Görüş Bildir
AKP, KOBİ’leri De Sıfırladı
CHP Parti Meclisi Üyesi ve İstanbul Milletvekili Umut Oran, 210 bini aşkın KOBİ’nin 10 milyar TL'yi aşan batık kredisi nedeniyle icra takibine düştüğünü, bu nedenle acil önlemler alınması gerektiğini bildirdi. Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Umut Oran şunları kaydetti:  Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitlenirken, ekonomide de kötüye gidiş kendini hissettiriyor, bu da en önce 3.5 milyon küçük ve orta boy işletmeyi (KOBİ) vuruyor. Bankaya borcunu vadesinde ödeyemediği için icra takibine düşen KOBİ sayısı 210 bin 203’e ulaştı, takipteki borç miktarı 10 milyar liraya yaklaştı. İcra kıskacındaki KOBİ’lerin 169 bin 310’la büyük bölümünü, işçi sayısı 10 kişiden; yıllık net satış hasılatı 1 milyon TL’den düşük “mikro” işletmeler oluşturuyor. Ülkedeki tüm girişimlerin yüzde 99’unu oluşturan, toplam katma değerin yüzde 54’ünü, üretimin yüzde 56’sını, istihdamın yüzde 76’sını, yatırımların yüzde 50’sini ve ihracatın yüzde 60’ını gerçekleştiren, maaş ve ücretlerin yüzde 53’ünü ödeyen KOBİ’ler, sıkıntılı bir dönem yaşıyor. Üretim ve istihdamdaki payları ile adeta ekonominin belkemiği olan KOBİ’ler, ekonomideki daralmadan dolayı kan kaybediyor. Zaten rekabet eşitsizliği ile karşı karşıya olan KOBİ’lerin satış ve ciroları geriliyor. İthal girdi kullananlar yüksek kurun yol açtığı ek maliyetleri iç piyasaya yansıtamıyor. Kredi kartlarındaki taksit sınırlaması da KOBİ’lerini satışlarını olumsuz etkiliyor.  Esnaf ve sanatkârların da ağırlıklı olarak içinde yer aldığı KOBİ’ler, bir yandan da yükselen finansman maliyetleri yüzünden banka borçlarını çevirmekte zorlanıyor, icralık olan KOBİ sayısı hızla artıyor. Türkiye’de istihdamın büyük bölümünü gerçekleştiren KOBİ’lerin mali yapılarındaki bozulma, sadece işletme sahiplerini değil iş ve aş bağlamında milyonlarca çalışanı da doğrudan ilgilendiriyor. Yıllardır ciddi boyutlarda öz kaynak, kredi, tedarik, nitelikli işgücü, pazarlama ve vergi sorunları ile boğuşan KOBİ’ler, üretim ve istihdama katkıları oranında kredi ve teşviklerden yararlanamıyor. Ekonomimizin can damarı ve sosyal yapımızın istikrar unsuru olan KOBİ’ler canlandırılmadan ekonomi büyütülemez, kalkınma ve refah sağlanamaz. Gerekli desteğin verilmesi durumunda KOBİ’ler büyümenin itici gücü haline gelecektir. Acilen Esnaf, sanatkâr ve KOBİ’lerin sanayi envanteri eksiksiz olarak çıkarılmalı, Esnaf ve KOBİ’ler Bakanlığı kurulmalıdır. KOBİ’lerin üretim ölçeklerini büyütmeleri desteklenmeli; araştırma, finansman, pazarlama, satış, proje yönetimi ve teknoloji danışmanlığı yapan birimler güçlendirilmelidir. AB’ye uyumlu özel bir teşvik sistemi ile KOBİ’ler uluslararası piyasalarda eşit koşullarda rekabet edebilen çağdaş işletmeler haline dönüştürülmelidir. KOBİ’lere yeterli kredi olanakları sağlanmalı; yeni kredi ve finansman yöntemleri kullanılarak kaynak kullanımları hızla artırılmalıdır…   Cumhurbaşkanlığı seçim süreci dolayısıyla Türkiye siyasete kilitlenirken, ekonomide de işler iyi gitmiyor. 2013 sonlarında dış kaynak musluklarının kısılması ve 17-25 Aralık operasyonları sonrası artan siyasi istikrarsızlıkla ortaya çıkan yüksek kur ve yüksek faiz koşulları, 2014’te Türkiye ekonomisine damgasını vurmaya devam ediyor. Ekonomideki yavaşlamadan ise en önce 3.5 milyon dolayındaki küçük ve orta boy işletme (KOBİ) etkileniyor. Üretim ve istihdamdaki payları ile adeta ekonominin belkemiği olan KOBİ’ler ekonomideki kötüye gidişten dolayı kan kaybediyor. Zaten yıllardır rekabet eşitsizliği ile karşı karşıya olan KOBİ’ler daralan talep nedeniyle satışta zorlanıyor. Özellikle ithal girdi kullanan KOBİ’ler yüksek kurun yol açtığı maliyet artışını iç piyasaya yansıtamıyor. Kredi kartlarında taksit sınırlaması da KOBİ’lerin satışlarını olumsuz etkiliyor. Cirolarını büyütemeyen, kar edemeyen KOBİ’ler sıkıntılı bir dönem yaşıyor. Esnaf ve sanatkârların da ağırlıklı olarak içinde yer aldığı KOBİ’ler bir yandan da artan finansman maliyetleri yüzünden bankalara olan borçlarını çevirmekte zorlanıyor. Kredi borçlarını vadesinde ödeyemediği için icralık olan KOBİ sayısı hızla artıyor.   210 BİN 203 KOBİ İCRALIK… BDDK’nın Mayıs sonundaki durumu yansıtan verilerine göre, bankalara olan kredi borcunu zamanında ödeyemediği için icra takibine düşen KOBİ sayısı 210 bin 203, takipteki borç miktarı da 9 milyar 714 milyon lira ile zirveye ulaştı. Türkiye’de istihdamın büyük bölümünü gerçekleştiren KOBİ’lerin mali yapılarındaki bozulma, sadece işletme sahiplerini değil iş ve aş bağlamında milyonlarca çalışanı da doğrudan ilgilendiriyor. Yılın ilk beş ayında icra takibindeki KOBİ sayısı net 12 bin 983, takipteki borç miktarı da yaklaşık 1 milyar lira arttı. Son bir yılda ise takipteki KOBİ sayısında net 25 bin 380, borç miktarında 2.5 milyar liralık artış yaşandı. KÜRESEL KRİZDEKİ SAYIYI GEÇTİ KOBİ kredilerine ilişkin BDDK istatistikleri 2006 sonundan bu yana olan dönemi kapsıyor. Buna göre 2006 sonunda 85 bin 523 olan takipteki KOBİ sayısı, 2007’de 81 bin 970’e gerilerken, küresel kriz döneminde hızla artarak 200 bini aştı. 2008 yılında 118 bin 196 olan takipteki KOBİ sayısı, 2009’da 203 bin 553’e kadar çıktı. 2011’de 167 bin 386’ya gerileyen, 2012 sonunda da 176 bin 413 olan takipteki KOBİ sayısı, bu yıl yeniden artışa geçerek Mayıs sonu itibariyle 210 bin 203’e yükseldi. 2006 sonundan bu yana icra takibindeki KOBİ sayısı yüzde 146, KOBİ’lerin takipteki kredi borcu ise yüzde 350 büyüdü. EN BÜYÜK SIKINTI MİKRO İŞLETMELERDE İcra kıskacındaki işletmelerin büyük bölümünü, 10’dan az kişi çalıştıran; yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosu 1 milyon TL’yi aşmayan mikro işletmeler oluşturuyor. Mayıs sonu itibariyle 169 bin 310 mikro işletmenin takibe düşmüş 3 milyar 576 milyon lira borcu bulunuyor. 10-50 arasında işçi çalıştıran ve net satış hasılatı-mali bilançosu 8 milyonu aşmayan l33 bin 56 küçük işletme, toplam 2 milyar 918 milyon liralık borç nedeniyle icra takibinde… 50-250 işçi çalıştıran ve mali bilançosu 8-40 milyon lira arasında olan orta büyüklükteki 7 bin 837 işletmenin de toplam 3 milyar 220 milyon TL borcu bulunuyor. Toplamda 46.2 bin lira olan KOBİ başına takipteki ortalama borç miktarı, mikro işletmelerde 21 bin TL, küçük işletmelerde 88 bin TL, orta ölçeklilerde ise 411 bin TL düzeyinde bulunuyor. FİNANSMANDAN YETERLİ PAY ALAMIYORLAR Öte yandan KOBİ kredilerinin toplam hacmi yılın ilk beş ayında yüzde 7 artarak Mayıs sonu itibariyle 291.2 milyar lira oldu. Buna göre KOBİ kredilerinde takibe düşme oranı yüzde 3.2 düzeyinde bulunuyor. Toplam KOBİ kredilerinin 70.8 milyarı 1 milyon 586 bin 556 mikro işletmeye, 85.7 milyarı 394 bin 542 küçük işletmeye, 114.9 milyarı ise orta ölçekli 130 bin 944 işletmeye ait bulunuyor. Sayıca en büyük bölümü oluşturan mikro işletmelerde 45 bin lira dolayında bulunan işletme başına ortalama kredi kullanımı, küçük işletmelerde 217 bin, orta ölçekli işletmelerde 877 bin liraya ulaşıyor. KOBİ kredileri, bankacılık sektörünün Mayıs sonu itibariyle 1 trilyon 93 milyar lira olan toplam kredi hacmi içinde ise yüzde 26.6 pay alıyor. Buna göre, ekonomiye olan önemli katkılarına karşılık, sayıca tüm işletmelerin yüzde 99’unu oluşturan KOBİ’ler bankacılık sektörü toplam kredilerinin ancak dörtte birini alabiliyor. KOBİ kredilerinin toplam kredi hacmindeki payı 2006 sonunda yüzde 27’nin üzerinde bulunuyordu. İzleyen dönemde KOBİ kredilerindeki artış toplam kredi hacmindeki büyümeden daha düşük kaldı. Kasım 2012’de yapılan tanım değişikliği ile 249’a kadar çalışanı ve 40 milyon TL’ye kadar bilançosu olan işletmelerin de KOBİ kapsamına dahil edilmesine rağmen KOBİ kredilerinin toplam kredi hacmindeki payının 2006’daki düzeyin altında kalması üzüntü vericidir. KOBİ’LER EKONOMİMİZİN CAN DAMARI… Küresel rekabetin olağanüstü boyuta eriştiği günümüzde KOBİ’lerin ülke ekonomileri açısından önemi giderek daha da artıyor. KOBİ’ler, kalkınma ve refahın geniş kesimlere yaygınlaştırılması açısından önemli bir işleve sahipler. Türkiye’deki tüm işletme sayısının yüzde 99’unu oluşturan KOBİ’ler ekonomimizin adeta can damarı konumundalar. Esnaf ve sanatkârların da ağırlıklı olarak içinde yer aldığı KOBİ’ler, ekonomide katma değerin yüzde 54’ünü yaratıyor, üretimin yüzde 56’sını, istihdamın yüzde 76’sını, yatırımların yüzde 50’sini ve ihracatın yüzde 60’ını gerçekleştiriyor, maaş ve ücretlerin yüzde 53’ünü ödüyor. Toplam cironun da yüzde 63’ü KOBİ’ler tarafından gerçekleştiriliyor.  Dolayısıyla KOBİ’lerin mali yapılarındaki bozulma nedeniyle yaşadığı sıkıntı; üretim, istihdam, ihracat, vergi ve diğer boyutlarıyla tüm ekonomik yapı açısından ciddi bir olumsuzluğa işaret ediyor. KOBİ’LERİN ÖNÜNDE CİDDİ AÇMAZLAR VAR KOBİ’ler daha az yatırımla daha çok üretim ve ürün çeşitliliği sağlıyorlar. Daha düşük yatırımla istihdam imkânı yaratan KOBİ’ler, emek-yoğun nitelikleri dolayısıyla genelde düşük vasıflı eleman istihdam ederek işsizliğin aşağı çekilmesinde önemli rol oynuyorlar. KOBİ’ler esnek yapıları sayesinde ekonomik kriz ve dalgalanmalardan daha az etkileniyorlar, talep değişiklikleri ve çeşitliliklerine daha kolay uyum gösterebiliyorlar, teknolojik yenilikleri almaya esnek yapıları nedeniyle daha yatkınlar. KOBİ’ler, bölgeler arası dengeli kalkınmada önemli bir rol oynuyor, gelir dağılımındaki dengesizlikleri azaltıyor, bireysel tasarrufları teşvik ediyorlar. Büyük sanayi işletmelerinin destekleyicisi ve tamamlayıcısı olan KOBİ’ler ekonominin ve toplumsal yapının denge ve istikrar unsuru konumundalar. Ancak bu olumlu yanlara ve ekonomide bu denli büyük bir ağırlığa sahip olmalarına karşılık KOBİ’ler ülkemizde ciddi açmazlarla karşı karşıya bulunuyor. KOBİ’lerin verimlilikleri düşük kalıyor. Yeterli öz kaynağa sahip olmayan KOBİ’lerin pazar ve sektör bilgileri de yetersiz... KOBİ’ler genelde ürünlerinde iç talebi, rakiplerini, bunların pazar payını, talebin yıllara göre seyrini bilmeden imalat yapıyorlar. KOBİ’lerin teknik bilgileri yetersiz, teknoloji düzeyleri genellikle düşük, pazarlama ve tanıtım konusundaki alt yapı ve bilgileri eksik… Standartlara uygun üretim yapamadıkları için ihracat potansiyelleri de yetersiz olan KOBİ’lerin rekabet güçleri de düşük kalıyor. KOBİ’ler üretim ve istihdama katkısı oranında kredi ve teşviklerden yararlanamıyor. KOBİ’LER EKONOMİNİN DİNAMOSU HALİNE GELMELİDİR… Ekonomimizin can damarı ve sosyal yapımızın istikrar unsuru olan KOBİ’ler canlandırılmadan ekonomi büyütülemez, kalkınma ve refah sağlanamaz. Sorunlarının çözülmesi, gerekli destek verilerek önlerinin açılması durumunda KOBİ’ler ekonomik büyümenin, kalkınmanın, refah artışının ve toplumsal huzurun dinamosu haline gelecektir. Bu amaçla; KOBİ’lerin üretim ölçeklerini büyütmeleri desteklenmelidir. KOBİ’lerin uzmanlaşma ve örgütlenmeleri özendirilmeli; bu işletmelere araştırma, finansman, pazarlama, satış, proje yönetimi ve teknoloji danışmanlığı yapan birimler güçlendirilmelidir. KOBİ’lerin teknolojik yapısı güçlendirilmeli; bilgiyi ürüne dönüştürebilme yeteneklerinin güçlendirilmesi, kendi öz varlıkları ile gerçekleştiremedikleri Ar-Ge, teknoloji ve inovasyon çalışmalarının üniversiteler ve devlet desteğiyle gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. İhracat yapan, bilgi ve teknoloji tabanlı, yenilik yapma ve büyüme hedefi olan KOBİ’lerin desteklenmesi için devlet yardımları daha etkin hale getirilmelidir. KOBİ’lerin üniversitelerle birlikte çalışmaları özendirilmeli, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde yapılacak Ar-Ge çalışmaları devlet tarafından desteklenmelidir. KOBİ’lere özel, enerji ve sosyal güvenlik prim desteği başta AB standartlarını esas alan yeni bir teşvik sistemi uygulanmalıdır. Bu yolla KOBİ’ler uluslararası piyasalarda eşit koşullarda rekabet edebilen çağdaş işletmeler haline dönüştürülmelidir. KOBİ’lerin enerji girdi maliyetleri, rekabet içinde oldukları dış pazarlarda geçerli olan düzeylere indirilmelidir. Ulusal sanayiye ara malı üreten KOBİ’lere KDV indirimi desteği sağlanmalıdır. KOBİ’lerin fiziksel alt yapı sorunlarının çözümü için, özellikle Marmara, Akdeniz ve Ege Bölgelerinde sektörel bazda, daha az gelişmiş ve gelişmekte olan bölgelerde ise karma yapıda Küçük Sanayi Siteleri ve Organize Sanayi Bölgeleri oluşturulmalıdır. KOBİ’lere yeterli kredi olanakları sağlanmalı; yeni kredi ve finansman yöntemleri kullanılarak kaynak kullanımları artırılmalıdır. KOBİ’lerin bankalardan kullandığı kredilere verdiği garanti ve kefaletlerle teminat sağlayan Kredi Garanti Fonu A.Ş. (KGF) ile Risk Sermaye Şirketi işlevi gören KOBİ A.Ş.’nin sermaye yapılarının güçlendirilmeli ve faaliyetleri etkinleştirilmelidir. Esnaf, sanatkâr ve KOBİ’lerin sanayi envanteri eksiksiz olarak çıkarılmalı, bu birimlerin sorunlarına en üst düzeyde sahip çıkılmalı bu amaçla bir Esnaf ve KOBİ’ler Bakanlığı kurulmalıdır. Milli Akreditasyon Kurumu AB normlarında yeni ve bağımsız bir kuruluş olarak yeniden yapılandırılmalı, KOBİ’lere İSO 9000, CE normları gibi standartları veren ve akredite eden kuruluşların uluslararası yetersizliği giderilmelidir. KOSGEB yeniden yapılandırılarak KOBİ’lere daha kaliteli, daha etkin ve daha hızlı hizmet eden bağımsız bir kuruluş haline getirilmelidir.
17 Bin TL'ye Bedelli Askerlik
Bedelli askerlik, yaklaşık 600 bin gencin umudu oldu. Yapılan anket ise beklentiyi ortaya koydu: Yasal düzenlemeyi bekleyenlerin ortalama yaşı 27. Ödeyebilecekleri en fazla bedel ise 17 bin lira Yaklaşık 600 bin genci bedelli askerlik heyecanı sardı. Müjdeli haber ise Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'dan geldi. Bakan Yılmaz, Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'ın görevini devralır devralmaz ilk ele alacağı konulardan birinin bedelli konusu olacağını bildirdi. Bu açıklama umutları yeşertti. Bedelli Askerlik Platformu ise 'Bedellide yaş ve bedel anketi' düzenledi. 18-19 Ağustos tarihlerinde www.bedelliaskerlik.biz sitesinde online olarak yapılan ankete, Türkiye'nin 81 ilinden 6 bin 354 kişi katıldı. Katılımcıların 6 bin 304'ünün bedelli askerlik düzenlemesinden yararlanmak istediği belirlendi. Bedelli bekleyenlerin ortalama yaşının ise 27 olduğu, bu kişilerin ödeyebilecekleri ortalama bedelin ise 17 bin lira olduğu tespit edildi. Araştırmayla yasal düzenleme bekleyenlerin yaş dağılımı da belirlendi. Buna göre, 25 yaş ve üstü için yapılacak yasal düzenlemeden bedelli askerlik için bekleyenlerin yüzde 93.8'inin, 26 yaş ve üzeri için yüzde 72.1'inin, 27 yaş ve üzeri için yüzde 61.9'unun, 28 yaş ve üzeri için yüzde 48.4'ünün, 29 yaş ve üzeri için yüzde 34'ünün, 30 yaş ve üstü için de yüzde 22.5'inin yararlanabileceği kaydedildi. Ankete katılanların yüzde 49.1'i, yeni bedelli askerlik düzenlemesi için verebileceği en fazla bedelin 15 bin lira olduğunu belirtti. Anket sonuçlarını değerlendiren Bedelli Askerlik Platformu Kurucusu Uzm. Dr. Özgür Niflioğlu, taleplerinin bir an önce 25 yaş ve üzeri için 15 bin TL bedele yeni bir bedelli askerlik uygulamasının torba yasa ile birlikte uygulamaya girmesi olduğunu açıkladı. Niflioğlu, '25 yaş ve ortalama 17 bin TL'lik bir bedelli askerlik uygulaması, yasayı bekleyenlerden yüzde 93.8'ini kapsıyor. Böyle bir düzenleme, yurt içi ve yurt dışı bedelli askerlik bedeli eşitsizliğini ortadan kaldıracaktır' ifadesini kullandı.Acunn
‘Dosya Masrafı’ Ölmedi Tahsis Ücretinde Yaşıyor!
Bankalardan kredi çekenlerin büyük şikâyetlerine konu olan ‘dosya masrafı’ BDDK’nın son taslağıyla hayatımızdan çıkacak. Ancak ‘dosya masrafı’ kaleminin ‘kredi tahsis ücreti’ adıyla bu kez yasal olarak tüketiciden tahsil edilmesi gündeme geldi Kadife Şahin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) bankaların aldığı işlem ücretleri ve komisyonlarla ilgili çalışması sonrasında bankalar yeni dönemde müşterilerinden 20 kalemlik liste dışında herhangi bir bedel tahsil edemeyecek. BDDK hazırladığı taslakla daha önce masraf çıkarılan 26 kalemden ücret alınamayacağını da ortaya koydu. Hazırlanan listeye bakıldığında ücret alınamayacak kalemler listesinde tüketicilerin en çok şikayet ettiği konulardan biri olan dosya masrafının da yer aldığı görülüyor. Bunun anlamı BDDK’nın çalışmasının hayata geçmesinin ardından bankalar dosya masrafı adı altında tüketiciden ücret alamayacak. Taslakta ‘dosya masrafı’ kalktı gibi görünüyor olsa da, aslında durumun gerçeği yansıtmadığı 20 maddelik onaylı ücret listesindeki ‘kredi tahsis ücreti’ kaleminin dosya masrafının yerine geçtiği belirtiliyor. ‘Yeni bir isim aldı’ TÜKODER (Tüketiciyi Koruma Derneği) Disiplin Kurulu Başkanı Şükran Eroğlu, bu konuyla ilgili olarak “BDDK, tahsis ücreti alınabileceğine ilişkin düzenlemesiyle dosya masraflarını yeni bir isimle tüketicinin karşısına çıkarıyor. Uygulamada bu tip ücretlerin haklı, makul ve belgeli olması koşuluyla alınabileceğine ilişkin binlerce karar varken ve bankalar bu kesintileri belgeleyemedikleri için iade etmek zorunda kalıyorlarken BDDK, bu kararları görmezden gelip yönetmeliğe tahsis ücreti koyuyor” diyor. Banka müşterileri bireysel kredi, konut kredisi ve Otomobil kredisi kullanırken bankalara faiz yükü dışında 250 ile 800 lira arasında dosya masrafı ödüyorlardı. Yeni dönemde de bu ücretin tüketicilerden ‘kredi tahsis ücreti’ adı altında alınacağı ifade ediliyor. Konuyla ilgili görüştüğümüz bankacılar, dosya masrafının tahsis ücreti olarak önümüzdeki dönemde alınacağı bilgisini onaylarken, kredi işlemleri sürecinde verilen hizmetlerin bir bedeli olmasının normal olduğu konusunda görüş bildiriyor. Bilindiği gibi dosya masrafları konusu açılan davalarla son dönemde sık sık gündeme gelmiş, mahkeme kararları sonrası birçok tüketici geçmişe yönelik bankaların kestiği bu paraları geri almak için girişimde bulunmuştu. ‘Tüketiciyi korumuyor’ Yeni dönemde ‘kredi tahsis ücreti’nin yasal bir ücret haline girmesi sonrası tüketicilerin kesilen bu bedel için yeniden mahkemeye gitmesi bekleniyor. Eroğlu ayrıca, “BDDK’nın sadece bankalar değil tüketici açısından da koruyucu şekilde düzenleme yapması zorunludur. Yönetmelikte alınabileceği öngörülen ücretlerin haklı, makul olması ve belgelenmesi şartının yer alması gerekiyor. Aksi halde yargı tüketicilerin başvurusu halinde aynı mahiyette kararlar vermeye devam edecektir” görüşünü savunuyor. “Kredi kartları yıllık aidatının da tamamen kaldırılması gerekliydi” diyen Eroğlu, şunları ifade ediyor: “Bankalar kredi kartlarından birçok isim altında para alıyor. Örneğin, alışveriş faizi, dönem faizi, gecikme faizi, BSMV, KKDF... Dolayısıyla ayrıca bir aidat alınmasına gerek yok.” 6 AYLIK HİZMET GELİRİ: 12.5 MİLYAR TL BDDK yönetmelik taslağıyla gündeme gelen bankaların ücret ve komisyonlardan elde ettiği gelir, bu yılın 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 artarak 12.5 milyar lira oldu. Bankalar, bu hizmetler karşılığında geçen yıl yaklaşık 22.5 milyar lira gelir elde etti. Bu yılın ocak-haziran dönemi değerlendirildiğinde sektörün söz konusu hizmet ve komisyonlardan elde ettiği gelirin toplamı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 artarak 12.5 milyar liraya ulaştı. Bu gelirin 9.6 milyar lirasını bankacılık hizmet gelirleri, 2.8 milyar lirasını da kredilerden alınan ücret ve komisyonlar oluştururken, söz konusu gelirin toplam faiz dışı gelirler içindeki payı yüzde 63 olarak hesaplandı. Bakanlık topu BDDK’ya atmıştı Türkiye’de bankaların masraf ve komisyon uygulamalarına yönelik ilk tepkiler, üç yıl önce tüketici hakem heyetlerine yapılan şikayetler ve bunlara yönelik mahkeme ve Yargıtay kararlarının basına yansımasıyla gündeme gelmeye başladı. Sonrasında Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, banka müşterilerinin şikâyetlerini dikkate aldıklarını belirterek bu alanlarda sert kurallar getirerek tüketiciyi koruyacakları yönünde açıklamalarda bulundu. Finans sektörü müşterilerinin haklarının Tüketiciyi Koruma Hakkında Kanun kapsamı içinde yapılacak düzenlemelerle yasal korunmaya alınacağını ifade eden Yazıcı, ilk tepkisini “Bankalar tüketiciyi aldatıyor, bunu önleyeceğiz” sözleriyle dile getirmişti. TBB’den görüş alındı Ancak zaman içinde Gümrük ve Ticaret Bankanılığı, konunun yönetmeliklerinin bankacılık sektörünün düzenleyici ve denetleyici kurumu olan BDDK tarafından hazırlanması gerektiğini belirterek sürecin takibini Kurum’a bıraktı. Milliyet
Bilgisayar Teknolojisinde 1931′den 2014′e
Bilgisayar tarihçesine bir göz atarsak, bilgisayar fikrinin çok eskilere dayanmadığını görürüz. Daha 1830′larda Charles Babbage (1792-1871) fark makinesini ve ardından analitik makineyi yapmasıyla hesaplama işlerininelektro mekanik araçlara yaptırılması ve sonuçların elde edilmesi görüşü doğmuştu. Charles Babbage yaptığı bu makineler ile başarılı sonuçlar elde edememesine rağmen, bilgisayarların temelinin onun tarafından atıldığı kabul edilmektedir.1850 yılında George Boole kendi adıyla anılan ve sadece 1 ve 0 rakamlarının kullanıldığı Boole Cebiri sistemini bularak,bilgisayarların gelişimi üzerinde önemli rol oynamıştır. 1890′da Herman Hollerith tarafından, delikli kartlarla bilgilerin yüklenebildiği ve bu bilgiler üzerinde toplama işlemlerinin yapılabildiği birelektro mekanik araç geliştirdi. Bu hesaplayıcı ABD’nin 1890 nüfus sayımında başarılı biçimde kullanıldı. İlk analog bilgisayar 1931 yılında Vannevar Bush tarafından gerçekleştirildi. Buna karşılık, ilk sayısal bilgisayarı George Stibiz 1939′da New York’taki Bell Laboratuvarında üretti. Stibiz ikili sistemi bu makinaya uygulayarak komplex sayılarla aritmetik işlemler yapılmasını sağladı.Ancak genel anlamda ilk bilgisayar abaküs olarak kabul edilir. Fakat bazı kesimler tarafından ilk bilgisayar abaküs değil hesap makinesi olarak da kabul edilir. Nasıl kabul edilirse edilsin gerçek anlamda her ikisi de bilgisayarın atası olarak kabul edilmesine karşın bilgisayar mantığı ile çalışan ilk cihaz 1945 tarihinde Amerika’da yapılmıştır. 2. dünya savaşında füzelerin atış koordinatlarının hesaplanması için geliştirilen cihazın adı ise ENIAC (İngilizce: Electronic Numerical Integrator And Computer / Türkçe: Elektronik sayısal entegreli hesaplayıcı) olarak tarihe geçmiştir. Bu cihazlar başlangıç için önemli olsa da bilgisayarların zaman içindeki gelişimi daha da önemli seviyelere ulaşmıştır.İLK BİLGİSAYAR ENIAC BİLGİSAYARIN ATASIENIAC, gelişmiş bilgisayar teknolojisinin ilk yansıması olarak tarihe geçmiştir. ENIAC ( Electronic Numerical Integrator And Computer ) açılımının kısaltılmışıdır. Türkçe olarak ise elektronik sayısal entegreli hesaplayıcı olarak bilinmektedir. Bu bilgisayar, yaklaşık 30 ton ağırlığında ve kurulumu için 167 metrekare bir alana ihtiyaç duyan devasa bir makinedir. ENIAC’ın maliyeti 500.000 dolar olarak bilinmekte ve 150 Kilowatt enerji tüketmekteydi. Tüm bunlara rağmen ilk bilgisayar eşitlikleri karşılaştırabilme, dört işlemi çözme ve kare kök hesaplaması yapabilmekteydi. Bu tür sayısal ve mantıksal işlemleri yapabildiği için ilk bilgisayar ünvanını kazanmıştır.ENIAC’IN HESAPLAMA KAPASİTESİ VE PROGRAMLANMASI2. dünya savaşında atılan bir füzenin hesaplanması el ile yaklaşık 20 saat gibi bir süreyi almaktaydı. ENIAC ise bu işlemi 15 saniye gibi kısa bir süreye düşürmüştü. Tüm bu işlemler binlerce röle,kristal diyot, rezistans ve kapasitör yardımıyla yapılmaktaydı. İlk bilgisayar saniyede 385 çarpma işlemi veya 38 bölme yada kare kök işlemi yapabiliyordu. Hafızasında ise 200 sayıyı saklayabiliyordu. Tarih’in bu ilk bilgisayarı 6 bayan operatör ile kontrol ediliyor ve programlanma işlemi elle kontrol edilen anahtarlar ve kablolardan oluşuyordu.ENIAC, 1947 yılında tam anlamda çalışmaya başlamış ve 2. dünya savaşının son bulmasından dolayı bilimsel araştırmalar ve endüstriyel çalışmalar için kullanılmış, 1955 tarihinde yerine daha az enerji tüketen cihazlaryapıldığından fişi çekilerek emekliye ayrılmıştır. Şuan Amerikan Ulusal Müzesinde sergilenmektedir. ENIAC’tan sonra buna benzer pek çok cihaz üretilmiş olmasına rağmen bunlar sadece ilk bilgisayarın hızlanmasına ve daha az enerji maliyetine çözüm üretebilmişlerdir. Bundan dolayı ilk bilgisayar kategorisinde yer alabilecek MARK I, UNIVAC, EDVAC gibi cihazlardan bahsetmiyorum.İLK KİŞİSEL BİLGİSAYARLARENIAC, her ne kadar ilk bilgisayar olarak biliniyor olsa da sadece sayısal mantıkla hesaplama yapabilen büyük hacimli bir hesap makinesidir. İlk kişisel bilgisayar olarak Altair 8800 gösterilmesine rağmen bu bilgisayar ekrana ve klavyeye sahip değildir. Bundan dolayı gerçek anlamda ilk bilgisayar IBM PC olarak gösterilmesi daha uygun olacaktır.İlk kişisel bilgisayar en azından bir ekrana ve daha gelişmiş depolama birimlerine sahip olabilmelidir. Bu özellikler ise ancak 1947 yıllarında transistör’ün keşfi ile mümkün olacaktır. Transistörler entegre haline getirilerek üretilmeye başlanması ile ilk denetleyiciler sonrasında ise ilk işlemci üretilmiştir. İlk işlemciden sonra ise bilgisayar boyutu gittikçe küçülmüştür.İlk işlemcili bilgisayarda Intel 8086 mimarisi kullanılmıştır. Bu amaçlatarihin ilk kişisel bilgisayarı için en büyük çalışma IBM firması tarafından yapıldı ve tarih de ilk kişisel bilgisayar IBM PC oldu. Bu bilgisayarda ilk olarak Floppy disket sürücü (yani disket sürücü) ile veri saklandı. Sonrasında IBM bu PC’ye sabit disk ekledi. Bu kısa sure zarfı içinde IBM pek çok farklı model de çıkarmıştır. IBM’in bir diğer özelliği ise ilk DOS sistemli işletim sistemini kullanmış olmasıdır. IBM, ilk kişisel bilgisayarını ürettikten sonra bunu çalıştıracak yeni bir sistem arayışına girmiş ve bu amaçlaMicrosoft ile anlaşarak Windows’un temelini oluşturan ilk DOS sistemi pek çok hata ile üretilmiş, sonrasında geliştirilerekkişisel bilgisayarlarda ki yerini almıştır.GARAJDA ÜRETİLEN KİŞİSEL BİLGİSAYAR APPLE 2İki üniversite öğrencisi olan Steve Jobs ve Steve Wozniak ilk kişisel bilgisayar kategorisinde tarihe geçecek ilk bilgisayarlarını Jobs’ın ailesinin evlerindeki garaj da üreterek piyasaya sürerler.Apple II, 1977 yılında ilk olarak piyasaya sürülmüş olmasına rağmen 1993 yılına kadar geliştirilerek birden fazla model ile ( Apple II, II+, IIe, IIc, IIgs serileri ) uzun süre satılmıştır. Daha sonra ilk Macintosh üretildikten sonraApple II üretimi sonlanmıştır. Apple, bu kişisel bilgisayar ile piyasaya girmiş ve Microsoft’tan sonragünümüze kadar bilgisayar teknolojisine öncülük eden bir firma haline gelmiştir. Apple II’nin en ilginç sloganı ise “Biz, Adem’den beri en orijinal elmanın kullanımını arıyoruz.” olarak bilinen “We’re looking for the most original use of an apple since adam” dır.MACİNTOSH KİŞİSEL BİLGİSAYAR OLARAK YERİNİ ALIYORApple 1984′de, çıkardığı diğer ürünlerini bırakarak ilk fare ve klavyeye sahip ekranlı kişisel bilgisayarı piyasaya sürüyor. Bu bilgisayar Mac OS sistemleri ile entegreli olarak sunulur ve oldukça rağbet görür. Mac olarak da bilinmektedir. Günümüzde Mac Pro, IMac, Macbook serileri ile hala varlığını sürdürmektedir. Macintosh fare ile piyasaya sunulan ilk bilgisayarlar listesinde yer almayı başarmıştır. Bunun dışında ilk kullanıcı ara yüzüne sahip bilgisayar olarak da bilinmektedir.İLK TAŞINABİLİR BİLGİSAYARLARGelişen teknoloji, bilgisayar teknolojisini her geçen gün daha da küçülttü ve artık taşınabilir bilgisayar üretme vakti gelmişti. Bu fikir ilk başta sadece çocukların basit işlemleri yapabilmesi için Alan Kay tarafından Dynabook adı ile tanıtıldı. Alan Kay,bu fikri 1967 yılında atmıştı ve o zamanın şartlarında ucuz,şarj edilebilir ve kişisel bilgisayar teknolojisine yakın cihaz üretilemediği için 1967′de 20 kg ağırlığında Xerox NoteTaker adı ile ilk prototip taşınabilir bilgisayar üretildi. Tüm bunlara rağmen aslında oldukça yeni bir tarihi vardır. İlk defa 2004 gibi yakın bir tarih detaşınabilir bilgisayar modelleri masaüstü modellerden daha çok satılmıştır. Bu bilgisayarlar laptop (diz üstü) olarak da bilinirler. Notebook serisi ile laptop üretimi bitmiştir.İLK TAŞINABİLİR BİLGİSAYAR OSBORNE ITüm bunlara rağmen ticari anlamda ilk taşınabilir bilgisayar ise ancak 1981′de Osborne I adı ile tanıtılacaktı.Osborne I, ilk başta bataryasız olsa da sonraki sürümlerinde yaklaşık 1 saat kapasiteli batarya ile piyasaya sürüldü.Osborne ilk taşınabilir bilgisayar olmasa da o dönem de satışa sunulan ilk portable bilgisayar olarak tarihe geçti. Osborne I Özellikleri, yaklaşık 10 Kg ağırlığında ve 500 sayfalık bir kullanım kataloğu ile satılmıştır. Sabit disk yerine iki disket ile kontrol edilmekteydi. seri ve paralel yazıcı portları ve modem portu ile oldukça iyiydi.  64 KB ram ve Intel 8080 işlemcisi vardı.APPLE POWERBOOK PİYASADAOsborne I ilk satılan taşınabilir bilgisayar olarak tarihe geçerken Apple Powerbook adı ile bugünkü Macbook serilerinin temelini oluşturan ilk taşınabilir bilgisayarını sundu. Bu bilgisayarın en büyük önemi ise günümüz laptop ve notebook tasarımlarının temelini oluşturuyor olmasıdır.IBM PC CONVERTİBLEBir diğer bilgisayar üreticisi IBM PC Convertible ile ilk taşınabilir bilgisayarlarını piyasaya sürdüler. Compaq taşınabilir bilgisayarlar IBM PC Convertible’ın çekirdeğini oluşturmaktadır.TABLET BİLGİSAYARLARGünümüzün en popüler bilgisayar modeli olarak karşımıza tablet bilgisayarlar çıkmıştır. İlk olarak 2003-2004 yılları arasında Microsoft tarafından duyuruldu. Hatta Windows Vista ilk olarak tablet uyumlu Windows modeli oldu fakatVista’nın masaüstü bilgisayarlarda bile rağbet görmediği düşünüldüğünde başarıya ulaşması oldukça zor bir ürün oldu. Yüksek fiyatı ve beğenilmeyen arayüzü ile Microsoft tabletleri piyasaya sürülmedi.İLK TABLET BİLGİSAYAR APPLE’IN IPAD’İ OLDUMicrosoft’un tabletinden sonra herkes tablet bilgisayar için daha beklemek gerektiğini düşünürken Apple, Ipad ile ilk tablet bilgisayarınıtanıttı. Ipad, IOS sistemi ile piyasaya sürülen ilk tablet bilgisayar olarak piyasaya sürüldüğün de tarih 27 Ocak 2010′u gösteriyordu. Sonrasında ise Samsung ilk tablet bilgisayarı Galaxy’i piyasaya sürdü. Ardından da diğer teknoloji üreticileri kendi tabletlerini tek tek duyurmaya başladı. Kısaca geçmişten günümüze bilgisayar teknolojisinin ENIAC ile başlayan bu serüvenini anlatmaya çalıştık. Bakalım gelecek günler bize daha neler gösterecek.Sizin için seçtiğimiz bilgisayar resimlerinide inceleyebilirsiniz.
Leo's Fortune İnceleme Gameplay
Nisan aylarında İOS platformunda yayınlanan Leo’s Fortune (Leo’nun Serveti) adlı oyunumuz, Temmuz ayı içerisinde de Android için de yayınlandı. Leo’s Fortune’de Leopold adlı tüy yumağı bir arkadaşı kontrol edip kaybolan hazinelerini tekrar geri kazanmaya çalışıyoruz. Platformdan platforma atlayarak tüy yumağı arkadaşımızı tehlikelerden kaçırıyoruz. Oyunu ilk açtığınız da karşınıza bir Trailer geliyor, bunu izleminizi şiddetle öneriyoruz. Grafikler olsun, kurgu olsun gerçekten güzel yapılmış. Apple ’da görmüş ki bu grafikleri 2014 Tasarım Ödülü ’ne laik görülmüş oyun. Karakter tasarımı, mekan tasarımı, sesler her şeyi ile mükemmel. Oynanış bakımından da kaliteli yapılmış. Oyun iOS ve Android platformlarında 10.49 TL olarak ücretlendirilmiş. Sevimli, hoş, karakterimiz için değebilir. Aşağıdan ilk bölümün Gameplay videosunu izleyebilirsiniz.
Reklam
İnternetten Para Kazanmak İçin 10 Pratik Yol
İnternet ekonomisi gün geçtikçe büyüyor. Bu büyümeyle birlikte insanlar için de internetten para kazanma yollarına hergün bir yenisi ekleniyor. İnternetten para kazanma yollarını sizin için listeledik.Kaynak: http://www.birinfo.com/Haber/Habergoster/%C4%B0nternetten%20Para%20Kazanmak%20%C4%B0%C3%A7in%2010%20Pratik%20Yol/36
Reklam
Çalışanlarını En Mutlu Eden Teknoloji Şirketi Twitter
İş bulma ve kariyer sitesi Glassdoor’un teknoloji şirketleri arasında yaptığı araştırmaya göre çalışanlarını en mutlu eden şirket Twitter. Listenin ilk 10′unda Apple, Google ve Facebook da var. Şirket çalışanlarıyla konuşularak yapılan araştırmada Twitter, beş üzerinden dört buçukla listenin zirvesinde yer aldı. Listenin ikinci sırasında rahat çalışma koşullarıyla Google yer aldı. Listenin ilk 10 sırası şöyle: 1- Twitter 2- Google 3- Riverbed Technology 4- Facebook 5- National Instruments 6- Intuit 7. CDW 8- Apple 9- Citrix Systems 10- AdobeDiken
Apple En Büyük Apple Store'u İle Dubai'de...
Apple, dünyanın en büyük iStore'unu açmak için hazırlanıyor. Hem de bakın nerede...Apple, Orta Doğu'daki ilk perakende mağazasını açarak, Dünya'nın en büyük iStore'unu Dubai'ye kurmayı planlıyor. Firma, Birleşik Arap Emirlikleri'nde 25 farklı kategoride çalışacak olan kişiler arıyor. Bu pozisyonların 13 tanesi de mağazada çalışacak kişilerden oluşuyor.Yerel haberlerin söylediğine göre, Dubai'nin ' Mall of the Emirates ' alışveriş merkezinde yer alacak olan Apple Store, Dünya'daki en büyük Apple Store olacak. 2015 yılında açılması beklenen mağaza, bir sinema kompleksinin yerine yerleşecek.Yakın zamanda bir BAE gezisi düzenlemiş olan Apple CEO'su Tim Cook, bu gezisi sırasında Emirliklerin lideri Mohammed bin Rashid al Maktoum ile de görüşmüştü. Asıl olarak 4 milyar dolarlık serveti ile tanınan lider, aynı zamanda şairliği ile de bazı çevrelerde bilinmekte.Açılacak olan mağazanın Dünya'nın en büyüğü olacağına kim karar verdi bilinmiyor ama böyle bir mağaza, gökdelenleri ve lüks sunumları ile sürekli olarak kendini gösteren ülkenin yaydığı ' herkesten daha zengin ' hissi ile örtüşüyor.20 yıl önce çöllerinden gökdelenler yükselmeye başlayan Dubai, Vanity Fair'in hafızalara kazınan ' parayla alınamayacak şeylerin ibretlik hikayesi ' tanımlaması ile dikkat çekmişti.
Reklam
Bankalar Artık Bu 26 Kalemden Masraf Almayacak
Finansal Tüketicilerden Faiz Dışında Alınacak Ücret, Komisyon ve Masraflara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Taslağı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) sitesinde kamuoyunun görüşüne açıldı. BİLGİ VE ONAY ZORUNLULUĞU GETİRİLDİ Ücret talep edilebilecek her ürün ve hizmet için tüketicinin ayrı ayrı onayının alınması zorunlu olacak. Ücretlerde yıllık yüzde 20'nin altındaki artışlarda tüketicinin bilgilendirilmesi şart kılındı. Ücretlerdeki yıllık yüzde 20'nin üzerindeki artışlarda ise finansal kuruluşlar tüketiciye ulaşarak yeniden tüketicinin onayını alacak. TÜKETİCİ KREDİSİNDE TEK ÜCRET FORMÜLÜ Tüketiciden tahsil edilen dosya masrafı, istihbarat ücreti, kredi işlem fişi ücreti, kredi dekont ücreti, ödeme planı değiştirme ücreti, değişken taksitli ödeme planı ücreti gibi onlarca ücret kalemi kaldırılıyor. Kredili mevduat hesapları ile taksitli nakit avans çekimlerinden de tahsis ücreti alınmayacak. ÇOK HESABA TEK ÜCRET GELDİ Tüketicinin kuruluşta birden fazla hesabı bulunuyorsa, bir hesap işletim ücreti alınabilecek. 180 gün boyunca hareket görmeyen mevduat ve katılım fonu hesaplarından ise hesap işletim ücreti tahsil edilemeyecek. Yıllık üyelik ücretinde; kredi kartı kullanılmaya başlanmadan ücret alınamayacak. Ayrıca 6 ay ve daha uzun süre kredi kartını kullanmayanlardan ücret istenemeyecek. Kart ücreti alınamayacak Bankalar artık yıllık üyelik ücreti almadıkları bir kredi kartı türü sunmak zorunda olacaklar. Para yatırma ve para çekme işlemlerinde de yeni düzenlemeler yapıldı. Tüketicinin kendi bankasının ATM’lerinden ve şubelerinden kendi hesabına para yatırma, bakiye sorgulama ve banka tarafından belirlenen limit dahilinde ATM'lerinden para çekme işlemlerinden ücret alınamayacak. HANGi ÜCRET ARTIK YOK? Onaysız yapılan bildirimler, İpotek fek ücreti Kiralık kasa ziyaret Bozuk para tümleme Borcu yoktur yazısı Dekont yazdırma Hesap bakım Hesap özeti gönderim SMS gönderim ücreti Hesap işlemsizlik Hesap cüzdanı yazdırma - Banka kartı ücreti Hesap açma-kapama ücreti Dosya masrafı Kredi istihbarat ücreti Kredi işlem fişi ücreti Ödeme planı değiştirme ücreti Değişken taksitli ödeme planı ücreti Sanal kredi kartı ücreti Kendi hesabına para yatırma ücreti Reddedilen kredi ücreti Kredili mevduat hesabı kullanım ve tahsis ücreti Taksitli nakit avans komisyonu Akşam
Oturma Odanız Hacklenmiş Olabilir!
Siber saldırılara karşı zayıf olup olmadıklarını anlamak için ağ bağlantılı Akıllı TV'ler, Blu-ray oynatıcı vb. gibi ev eğlence cihazlarını kontrol etti. Ve saldırılara karşı çok zayıf olduklarını gördü. Dosyaları bilgisayarınıza yükleyebilmek için lütfen üzerine tıklayınız: Kaspersky Lab .docx İncelenen iki ağ bağlantılı depolama modeli, farklı tedarikçilere aitti, bunlar bir Akıllı TV, bir uydu alıcısı ve bağlantılı bir yazıcıydı. Araştırmasının sonucu olarak David Jacoby, ağa bağlı depolarda 14 zayıf nokta bulmayı başardı, bu zayıf noktalardan biri Akıllı TV'de, potansiyel olarak gizli pek çok uzaktan kumanda fonksiyonu ise yönelticide bulundu. Gizlilik ilkesi doğrultusunda Kaspersky Lab, zayıf noktaları kapatan bir güvenlik yaması piyasaya sürülene kadar ürünleri araştırmaya tabi olan tedarikçilerin adlarını açıklamayacak. Ancak bütün bu tedarikçiler, zayıf noktaların varlığından haberdar edildi. Kaspersky Lab uzmanları, keşfettikleri bütün zayıf noktaları ortadan kaldırmak için tedarikçilerle yakın işbirliği içinde çalışıyor. Araştırmanın yazarı David Jacoby, şunları söylüyor: “Bireylerin ve şirketlerin bağlantılı cihazların çevresindeki güvenlik risklerini anlaması gerekiyor. Ayrıca sadece güçlü bir parolamız olduğu için bilgilerimizin güvende olmadığını ve kontrol edemeyeceğimiz pek çok şeyin bulunduğunu hesaba katmalıyız. Güvenli bir cihaz gibi görünen ve hatta kendi adında güvenlik kelimesini çağrıştıran bir cihazda son derece ciddi zayıf noktalar bulmam ve bunları doğrulamam 20 dakikadan daha az zamanımı aldı. Peki benim oturma odamdan çok daha geniş bir ölçekte yapılmış olsaydı, benzer bir araştırma nasıl sonuçlanırdı? Bu, cihaz tedarikçilerinin ve bu cihazların güvenlik topluluklarının ve kullanıcılarının en yakın zamanda birlikte cevaplaması gereken pek çok sorudan sadece biri. Diğer bir önemli soruise, cihazların kullanım ömrü. Tedarikçilerle yaptığım görüşmelerden öğrendiğim kadarıyla, bazı tedarikçiler kullanım ömrü dolduğu zaman zayıf noktaları bulunan bir cihaz için bir güvenlik yaması geliştirmeyecek. Genellikle bu kullanım ömrü bir ya da iki yıl sürer ancak cihazların, örneğin NAS'lerin, gerçek ömrü bundan çok daha uzundur” şeklinde konuştu. Zayıf parolalar büyük tehlike En ciddi zayıf noktalar, ağa bağlı depolarda bulundu. Bunların pek çoğu, bir saldırganın sistem komutlarını yönetici öncelikleriyle uzaktan yürütmesine izin veriyordu. Zayıf parolalara ve yanlış izinleri olan pek çok konfigürasyon dosyasına sahip olan test edilen cihazların parolaları düz metin içerisinde barındırıyorlardı. Örneğin test edilen bir cihaz, şifrelenmiş parolaları içeren bütün konfigürasyon dosyasını ağ üzerindeki herkesle paylaşıyordu. Araştırmacı, farklı bir zayıf nokta kullanarak, bir dosyayı depolama belleğinin genel bir kullanıcının ulaşamayacağı bir alanına yükleyebiliyordu. Bu dosyanın zararlı bir dosya olması halinde, gizliliği ihlal edilen bu cihaz, bu NAS'ye bağlanan diğer cihazlar, örneğin bir ev bilgisayarı için bir virüs bulaştırma kaynağı olabiliyordu. Hatta bir botnet içerisinde DDoS olarak görev yapabiliyordu. Ayrıca zayıf nokta, dosyanın cihazın dosya sisteminin özel bir bölümüne yüklenmesine izin verdiği için, bunu silmenin tek yolu, aynı zayıf noktayı kullanmaktı. Açıkça görülüyor ki bu, ortalama ev eğlencesi ekipmanı kullanıcısını bırakın, bir teknik uzmanı için bile kolay bir işlem değil.Bağlantılı cihazlar dünyasında nasıl güvende olabiliriz •Bilgisayar korsanının hayatını zorlaştırın: Bütün cihazlarınız, en yeni güvenlik ve aygıt yazılımı güncellemelerine sahip olmalıdır. Bu şekilde bilinen zayıf noktalardan faydalanma riski minimuma inecektir. •Varsayılan kullanıcı adı ve parolasının değiştirildiğinden emin olun: Cihazınızdan faydalanmaya çalışırken bir saldırganın deneyeceği ilk şey bu olacaktır. CNN Türk
Reklam
Tüm Zamanların En İyi Rock Grupları
Nirvana 1990'ların başında Nevermind albümüyle alternatif rock tarzında yeni bir müzik çağı başlatmıştır. Grunge adı verilen bu müzik tarzında hızlı bir tempo ve defalarca tekrarlanan nakarat bölümü en belirgin özellikler olarak karşımıza çıkmaktadır. Grunge bu yönüyle Punk müziği de andırır fakat Grunge ile Punk akımları temsil ettikleri kuşaklar ile birbirlerinden ayrılır.
Doğan Grubu'na Vergi İncelemesi
Doğan Grubu şirketleri vergi incelemesi altında. WSJ Türkiye'ye konuya ilişkin bilgi veren iki kaynak, bir süredir Doğan Grubu'na ait şirketlerde vergi incelemesi yapıldığını kaydetti. Doğan Holding yönetimine yakın bir kaynak, 'Bir süredir birçok şirketimizde inceleme var' diye konuştu. Bu incelemelerin rutin bir vergi incelemesi olup olmadığına ilişkin soruya ise 'Maalesef ülkemizde gri alanlarda yapılan vergi incelemeleri birer siyasi baskı aracına dönüştü' cevabını verdi. İnceleme yapılan şirketler arasında grubun medya şirketlerinin de bulunduğu belirtildi. Ancak kaç şirketin incelendiği ve incelemelerin hangi aşamada olduğu konusunda bir bilgi edinilemedi. Konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı yetkilileri bunun 'vergi mahremiyeti'ne girdiğini, kanunen konuya ilişkin bir açıklama yapmalarının mümkün olmadığını belirttiler. Doğan Holding ilk etapta bir açıklama yapmadı. Doğan Grubu'na ait medya organlarında son haftalarda hareketli günler yaşanıyor. Hürriyet Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu 8 Ağustos tarihinde, muhalif yazıları ile tanınan köşe yazarı Yılmaz Özdil ise 15 Ağustos'ta istifa etmişti. Doğan Grubu'nun patronu Aydın Doğan'ın bir süre önce çalışanlarına yaptığı bir konuşmada, 'Her gün hükümeti eleştirmek gazetecilik değil. Ülkede siyaset dışında da bir sürü şey oluyor. Ben bir servet kaybettim. Ama hep arkanızda durdum. Siz de benim arkamda durun' ifadelerini kullandığını yazmıştı. Erdoğan'dan sık sık eleştiriler alan Doğan Grubu bugüne kadar birçok kez vergi cezaları ile gündeme geldi. 2007 yılında genel seçimlerden once Petrol Ofisi 'ndeki 1.2 milyar liralık vergi borcunu 275 milyon TL'ye indiren Doğan Grubu'na Maliye 2009'da da 4,2 milyar lira ceza kesti. Yargı süresinin sonunda Doğan Grubu'nun cezası 988 milyon lira olarak belirlendi. kerim.karakaya@wsj.com aysegul.akyarli@wsj.com
Reklam
Reklam