiplere ve meslek liselerine otomatik olarak kaydedilmiş olacaklar.Hürriyet'ten Gönül Koca'nın haberine göre; MEB’den yapılan açıklamalara göre, ortak sınavlar sonrası liselere yerleştirilme yapılacak öğrenci sayısı 1 milyon 273 bin 699 olarak belirlendi. Bakanlık liselere yerleştirmelerde, Anadolu imam hatip liselerine 215 bin 136, Anadolu liselerine 451 bin 926, Anadolu meslek lisesi programlarına 630 bin 815, fen liselerine 25 bin 320, sosyal bilimler liselerine ise 9 bin 240 olmak üzere 1 milyon 332 bin 437 kontenjan ayırdığını açıkladı. Bu durumda Anadolu liselerinin kontenjanı 451 bin iken, Anadolu imam hatip ve meslek liselerinin toplam kontenjanı 845 bin 951 oldu. Sisteme göre resmi okullara gitmek isteyen öğrenciler e-okul üzerinden okul kodları ve okul türleri olmak üzere iki grupta tercih yapacak. A grubu için öğrencilerden tüm okul türlerini içeren 15 tercih alınıyor. B grubunda ise okul türlerine göre tercih yapılacak. Öğrencilerin en az dört okul türünü zorunlu olarak yazması gerekiyor. Tercihlerin öğrenci ya da veli tarafından öğrencinin mezun olduğu ortaokul ya da başka bir ortaokul müdürlüğü tarafından onaylanması gerekiyor. Onay işlemi tamamlandıktan sonra herhangi bir değişiklik yapılamayacak. Otomatik yerleştirme sisteminde öğrencilerin hem puanlarına, hem de evine yakın olmasına bakılacak. Eve yakın okul kategorisinde imam hatipler ve meslek liseleri de bulunduğu için bu okulları istemeden yazan öğrenciler zorunlu olarak kayıt yaptırmak zorunda kalacağı iddia ediliyor. Tercihler bir defa yapılacak ve yedek yerleştirme olmayacak. Sonuçlar 22 Ağustos’ta açıklandıktan sonra 25-28 Ağustos’ta nakil başvuruları başlayacak. Okulunu değiştirmek isteyen öğrenciler puanlarına bağlı kalmadan her hafta, boş kontenjanı olan farklı bir okula nakil başvurusu yapabilecek. Özel okullarda farklı sistem Ortak sınavlardan Türkçe, matematik ve fen puan türleri ve yıl sonu başarı puanının birleşiminden oluşan Özel Okullar Yerleştirme Puanı (ÖYP) ile öğrenci alacak özel okullar ise tercih listesinde yer almıyor. Öğrenciler gitmek istediği ve puanı tuttuğu özel okula bireysel başvuru yapıyor. Ön kayıtlar özel okullar tarafından internet sitesi aracılığıyla veya yüz yüze alınıyor. Karneleri ve nüfus kimlikleri ile okullara başvuru yapan öğrencilerin ÖYP’si hesaplanarak puanının okulu tutup tutmadığı tespit ediliyor. Okulun taban puanından yüksek ya da eşit olan öğrenciler ön kayıt yaptırabiliyor. Öğrencilerin, yerleştirme sonuçlarının açıklamasının ardından yerleştiği resmi okula başvurarak özel okula naklini istemesi gerekecek. Özel okullara dün başlayan birinci ön kayıt dönemi bu akşam sona erecek. 6-7 Ağustos’ta kesin kayıtlar yapılacak. İkinci ön kayıt dönemi 18-19 Ağustos, kesin kayıtları ise 20-21 Ağustos’ta. Üçüncü ön kayıtlar 25-26 Ağustos, kesin kayıtlar 27-28 Ağustos’ta. Son kayıtlar 1 Eylül’den itibaren Özel Okullar Kayıt Komisyonu tarafından alınacak karara göre belirlenecek. Milli Eğitim Bakanı'ndan açıklama geldi Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise Adana’da katıldığı program öncesinde TEOG sisteminde öğrencilerin otomatik olarak imam hatip liselerine kaydedileceği konusunda açıklama yaptı. Avcı şunları söyledi: “Hangi öğrencinin hangi tercihler doğrultusunda hangi okullara gideceğini en iyi velilerimiz bilir. Hiçkimsenin arzu etmediği bir okula zorla yönlendirilmesi katiyen söz konusu olmaz, olmamıştır bugüne kadar. Kaldı ki en büyük kontenjan meslek liselerinde, sonra anadolu liselerimizde, sonra anadolu imam hatip liselerinde, sonra sosyal bilimler liselerinde... Dolayısıyla kontenjanlar müracaatlara uygun. Öğrencilerimiz de kendilerine en uygun olan tercihlerini seçimlerini yapacak ve okullarına yerleşecekler. Özellikle velilerimizden rica ediyorum. Bu konularda çok dikkatli olsunlar çünkü onları tedirgin etmek için çok sistematik bir çaba olduğunu müteakip defalar söyledim. Onlara karşı da duyarlı olmalarını özellikle rica ediyorum.”CNN Türk
Çocuk ve Oyuncak İlişkisinde Bilmeniz Gereken 22 Şey
Oyuncakların çocukların dünyasında önemli bir yeri var. Peki ebeveynler bu alana ne kadar giriyor? Ne kadar girmeli? Oyuncaklar nasıl olmalı? vs.Kaynaklar:http://www.kigem.com/cocuk-ve-oyuncak-secimi.htmlhttp://www.egitim.aku.edu.tr/oyun.pdfhttp://www.caglatugba.com/cocuk-ve-oyuncak/
Reklam