Daryl Dixon Gay mi?
AMC’nin bir numaralı dizisi The Walking Dead‘in sevilen karakterlerinden Darly Dixon ile ilgili çeşitli spekülasyonlar bulunmaktaydı. Dizinin yaratıcısı Robert Kirkman, Daryl’in cinsel eğiliminin tartışıldığını belirtmesi üzerine bu ihtimal daha da kuvvetlenmişti.Sorular o kadar arttı ki, Scott M. Gimple bu konuya bir yanıt vermek zorunda kaldı.Açıklama şöyle:” Henüz karakterler ile ilgili açıklamadığımız birçok şey biliyoruz. Fakat Daryl’in cinsel tercihlerini büyük bir sırrı ortaya çıkaracağımız için henüz açıklamayı uygun görmüyoruz. 5. sezona gelmiş olmamıza rağmen, bu tip soruların geliyor olması da Daryl’in kapalı ve birçok yönden savunmacı bir yapıya sahip olmasından kaynaklanıyor. O tam bir savaşçı, onun dışarıya açıldığı ve diğer karakterler ile birlikte hareket ettiğini görme şansımız oldu. Daryl’in yolculuğu hala devam ediyor ve bu karakter ile ilgili ileride gelişmeler olacak. Daryl diğer karakterlerle daha sonra yakınlaşacak ve savunmacı yapısını bir kenara bırakacak. O zaman onun kim olduğunu daha rahat görebileceğiz.”Bu açıklamayı yorumlarsak Daryl’in net olarak cinsel tercihlerini henüz öğrenmiş değiliz. Ancak Gimple’ın açıklamaları heyecan verici. Gelecek sezonda Daryl’in çok daha aktif ve önemli bir noktada olacağını ön görmek yanlış olmayacaktır.
Çocuk Gelinler Üstüne Bir Roman
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye, çocuk gelinlere en çok rastlanan ülkeler sıralamasında yüzde 14 oranıyla ikinci sırada yer alıyor. İlk sıraları Batı-Doğu-Orta Afrika ülkeleri ile Güney Asya ülkeleri alıyor. Konunun birçok uzmanı 18 yaşın altındaki evliliklerin çocuk istismarı olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak, ülkemizde halen istismarın adı ‘evlendirme’ olarak doğal bir şey gibi lanse ediliyor.Çocuk gelinleri gezdiği, gördüğü ve yaşadığı yerlerden esinlenerek kaleme alan Ali Bayram, “13’ünde Kadın Olmak” romanı ile çocuk gelinlerin dramlarını gözler önüne seriyor. Romanının kahramanları, daha doğrusu mağdurları olan 13’ündeki ikizler, Helin ve Sıla da ağabeylerinin bir başkasının ölümüne neden olduğu insanların kanları karşılığında evlendiriliyor. Romanda çocuk gelin gerçeğine karşı direnen bir köy öğretmeninin de düzeni değiştirmeye çalışırken çarkın dişlilerinde öğütülerek yok edildiği anlatılıyor.Bayram’ın, görev yaptığı yerlerde yaşadığı töre gerçeğini romanına yansıtırken, “13’ünde Kadın Olmak” bizlere ‘insan’ olmanın sadece unvan olmadığını, bir felsefe olduğunu hatırlatmakla birlikte; namlunun soğukluğuyla, kurşunun kalbinize saplanması acısını yaşatıyor. Ne acı ki; çocuk gelinler insanlık dışı bir töreye kurban ediliyor.Yazar, bir röportajında “İki çocuk gelin, iki ayrı evde, insanlık dışı bir töreye kurban ediliyordu” diyor. Evet, anahtar kelime buydu aslında. İnsanlık dışı bir töre…Sizlere kusura bakmayın ama ‘güzel, keyifle okuyabileceğiniz bir roman’ gibi laflar edemeyeceğim. Şezlonga şöyle uzanırken, içkinizi böyle yudumlarken okuyabilirsiniz gibi pazarlama laflarına da hiç gerek yok. Romanın hedef kitlesi A + da değil ayrıca. Çünkü hedef kitlesi, empati yapabilen herkes. Biraz empati yapabilen ve kendi dışımızda da ne gibi hayatlar olduğunu bilmek isteyenler için etkileyici bir roman.Kaynak : Aycan Pırasalar Yengigün Gazetesi
Kırmızı Fularlı Kız Kitap Oldu
Antalya’da Gezi olaylarıyla ilgili iki davada 103 yıl hapis cezasıyla yargılanırken PKK’ya katılan ve ‘Kırmızı Fularlı Kız’ olarak bilinen 21 yaşındaki Ayşe Deniz Karacagil’in yaşadıkları, Fatih Küçük tarafından önce resme, peşinden tiyatro oyununa, son olarak da ‘Kırmızı Fularlı Kız’ adıyla kitaba dönüştürüldü.‘Destan Yörük’ kod ismi ile PKK’ya katıldığı belirtilen Ayşe Deniz Karacagil, cezaevi günlerinde elinde taşıdığı çiçek fotoğrafından esinlenerek Avangart Sanat Merkezi kurucusu Fatih Küçük tarafından resmedildi. Peşinden Kırmızı Fularlı Kız’ı tiyatro oyununa konu eden Küçük, bu sefer de kitabını yazdı. Yazar ve ressam Fatih Küçük’e ait ‘Kırmızı ...devamı:365haber.org/kültür-sanat
Orta Gelirliye Ev Hayal
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği Başkanı Aziz Torun, sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sanayi ve üretimin önemli olduğunun altını çizen Torun, sanayicilerin kendi alanlarında faaliyet göstermeleri ve iş geliştirmelerinin doğru olduğunu kaydetti.GYODER Başkanı Aziz Torun, büyük şehirlerde ucuza proje geliştirmenin artık mümkün olmadığını söyledi.Dışarıdan bakıldığında gayrimenkul sektörünün çok kolay ve kârlı göründüğünü ifade eden Torun, şunları söyledi: 'İşin içerisine girince realite öyle değil. Dışarıdan gelen bir proje geliştirici ya da yatırımcının bunu kısa sürede kavrayıp orada başarılı olması kolay değil. Onun için biz diyoruz ki; sanayici gayrimenkul sektörüne girmesin 'dedi.“Sorun arsa maliyetleri”Torun, en büyük sıkıntının arsa maliyetlerinin yüksek olmasından kaynaklandığını belirterek, 'Arsa maliyetleri gelişmiş bölgede yüzde 50'yi buluyor. Yüzde 35-40 inşaat ve pazarlama maliyeti olunca, harçlar da çok yüksek, geriye kalan kâr marjı yüzde 10-15'tir' dedi.Orta gelirlilerin ev sahibi olmasıyla ilgili de Torun, 'Büyük şehirlerde ucuza proje geliştirmek mümkün değil, çünkü arsalar sınırlı. Metro ile ulaşım sorunları çözüldükten sonra uydu kentler oluşturarak daha orta gelire konut yapma imkanı sağlanabilir. Arsalar uygun fiyatlarla proje geliştiricilere verilirse daha da ucuz konut elde etmek mümkün olacaktır' diye konuştu.“İmar hakkı değişmesin”İmar haklarıyla fazla oynanmaması gerektiğini söyleyen Torun, şöyle devam etti:'Yeni oluşturulan bölgelerde imar planları yeniden yapılabilir, ancak planlaması yapılmış, yapılaşmanın oluştuğu bölgelerde imar planlarıyla sürekli oynanması hem hakkaniyet açısından doğru değil hem de mahkemeye giden konular sürüncemede kalıyor. Haksız rekabet oluşturmamak kaydı ile imar mevzuatında değişiklik olabilir ' dedi.
Bunu Saymayız Denetime de Bekleriz!
Batıda inşaat büyüklüğüne göre iş güvenliği uzmanı şartı varken, Türkiye’de uzmanlar inşaatta çalışan işçi sayısına göre belirleniyor. Taşeron sistemiyle çalışan sayısı az gösterilip, 30 günlük denetim birkaç güne düşürülebiliyor. Bu durum, denetimi “uğrayıp çay içme” seviyesine çekiyor.Torunlar GYO’daki asansör faciasının ardından dikkatlerin odaklandığı iş güvenliği mevzuatında büyük zaaflar bulunduğu ortaya çıktı. İş güvenliği denetimlerinde şantiye büyüklüğü yerine işçi sayısının esas alınmasıyla zorunlu denetim sayısı 30 günden 3 güne düşüyor. İşçilerin taşeron çalıştığı bunun gibi yerlerde denetim süresi neredeyse çay içme süresine kadar kısalıyor. Maaşını inşaatı yapan patronlardan alan iş güvenlik uzmanlarının çalıştıkları yeri Çalışma Bakanlığı’na şikâyet etmek gibi bir şansı da var. Ancak bu hak, inşaat işçilerinin çalıştıkları yeri bakanlığa şikayet etmelerinden daha olası değil.İş güvenliği yetkililerin verdiği bilgiye göre; çalışma alanlarının güvenliği için risk analizi, acil durum planı, çalışanların eğitimi ve ortam gözetimi esas alınıyor.Alana çıkmak zorunlu!Resmi mevzuata göre, “ortam gözetimi” için iş güvenlik uzmanlarının sahada olması gerekiyor. Diğer işçilerle birlikte mesaiye gitmesi, kullandıkları cihazları kullanması gerekiyor. Ancak, iş güvenliği uzmanları için zorunlu alan mesaisinin işçi sayısıyla kısıtlanması etkin güvenlik kontrolünü pratikte ortadan kaldırıyor. İş güvenliği uzmanı mesai saati 1.000 gün işçi için 30 gün olarak belirleniyor. Yetkililerin verdiği bilgiye göre bu 30 gün boyunca güvenlik uzmanlarının saat 08.00-17.00 arasında mesai yapması gerekiyor.İşçi az, denetim çok az!Ancak, Torunlar örneğinde olduğu gibi taşeronlukla bu zorunluluk düşüyor. 1000 işçi 10 ayrı taşeron şirkete bölündüğünde iş güvenliği uzmanı için alana çıkma zorunluluğu 30 günden 3 güne iniyor. Örneğin, 500 bin metrekarelik, “çok tehlikeli” bir maden ya da inşaat sahasında, çalışan sayısı 100 görünüyorsa iş güvenliği denetim günü sayısı da 3’e iniyor. Bu da tüm sahanın incelenmesini olanaksız hale getiriyor. Denetimler, alanda aktif çalışmadan çıkıp “uğrayıp çay içme”ye dönüşüyor.Milliyet’e bilgi veren bir yetkili, “Kazanın olduğu inşaat alanı herhalde 100 bin-120 bin metrekare vardır. Ama çalışan sayısı 100 olarak gösteriliyorsa uzmanın geleceği süre 2-3 güne düşüyor. Aslında kişi sayısı kadar alan da dikkate alınmalı” dedi.Gece çalışma riski büyükTorunlar gibi gece gündüz işçi çalıştırılan yerlerde bir zaafiyet de gece koşulları... Yetkililere göre gece vardiyasında iş güvenliği uzmanı sayısı artmalı. Ancak pek çok inşaatta ve, “çok tehlikeli” olarak sınıflandırılan çalışma alanında buna riayet edilmiyor.İşçi patronunu uyaracak!Mevzuata göre, maaşı inşaatçı şirket tarafından ödenen iş güvenliği uzmanı bir aksaklık görürse işvereni uyarmak ve süre vermek zorunda. Süre sonunda güvenlik zaafiyetinin giderilmemesi durumunda güvenlik uzmanının işvereni Çalışma Bakanlığı’na şikayet etme olanağı da bulunuyor. Ancak bu mekanizma, diğer işçilerin patronlarını şikayet etmesi gibi pratikte çok da olanaklı görünmüyor.Belgenin sadece adı varİş güvenliği konusunda bir sorun da işçilerin eğitim belgesinde. Kouyla ilgili yönetmeliğe göre işçilerin çalıştıkları yerlerde eğitim görmeleri gerekiyor. Genel konular, sağlık ve teknik konular olmak üzere üç başlıkta yapılan eğitimlerin, teoriğin yanında uygulamalı olarak da verilmesi gerekiyor. İşçilerle ilgili seviye tespit sınavını ise şirket yapıyor. Eğitimler buna göre veriliyor. Eğitimin sonunda sınav yapılması da mevzuata göre şart. Verilen eğitimlerin, kazanın yaşandığı yer gibi, “çok tehlikeli” yerlerde yılda en az bir defa ve yapılması gerekiyor.Eğitimlerin zorunlu saati ise 16 saat. Ancak, Torunlar’da çalışan işçilerden bazıları 1 saatlik teorik eğitim aldıklarını ve bunun için para ödediklerini öne sürdü.Asansör freni neden yok?Kazanın yaşandığı tipteki asansörlerde normalde paraşüt tipi fren sistemi de olması gerekiyor. Temel olarak bir tür çarktan ibaret olan bu sistem, asansör olağandışı bir hıza ulaştığında halat yardımıyla fren olanağı sağlıyor. Asansörlerde AB ve TSE standartları arasında da çelişki olduğu belirtiliyor.Mithat Yurdakul | Milliyet
GTA Oyunlarındaki Aklımıza Mantığımıza Bir Türlü Sığmayan 15 Olay
Grand Theft Auto serisi tartışmasız dünyanın en iyi oyun serilerinden. Bir çok hayranı olan bu oyun için zamanında internet kafeler, abilere silah şifreleri yazmaları için ricada bulunan veletlerle doluydu. Ancak oyunda mantıkla bağdaştıramadığımız, trajikomik olaylar da mevcuttu... Yine de hala seviyoruz...
Aksiyon Filmi İzleyen Daha Çok Atıştırıyor
Amerikada yapılan bir çalışma, aksiyon filmleri izlemenin kilo alma ihtimalini artırabileceğini ortaya çıkardı.Cornell Üniversitesi’nden bilim insanları ise en çok hangi tür televizyon programları izlemenin kilo almaya neden olabileceğini araştırdı. Araştırma, insanların aksiyon filmleri karşısında daha çok “atıştırdıklarını” ortaya koydu. Bilhassa ailelere ekran başında çocuklarını aksiyon filmi izletmemesi konusunda uyarı yapıldı.365haber.org/2014/09/05/aksiyon-filmi-izleyen-daha-cok-atistiriyor/
Ölmeden Cenneti Gördüğünüzü Düşündürecek 14 Fotoğrafıyla "Beyaz Tapınak"
İster inanın ister inanmayın, bu gördüğünüz fotoğraflar ne düşler ülkesine ne de peri masallarına ait. Beyaz Tapınak olarak da bilinen 'Wat Rong Khun', Tayland'da bulunan bir Budist tapınağıdır.Chalermchai Kositpipat adında Taylandlı bir tasarımcı tarafından 1997 yılında tasarlanan bu tapınak, geçtiğimiz Mayıs ayında gerçekleşen bir depremde ağır bir hasara uğramıştır. Tapınağın onarılması için Uluslararası destek gören Kositpipat, bu durumdan ilham alarak vazgeçmeyeceğini belirtmiştir.Tapınağın çoğu bölümüne yapısal hasarları giderilene kadar giriş yasaklanmıştır, fakat ziyaretçilerin dışarıdan fotoğraf çekmesine izin veriliyor.
Bu Filmden Korkmayana 10 Bin Dolar
Cinli filmlerin unutulmaz yönetmeni Hasan Karacadağ, yeni filminin en korkunç sahnesi için izleyiciyle iddiaya giriyor.Hasan Karacadağ’ın yazıp yönettiği, J plan ve Taff Pictures’ın yapımcılığını üstlendiği Tük sinemasının en uzun soluklu serisi Dabbe’nin beşinci filmi, Dabbe :Zehr-i Cin, 12 Eylül’de 250 kopya olarak vizyona giriyor. Radikal'de yer alan habere göre filmin yaratıcısı ve yaratıcı fikirlerin, ilgi çekmenin ustası Hasan Karacadağ Facebook ve twitter üzerinden ' dünya çapında' olduğu önemli vurgulanan fantastik bir yarışma başlatıyor.Filmde ana karakterin cinlerle karşılaştığı sahnenin, sinema tarihinde yapılmış en korkutucu sahnelerden biri olduğunu iddia eden Karacadağ, izleyiciler arasından kesinlikle korkmayacağını iddia eden 10 kişiyi sosyal medya üzerinden yapılan müracaatlarla belirleyecek ve Fono Film stüdyolarında özel bir ortamda filmi izletecek. Yabancılara da açık olan bu yarışma, İngilizce altyazılı olarak gösterilecek. Yarışmanın dünya promosyonu ise Mainstreet AD tarafından yapılacak.‘KORKU’SUZ İNSAN YOKTURDaha önce Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde tıp geçmişi bulunan Hasan Karacadağ, ‘korku’ duygusunun beynin geçirdiği düşük frekanslı nöbet anlarından oluştuğunu ve bir insanın korku duygusunu yüz mimikleriyle ve sözleriyle gizlemeyi başarmasına rağmen, kalp atışlarının ve beyin dalgalarının değişmesini asla kontrol edemeyeceğini belirtti.KORKMAZSAN 10 BİN DOLAR ÖDÜLKorkunun bilimsel izahını da yapan Karacadağ, cesur izleyicilerinin korkusunu da bilimsel yöntemlerle tespit ecek. Filmi izleyecek iddia sahibi kişiler nörotransmitter aygıtına bağlanarak, kalp atışları ve beyin dalgalarının değişimi takip edilecek. Filmin sonunda sonuçlar birer çıktıyla karşılaştırılacak. Film boyunca beynin korku bölgesi amigdala’da herhangi bir değişim gözlenmemesi halinde, o kişiye 10 bin dolar ödül verilecek.Amigdala'sını kontrol edebildiğini düşünen korkusuz sinefiller için müraccatlar 10 Eylül’den itibaren başlayacak..Cumhuriyet
Google 'Unutulma Hakkını' Tartışacak
Google, Avrupa Birliği'nin (AB) aldığı kararın ardından hayata geçirdiği 'unutulma hakkı' hizmetini Avrupa'da düzenleyeceği yedi toplantıda tartışmaya açacak.Google, Avrupa Adalet Divanı'nın Mayıs aldığında aldığı kararı Avrupa'da tartışmaya açacak. Mahkeme, verdiği kararla belli bilgilerin arama motorundan silinebileceğine karar vermiş ve kullanıcıların sebeplerini öne sürerek Google'dan bu talepte bulunabileceklerini bildirmişti. Kararın ardından birkaç ay içinde 100 binden fazla taleple karşılaşan Google, karşı olduğunu belirttiği 'unutulma hakkını' tartışmaya açmaya karar verdi.BBC'nin haberine göre, Google ilk toplantıyı bugün Madrid'de düzenleyecek. Geride kalan altı toplantı da 4 Kasım öncesinde tamamlanmış olacak. Kamu toplantıları, Google'ın Adalet Divanı'nda alınan karar öncesinde oluşturduğu komite tarafından yürütülecek. Komitede Wikimedia kurucusu Jimmy Wales'in yanı sıra geçmişte internette gizlilik üzerinde çalışmış yetkililer ve eski yargıçlar bulunuyor.Halka açık toplantılarda Google, 'bir kişinin unutulma hakkı, kamunun bilgiye erişim hakkıyla dengelenmeli' düşüncesini savunacak. Google, arama motorundan bilgi silinmesinin 'yeni ve zor bir işlem olduğunu, bu aşamada bilgilerin silinmesi veya taleplerin değerlendirilmesinde kılavuzluğa ihtiyacı olduğunu' belirtecek.Google, Temmuz ayında yaptığı açıklamada, AB'nin kararının ardından 91 bin içerik silme talebi geldiğini ve taleplerin birçoğunun 'taleple bağlantısız, ilgisi olmayan ve önemi kalmamış' bilgiler olduğunu öne sürmüştü. Taleplerin birçoğunda bireylerin işlediği suçlar hakkında haberler, utanç verici fotoğraflar, aşağılama gibi içerikler yer aldığı belirtildi. Google'ın, taleplerin yarısını reddettiği düşünülüyor.Bloomberg'e açıklama yapan Avrupa Komisyonu sözcüsü Michele Cercone, 'Google toplantılarının hoş karşılandığını belirterek, kararın desteklenmesinin ulusal verileri koruyan düzenleyicilerin sorumluluğunda olduğunu' ifade etti.Kaynak: Al Jazeera
T50 Saatte 135 Adet Satışla Rekor Kırıyor
Turkcell T50, çok kısa bir süre içerisinde, önemli bir rekora imza atmayı başardı!Turkcell'in kendi markasıyla çıkardığı T serisi akıllı telefonların en yenisi Turkcell T50 , piyasaya sürüldüğü 9 Temmuz tarihinden itibaren 165 bini aşan satışla Turkcell'in cihaz portföyünde en çok tercih edilen akıllı telefon oldu. Teknoloji tutkunları T50'yi kısa süre içerisinde sahiplendi ve cihaz saatte ortalama 135 adetle rekor satış performansına ulaştı.Turkcell, T50'nin yerli üretimi için de start verdi. Türkiye'nin operatör markalı ilk 4G destekli telefonu Turkcell T50, Eylül ayından itibaren artık ' Made in Turkey ' damgasıyla raflarda olacak.Türkiye'nin en popüler akıllı telefonu artık Türkiye'de üretilecekTurkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv , T50'nin Turkcell için taşıdığı önemi şu sözlerle özetledi:'Turkcell T50'nin ulaştığı başarı, hem bizim için büyük bir gurur kaynağı hem de ülke ekonomisi açısından müthiş bir katkı. Herkesin en ileri teknolojiye en uygun koşullarda ulaşabilmesi hayaliyle başladığımız T serisi yolculuğumuzda, bugüne kadar toplam 1,7 milyon adedi aşan satış rakamına ulaştık. Cari açığın azaltılmasına dönük yaklaşık 850 milyon TL'lik pozitif katkı sağladık. Geçtiğimiz yıl hedeflerimizi bir adım ileri taşıyarak Türkiye'nin ilk yerli akıllı telefonu Turkcell T40'ı Türkiye'de üretme hayalimizi gerçeğe dönüştürdük. Şimdi sıra T50'de; Türkiye'nin en çok tercih edilen akıllı telefonlarından biri olan Turkcell T50'yi ülkemizde üretmeye başlıyoruz. T serisi telefonlarımıza gösterilen yoğun ilgi Turkcell markasına olan güveni ortaya koyuyor. Bundan sonra da bu güvene layık olmak için çalışmaya devam edeceğiz.'Turkcell T50 Teknik ÖzelliklerEkran 5' HD (1280x720)Veri Bağlantısı LTE (150 Mbps) & DC-HSDPA+/Çift taşıyıcı (43.2 Mbps) & EDGEKamera 13 MP arka /2 MP önİşlemci Qualcomm 8926 1.2 GHz Dört ÇekirdekSes özellikleri HD Ses, gürültü engelleme, Dolby Digital Plusİşletim Sistemi Android 4.4.2 (Kit Kat)Hafıza 16 GB DahiliBatarya 2300 mAh / Hızlı şarjBoyutlar 142.3 X 70.4 X 7.8 mmAğırlık 130.4 gramBasın bülteninden derlenmiştir