Görüş Bildir
İstediği Zamana Geri Dönüp Fotoğrafını Çekebilen Sanatçıdan Gerçeğinden Farksız 12 An
Bazen öyle anların fotoğraflarını çekmeyi kaçırırız ki, pişmanlıkları uzun sürer. Fakat Çek fotoğraf sanatçısı Jojakim Cortis ve arkadaşı Adrian Sonderegger, neredeyse istedikleri her anı tekrar canlandırıp o anı sahte de olsa fotoğraflamayı başarabilen bir yeteneğe sahipler. Tasarım, görsellik ve ışığı çok etkili kullanarak ve bunlarla fotoğrafçılık sanatını birleştirerek, isterlerse 1980'lere isterlerse 1850'lere geri dönüp o anları ölümsüzleştirebiliyorlar.
Facebook'ta İçerik Sildirmede Dünya İkincisi Olduk
Facebook'un 2014'ün ikinci yarısını kapsayan Şeffaflık Raporu'na göre, Türkiye 3 bin 624 içerik kaldırma talebiyle dünyada ikinci oldu.Facebook, 2014 yılının ikinci yarısını kapsayan Şeffaflık Raporu’nu yayınladı.
Apple, Akıllı Saati İçin Tokyo’da Mağaza Açmaya Hazırlanıyor
Apple Watch’un kullanıcılarla buluşmasına artık çok az bir süre kaldı. Geri sayım başlamışken Apple’ın Apple Watch için bir mağaza hazırlığı içinde olduğu ortaya çıktı. The Verge’ün paylaştığı fotoğraflara ve aktardığı habere göre Apple, Tokyo’daki Isetan Shinjuku alışveriş merkezinde bir Apple Watch mağazası açmaya hazırlanıyor.
İyi ki Doğdun Nubar Terziyan!
Yeşilçam filmlerinin unutulmaz oyuncusu, 1993’te kaybettiğimiz Nubar Terziyan, bugün 106 yaşına bastı. 500’ü aşkın filmde mahallenin manavı, kasabı, sütçüsü; ‘jönün’ babası, amcası, en yakın dostu, ama oyuncuların hep en tontonu olan Nubar Terziyan’ı, oğlu Berç Alyanakziya anlatıyor...12 yaşından itibaren arkadaşlarıyla kurduğu yarı amatör temaşa heyetinin oyunlarında sahneye çıkan, 1948’de ‘Efsuncu Baba’ filmindeki rolüyle sinemaya adım atan Nubar Terziyan, yıllarca hayatını sinemadan kazandı. Oğlu, hafızalara kazınan ‘tonton’ yüzünün genetik miras olduğunu söylüyor: “Bizim soyadımız Alyanakziya’dır, çünkü hepimiz al yanaklıyız. Ziya da ışık demek.”Berç Bey, babasının oyunculuğa başladığı dönemde, İhsan Alyanak gibi isimler tanındığı için, kendisine Terziyan soyadını seçtiğini belirtiyor. “Neden Terziyan?” sorusunun cevabı yok, fakat belli ki Nubar Bey, birçok diğer Ermeni oyuncunun aksine, Yeşilçam’a girerken kimliğini saklama gereği duymamış, takma da olsa köklerini hatırlatan bir soyadını tercih etmiş.Aslen Kumkapılı olan Nubar Terziyan, hayatının büyük kısmını Büyükdere’de geçirdi. Yaz kış sahilinden denize girdiği mahallenin bir sokağı artık onun adını taşıyor. Büyükdere Surp Hripsimyants Kilisesi Yönetim Kurulu’nda bulunan Berç Alyanakziya, tabelası takılmış olan ‘Nubar Terziyan Sanatkârlar Sokağı’nın, birkaç ay içinde şenlikli bir açılışla merhaba diyeceğini müjdeliyor.Kaynak: Gözde Kazaz | Agos
12 Maddede Benim Büyük Çaresizliğim: İzlanda
Bakıyorum da dünya üzerinde kurulması en gereksiz birkaç ülkeden biri, belki de birincisi İzlanda. Allah'ın unuttuğu yerde, çorak topraklar üzerinde, güneşin görülmediği, karın buzun bitmediği, yanardağ patlamalarının eksik olmadığı bir yerde 300 bin kişilik bir ülke kurmanın cidden manası yok. Tamam, vakti zamanında birileri buralara yerleşmiş olabilir ama arkadaşım o gün bir yerden bir yere gitmek 6 ay sürüyor, belki adamlar gemiyle buraya geldi sonra gemileri batınca burada kaldılar. Yani en kötü ihtimalle 1800'lerden sonra bu topraklar terk edilmeliydi. Sen 800'lü yıllarda adaya gelmiş insanların aklına uyup da ne diye bu hatada ısrarcı oluyorsun ki?
Daredevil Dizi Oluyor
Daredevil, hikayenin merkezinde yer alan ve gündüzleri avukatlık yapıp, geceleri ise suçluların peşinden giden Matt Murdock'ın yaşadığı maceraları konu alıyor. 2003 yılında Mark Steven Johnson'ın yazıp yönettiği çizgi romanın sinema uyarlamasında Matt Murdock, Ben Affleck tarafından canlandırılmıştı. İlk etapta 13 bölüm olarak planlanan dizinin 2015 yılında yayınlanması bekleniyor.Zamanında izlemesi zevkli bir filmdi. Alıştığımız süper kahramanlar haricinde bir başka kahraman :)
Reklam
Reklam
Hemen Bugün Kamboçya'ya Yerleşmek İçin 20 Mantıklı Neden
etiket
Fotoğrafçı Özgür Çağdaş'ın kendi blogunda anlattığı Kamboçya izlenimlerinden yola çıkarak sizler için Kamboçya'da yaşamanın nasıl olabileceğini derledik. Gitmek isterseniz Özgür Çağdaş yardımcı olabileceğini de belirtmiş haberiniz olsun. http://www.dunyabirmasaldir.com/kambocyaya-yerlesmek-ve-aylik-400a-krala-komsu-yasamak/
Babası "Serbest Meslek" Sahibi Olan Çocuklarının Çok İyi Bildiği 12 Şey
Serbest meslek tanımının kapsamı çok geniştir. İlkokulda babası serbest meslek erbabı olan çocuklara çok imenirdik, öyle ya babası serbestti, istediği yere gidiyordu, akşama kadar geziyordu. Büyüyünce serbest meslek sahibi olmak istiyorduk, vs. Peki ya babası serbest meslek sahibi olan çocuklar neler düşünüyordu?
Reklam
Instagram'da En Çok Kullanılan Filtre Açıklandı
Popüler fotoğraf paylaşma sitesi Instagram’da en çok kullanılan fotoğraf filtresi istatistikler sayesinde ortaya çıktı.iOS platformuna 2010 yılında adımını atan Instagram uygulaması sunduğu filtre seçenekleri ile kısa sürede popüler olmuştu. Sosyal medya devi Facebook, Instagram’ın bu yükselişini değerlendirmek için firmayı geçtiğimiz 2012 yılında satın almıştı.Satın alınma işleminden sonra Instagram’a güncellemeler ile sürekli yeni filtre seçenekleri ekleniyor ve uygulamanın gelişimi devam ediyordu. 20’den fazla fotoğraf filtresini bünyesinde bulunduran Instagram’ın bugün istatistikleri açıklandı. Açıklanan istatistikler Instagram’da en çok kullanılan fotoğraf filtresini gözler önüne seriyor.Instagram’da en çok kullanılan filtre seçeneği %81.5’lik bir kullanım oranı ile “Normal” oluyor. Uygulamada çok güzel çeşitli filtreler varken, filtresiz seçeneğinin daha fazla kullanılmasına şaşırabilirsiniz. Ancak bu durumu şöyle yorumlayabiliriz.
Rockstar En İyi GTA V Grafiklerini PC’ye Saklamış
İki yıl önce PS3 ve Xbox 360 için duyurulan GTA V, PC ortamına bir türlü gelemedi. Yazın çıkacak, iki ay sonra gelecek, haftaya kesin duyurulacak derken, oyun nihayet bu ay sonunda PC’lerde boy göstermeye başlayacak. Hem de müthiş gelişmiş grafikleriyle.Ertelenme sayısını sayamadığımız GTA V, PC kullanıcılarının gönlünü fazlasıyla alacağa benziyor. Zira oyun şimdiye kadarki en gelişmiş grafikleriyle geliyor. Öyle ki, konsol oyuncuları bile GTA V’i PC için yeniden satın almak isteyebilir. YouTube’da karşılaştırmalı olarak yayınlanan videolar da bunu kanıtlar nitelikte. Bir YouTube kullanıcısının GTA V grafiklerini PS3, PS4 ve PC’de karşılaştırmalı olarak gösterdiği videoları hemen aşağıdan izleyebilirsiniz.
WhatsApp Sesli Arama Özelliği iOS’ta Beta Aşamasında
Bir süredir Android ekosisteminde WhatsApp sesli arama rüzgarı esiyor. Android kullanıcılarından sonra söz konusu özelliği denemek için gün sayan iOS kullanıcıları, görünüşe bakılırsa kısa süre sonra istediklerine kavuşacak.Hindistan’da ortaya çıkan ekran görüntüleri, WhatsApp sesli arama özelliğinin iOS’ta beta aşamasına geldiğini gösteriyor. Bu da özelliğin çok yakında tüm kullanıcılara sunulacağı anlamına geliyor. Sesli arama özelliğinin Android platformundaki gibi davetiye yoluyla mı elde edileceği şimdilik bilinmiyor. Android kullanıcıları için hatırlatmak gerekirse; sesli aramaya kavuşmak için öncelikle Play Store’dan WhatsApp’ın son sürümünü indirmeniz gerekiyor. Sesli aramayı aktifleştirmek içinse bu özelliği kullanan başka bir kullanıcının aramasına cevap vermeniz yeterli.
Reklam
İşsizlik Son 4 Yılın Zirvesinde
İşsizlik Aralık'ta yüzde 10,9 ile son 4 yılın zirvesinde gerçekleşti.TÜİK tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2014 yılı Aralık döneminde 3 milyon 145 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise yüzde 10,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 10,2 kadınlarda ise yüzde 12,6 oldu. Aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı yüzde 12,9 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı yüzde 20,2 iken, 15-64 yaş grubunda bu oran yüzde 11,2 olarak gerçekleşti.İstihdam oranı yüzde 44,7 olduAralık 2014 döneminde 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin sayısı, 25 milyon 642 bin kişi, istihdam oranı ise yüzde 44,7 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 63,6, kadınlarda ise yüzde 26,2 olarak gerçekleşti.Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 5 milyon 10 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 20 milyon 632 bin kişi olarak gerçekleşti. İstihdam edilenlerin yüzde 19,5’i tarım, yüzde 20,5’i sanayi, yüzde 7,1’i inşaat, yüzde 52,8’i ise hizmetler sektöründe yer aldı.İşgücüne katılma oranı yüzde 50,2 olarak gerçekleştiİşgücü 2014 yılı Aralık döneminde 28 milyon 787 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise yüzde 50,2 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 70,8, kadınlarda ise yüzde 30 oldu.Kayıt dışı çalışanların oranı yüzde 33,2 olarak gerçekleştiHerhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı 2014 yılı Aralık döneminde yüzde 33,2 olarak gerçekleşti. Bu oran tarım sektöründe yüzde 81,2 iken, tarım dışı sektörlerde yüzde 21,6 oldu.Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam arttı işsiz sayısı azaldıMevsim etkilerinden arındırılmış istihdam sayısı bir önceki döneme göre 100 bin kişi artarak 26 milyon 205 bin kişi olarak gerçekleşti.İstihdam oranı ise 0,2 puanlık artış ile yüzde 45,7 oldu.Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlerin sayısında 2014 yılı Aralık döneminde, bir önceki döneme göre 58 bin kişilik azalış gerçekleşti. İşsizlik oranı ise 0,2 puanlık azalış ile yüzde 10,4 oldu.Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücüne katılma oranı bir önceki döneme göre değişim göstermeyerek yüzde 51 olarak gerçekleşti. Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerde en fazla artış 67 bin kişi ile hizmet sektöründe gerçekleşti.Dünya
20. Yüzyılın Okunması Gereken 50 Romanı
Edebiyat, yaratıcılığa dayanan bütün sanat dallarında olduğu gibi, özneldir. Belirli ve herkes için geçerli ölçütlerle değerlendirilemez bu alanda verilen eserler. Yine de edebiyat eserlerini, çağdaşları ve toplum üstündeki etkilerinden yola çıkarak bir değerlendirmeye tutabiliriz. Özellikle söz konusu olan tür romansa, onların kendinden sonraki eserleri nasıl etkilediği, öbür yazın türleri üstündeki etkisinin ne olduğu ve okurların gözünde nasıl bir yer edindikleri önemlidir. Bunun içindir ki onlarca yıl önce yazılmış bir roman hâlâ okunur, edebiyat dünyasını ve bireyleri bugün de etkilemeye devam eder. Aşağıda, 20. yüzyılda yazılan ve mutlaka okunması, anlaşılması gereken 50 roman listesi yer alıyor. Kitapların sıralaması yazıldıkları yıllara göre yapılmıştır. 1. Şikago Mezbahaları (1906) – Upton Sinclair İşçi sömürüsünü ve Amerika’daki yetersiz gıda güvenliğini sergileyen roman, Başkan Roosevelt’in 1906′da sağlıkla ilgili iki yasayı geçirmesine neden oldu. 2. Dönüşüm (1915) – Franz Kafka Dönüşüm, varoluşçuluğu temele alan mükemmel romanlardan biridir. Kafka’nın karakteri Gregor Samsa, bir sabah uyandığında kendini bir böcek olarak bulur. Bu böcek metaforu ise bütün toplumsal rahatsızlıklara cesaret kırıcı bir bakış açısı sunar. 3. Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi (1916) – James Joyce Bu yarı otobiyografik roman, cinselliğe, sürgüne, sömürgeciliğe ve estetiğe bir yolculuk yapar. Kitap, Joyce’un kendisiyle mücadelesine ayna tutmaktadır. 4. Siddhartha (1922) – Hermann Hesse Roman, yalnızca Siddhartha Gautama’nın hikâyesini anlatmaz, Siddhartha’yı yüce Buda olarak tanımlar, çünkü ana karakter ona benzer bir aydınlanma yolu izler. Yolculuğu boyunca karşılaştığı herkes ve yaşadığı her olay, Siddhartha’ya değerli bir katkıda bulunur. 5. Muhteşem Gatsby (1925) – F. Scott Fitzgerald Caz çağının alegorisi olma özelliği taşıyan ünlü roman, “Amerikan Rüyası”nın çöküşünü, lüks bir hayat süren bir adamın hüzünlü hikâyesi yoluyla anlatır. 6. Döşeğimde Ölürken (1930) – William Faulkner Bilinçakışı yöntemiyle yazılan romanda, on beş farklı anlatıcının ağzından karışık bir düzende aile bireylerinden birisinin gömülme arzusu yerine getirme çabası anlatılır. 7. Mübarek Toprak (1931) – Pearl S. Buck Dünya Savaşı’ndan sonra, bir çiftçi ve karısının yaşam savaşının betimlemesi özelliği taşıyan roman, çiftçinin ve ailesinin, yaşamlarını kontrol etme hikâyesini zaman ve yer kavramlarını aşarak anlatır. 8. Dalgalar (1931) – Virginia Woolf Sansür döneminde kadınların arzularını ve eşcinselliğini oldukça keskin hatlarla ve açıksaçıklıkla araştıran Woolf, bu kavramların “edepli toplum” değerlerinden öte bir yerde düşünülmesi için okurlarına meydan okur. Arkadaşları karşılıklı bir trajedide hemfikir olurken birçok fikir ve felsefe nihai feminist hareketin belirginleştiğini ima eder. 9. Fareler ve İnsanlar (1937) – John Steinbeck Büyük bunalım boyunca fakirlik ve eziyetle mücadele eden iki göçmen işçinin trajik ve tozlu hikâyesi, Steinbeck’in en meşhur eserlerindendir. Kahramanlarının birbirleriyle olan ilişkisini ve etraflarındaki umutsuzluğu inceleyen bir eserdir. 10. Tanrıya Bakıyorlardı (1937) – Zora Neale Hurston Antropolog Hurston, Karaib ve ya Afrika soyundan gelen Amerikalıların kişisel deneyimerine ışık tutmak için Amerika’nın güneyi ve Karayipler ile ilgili araştırmasına dikkat çeker. 11. Sessiz Gezegenin Dışında (1938) – C.S. Lewis Lewis, Narnia gibi canlı ve hayal gücü kuvvetli bir dünyada, insan içgörüsüne bazı fantastik yaratıklarla uzaylı manzaraları yerleştirerek bilimkurguyu çözmeye çalışır. 12. Hoşça Kal Berlin (1939) – Christopher Isherwood Bir hiciv geçidi, eksantrik ve grotesk figürlü, ilginç hikâyeler dizisi, Berlin’deki Nazi saldırısının öncesinde ana karakter Isherwood’un başına gelen olaylardan esinlenerek ortaya çıkmıştır. 13. Altın Gözde Yansımalar (1941) – Carson McCullers Carson McCullers, ABD’nin güneydoğu eyaletlerinden birinde, barış zamanı bir ordugâhta geçen bu romanında, beş kişinin yalnızlıkları, düşleri, saplantıları, başarısızlıkları ve zaaflarından bir “insani cehennem” örüyor. 14. Yabancı (1942) – Albert Camus Varoluşçu bir roman olarak etiketlenmesine rağmen, Camus, politika, felsefe, edebiyat ve din gibi çok geniş bir açıdan alır sorunları. Romanda bir katilin hayatında gittikçe artan absürt ve ruhsuz olayları anlamlandırma çabası yer alır. 15. Başka Sesler Başka Odalar (1948) – Truman Capote Old South, etrafında bir viraneye dönüşürken genç bir çocuk tanımadığı akrabalarıyla yaşamak için gönderilir ve kendisini insanlığın anlamını, onun güzel ve karmaşık yapılarını sorgularken bulur. 16. 1984 (1949) – George Orwell 1984, şimdiye kadar yazılmış en etkili politik ve distopik romanlardan biridir. Bu tartışmasız klasik, bireyin toplumla olan ilişkisini dikkatli bir biçimde irdeler. Sadık bir sosyalist olan Orwell, komünizm, faşizm ve totalitarizmin mantıksal aşırılıklarını ortaya çıkarmak niyetindedir ve bunu büyüleyici ve korkunç anlatımı ve diliyle yazmıştır. 1951 yılında yayımlanmasına rağmen, Salinger’in ikonik, isyankâr antikahramanı Holden Caulfield hâlâ yaşamaktadır ve Amerikan toplumunun iki yüzlülüğünü ve sahtekârlığını dile getiren güvenilmez bir ses olarak da okunmaktadır. 18. Görülmeyen Adam (1953) – Ralph Ellison Çok az roman insan hakları hareketinden önce Afroamerikan toplumunun duygularını Görülmeyen Adam kadar iyi yakalamıştır. Ellison, marjinalleşme, hayal kırıklığı ve çağdaşlarını değersizleştirme gibi kavramları politik bir bireşime dönüştürmektedir. 19. Sineklerin Tanrısı (1954) – William Golding Makro konuya mikro bir bakış getiren roman, bir uçak kazasından sonra adaya sıkışan, orada uygarlık çatışmalarına ve farklı gruplaşma yolları arayan ve bunu, gücü güvence altına almak için yapan İngiliz okul çocuklarının hikâyesini anlatır. 20. Lolita (1955) – Vladimir Nabokov Birçok okur romanın merkezindeki tartışma yaratan pedofili ilişkiyi görüp, romanın özünü atlamıştır. Lolita, kurbanla kurban eden arasındaki çizginin bulanıklaşmasını özenle inceler. 21. Şafak Tapınağı (1956) – Yukio Mişima İnsan zihninin gizli kalmış yerlerini usta bir anlayışla anlatan Mişima, tapınaktaki evi tarafından büyülenen genç Budist’in deliliklerini ve eziyetlerini incelemektedir. 22. Zen Kaçıkları (1958) – Jack Kerouac Beat neslinin temel taşı olarak bilinen Kerouac, özgür Zen Kaçıkları’nda konformist Atom Çağı’nda, toplumun gittikçe sertleşen anlam arayışını net bir biçimde gösterir. 23. Gece (1958) – Elie Wiesel Çok az roman, soykırımın onur kırıcı ve iç burkan korkularını toplama kampında geçen, yarı otobiyografik, didaktik ve trajik bu roman kadar iyi anlatabilir. 24. Parçalanma (1958) – Chinua Achebe Igbo lideri Okonkwo, kabilesinin hem içerde hem de İngiliz kolonisi gibi dış kaynaklarla parçalanmasını izlemektedir. Bu roman postkolonyel edebiyat tarzında şimdiye kadar yazılmış en aydınlatıcı ve provokatif eserlerden biridir. 25. Bülbülü Öldürmek (1960) – Harper Lee Lee’nin bu uzun eseri, zorlukların içinde dürüstlüğü devam ettirme ve toplumsal ahlakı sürdürebilme mesajlarını taşıyan, içerik bakımdan zengin bir romandır. 26. Madde 22 (1961) – Joseph Heller Heller, bu kara mizah ögeleri barındıran romanında, absürt hükümet bürokrasisi yoluyla savaşa ve şiddete ciddi eleştiriler gönderir. 27. Otomatik Portakal (1962) – Anthony Burgess Özgür iradenin sınırlarını ve doğasını sorgulayan bu provokatif ve distopik roman, sokak çetelerinin acımasızlığıyla hükümetin yaptığı tuhaf deneyleri konu edinir. 28. Guguk Kuşu (1962) – Ken Kesey Zihinsel sağlık enstitüsü ve MKULTRA’da edindiği tecrübelerle ortaya çıkan Kesey’nin tartışmalı romanı, toplumun yanlış anlaşılan, aşağılanan ve gözden kaçanlarına bir ışık tutmaktadır. 29. Kedi Beşiği (1963) – Kurt Vonnegut Kedi Beşiği’nde teknoloji, din, bilim ve soğuk savaş, nüktedan ve kırıcı bir mizaha kurban gitmektedir ki bu eser aynı zamanda ana ilkeleri de ayrıntılı biçimde inceler. 30. Herzog (1964) – Saul Bellow Mektup tarzında düzenlenen bu roman, orta yaş bunalımına yenik düşen ana karakter Moses Herzog’un zihnine bir gedik açar. 31. Paris Bir Şenliktir (1964) – Ernest Hemingway Bu yaratıcı romanda Hemingway, 1920′li yıllarda Paris’te bir göçmen olarak edindiği tecrübeyi ve sayısız önemli yazar ve sanatçıyla olan iletişimini dile getirir. 32. Kişisel Bir Sorun (1964) – Kenzaburo Oe Ailevi sorumluluk ve gerçeklerden kaçış bu romanın merkezini oluşturur. Bir babanın, yeni doğan zihinsel engelli oğlundan uzaklaşmak gibi yüz kızartıcı kararı ve bu karardan kendini alkole ve kadınlara vererek vazgeçmesi anlatılır. 33. Maus Hayatta Kalanın Öyküsü (1972) – Art Spiegelman Spiegelman’in babasıyla olan hasarlı ilişkisini düzeltme çabalarını anlatan ilginç bir hikâyeyle çerçevelenen iki ciltlik bu roman, soykırım edebiyatı ve grafik roman tarzına önemli bir örnektir. 34. Gravity’s Rainbow (1973) – Thomas Pynchon II. Dünya Savaşı’nın tuhaf ve postmodern bir yorumu olan bu roman, birbirinden farklı gerçek konu ve fikirleri araştırırken 73 bölümde 400′ü aşkın karakteri uzun uzun anlatır. 35. Suttree (1979) – Cormac McCarthy Ortada hiçbir neden yokken varlıklı bir adam, lüks hayatını terk edip Tennessee nehrindeki tekne evine kendini hapseder. Orada birçok kötü insanla karşılaşır, kendisi ve çevresi hakkında çok şey öğrenir. 36. Alıklar Birliği (1980) – John Kennedy Toole Şimdiye kadar Pulitzer kazanmış ve aynı zamanda sevimli bir absürt tarzı olan romanlardandır. Toole, trajik ve gülünç olan New Orleans’ın bir portesini çizer. 37. The Color Purple (1982) – Alice Walker Walker, 1930′ların Georgia’sında geçen bu romanında, o zamanlar görmezden gelinen bir grup olan Afroamerikan kadınların var olma mücadelesini ele alıyor. 38. Beyaz Gürültü (1985) – Don DeLillo Postmodern bir ana karakter olan Jack Gladney ve ailesi, yerel bir felaketin ardından kendi varoluşlarını incelemeye başlar. 39. Watchmen (1986) – Alan Moore Watchmen, soğuk savaş, Thatcherizm ve Reaganizm hakkında yorum yapan, geleneksel süper kahraman mitoslarını tahlil eden, yarı gafik tarzında yazılmış bir romandır. 40. Mutfak (1988) – Banana Yoshimoto Tokyo’da kederin, yenilginin, aşkın ve yemeğin merkeze alındığı bir kitap olan Mutfak, Yoshimoto’nun ilk romanıdır ve toplum tarafından askıya alınan hayatın sınırlarına dikkatle bakan bir romandır. 41. Biz (1988) – Yevgeny Zamyatin 1920-1921 yılları arasında yazılan fakat 1988′e kadar basılmayan bu Zamyatin romanı, iki farklı Rus devriminden edinilen deneyimlerle ortaya çıkan totaliter, kötücül ve distopik bir geleceği anlatır. 42. A Good Scent from a Strange Mountain (1992) – Robert Olen Butler Vietnam savaşından kısa bir süre sonra Louisina’da kendi yalnız hayatlarını dokumaya başlayan göçmenler, gaziler, fahişeler ve öbür yabancılaştırılmış insanları konu alan bir kitaptır. 43. Snow Crash (1992) – Neal Stephenson Cyberpunk hareketinin temel taşlarından biri olan ve oldukça titizlikle yazılan bu roman, Second Life gibi metaverselerin, Google Earth gibi evrensel servislerin ve internet kültüründeki dil temelli fikirlerin nihai doğuşunu doğru bir biçimde öngörmüştür. 44. Art & Lies (1994) – Jeanette Winterson Benlik, cinsellik, yaratıcılık hakkında sorular soran, Picasso’nun, Sappho’nun hayatını içeren büyülü gerçekliğin postmodern bir eseridir. 45. Life After God (1994) – Douglas Coupland Coupland, hayatlarında din olmadan yetişen bireyler ile maneviyatı ve anlamı bulmada sayısız yolları deneyen insanları karşılaştırır. 46. Fight Club (1996) – Chuck Palahniuk Palahniuk, bu ilk romanında Amerikan toplumunun yalnızca yapay şeyler üretmek için insan doğasını kısıtlamasına ve baskı altına almasına derin ve keskin bir ayna tutar. 47. The Lives of Animals (1999) – J.M. Coetzee Coetzee, insanoğlunun hayvanlara gösterdiği farklı davranışlarla veganizmden esinlenerek yazdığı bu romanda, bu iki bakış açısını dengeleyerek eserine yansıtmaktadır 48. Saksı Olmanın Faydaları (1999) – Stephen Chbosky Anlatıcı Charlie, aslında parçası olmak istediği dünyadan ayrılma ve tecrit hissi ile büyüyen yeni nesil için, yeni çağın Çavdar Tarlasında Çocuklar’daki Holden Caulfield’i gibi davranır. 49. Places Left Unfinished at the Time of Creation (1999) – John Phillip Santos Santos, ailesinin mirasını anmak ve araştırmak için gelecek, geçmiş ve günümüz arasında bir köprü kurar. Bunu yaparken Meksika geleneğinin parçalarıyla süslenmiş hikâyelere ve arkeolojik duyarlılığı olan bir tarih bilincine yer verir. 50. Sputnik Sweetheart (1999) – Haruki Murakami Çok az yazar Murakami’nin anlattığı gibi karşılıksız aşkı ve kaybı anlatabilir. Yazarın şiirsel ve çağrışımsal tarzıyla bezenmiş roman, bireylerin kendilerini bir bütün olarak toplumdan uzaklaştırmasını ve bunun yarattığı yalnızlığı yansıtır. Temaya, milliyetlere, toplumların kökenine, geçen yıllara ya da kabul gören başarı düzeyine aldırmadan, bu elli kitabın yazarı, okurlara yeni fikir ve bakış açısı kazandırmayı başarmıştır. Bazıları toplum tarafından göz ardı edilen grupların ya da bireylerin sözlerini yansıtmıştır, bazıları dışta olanı açıklamak için içsel bir bakış sergilemiş, bazıları da insanlık için olası kaderleri doğru varsaymıştır. Her durumda tümü de uygarlığın nerede başladığını ve şimdi nerede olduğunu anlatan, okunmayı hak eden romanlardır. (Onlineaccredittedegrees) | Notosoloji
Reklam
Facebook, Kişiselleştirilmiş Alışveriş Arama Moturu TheFind'ı Satın Aldığını Duyurdu
Facebook, kişiselleştirilmiş alışveriş arama moturu TheFind'ı satın aldığını duyurduİhtiyaçları ve hedefleri doğrultusunda Oculus VR gibi sanal gerçeklik üzerine çalışma gösteren bir fimayı dahi bünyesine katan sosyal medyanın en büyük ismi Facebook, bu sefer kişiselleştirilmiş alışveriş arama moturu TheFind'ı satın aldığını duyurdu.Kişilerin ticari satışı yapılan ürünleri araması, fiyat karşılaştırması yapması ve aradıkları ürün satın alabilecekleri noktaları belirlemesi için hazırlanan TheFind, bundan sonra geliştirici ekibiyle birlikte Facebook'un reklamlarını daha kişiye özel ve iyi hale getirmek için çalışma gösterecek. Facebook'un 1 milyarlık nüfusu ve sunduğu imkanların uzmanlıklarını büyüteceğini söyleyen TheFind ekibi, kendi geliştirdikleri teknolojileri sosyal ağa entegre etmek için de zorlu çalışmalar altına gireceklerini belirtti.Donanım Haber
Uçan Otomobil AeroMobil, 2017’de Müşterilerle Buluşacak
Bilim kurgu edebiyatında sıkça kullanılan uçan otomobil konsepti her zaman ilgi çekiciliğini korumayı başarıyor. Elektrikli kompakt otomobiller hayal olmaktan çıkıp Apple’ın da girmeyi planladığı bir reel sanayi haline gelirken, bunların uçan türlerine kafa patlatanlar da hızlı bir gelişim göstermekte.Bunlardan AeroMobil, ilk ‘kullanılabilir’ uçan otomobil modelini 2017’de müşteriye teslim etmeyi planlıyor. SXSW etkinliğinde konuşan şirketin CEO’su Juraj Vaculik şu anda ürünün güvenlik ekipmanları ve motoru üzerinde çalıştıklarını söyledi.2017 yılında süper lüks spor araçları kategorisinde satın alım yapan müşterileri hedefleyerek iki kişilik ve paraşütlü modeli çıkarmayı planlayan şirket ardından dört kişilik ve daha gelişmiş güvenlik ekipmanlarıyla donatılacak modeli genel müşterilere sunacak. Şirketin şu anda çalıştığı model yalnızca çim zemin üzerinden kalkabiliyor ve inebiliyor. Juraj Vaculik gelecekte benzin istasyonları ve belirli alanların bu çim şeritler ile kaplanacağını, uçan arabalar için bunun gerektiğini ve mümkün olduğunu da belirtmiş.Aracın fiyat beklentisi hakkında herhangi bir açıklama yapmayan Juraj Vaculik ayrıca aracın hem otomobil hem de giriş seviyesinde uçuş yapabilen araç kategorisinde yer alacağını ve kullanılması için pilotluk sertifikası gerektiğini belirtmiş. Araç için farklı motorlarda geliştiren şirketin 2017 yılında uçan otomobili ilk alıcılarıyla buluşturup buluşturamayacağını göreceğiz.Webrazzi
Tesla'nın Yeni Filmi 2016'da Geliyor
Hepimiz teknolojiyi sever, ilgi duyarız. İşte o teknoloji, zaman içinde şekillenerek, gelişerek bugün bizlere aklımızın alamayacağı, binbir çeşit şey sunuyorsa, bunu temellerini oluşturan en önemli isimlerden biri de Nicola Tesla'dır. Yaşadığı dönemde gereken ilgi ve desteği göremeyen Tesla, beyaz perdeye taşınarak aslında ne kadar önemli bir kişilik olduğunu bilmeyenlere gösterecek.Film genel olarak henüz yetişkinliğinin başlarında olan Tesla'nın 1886'da Amerika'ya yaptığı yolculuğu eşsiz bir şekilde tasvir ediyor. Film Tesla'nın Thomas Edison, George Westinghouse, Guglielmo Marconi, Albert Einstein, Charles Luciano, J.P. Morgan, Mark Twain, J. Edgar Hoover ve Nazi Almanyasından Heinrich Himmler gibi tarihin en önemli ve tartışmalı isimlerinden olan pek çok kişi ile ilişkilerine ve etkileşimlerine değinilecek.
Emel Kurhan | Dört Mevsim Yalnızlık Sergisi
İstanbul’un en hareketli, en renkli mahallelerinden birinin, Galata’nın yan sokaklarından birinde eski bir apartmanın ikinci katında misafirliğe davetlisiniz. Emel Kurhan’ın İstanbul’daki dördüncü kişisel sergisi sizi günümüzün belki de en büyük çelişkisini, hem yalnızlık korkusu hem de içine kapanma duygularını aynı anda yaşayan birinin evinde sizi bekliyor. Dört Mevsim Yanızlık başlığı sizi korkutmasın, sergiyi gezdikten içinizi melankoliden çok umut duygusu kaplayacak ve yüzünüzde bir gülümsemeyle çıkacaksınız. Sergiyi 4 Nisan’a kadar Öktem & Aykut’da görebilirsiniz.
Reklam