AKP, KOBİ’leri De Sıfırladı
CHP Parti Meclisi Üyesi ve İstanbul Milletvekili Umut Oran, 210 bini aşkın KOBİ’nin 10 milyar TL'yi aşan batık kredisi nedeniyle icra takibine düştüğünü, bu nedenle acil önlemler alınması gerektiğini bildirdi. Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Umut Oran şunları kaydetti: Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitlenirken, ekonomide de kötüye gidiş kendini hissettiriyor, bu da en önce 3.5 milyon küçük ve orta boy işletmeyi (KOBİ) vuruyor. Bankaya borcunu vadesinde ödeyemediği için icra takibine düşen KOBİ sayısı 210 bin 203’e ulaştı, takipteki borç miktarı 10 milyar liraya yaklaştı. İcra kıskacındaki KOBİ’lerin 169 bin 310’la büyük bölümünü, işçi sayısı 10 kişiden; yıllık net satış hasılatı 1 milyon TL’den düşük “mikro” işletmeler oluşturuyor. Ülkedeki tüm girişimlerin yüzde 99’unu oluşturan, toplam katma değerin yüzde 54’ünü, üretimin yüzde 56’sını, istihdamın yüzde 76’sını, yatırımların yüzde 50’sini ve ihracatın yüzde 60’ını gerçekleştiren, maaş ve ücretlerin yüzde 53’ünü ödeyen KOBİ’ler, sıkıntılı bir dönem yaşıyor. Üretim ve istihdamdaki payları ile adeta ekonominin belkemiği olan KOBİ’ler, ekonomideki daralmadan dolayı kan kaybediyor. Zaten rekabet eşitsizliği ile karşı karşıya olan KOBİ’lerin satış ve ciroları geriliyor. İthal girdi kullananlar yüksek kurun yol açtığı ek maliyetleri iç piyasaya yansıtamıyor. Kredi kartlarındaki taksit sınırlaması da KOBİ’lerini satışlarını olumsuz etkiliyor. Esnaf ve sanatkârların da ağırlıklı olarak içinde yer aldığı KOBİ’ler, bir yandan da yükselen finansman maliyetleri yüzünden banka borçlarını çevirmekte zorlanıyor, icralık olan KOBİ sayısı hızla artıyor. Türkiye’de istihdamın büyük bölümünü gerçekleştiren KOBİ’lerin mali yapılarındaki bozulma, sadece işletme sahiplerini değil iş ve aş bağlamında milyonlarca çalışanı da doğrudan ilgilendiriyor. Yıllardır ciddi boyutlarda öz kaynak, kredi, tedarik, nitelikli işgücü, pazarlama ve vergi sorunları ile boğuşan KOBİ’ler, üretim ve istihdama katkıları oranında kredi ve teşviklerden yararlanamıyor. Ekonomimizin can damarı ve sosyal yapımızın istikrar unsuru olan KOBİ’ler canlandırılmadan ekonomi büyütülemez, kalkınma ve refah sağlanamaz. Gerekli desteğin verilmesi durumunda KOBİ’ler büyümenin itici gücü haline gelecektir. Acilen Esnaf, sanatkâr ve KOBİ’lerin sanayi envanteri eksiksiz olarak çıkarılmalı, Esnaf ve KOBİ’ler Bakanlığı kurulmalıdır. KOBİ’lerin üretim ölçeklerini büyütmeleri desteklenmeli; araştırma, finansman, pazarlama, satış, proje yönetimi ve teknoloji danışmanlığı yapan birimler güçlendirilmelidir. AB’ye uyumlu özel bir teşvik sistemi ile KOBİ’ler uluslararası piyasalarda eşit koşullarda rekabet edebilen çağdaş işletmeler haline dönüştürülmelidir. KOBİ’lere yeterli kredi olanakları sağlanmalı; yeni kredi ve finansman yöntemleri kullanılarak kaynak kullanımları hızla artırılmalıdır… Cumhurbaşkanlığı seçim süreci dolayısıyla Türkiye siyasete kilitlenirken, ekonomide de işler iyi gitmiyor. 2013 sonlarında dış kaynak musluklarının kısılması ve 17-25 Aralık operasyonları sonrası artan siyasi istikrarsızlıkla ortaya çıkan yüksek kur ve yüksek faiz koşulları, 2014’te Türkiye ekonomisine damgasını vurmaya devam ediyor. Ekonomideki yavaşlamadan ise en önce 3.5 milyon dolayındaki küçük ve orta boy işletme (KOBİ) etkileniyor. Üretim ve istihdamdaki payları ile adeta ekonominin belkemiği olan KOBİ’ler ekonomideki kötüye gidişten dolayı kan kaybediyor. Zaten yıllardır rekabet eşitsizliği ile karşı karşıya olan KOBİ’ler daralan talep nedeniyle satışta zorlanıyor. Özellikle ithal girdi kullanan KOBİ’ler yüksek kurun yol açtığı maliyet artışını iç piyasaya yansıtamıyor. Kredi kartlarında taksit sınırlaması da KOBİ’lerin satışlarını olumsuz etkiliyor. Cirolarını büyütemeyen, kar edemeyen KOBİ’ler sıkıntılı bir dönem yaşıyor. Esnaf ve sanatkârların da ağırlıklı olarak içinde yer aldığı KOBİ’ler bir yandan da artan finansman maliyetleri yüzünden bankalara olan borçlarını çevirmekte zorlanıyor. Kredi borçlarını vadesinde ödeyemediği için icralık olan KOBİ sayısı hızla artıyor. 210 BİN 203 KOBİ İCRALIK… BDDK’nın Mayıs sonundaki durumu yansıtan verilerine göre, bankalara olan kredi borcunu zamanında ödeyemediği için icra takibine düşen KOBİ sayısı 210 bin 203, takipteki borç miktarı da 9 milyar 714 milyon lira ile zirveye ulaştı. Türkiye’de istihdamın büyük bölümünü gerçekleştiren KOBİ’lerin mali yapılarındaki bozulma, sadece işletme sahiplerini değil iş ve aş bağlamında milyonlarca çalışanı da doğrudan ilgilendiriyor. Yılın ilk beş ayında icra takibindeki KOBİ sayısı net 12 bin 983, takipteki borç miktarı da yaklaşık 1 milyar lira arttı. Son bir yılda ise takipteki KOBİ sayısında net 25 bin 380, borç miktarında 2.5 milyar liralık artış yaşandı. KÜRESEL KRİZDEKİ SAYIYI GEÇTİ KOBİ kredilerine ilişkin BDDK istatistikleri 2006 sonundan bu yana olan dönemi kapsıyor. Buna göre 2006 sonunda 85 bin 523 olan takipteki KOBİ sayısı, 2007’de 81 bin 970’e gerilerken, küresel kriz döneminde hızla artarak 200 bini aştı. 2008 yılında 118 bin 196 olan takipteki KOBİ sayısı, 2009’da 203 bin 553’e kadar çıktı. 2011’de 167 bin 386’ya gerileyen, 2012 sonunda da 176 bin 413 olan takipteki KOBİ sayısı, bu yıl yeniden artışa geçerek Mayıs sonu itibariyle 210 bin 203’e yükseldi. 2006 sonundan bu yana icra takibindeki KOBİ sayısı yüzde 146, KOBİ’lerin takipteki kredi borcu ise yüzde 350 büyüdü. EN BÜYÜK SIKINTI MİKRO İŞLETMELERDE İcra kıskacındaki işletmelerin büyük bölümünü, 10’dan az kişi çalıştıran; yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosu 1 milyon TL’yi aşmayan mikro işletmeler oluşturuyor. Mayıs sonu itibariyle 169 bin 310 mikro işletmenin takibe düşmüş 3 milyar 576 milyon lira borcu bulunuyor. 10-50 arasında işçi çalıştıran ve net satış hasılatı-mali bilançosu 8 milyonu aşmayan l33 bin 56 küçük işletme, toplam 2 milyar 918 milyon liralık borç nedeniyle icra takibinde… 50-250 işçi çalıştıran ve mali bilançosu 8-40 milyon lira arasında olan orta büyüklükteki 7 bin 837 işletmenin de toplam 3 milyar 220 milyon TL borcu bulunuyor. Toplamda 46.2 bin lira olan KOBİ başına takipteki ortalama borç miktarı, mikro işletmelerde 21 bin TL, küçük işletmelerde 88 bin TL, orta ölçeklilerde ise 411 bin TL düzeyinde bulunuyor. FİNANSMANDAN YETERLİ PAY ALAMIYORLAR Öte yandan KOBİ kredilerinin toplam hacmi yılın ilk beş ayında yüzde 7 artarak Mayıs sonu itibariyle 291.2 milyar lira oldu. Buna göre KOBİ kredilerinde takibe düşme oranı yüzde 3.2 düzeyinde bulunuyor. Toplam KOBİ kredilerinin 70.8 milyarı 1 milyon 586 bin 556 mikro işletmeye, 85.7 milyarı 394 bin 542 küçük işletmeye, 114.9 milyarı ise orta ölçekli 130 bin 944 işletmeye ait bulunuyor. Sayıca en büyük bölümü oluşturan mikro işletmelerde 45 bin lira dolayında bulunan işletme başına ortalama kredi kullanımı, küçük işletmelerde 217 bin, orta ölçekli işletmelerde 877 bin liraya ulaşıyor. KOBİ kredileri, bankacılık sektörünün Mayıs sonu itibariyle 1 trilyon 93 milyar lira olan toplam kredi hacmi içinde ise yüzde 26.6 pay alıyor. Buna göre, ekonomiye olan önemli katkılarına karşılık, sayıca tüm işletmelerin yüzde 99’unu oluşturan KOBİ’ler bankacılık sektörü toplam kredilerinin ancak dörtte birini alabiliyor. KOBİ kredilerinin toplam kredi hacmindeki payı 2006 sonunda yüzde 27’nin üzerinde bulunuyordu. İzleyen dönemde KOBİ kredilerindeki artış toplam kredi hacmindeki büyümeden daha düşük kaldı. Kasım 2012’de yapılan tanım değişikliği ile 249’a kadar çalışanı ve 40 milyon TL’ye kadar bilançosu olan işletmelerin de KOBİ kapsamına dahil edilmesine rağmen KOBİ kredilerinin toplam kredi hacmindeki payının 2006’daki düzeyin altında kalması üzüntü vericidir. KOBİ’LER EKONOMİMİZİN CAN DAMARI… Küresel rekabetin olağanüstü boyuta eriştiği günümüzde KOBİ’lerin ülke ekonomileri açısından önemi giderek daha da artıyor. KOBİ’ler, kalkınma ve refahın geniş kesimlere yaygınlaştırılması açısından önemli bir işleve sahipler. Türkiye’deki tüm işletme sayısının yüzde 99’unu oluşturan KOBİ’ler ekonomimizin adeta can damarı konumundalar. Esnaf ve sanatkârların da ağırlıklı olarak içinde yer aldığı KOBİ’ler, ekonomide katma değerin yüzde 54’ünü yaratıyor, üretimin yüzde 56’sını, istihdamın yüzde 76’sını, yatırımların yüzde 50’sini ve ihracatın yüzde 60’ını gerçekleştiriyor, maaş ve ücretlerin yüzde 53’ünü ödüyor. Toplam cironun da yüzde 63’ü KOBİ’ler tarafından gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla KOBİ’lerin mali yapılarındaki bozulma nedeniyle yaşadığı sıkıntı; üretim, istihdam, ihracat, vergi ve diğer boyutlarıyla tüm ekonomik yapı açısından ciddi bir olumsuzluğa işaret ediyor. KOBİ’LERİN ÖNÜNDE CİDDİ AÇMAZLAR VAR KOBİ’ler daha az yatırımla daha çok üretim ve ürün çeşitliliği sağlıyorlar. Daha düşük yatırımla istihdam imkânı yaratan KOBİ’ler, emek-yoğun nitelikleri dolayısıyla genelde düşük vasıflı eleman istihdam ederek işsizliğin aşağı çekilmesinde önemli rol oynuyorlar. KOBİ’ler esnek yapıları sayesinde ekonomik kriz ve dalgalanmalardan daha az etkileniyorlar, talep değişiklikleri ve çeşitliliklerine daha kolay uyum gösterebiliyorlar, teknolojik yenilikleri almaya esnek yapıları nedeniyle daha yatkınlar. KOBİ’ler, bölgeler arası dengeli kalkınmada önemli bir rol oynuyor, gelir dağılımındaki dengesizlikleri azaltıyor, bireysel tasarrufları teşvik ediyorlar. Büyük sanayi işletmelerinin destekleyicisi ve tamamlayıcısı olan KOBİ’ler ekonominin ve toplumsal yapının denge ve istikrar unsuru konumundalar. Ancak bu olumlu yanlara ve ekonomide bu denli büyük bir ağırlığa sahip olmalarına karşılık KOBİ’ler ülkemizde ciddi açmazlarla karşı karşıya bulunuyor. KOBİ’lerin verimlilikleri düşük kalıyor. Yeterli öz kaynağa sahip olmayan KOBİ’lerin pazar ve sektör bilgileri de yetersiz... KOBİ’ler genelde ürünlerinde iç talebi, rakiplerini, bunların pazar payını, talebin yıllara göre seyrini bilmeden imalat yapıyorlar. KOBİ’lerin teknik bilgileri yetersiz, teknoloji düzeyleri genellikle düşük, pazarlama ve tanıtım konusundaki alt yapı ve bilgileri eksik… Standartlara uygun üretim yapamadıkları için ihracat potansiyelleri de yetersiz olan KOBİ’lerin rekabet güçleri de düşük kalıyor. KOBİ’ler üretim ve istihdama katkısı oranında kredi ve teşviklerden yararlanamıyor. KOBİ’LER EKONOMİNİN DİNAMOSU HALİNE GELMELİDİR… Ekonomimizin can damarı ve sosyal yapımızın istikrar unsuru olan KOBİ’ler canlandırılmadan ekonomi büyütülemez, kalkınma ve refah sağlanamaz. Sorunlarının çözülmesi, gerekli destek verilerek önlerinin açılması durumunda KOBİ’ler ekonomik büyümenin, kalkınmanın, refah artışının ve toplumsal huzurun dinamosu haline gelecektir. Bu amaçla; KOBİ’lerin üretim ölçeklerini büyütmeleri desteklenmelidir. KOBİ’lerin uzmanlaşma ve örgütlenmeleri özendirilmeli; bu işletmelere araştırma, finansman, pazarlama, satış, proje yönetimi ve teknoloji danışmanlığı yapan birimler güçlendirilmelidir. KOBİ’lerin teknolojik yapısı güçlendirilmeli; bilgiyi ürüne dönüştürebilme yeteneklerinin güçlendirilmesi, kendi öz varlıkları ile gerçekleştiremedikleri Ar-Ge, teknoloji ve inovasyon çalışmalarının üniversiteler ve devlet desteğiyle gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. İhracat yapan, bilgi ve teknoloji tabanlı, yenilik yapma ve büyüme hedefi olan KOBİ’lerin desteklenmesi için devlet yardımları daha etkin hale getirilmelidir. KOBİ’lerin üniversitelerle birlikte çalışmaları özendirilmeli, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde yapılacak Ar-Ge çalışmaları devlet tarafından desteklenmelidir. KOBİ’lere özel, enerji ve sosyal güvenlik prim desteği başta AB standartlarını esas alan yeni bir teşvik sistemi uygulanmalıdır. Bu yolla KOBİ’ler uluslararası piyasalarda eşit koşullarda rekabet edebilen çağdaş işletmeler haline dönüştürülmelidir. KOBİ’lerin enerji girdi maliyetleri, rekabet içinde oldukları dış pazarlarda geçerli olan düzeylere indirilmelidir. Ulusal sanayiye ara malı üreten KOBİ’lere KDV indirimi desteği sağlanmalıdır. KOBİ’lerin fiziksel alt yapı sorunlarının çözümü için, özellikle Marmara, Akdeniz ve Ege Bölgelerinde sektörel bazda, daha az gelişmiş ve gelişmekte olan bölgelerde ise karma yapıda Küçük Sanayi Siteleri ve Organize Sanayi Bölgeleri oluşturulmalıdır. KOBİ’lere yeterli kredi olanakları sağlanmalı; yeni kredi ve finansman yöntemleri kullanılarak kaynak kullanımları artırılmalıdır. KOBİ’lerin bankalardan kullandığı kredilere verdiği garanti ve kefaletlerle teminat sağlayan Kredi Garanti Fonu A.Ş. (KGF) ile Risk Sermaye Şirketi işlevi gören KOBİ A.Ş.’nin sermaye yapılarının güçlendirilmeli ve faaliyetleri etkinleştirilmelidir. Esnaf, sanatkâr ve KOBİ’lerin sanayi envanteri eksiksiz olarak çıkarılmalı, bu birimlerin sorunlarına en üst düzeyde sahip çıkılmalı bu amaçla bir Esnaf ve KOBİ’ler Bakanlığı kurulmalıdır. Milli Akreditasyon Kurumu AB normlarında yeni ve bağımsız bir kuruluş olarak yeniden yapılandırılmalı, KOBİ’lere İSO 9000, CE normları gibi standartları veren ve akredite eden kuruluşların uluslararası yetersizliği giderilmelidir. KOSGEB yeniden yapılandırılarak KOBİ’lere daha kaliteli, daha etkin ve daha hızlı hizmet eden bağımsız bir kuruluş haline getirilmelidir.