Görüş Bildir
50 Yıl Hapis Kalan Fil Raju'nun Yüreklere Dokunan Kurtuluş Hikayesi
Hindistan'da sokaklarda para toplamak için 50 yıl boyunca zincire bağlı tutulan bir fil, yetkililer tarafından kurtarıldı. Raju adlı fil zincirlerinden kurtulduğu an ağladı. Uttar Pradeş Orman Departmanı yetkilileri, geçtiğimiz hafta Raju'yu tutulduğu yerden polis yardımıyla alarak bir kamyonla barınağa götürdü. Raju'nun uyuşturucu bağımlısı olduğu belirlenen sahipleri de gözaltına alındı. On yıllardır gördüğü kötü muameleden dolayı ilk başta kurtarıldığını anlamayan Raju, meyveyle ikna edilerek kamyona bindirildi. Olay yerinde bulunanlar, Raju'nun kamyona bindirilirken ağladığını belirtti.
Johnny Depp'in En Unutulmaz 8 Acayip Rolü
Johnny Depp kuşkusuz ki Amerikan sinemasının en yaratıcı oyuncularından birisi. Ancak son dönemde bu dahi oyuncunun sadece Karayip Korsanları'na indirgenmesi üzücü bir gelişmedir. Şüphesiz ki Johnny Depp'i tanımak demek Edward Scissorhands'i, Wade Walker'ı ve Don Juan'ı tanımak demektir. Kaptan Jack Sparrow olmadan çok önceleri Ed Wood olmuştur o, Sam olmuştur, William Blake olmuştur; unutulmaması gerekir.  Johnny Depp'i biraz daha tanımak için Johnny Depp'i Johnny Depp yaptığına inandığım 'eski yaşanmışlıkları' paylaşmak istedim.  İyi seyirler... NOT: Filmleri kadar eski fotoğrafları da bu dahi oyuncunun eşsiz karakterinin anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Çok Acayip 25 Fotoğraf ile Eski Johnny Depp NOT 2: Elden geldiğince spoiler vermemeye çalıştım ama kaçmış da olabilir yine de siz bilirsiniz, dikkatli okurlara sinematik uyarımdır. Allah Johnyy Depp'e, manevi anne-babası Helena Bonham Carter ile Tim Burton'a zeval vermesin!
Reklam
Toplumun En Neşeli İnsanları Çingeneler (Romanlar) Hakkında Bilinmeyenler
Çingeneler, aslen kuzey Hindistan kökenli olup günümüzde ağırlıklı olarak Avrupa'da yaşayan göçebe bir halk. Türkçede Roman sözcüğü de sıklıkla Çingene anlamında kullanılır.[ Hindistan'ın Pencap-Sind (Pakistan, Karaçi) nehir havzası boyunca Pakistan ve Afganistan'ın da içinde bulunduğu bölgelerden 1050 civarında İran ve Anadolu üzerinden dünyaya yayılmış bir Hint-Avrupa halkıdır.
Gidip Görmek İsteyeceğiniz 17 Rengarenk Şehir
Bu yazımızda dünyanın en renkli 17 şehrini sıralamaya çalıştık. Pastel renklerden, parlak renklere; Hindistan’dan, Yunanistan’a farklı yerlerdeki farklı renklerdeki şehirler gününüzü aydınlatacak ve muhtemelen böyle güzel renklere sahip cıvıl cıvıl yerlerde yaşamanın veya en kısa sürede ziyaret etmenin hayalini kuracaksınız. Ülkemizde de böyle insana neşe ve huzur veren renklere sahip yerlerin de olması dileğiyle işte o 17 şehir.Kaynak: Hemen gitmek isteyeceğiniz 17 rengarenk şehir
Reklam
FingerReader Görme Engelliler İçin Farklı Bir Çözüm Sunuyor
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü henüz tamamlanmamış olsa da önemli bir işe imza attı. Görme engellilerin yaşadığı problemlere alternatif çözümler sunmayı planlayan projenin son ürünü “FİngerReader” oldu. FingerReader’ın çalışma prensibiyse tarayıcılarla aynı aşamalara sahip. Yüzük gibi parmağa geçirilen FingerReader, Yüzüğün üst bölümünde ufak bir tarayıcı kamera yer alıyor ve, parmağınızın hareket ettiği alanı tarıyor. Taranan kelime öbekleri özel bir yazılım vasıtasıyla işleniyor ve sesli olarak okunuyor. Eğer yüzüğü takan kişi sayfanın dışına çıkarsa, titreşim sistemi sizi uyarıyor.Teknolabs
Reklam
Kediyi silah yaptı
Rusya'da bir gencin kediyi, adeta uzun namlulu bir silah yerine koyup yaptığı esprinin yer aldığı video, ilginç görüntülere sahne oldu. İnternette paylaşılan videolar ile adlarından sıkça söz ettiren Ruslar yine ilginç bir görünütü paylaştı. Görüntülerde, oturma odasında televizyon seyreden aileye mensup genç, evin sevimli kedisini yakaladı. Kediyi, ön ve ayaklarından tutup havaya kaldıran şakacı genç
En Büyük Uçan Canlı Fosili İddiası
ABD'de bilim adamları, soyu tükenmiş büyük bir kuşun fosilleşmiş kalıntılarını bulduklarını, bunun uçan en büyük canlıya ait olabileceğini ileri sürdü.Ulusal Bilimler Akademisi Tutanakları dergisinde 7 Temmuz Pazartesi günü online yayımlanan bulgulara göre yapılan açıklamada, 31 yıl önce Güney Carolina'da ortaya çıkarılan yaklaşık 25 milyon yaşındaki fosilin kanat uzunluğu 6,4 metre olan dünyanın en büyük deniz kuşuna ait olabileceği belirtildi. 'Pelagornis sandersi'' ismi verilen kuş türünün ince uzun kanatlarının Albatros gibi su üzerinde, havada uzun süre kalmasına yardımcı olduğu kaydedildi. Kuzey Carolina eyaletinin Durham kentindeki Ulusal Evrim Sentez Merkezi yazarı ve Connecticut'un Greenwich şehrindeki Bruce Müzesi'nde paleontolog ve bilim küratörü Dan Ksepka, keşifle ilgili yaptığı açıklamada, ''Tek başına üst kanat kemiği kendi kollarımdan uzun. Game of Thrones'dan (Amerikan TV dizisi) çıkmış bir ejderha gibi'' ifadesini kullandı. 31 yıl önce inşaat işçileri ortaya çıkarmış Fosilin 31 yıl önce Güney Carolina'daki Charleston Uluslararası Havalimanı'nda yeni terminal kazısında inşaat işçileri tarafından ortaya çıkarıldığı ve Charleston Müzesi'nin koleksiyonunda yer aldığı ifade edildi. 1983 yılında keşfedilmiş olmasına rağmen, yeni bir türe ait olduğu için özelliklerinin belirlenmesinin yıllar aldığı belirtildi. Albatroslar en büyük uçan deniz kuşu olarak biliniyordu 'Pelagornis sandersi'', 6 milyon yıl önce yaşayan 6,1 metre kanat genişliğindeki ''Argentavis magnificens'' adlı kuşun rekorunu ele geçirmiş oldu. Hayatlarının yüzde 90'dan fazlasını açık denizlerde geçiren ve yaklaşık 3,6 metreye varan kanat uzunluğundaki deniz kuşu Albatros, dünyanın en büyük uçan kuşu olarak biliniyor. Albatrosların en önemli özelliklerinden biri de çok uzun süre hiç durmadan uçabilmesi olarak belirtiliyor. Öte yandan, 274 santimetre boy ve 160 kilogram ağırlıktaki Afrika deve kuşu (Struthio camelus) bilinen en büyük kuş türü olarak bilinirken, denizde yaşayan en büyük kuş olarak da 115 santimetre boy ve 30 kilogram ağırlığındaki İmparator pengueni (Aptenodytes forsteri) olduğu belirtiliyor. Muhabir: Selçuk Acar | AA
Reklam
Umut Oran’dan Hayati Yazıcı-Zarrab Dosyasında Varan 3
“Müfettiş açıkça sahtecilik var demesine rağmen bunu raporuna Hayati Yazıcı yüzünden mi yazamadı?” “Gana’ya mektup gönderse zor gider soruşturmayı bir ayda nasıl tamamladı?” “Yazıcı, onay verdiği rapor doğruysa bir yıl sonra neden yeniden soruşturma izni verdi?” “Yazıcı kayıp 292 kg altının akıbetini hiç merak etmedi mi?” Umut Oran finali yarın TBMM’de basın toplantısıyla yapacakANKARACHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, geçen haftadan bu yana ayrıntılarını açıkladığı ve merkezinde Rıza Zarrab ile Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı’nın bulunduğu yasa dışı altın ticaretiyle ilgili Varan 3’ü de bugün duyurdu. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın görevlendirdiği ilk müfettişin 1,5 ton altın yüklü gizemli uçakla ilgili birçok sahtecilikten söz etmesine rağmen, bunu raporun sonuç bölümüne yansıtmadığını açıklayan Umut Oran, ““Müfettiş açıkça sahtecilik var demesine rağmen bunu raporuna Hayati Yazıcı yüzünden mi yazamadı? Müfettiş Gana’ya mektup gönderse zor gider soruşturmayı bir ayda nasıl tamamladı? Neden bir ayda tamamla talimatı verdiniz? Yazıcı, geçen yıl personel hakkında işlem yapılmaması raporuna onay vermişken bir yıl sonra 24 Ocak 2014’te neden bir kez daha soruşturma izni verdi?” diye sordu. Umut Oran, yolsuzluk dosyasının finalini yarın TBMM’de düzenleyeceği basın toplantısında vereceği önemli bilgilerle yapacağını da bildirdi.Konuyla ilgili olarak TBMM’ye 6 ayrı soru önergesi sunduğunu belirten Umut Oran, bugün yaptığı açıklamayla yeni bilgileri açıkladı. Umut Oran, Bakan Yazıcı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği yeni soru önergelerinde de 1 Ocak 2013 tarihinde saat 06.40’da Gana’dan havalanan ve Babek Zencani tarafından kiralanan ULS Havayollarına ait TC-ABK KZU755 sefer sayılı kargo uçağının İstanbul Atatürk Havalimanına (AHL) iniş yaptığını, taşınan yükün doğal taş olduğunun bildirilmesine rağmen şüphe üzerine yapılan aramada 1,5 ton altın çıkması üzerine mühürlendiğini anımsattı.Raporda bolca sahtecilik saptaması var amaOran, Bakan Yazıcı’nın, 17 Ocak’ta uçağın Türkiye’den ayrılmasından sonra 15.2.2013 tarihli talimatıyla Başmüfettiş Mehmet ERYILMAZ’ın görevlendirildiğini ve Eryılmaz’ın 052-6 numaralı 18.03.2013 tarihli Soruşturma Raporunda,“…bu durumda, Gana’da düzenlenen belgelerin gelişigüzel yazıldığı ve gerçeği yansıtmadığı sonucuna varılmaktadır…”,“…külçe altınların, Gana’dan Gana mevzuatına uygun olmayan bir şekilde kaçak olarak (yasadışı) yurt dışına çıkarıldığı sonucuna varılmıştır…”,“…Gana’dan gelen altınların Babak ZANJANİ ve şirketlerinin ilgisi olduğunu açık bir şekilde göstermektedir…”,“…Bu durum açık bir şekilde altınların kısmen veya tamamen Türkiye’ye sokulmak istenildiğini ortaya koymaktadır. Sorinet  Group, Kont Group Kozmetik ve Master Sara Turizm İmp. Export Ltd. Şti’nin İstanbul Kıymetli Madenler Borsasına Üye olmaması, Duru Döviz ve Kıymetli Madenler Tic. A.Ş.’nin İstanbul Altın Borsasına üye olması nedeniyle aslında Sorinet Group’a (Babak ZANJANİ) ait altınların ülkeye sokulması için bu firmayla işbirliği yolunun denendiği sonucuna varılmaktadır…” ifadelerine yer verdiğini bildirdi.Niye Kaçakçılık değil de Gümrük Kanunu’ndan işlem yapıldı?CHP’li Oran, Bakan Yazıcı’ya şu soruları yöneltti:Görevlendirdiğiniz  Başmüfettiş Mehmet ERYILMAZ’ın yukarıdakilere ek olarak, Firma yetkililerinin sahte belge düzenleme gibi açıkça kasıtlı eylemlerini tespit ettiği halde 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasası’nın 3/1 nci ve 3/11 nci maddesi gereğince firma yetkilileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmayıp 4458 sayılı Gümrük Yasası’nın 239’uncu maddesi uyarınca idari para cezası önermesini uygun bulma sebebiniz nedir? Yasaya ve hukuk pratiğine aykırı bu uygulama sizin talimatınız ile mi yapılmıştır?Müfettişe işlem yapmama talimatı sizin mi?Raporda açıkça sahtecilik suçu işlendiğini tespit edilmesine rağmen soruşturmayı yürüten müfettişin bu konuda bir görüş belirtmemesi ve değerlendirme yapmamasının nedeni sizin talimatınızdan mı kaynaklanmaktadır? Sahtecilik suçu nedeniyle neden suç duyurusunda bulunulmamıştır?Kayıp 292 kg altını hiç merak etmediniz mi?Müfettiş raporunda altınların tamamının 1500 kg olduğundan bahsederken ve raporda belirtildiğine göre altınların 1208 kg Dubai’ye gönderildiği belirtilirken altınların 292 KG altının akıbetini niçin hiç sorgulama gereği duymamış ve olayı öylece kapatmıştır? Bu konuda gerekli araştırma neden yapmamıştır? Bu 292 kg’lık altının akıbeti hakkında neden bir işlem yapmamıştır? Bu durum sizin veya Rehberlik ve Teftiş Başkanının niçin dikkatinden kaçmıştır?Müfettişe neden bir ayda bitir dediniz?15.02.2013 tarihli inceleme ve soruşturma başlatma talimatınız için hangi sebeple 1 aylık bir süre koydunuz? Uluslararası boyutu olan ve çok kapsamlı bir araştırma ve soruşturmayı gerektiren bu soruşturmanın 1 ay süre zarfında bitmesi doğal hayatın akışına uygun mudur? Bu sürede bu olayın tüm yönleriyle açığa çıkartılması mümkün müdür?İlk soruşturma hatalıysa müfettiş hakkında işlem yaptınız mı?Şayet bu süre yeterliyse hangi sebeple 1 yıl 6 gün sonra 24.01.2014 tarihinde tekrar soruşturma başlatma gereği duydunuz? Böyle bir soruşturmayı tekrar başlatmış olmanızın nedeni önceki soruşturmanın gereği gibi yapılamamış olması mıdır? Gereği gibi soruşturma yapamayan müfettiş hakkında hangi adli veya idari soruşturmayı başlattınız?Bir yıl sonra neden ikinci soruşturma talimatı verdiniz?Altın kaçakçılığı olayını tüm yönleriyle incelenip soruşturmasını istediğinize ve bu talimatınız uyarınca 18 Mart 2013 günlü 052-6 sayılı Soruşturma Raporu tanzim edilerek rapor içeriğini uygun gördüğünüz ve söz konusu raporda altınları Dubai’ye göndermesine izin veren, yol gösteren ve uygun ortam hazırlayan kamu görevlileri suçsuz bulunarak aklandığına, bu durum da Bakanlığınızca onaylandığına göre,   niçin tekrar olaya adı karışan ve kaçak altınların gönderilmesine yardımcı olan yol gösteren ve izin veren kamu görevlileri hakkında 24.01.2014 tarihinde tekrar soruşturma başlatma ihtiyacı hissettiniz?Şayet Başmüfettiş Mehmet Eryılmaz’ın görevini gereği gibi yapmadığını ve bu vahim altın kaçakçılığı olayında kusuru ve kastı olan kamu görevlilerini koruduğu ve haklarında suç duyurusunda bulunmadı gerekçesiyle görevlendirmediniz ise,  Başmüfettiş Mehmet Eryılmaz 18 Mart 2013 günlü 052-6 sayılı Soruşturma Raporunu niçin uygun buldunuz?Görevlendirdiğiniz Başmüfettiş Mehmet Eryılmaz,  18 Mart 2013 günlü 052-6 sayılı Soruşturma Raporunda bu eşyanın yurda sokulmaya çalışıldığını belirtmesine karşın neden ve özellikle olay 5607 sayılı Yasa kapsamı dışında tutulmuştur?
Alkolün afrodizyak etkisi var mı?
En sevdiğiniz içki, orgazm olmanızı engelliyor ya da cinsel hayatınızı olumsuz yönde etkiliyor olabilir mi?Sosyal etkinliklerde ya da kalabalık bir ortama girdiğimizde; bir kadeh şarap ya da kokteyl, rahatlamamızı ve kendimizi daha seksi hissetmemizi sağlıyor. Acaba sanıldığı gibi cinsel hayatımızı da olumlu etkiliyor mu? Uplifers olarak bu soruyu ayrıntılı olarak inceleme altına aldık.Önce, alkol aldığımızda cinsel organlarımızın nasıl etkilendiğine bir bakalım.Alkolün depresan etkisiAlkolün, merkezi sinir sistemi üzerindeki depresan etkisi biliniyor. Alkol; sinir uçlarındaki solunum, dolaşımı etkileyerek hassaslığı azaltıyor. Bunun yanı sıra, sinir sistemimizin orgazm ve cinsel uyarılma konusunda görevli bölümlerinin çalışmasını inhibe ediyor.Dehidrasyon etkisiCinsel organlarımız uyarılma için, kan dolaşımıyla gelecek bir miktar oksijene ihtiyaç duyar. Bu süreç erkeklerde ereksiyon, kadınlarda kayganlaşma ile bağlantılıdır.Vücuttaki su miktarı düştüğünde ve sinir sistemi deprese olduğunda, vücut cinsel aktivitelerde başarılı bir performans sergilemekte zorlanıyor. Ancak alkolün içerdiği her şey cinsel hayat üzerinde olumsuz etkiler yapmıyor.Devamı: http://www.uplifers.com/alkol-afrodizyak-mi/#ixzz36xXplmaJ
Reklam
Kokular, cinsellik ve beyin
Hayvanlar, en gelişmiş kimyasal analiz cihazlarından çok daha etkili bir kimyasal analiz yeteneğine sahiptirler. Tat ve koku duyumuz milyonlarca maddeyi farklı birleşenlerine ayırarak, birbirinden ayırt edebilir. Burnumuzun içindeki yüzlerce koku reseptörünün onlarcası sadece bir koku tarafından aktive edilir ve oluşan elektrik sinyalleri, nöronlarımızı harekete geçirir. Nöronlar, her bir kokuya ait sinyal kombinasyonunu tanıyarak, algılanan kokuyu tanımlar. Bu, mucizevi bir analiz sürecidir. Taze ekmek kokusu, Türk kahvesi, portakal kabuğu, sevgilimizin gömleği, evimizin kokusu gibi daha binlerce koku bu süreç sayesinde, hafızamızdaki yerini bulur.Bir duyu olarak hayatımızda oynadığı rolün çok fazla bilincinde olmadığımız koku alma duyusu, sadece kokuları ayırt etmekle görevli değildir. Çoğu zaman kokular duygusal çağrışımlara yol açabilir. Uzun zamandır kullanmadığımız bir parfümün kokusu bazen beynimizde onlarca sahneyi canlandırır ve bizi eskilere götürür. Kötü bir anımızla çağrıştırdığımız bir koku, üzüntü veya öfkeye yol acar. Kimisi için bir travmaya sebep olan bir koku, bir başkası için pozitif duyguları tetikleyebilir. Vietnam Savaşı sırasında geçen “Kıyamet” (Apocalypse Now) filmindeki Kilgore’un sözlerini düşünün: “Sabahları napalm kokusuna bayılıyorum; zafer kokuyor.“Devamı: http://www.uplifers.com/kokular-cinsellik-ve-beyin/#ixzz36xXJPjZn
Apple Çin'de Açtığı Patent İhlali Davasını Kaybetti
Apple şirketi, Çin'de bir hükümet kuruluşu ve teknoloji şirketine karşı açtığı patent ihlali davasını kaybetti.Apple, Devlet Fikri Mülkiyet İdaresine bağlı Patent İzleme Komitesi ve Şanghay Cıcın Ağ Teknolojileri şirketini, ses tanıma yazılımı 'Siri'yle ilgili telif haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle dava etmişti. Pekin Orta Halk Mahkemesinde görülen davada iddiası reddedilen Apple, temyize başvuracağını açıkladı. Şanghay Cıcın şirketi 'Siri'nin kendi yazılımı olan anlık mesajlaşma robot sistemleri “Şiao i Robot” yazılımının bir türü olduğunu iddia etmiş, 2004'te patent için başvurduğunu ve 2006'da patent aldığını açıklamıştı. Apple da “Siri” yazılımının 2011'de iPhone'un 4S modeliyle tanıtıldığını, Siri Inc. tarafından 2007'de geliştirildiğini ifade etmişti. İki şirketin kronikleşen davasının ardından Apple, Çin'deki Patent İzleme Komitesine başvurmuş ancak komite 'Şiao i Robot'u destekler yönde karar verince, komite ve Şanghay Cıcın şirketine karşı dava açmıştı. Cıcın şirketi, kendi geliştirdiği ürünün, yapay zeka ve sunuculara dayalı sistemiyle akıllı bir şekilde kullanıcının isteğine yanıt verebildiğini belirtiyor. Apple ise “akıllı kişisel asistanı” Siri'nin kullanıcının komutlarına yanıt veren ses tanıma yazılımı olduğunu ifade ediyor. Apple, Çin'de ilk kez fikri mülkiyet hakkı davası kaybetmiyor. Apple iki yıl önce Şıncın kentindeki “Proview Teknoloji” şirketiyle “iPad” markası nedeniyle süren uyuşmazlığı çözmek için Çinli şirkete 60 milyon ABD doları ödemişti. Çin'de geçen hafta da 'Yishijia' adlı internet teknolojileri firması, Apple'a fikri mülkiyet haklarını ihlal ettiği ve haksız rekabete yol açtığı gerekçesiyle 100 milyon yüen (yaklaşık 33 bin TL) tutarında tazminat davası açmıştı. Muhabir: Ali İhsan Çam
En İyi Selfie Telefonu: Sony Xperia C3
Sony, daha önce söylentisi ortaya çıkan dünyanın en iyi selfie selefonu Xperia C3′ü duyurdu. Orta seviye bir akıllı telefon olan Sony Xperia C3′ü özel kılan, 5 MP’lik geniş açılı ön kamerası ve onun hemen yanındaki LED flaşı. Sony’nin telefonun ön yüzünde konumlandırdığı bu flaş, az ışıklı ortamlarda da çok kaliteli selfie’ler çekilebilmesine olanak tanıyor. Ön kamera, Superior Auto moduna alındığında 36 farklı sahneyi tanıyabiliyor ve ayarlarını otomatik olarka yapılandırabiliyor. Kameraya eklenen uygulamalarla, selfie’lere artırılmış gerçeklik efektleri de eklenebiliyor. 5,5 inç ekranından HD çözünürlük sunan Xperia C3, gücünü 1,2 GHz dört çekirdekli bir Qualcomm işlemciden alıyor. Ayrıca, 1 GB belleğe ve microSD kart ile 64 GB’a kadar artırılabilen 8 GB dahili depolama alanına sahip. Android 4.4.2 işletim sistemiyle çalışan Xperia C3, çift SIM kart destekli ve 2500 mAh pil ile donatılmış. İlk etapta ağustos ayında Çin’de satışa sunulacak olan Xperia C3′ün, bundan kısa bir süre sonra Avrupa’ya da geleceği belirtiliyor. Telefonun fiyatı ise henüz bilinmiyor.Stuff
Reklam