Görüş Bildir
İstanbul'da Yüzlerce Kişi Kobanê İçin Yürüdü
İstanbul'da Tünel'de buluşan binlerce kişi, Kobanê'yle dayanışmak için yürüdü.İstanbul Kobane Dayanışması’nın 1 Kasım’da Kobanê’ye için yürüyüş çağrının ardından yüzlerce kişi IŞİD’in saldırısı altındaki Kobanê’yle dayanışma için Beyoğlu Tünel Meydanı'nında toplandı. Tünel'den Galatasaray Lisesi'nin önüne kadar yürüyen eylemciler, Galatasaray Lisesi'nin önünde basın açıklaması yaptı.Fırat Alkaç ’ın Hürriyet’te yer alan haberine göre, Diyarbakır’da da bugün yapılan Kobanê’ye destek yürüyüşü sebebiyle şehrin önemli noktalarında güvenlik önlemleri alındı. Polisin yanı sıra askerî birlikler de kritik noktalarda mevzilendi. Saat 12.00 itibariyle yürüyüş başladı. Yürüyüşe binlerce kişi katıldı.İstanbul'da ise kalabalık Beyoğlu Tünel Meydanı'nda toplandı. Kalabalık, Tünel'den Galatasaray Lisesi'ne kadar yürüdü. Galatasaray Lisesi'nin önünde polisin durdurduğu grup, basın açıklaması yaptı.
Hakan Şükür: 'İstifa Ettiğim Gün Bakanlık Teklif Ettiler'
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun yapıldığı 17 Aralık'tan bir gün önce AKP'den istifa eden İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, istifa ettiği gün AKP'den kendisine bakanlık teklif edildiğini söyledi.A Milli Futbol Takımı ve Galatasaray 'ın eski golcüsü, İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür, Adalet ve Kalkınma Partisi 'nden istifa ettiği gün bakanlık teklifi aldığını, Fethullah Gülen'in ise istifa kararını öğrendiğinde 'istifa etmemesini tavsiye ettiğini' söyledi.Dershane tartışmalarının olduğu günlerde fikir ayrılığına düştüğü AKP'den 16 Aralık'ta istifa etti. Yani yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun yapıldığı 17 Aralık'tan bir gün önce. Üstelik Spor Bakanlığı gibi bir makamı elinin tersiyle iterek… 'Tuzluk', 'hain' damgaları yedi en tepedeki isimden.Suskunluğunu bozan İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür, haftalık haber dergisi Aksiyon'a konuştu. Bu süreçte bilinmeyen gerçekleri, hakkında merak edilen her şeyi Aksiyon'a anlattı.Hakan Şükür'ün, Aksiyon Dergisi'nin 3 Kasım Pazartesi günü çıkacak son sayısında yer alan açıklamalarından bazıları şöyle:'BAKAN YAPTIK ADAMI, İSTİFA ETMESİN' DEDİLERSiyasete girdiğinize pişman oldunuz mu?Olmadım. Başlangıç itibariyle istifa sebeplerimde, niye siyasete girdim dedim, çıkmak istedim, farklı sebepten dolayı. Ama bugüne baktığımda bana çok şey öğretti siyaset. Yani bu, istifadan sonraki süreç…Size istifa etmeden önce bakanlık teklif edildiği söyleniyor?Açık net söylüyorum, partinin ileri gelenlerinden, başbakana yakın biri vasıtasıyla, -ismini gerektiği zaman söyleyeceğim-, istifa etmeden 3 hafta önce 'yakında bakansın, buna göre hazırlıklarını yap' dendi. Hatta ve hatta istifa ettiğim, telefonlarımı kapattığım gün bütün o yetkili kişiler yakınlarımı arayarak döndürmeye çalıştılar ve bunu söylediler bana. 'Bakan yaptık adamı, istifa etmesin' dediler. Ben sadece bir olaya bakarak istifa etmedim. Ama 'Hocaefendi istedi diye istifa etti' dediler. Hiç alakası yok. Daha önce istifa etmeyi düşündüğümü partili birçok milletvekili arkadaşıma dillendirmiştim. Hepsi biliyor bunu.Şu an bağımsızsınız. 2015'teki seçimlerde aday olacak mısınız?Şu anda hiçbir şey düşünmüyorum. Çünkü çok belirsiz bir ortamı ve çok bölünmüş toplumsal yapıda siyaset çok da anlamlı gelmiyor bana. Ancak 3 yıllık deneyimim bana siyasi anlamda da yapılabilecek şeyler olduğunu söylüyor. Açıkçası zaman gösterecek diyebilirim.İdris Bal bir parti kuruyor, var mısınız içinde?Hayır. Ancak İdris beyi çok seviyorum. Kendisinden de çok şey öğrendim. Her türlü desteği veririm.Beraber olur musunuz?Bugün için böyle bir planım yok. Ama 2015 bize neler getirecek bilmiyoruz.”Siz bu dershane tartışmalarının çıktığı dönemde istifa ettiniz.O, bardağı taşıran damlaydı. Ben partinin içine girdikten, yaşadığım birçok konudan sonra istifa etmeyi çok düşünmüştüm.Dershane tartışmaları öncesi mi?Evet.Ama sizin için 'talimatla geldi, talimatla gitti' dedi Mehmet Ali Şahin...Ucuz siyaset yapıyorlar. Bir yere bağlayıp bir yere vurmak, sizin üzerinizden koca bir hareketi zor duruma düşürmek istiyorlar. Futbolun sıkıntıları ve çözümleri için gittiğim yerden milletvekili adayı olarak çıktım. Doğruyu, olayın nasıl cereyan ettiğini kendileri gibi bana bu teklifi yapan da biliyor. Ben biliyorum, Allah biliyor...İstifa etmeden önce Fethullah Gülen'le hiç görüşüp, onun telkini ile ayrıldığınız söylendi…Tamamen uydurma. Hatta tam tersi, dershane tartışmalarından önce birçok kez istifa etmek istedim. Ama beni burada kalmaya zorlayan kişi Hocaefendi'ydi. “Onlar bizim kardeşimiz, siz çıkarsanız, şimdi yanlış anlaşılır. Türkiye'de çok güzel şeyler oldu. Yani sizin girişiniz nasıl bir olaysa, çıkışınız, sebebi ne olursa olsun, farklı dedikoduları beraberinde getirir, bu da o partiye zarar verir.” gibilerinden telkinlerde bulundu. Hani ben girerken sormuş olsaydım, belki de bana 'girme' diyecekti, bilmiyorum. Girerken de sorma imkânım olmamıştı.İdris Naim Şahin bir oligarşik yapıdan bahsetti. Siz bu yapıyı hissettiniz mi?Belli bir his vardı ama ben onu konumlandırıp, anlamlandıramamıştım. Herhalde bunu yapabilmek için yakın ve birebir yaşamak gerekiyor. Eskiden kolaylıkla ulaşıp bir şeyler paylaşabildiğimiz başbakanın etrafına adeta görünmez bir duvar örülmüş durumda. Ulaşabilmek için büyük kalkanları geçmek zorundasınız. Ulaşılmaz bir hale geldi başbakan. Uyarmak, söylemek, fikirlerinizi anlatmak çok güç artık. Sanırım İdris Bey'in kast ettiği yapı bu. Aslında bugün ki pek çok meselenin kökeninde de aynı sıkıntı var gibi. Bir yerleri ele geçirme düşünceleri, Fenerbahçe mesela, ses kayıtlarında çıktı. Böyle onlarca, yüzlerce başlık var.Milletvekilliğinin hiç mi önemi yok?Görünürde var gibi. Açıkçası bana uymayan ve yaşadığımda hayal kırıklığına uğradığım bir fonksiyon söz konusu. Bir konudaki fikrinizi önceden öğreniyorlar, test etmek için size birilerini gönderiyorlar, eğer düşündükleriniz işlerine hiç gelmiyorsa o konuda kamuoyu önünde hiç fikrinizi sormuyorlar. Ama onlar gibi düşünürseniz, isminizi kullanarak 'Hakan da böyle düşünüyor' diyorlar. Beni rahatsız eden bu yapı. Kaldı ki meclise gidip 15 saat oturan adam hiç olmadım.Kullanılmaya çalışıldığınız anlar hiç olmadı mı?Oldu. Şike sürecinde cezaların düşürülmesi meselesi. Evet, cezalar fazlaydı. Ama olaylar patlayınca düşürülmeye çalışılmasını onaylamamıştım. O yasa görüşülürken atlayıp İstanbul'a geldim. Partiden çok önemli bir yetkili de arkamdan geldi. “Bu yasa ile ilgili Meclis'te sen konuş” dedi. “Ben hukukçu değilim” dedim. “Ben yasanın geçmemesini düşünüyorum, siz bana bunun tersini yap diyorsunuz. Yapamam” dedim. “Böyle mi söyleyelim beyefendiye?” dedi. “Söyleyin” dedim.'BENİ SADECE ŞENOL GÜNEŞ ARADI'Herkes kendine yakışanı yapıyor. Tabelaların sökülmesi beni hiç etkilemedi. Aksine 'Duvarda resmin olacağına âlemde ismin olsun' diyerek onların basitliğine verdim. Bence ibretlik olan tam da aynı süreçte Avrupa'nın en prestijli ödüllerinden biri olan Golden Foot'a (Her yıl bir aktif bir de futbolu bırakmış iki efsane oyuncuya verilen altın ayak ödülü) layık görülmemdi. Sahip olduğum maddi manevi zenginlikleri, imkanları bir üstünlük ve tahakküm aracı olarak kullanmadım bugüne kadar. Ben hiçbir şey olmamayı göze almış bir insanım. Tabela, isim, unvan benim nezdimde çok fazla değer ifade eden şeyler değil.Lig TV'deki yorumculuğunuz da bu süreçte sonlandırıldı. Bu olay karşısında Şansal Büyüka'nın duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?Kimse, biz böyle durduk, herkesten böyle durmasını bekliyoruz dememeli. Diyemez. Olmaz. Yapamazsınız yani. O insanları ben kesinlikle sorgulamıyorum. Hepsini çok seviyorum. Dostum onlar. Siyasete girmeden önce de tanıyordum onları. Lig TV bana yorumculuk teklif ettiğinde henüz TMSF'nin elinde değildi. Dolayısıyla bir özel kanaldan gelmişti teklif. Ancak sıkıntılı sürecin başlangıcı ile beraber kanala el konulunca maksat zarar verelim düşüncesiyle yapılan bir atraksiyondu diye düşünüyorum. Şuna üzüldüm ama hak da veriyorum, kolay değil, telefonları dinleniyor, takip ediliyor, 'bak onunla konuşursan seni de örgüte sokarlar' diye söyleniyor onlara. O arkadaşlarım nasıl yapacak ki, nasıl konuşacak ki? Onları da anlamak lazım. Ama şuna üzüldüm; Altın Ayak ödülünü, futbolculuk kariyerim, Milli Takım, G.Saray'da yaptıklarım, bir de saha içi duruşumla -evet o gün Fransa'daki ödül töreninde bu önemle ifade edildi- aldım. Sadece o arkadaşlarımdan bir vesileyle tebrik telefonu beklerdim. Sadece Şenol Güneş aradı. Şenol hocanın açık açık çıkıp söylemesi beni çok mutlu etti. Ona teşekkür ederim. Ancak sadece Şenol Güneş'in araması yetmez. Ancak futbol anlamlı suskunluğu, susmayanların ise adeta aforoz edilmesi ülkenin yaşadığı cinnet halinin tezahürüdür.Cihan
Bilic: 'Beşiktaş'tan Teklif Aldığımda 'Hayır, Olamaz' Dedim'
Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic , “Bana ilk kez, 2008’de milli takımı çalıştırdığım dönemde teklif yapmışlardı ama o sıralar ayrılmaya hazır değildim, çünkü eleme maçları başlamak üzereydi. Beşiktaş’tan teklif aldığımda da kendi kendime ‘Hayır, Beşiktaş olamaz!’ dedim, reddedemeyeceğimi biliyordum. Çok özel ve tutkulu bir kulüp olduğunun farkındaydım” dedi.Beşiktaş'ın teknik direktörü Slaven Bilic, Four Four Two dergisinden Recep Özerin 'e konuştu. Türk futbolu, Beşiktaş’ın geleceği ve özel hayatını anlatan Bilic şunları söyledi:Hajduk Split altyapısında oynadınız, orada profesyonel oldunuz, futbolu orada bıraktınız ve teknik direktörlüğe de orada başladınız. Sizin için bir hayli anlam ifade ediyor olmalı...Beşiktaş’a çok benzeyen bir kulüp. Çok özel bir camia ve bir futbol kulübünden çok daha fazla anlamlar içeriyor. O dönem Yugoslavya Ligi çok zorluydu, şampiyonluk mücadelesi veren birbirinden güçlü dört takım vardı. Kızılyıldız, Partizan, Dinamo Zagreb ve Hajduk Split. Hajduk sadece bir futbol kulübü değil, orada yaşayan insanlar için çok daha farklı anlam ifade ediyor. Adeta bir yaşam tarzı, bir kimlik ve bu açıdan Beşiktaş’a benzetiyorum.Futbol oynarken aklınızda teknik adamlık yapmak var mıydı?Kesinlikle yoktu. Futbolcuyken teknik adam ya da antrenör olmayı bir an bile aklımdan geçirmedim. Her şey bir anda olup bitiverdi. Hajduk Split o dönem ciddi ekonomik sorunlar yaşıyordu. Büyük bir kulüptük, ligde şampiyon olmuştuk, Şampiyonlar Ligi’ne gitme şansı yakalamıştık ve kadroda birçok yetenekli oyuncu vardı. Şimdi kim olduğunu hatırlamıyorum ama bir gün biri bana gelip, Hajduk forması giymiş dört eski oyuncu olarak (Aljosa Asanovic, Alen Boksic, Igor Stimac ve ben) kulübe para yardımı yapmamızı istedi, biz de aramızda para topladık. O dönem üç arkadaşım hâlâ futbol oynuyordu, ben emekli olmuştum. Para yardımı sonrası adeta yönetim kurulu üyesi haline gelmiştik. Birkaç ay sonra saha içi sonuçları kötü gidince teknik direktörü değiştirme kararı aldık. Boşta olan birkaç teknik adamla görüştük ama hiç kimse gelmek istemiyordu. Sonra bana “Beş maçlığına takımın başına geçer misin?” diye sordular, ben de geçtim. Ligin sonuna kadar çok iyi bir performans sergiledik, sezon sonunda kalmamı istediler, ben de bu süreçten ciddi ölçüde keyif almıştım ve kaldım.Beşiktaş’tan teklif aldığınızda ilk tepkiniz ne oldu?Yalan söylemeyeceğim, Beşiktaş şu an dünyanın en büyük kulübü değil ama futbolla yakından ilgilenen herkes tarafından tanındığı da bir gerçek. Futbol benim hayatımın da önemli bir parçası ve futbolculuğumdan bu yana Beşiktaş’ı tanıyorum. Aslında bana ilk kez, 2008’de milli takımı çalıştırdığım dönemde teklif yapmışlardı ama o sıralar ayrılmaya hazır değildim çünkü eleme maçları başlamak üzereydi. Bu teklifi aldığımda Lokomotif’ten yeni ayrılmıştım ve aileme bir süre dinlenmek istediğimi söyledim. Tabii ne zaman ne olacağını hiçbir zaman kesin olarak bilemiyoruz. Beşiktaş’tan teklif aldığımda da kendi kendime “Hayır, Beşiktaş olamaz!” dedim çünkü reddedemeyeceğimi biliyordum. Çok özel ve tutkulu bir kulüp olduğunun farkındaydım. Zaten Türk futbolunu yakından takip ettiğimden ülkenin en köklü kulüplerinden biri olduğunun bilincindeydim. Euro 2012 play-off maçı için İstanbul’a geldiğimiz üç günlük süreç de bu kararımı olumlu etkiledi. O kısa sürede şehre adeta hayran kalmıştım.Türkiye’ye gelen yabancı teknik adam ve futbolcular, genelde burada oynanan futbolun taktiksel anlamda zayıf, fiziksel anlamda üst düzey olduğunu söylüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?Süper Lig’in çok da fiziksel olduğunu düşünmüyorum. Tabii bu hangi ligle karşılaştırdığınıza da bağlı ama mesela 20 yıl öncekine göre daha fiziksel olduğu bir gerçek. Yine de Türk futbolcular fiziksel olarak çok güçlü değilken ligin öyle olması çok mantıklı değil. Yani burada mesela Zlatan Ibrahimovic fiziğinde bir oyuncu yok! Her geçen gün taktiksel anlamda geliştiğini söyleyebilirim ama en nihayetinde Türk futbolcular da İskandinav oyuncular kadar disiplinli değil. Maçların 70’inci dakikasından sonra oyundan kopuyorlar.Bu açıdan kendi takımınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?Son dönemde ciddi gelişme kaydettiğimizi görüyorum. Elbette kusursuz değiliz ama her geçen gün seviye atlıyoruz. Sezon başında oynadığımız Feyenoord, Arsenal ve Tottenham maçlarına bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Süper Lig’in alt sıralarında yer alan takımlar savunmada çok iyi organize oluyor ve topun arkasına çok iyi geçiyorlar. Onları açmak hiç kolay değil. Taktiksel anlamda üst düzey olmasalar da belli bir seviyenin üstündeler.Hayal ettiğiniz Beşiktaş’ın şu ana kadar yüzde kaçını sahaya yansıttığınızı düşünüyorsunuz? Memnun olduğunuz ve geliştirmeniz gereken yönler neler?Net bir sayı söyleyemem ama hem bireysel, hem de takım anlamında çok geliştik. Kadromuz geçen sezona oranla çok daha iyi durumda. Yine de daha geliştirmemiz gereken birçok yönümüz ve bunu yapacak potansiyelimiz var. Özellikle de hücum oyuncularının teknik olarak seviye atlaması gerek. Sadece santrforlarımızdan bahsetmiyorum tabii. Son dönemde maç içinde girdiğimiz pozisyonlarda son vuruşlarda belli sorunlar yaşıyoruz. Bunu daha iyi yapmalıyız çünkü hücuma dönük bir oyun oynuyoruz. Savunma performansımızdan da mutluyum; hem az gol yiyoruz, hem de rakibe çok az pozisyon veriyoruz.Geçen sezon 3-3 biten Fenerbahçe maçının ardından ikinci yarıda rakibin sizi fiziksel olarak alt ettiğini söylemiştiniz. 2 Kasım’da oynanacak derbi öncesi şu anki durumunuz nasıl?Bu aslında daha çok düşünce yapısıyla alakalı bir durum ve bunu da oynadığınız stat belirliyor. Bizim bir stadımız yok! Evinizde oynarken, tribünlerde sizi destekleyen binlerce taraftarı gördüğünüzde, kendi topraklarınızda olmanın verdiği güvenle mücadele edersiniz. Bunun yanı sıra, geçen sezon Fenerbahçe ve Galatasaray’la aramızda şöyle bir fark vardı: Onlarda şampiyonlara özgü bir düşünce yapısı var. Mesela Fenerbahçe’de Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Caner Erkin, Mehmet Topal, Emre Belözoğlu gibi oyuncular birçok lig şampiyonluğu yaşadı. Dirk Kuyt, Bruno Alves, Raul Meireles de kariyeri boyunca bir sürü kupa kaldırdı. Galatasaray’da da Fernando Muslera, Didier Drogba, Selçuk İnan, Burak Yılmaz gibi isimler vardı. Futbolda saha içinde gelişim gösterebilirsiniz ama en önemli gelişme bir şeyler kazandığınızda meydana gelir. Bu yüzden Feyenoord’u elediğinizde, Arsenal ve Tottenham’a karşı öyle bir futbol oynadığınızda, hatta Soma için düzenlenen turnuvada Chelsea’yi yendiğinizde seviye atlarsınız. Mesela geçen sezonki maçta devreye 3-2 önde girdiğimiz için memnunduk, rehavete kapıldık ve ikinci yarıya kendi kendimize “Şu 45 dakika bir an önce geçse keşke!” diyerek çıktık. Ya da mesela Galatasaray maçında oyuncularım taç atışı ya da korner kazandığımıza bile seviniyordu! İşte bunu değiştirmeye çalışıyoruz ve bu sezon ciddi gelişim gösterdiğimizi düşünüyorum.O halde Demba Ba ve Ernesto Sosa’nın da bu tür derbilerde size bu anlamda katkı yapmasını bekliyorsunuz…Sadece derbilerde değil! İşler zora girdiğinde sahneye çıkıp “Ben buradayım! Bu işi yapmaya hazırım!” diyecek oyunculara ihtiyacınız var. Mesela Oğuzhan Özyakup da çok yetenekli bir oyuncu ve artık “lider oyuncu” seviyesine yükselmeli. Aynı şekilde Olcay Şahan, Gökhan Töre ve Mustafa Pektemek de çok gelişti. Tabii Kerim Frei ve Cenk Tosun’dan beklentilerimiz de büyük!Atatürk Olimpiyat Stadı’nın olumsuz koşullarından sürekli bahsediyorsunuz. Ankara’da oynadığınız Sivasspor maçındaki atmosferi nasıl buldunuz?Harikaydı. İyi bir futbol karşılaşması için birçok şey gerekli; iki takım da pozitif oynamalı, zemin güzel olmalı, tribünler iyi olmalı… Sivasspor maçında tüm bunlar bir araya gelmişti. Hem zemin şahaneydi, hem de taraftarımızı bize inanılmaz bir destek verdi. Rakibimiz de futbol oynamaya çalışınca ortaya böyle güzel bir maç çıktı.Vodafone Arena’da oynamak için sabırsızlanıyor musunuz?Kesinlikle! İnönü’deki atmosferi hiç yaşamadım ama insanlardan sürekli bir şeyler duydum, videodan maçları izlerken bazı şeyler gördüm… Herkes harika bir ortam olduğunu söylüyor. Geçen sezonun başında Olimpiyat Stadı’nda da birkaç maç çok ateşli bir atmosfer yaratmıştık ama Sivasspor maçındaki ortam, Vodafone Arena’da oynamaya başladığımızda nasıl bir şeyle karşılaşacağıma dair ipuçları verdi.Passolig uygulaması hakkında neler düşünüyorsunuz?En ince detayına kadar bilmiyorum ama şu ana kadar tam olarak işe yaramadığını görüyorum çünkü tribünlerdeki insan sayısı ciddi anlamda azaldı. Maçları bu kadar az kişinin izlemesi ne kulüpler, ne de Türk futbolu için iyi. Taraftarların karşılaşmaları güvenli bir şekilde izlemesi gerektiğine katılıyorum ama federasyon daha iyi bir çözüm bulmalı. Bu yöntemin şu ana kadar işe yaradığını söyleyemem.Peki tribündeki seyirci sayısının artması konusunda kulüpler ve teknik adamlar ne yapmalı?Göze hoş gelen futbol oynayan takımlar yaratılmalı, seyirciyi tribüne çekecek oyuncular alınmalı, daha iyi statlar yapılmalı, taraftarların maçı izlerken rahat etmesi sağlanmalı… Avrupa’nın büyük liglerine baktığınızda, olayın sadece futboldan ibaret olmadığını görüyorsunuz. Özellikle yeni yapılan statlar çok amaçlı kullanılıyor. Eskiden tribüne gidip yerinize oturur ve takımınızı desteklerdiniz ama artık işler çok değişti. Yeni statlar taraftarın yapısını da değiştirdi. Artık çok daha fazla ailenin maçlara geldiğini görüyoruz çünkü bunu birlikte bir şeyler yapmak için fırsat olarak görüyorlar. Yemek yiyor, kahve içiyor, alışveriş yapıyorlar… Tüm bunların yanı sıra, yeni yapılan statlar kesinlikle Olimpiyat Stadı ya da Osmanlı Stadyumu gibi olmamalı, maça gelecek taraftara ulaşım konusunda uygun olanaklar sağlamalı. Mesela Arsenal, Emirates Stadı’nı inşa ederken bir de metro hattı yaptırdı. Türkiye’de eksik olan şeyler işte bunlar.Bu sezon Avrupa Ligi’nde beklentileriniz neler? Sizce Beşiktaş ne kadar ilerleyebilir?Biz bu kadar uzağı düşünen bir takım değiliz, maç maç ilerlemeye çalışıyoruz. Zorlu bir gruptayız, rakiplerimizi gördük ve önümüzde daha birçok maç var. Ayrıca kupa sisteminde tur atlasanız bile kiminle eşleşeceğinizi ya da takımınızın o anki form durumunu bilemezsiniz. Elbette gidebildiğimiz yere kadar gitmek istiyoruz çünkü hedefimiz bu kupayı kazanmak. Kazanacağımızı söylemiyorum ama burada mücadele etme sebebimiz de bu.Yardımcınız Edin Terzic, Dortmund’un yolundan gittiğinizi söyledi. Takımınızın böyle bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyor musunuz?Dortmund yolu… Kendimize onları örnek almadık ya da oyuncularıma Dortmund maçlarının videolarını izlettiğimiz söyleyemem. Dortmund yerine mesela Atletico Madrid de diyebilirsiniz. Biz sadece enerjik oynamaya çalışıyoruz ve bunu başaracak takım kimyasına sahibiz. Dortmund şu an bizden çok farklı bir seviyede çünkü her sene birkaç iyi oyuncu transfer ediyorlar. Yıldızlarını kaybetseler de yerlerini doldurabiliyorlar. Onlar da bizim gibi agresif oynuyor ve sürekli pres yapıyor. Top bizdeyken de gelişim gösterdiğimizi düşünüyorum. Mesela Luka Modric, Londra’da oynadığımız Arsenal maçından sonra beni arayıp oynadığımız futbola çok şaşırdığını söyledi. “Çok rahat pas yapıyorsunuz, tiki-taka oynuyorsunuz” dedi. Biz burada yeni bir şeyler icat etmiyoruz, sadece modern futbola ayak uydurmaya çalışıyoruz.Türk futbolseverlerle aranız nasıl? Mesela sokakta sizi görünce ne tür tepkiler veriyorlar?Yürürken, kahve içerken ya da bir yerde yemek yerken sürekli insanlarla karşılaşıyorum. Şu ana kadar tek bir tatsızlık bile yaşamadım. Hepsi bana karşı çok iyi ve sıcak davranıyor.Peki kadınların size olan ilgisini nasıl buluyorsunuz?Dürüst olmam gerekirse böyle bir ilgi olduğunu düşünmüyorum. Tabii bunu istediğimi de zannetmeyin! Dışarda fotoğraf çektirdiğim kişilerin çoğu erkek. Aralarında çok az kadın oluyor.Futbol dışında neler yapıyorsunuz?Günlerimin çoğunu tesislerde geçiriyorum. Deplasman yolculukları da epey zamanımı alıyor. Kalan zamanımı genelde kız arkadaşıma ayırıyorum. Fırsat buldukça köpeklerimizi gezdirmeye çıkarıyoruz, yemeğe gidiyoruz, arada film izliyoruz… Yani sıradan ama iyi bir hayatım var.İstanbul’un hangi semtlerini sevdiniz?Yaşadığım yer Kandilli’yi seviyorum. Bağdat Caddesi de çok güzel bir yer. Eminönü de inanılmaz bir etkiye sahip. Ataşehir biraz farklı ama orası da çok güzel. Bebek tarafı da çok etkileyici.Türk müziğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Televizyonda müzik kanallarına denk gelmişsinizdir…Bazen rastlıyorum ama hepsi MTV’de yayınlanan klipleri taklit ediyor gibi geliyor! Havuz etrafında bir sürü dans eden kız… Zaten genel olarak bana hitap eden bir tarz değil. Sadece Duman’ı beğeniyorum. Evimde iki albümleri var, çok iyi müzik yapıyorlar. Geçen sene bir konserlerine gidecektik ama başka bir iş çıktı. Yaptıkları müzik benim sevdiğim türe daha yakın.Bize Slaven Bilic’le ilgili hiç kimsenin bilmediği bir şey söyleyebilir misiniz?Günümüzde insanlardan bir şey gizlemek imkânsız hale geldi. Herkes her şeyi biliyor! Mesela çok az insan basketbol oynadığımı bilir. Tabii açıkça anlaşılacağı üzere çok da iyi değilmişim! O dönem Avrupa’nın en iyi takımlarından biri olan Jugoplastika’da oynadım. Kadroda Dino Radja, Toni Kukoc, Velimir Perasovic gibi yıldızlar vardı ve üç yıl üst üste (1989, 1990 ve 1991) Avrupa şampiyonu olduk. Kukoc’la aynı apartmanda doğduk, aramızda 10 gün var ama hangimizin büyük olduğunu tam hatırlamıyorum. Hatta birlikte futbol da oynadık.T24
Ünal Aysal Kasada Ne Kadar Para Bıraktığını Açıkladı
G.Saray eski başkanı Ünal Aysal, kulübün kasasında 43 milyon lira bıraktığını söyledi.Ünal Aysal, bir süredir devam eden “Kasada ne kadar para bıraktı” polemiğine son verecek açıklamalarda bulundu.Bugün’e konuşan Ünal Aysal, rakamları kendi ağzından şöyle ifade etti: '25 milyon lira kullanılabilir nakit ve hazır edilmiş 15 milyon lira banka kredisi bıraktım. Diğer tüm rakamlar da birleştiğinde, lira bazında toplam 43 milyon oldu. Ayrıca şahsıma ait 2 milyon doları da tahsil etmedim ve içeriden çekmedim.'Aysal, yeni başkan Yarsuvat’a verdiği ‘not defterinde’ takımla ilgili bilgiler olmadığını ifade etti. 'Mali konular ve çözümler vardı' diye konuştu.İstifasına neden olan GYO’nun kurulmasını tekrar önerdiğini sözlerine ekledi. Devir-teslim töreninde Başkan Duygun Yarsuvat’a içinde kulübe dair notlar bulunan ve defter veren Aysal, bunun içeriğini de açıkladı.Aysal, “İçinde futbolcularla veya teknik heyetle ilgili notlar yoktu. Sadece mali konular vardı. Bıraktığım parayla ilgili dökümler gibi... Projelere dair detaylar da bulunuyordu. Çözümler sundum. Kurulması gereken Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ile ilgili içerik de buna dahil” dedi.Aysal, Riva’daki arazi için GYO kurulması için yetki istemiş, verilmeyince istifa etmişti.Ensonhaber
Albayrak'tan Sneijder Yorumu
Galatasaray Başkan Yardımcısı Abdürrahim Albayrak, Kasımpaşa maçının ardından açıklamalarda bulundu.Sneijder’in takımdan ayrılacağı iddialarını yanıtlayan Albayrak, “Sneijder Galatasaray’ın çok değerli bir futbolcusudur, onun gibi bir futbolcuyu niye kaybetmek isteyelim… Geçen sene ben burda olsaydım Drogba’yı kaybeder miydik? Gazeteciler ile birlikte oturup yemek yiyeceğiz. Herşeyi öğreneceksiniz. Sneijder hakkında bir problemimiz yok” ifadelerini kullandı.Taraftar ve Sabri hakkında konuşan başkan yardımcısı, “Taraftarlarımız bizi yanlız bırakmasın. Futbolcularımıza iyi günde kötü günde destek olmak lazım. Taraftarlarımız 2.yarıdaki takımı özlüyor. Son dakikada gelen gol bizi çok mutlu etti. Sabri’yi kazandık maçın en istekli oyuncusuydu. Özlediğimiz Galatasaray’ı en yakın zamanda yakalayacağız” diye konuştu.Amk Spor
Telles: "Futbolda Dün Yoktur"
Galatasaray'ın Brezilyalı genç oyuncusu Alex Telles, 2-1 kazandıkları Kasımpaşa maçı sonrasında açıklamalarda bulundu.İşte Telles'in sözleri:'Böyle bir takımda oynadığım için çok gururluyum. Takımdaki arkadaşlığı ve aile ortamını son dakikaya kadar gösterdik. Takımın galip gelmesi için son saniyeye kadar mücadele ettik ve galip geldik.''KÖTÜ ZAMANLARI GERİDE BIRAKTIK''Futbolda kesinlikle dün yoktur. Bir mağlubiyet alındı ama biz hafta boyunca bu maça hazırlandık. Futbolun güzelliği de burada. Mağlubiyet sonrasında toparlanıp bir diiğer maça çıkmak zorundasınız. Biz de bu zamanı en iyi şekilde geçirdik ve bu maçı kazanmayı başardık.'Sporx
Reklam
"Allah Beni Bir Sınava Soktu, Kazandım"
Galatasaray'da Sabri Sarıoğlu maçın ardından GS TV yayınına katıldı.2-1 kazandıkları Kasımpaşa maçı ve yeniden kadroya alınması ile ilgili konuşan Sabri şu ifadeleri kullandı:'İlk yarıda istediğimiz oyuunu sahaya yansıtamadık. İkinci yarıda yansıttık ve kzandık. Benim için de önemli bir maçtı. A Takıma uzaktım. 3 ay sonra gelip burada maça çıkmak zordu. Yağmurlu havada zemin de ağırlaşmıştı. Fiziken zorladı beni. İnşallah ileride daha da iyi noktalara geleceğime inanıyorum.'A2'deki teknik ekip ve oyuncu arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ben her şeyin gerçeğinin ortaya çıkacağını biliyordum. Şunu canı gönülden söylüyorum. Çok üzücü şeyler yaşadım ama konuşma fırsatlarım vardı. Bu ne karakterime ne de G.Saray sevdama yakıştıramadığımdan susmayı tercih ettim. Bu kararın neden olduğunu biliyordum. Sadece çalıştım. Allah beni bir sabır sınavına soktu ben de bunu kazandım.''Birçok başkanla, hocayla çalıştım. Kimseye saygısızlığım olmadı. Sorun olunca karşılıklı konuşarak çözen bir insanım. Bugün de benim için yeni bir sayfa açıldı.'Sporx
Şota: "Bu Oyun Puanı Hak Etmişti"
Kasımpaşa Teknik Direktörü Şota Arveladze son dakikada golüyle 2-1 kaybedilen Galatasaray maçı sonrası açıklamalarda bulundu.Skordan memnun olmadığını dile getiren Gürcü teknik direktör 'Mağlup olduk. İyi başladık maça. 24-25 dakika şut attırmadık. Sanırım maç boyu iki korner oldu. İkinci yarıda 60-70 arası oyunu biraz bıraktık. Galatasaray top kullanma şansı buldu. İkinci forveti oyuna sokunca Umut da etkili oldu.' şeklinde konuştu.Oynanılan oyunun en azından bir puanı hak ettiğinin altını çizen Şota 'Burada bu oyunla puan almamız gerekiyordu. Oyundan 3-4 dakika kopabilirsiniz ama burada 10-15 dakika oyundan düşemezsiniz. Chejdou da hava toplarında çok iyi bir oyuncu. Kaliteli bir vuruş yaptı.' ifadelerini kullandı.Kasımpaşalı oyuncu Orhan Şam da maçın kendileri adına güzel başladığını belirterek 'Her şey istediğimiz gibi başladı. Golü de bulduk. Çok iyi mücadele ettik. İkinci yarıda biraz geriye çekilince golü yedik. Sanırım ofsaytmış. İtiraz da ettik ama yapacak bir şey yok. Galatasaray'ın ilk golden başka pozisyonu yok. İkinci gol duran toptan. İkinci golü bulsaydık maç çok farklı bir yere gelebilirdi.' sözlerine yer verdi.Maçın hakemlerine de göndermede bulunan Kasımpaşalı oyuncu '90 dakika emek veriyoruz. Ancak hakemlerimiz de biraz daha dikkatli olursa sevinirim. Takım arkadaşlarımı tebrik ediyorum.' dedi.Goal.com
Reklam
Prandelli'den Maç Sonu Açıklamalar
Galatasaray Teknik Direktörü Cesare Prandelli, maç sonunda yayıncı kuruluşun mikrofonlarına konuştu.İtalyan teknik adam, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:'Kötü bir mağlubiyetten sonra kazanmamız gerekiyordu. İkinci yarıda istediğimiz oyunu az çok gösterebildik, istediğimiz ruhu yansıtabildik sahaya. Maçın başından beri bu futbolu oynamamız gerekiyordu ama yavaş ilerliyoruz. Yine de kazanmamız gereken bir maçı kazandık.Biraz agresiflik ve biraz taktiksel değişiklik gerekebiliyor. İlk yarıda çok fazla açık veriyorduk, ikinci yarıda bunu değiştirmeyi başardık. Biraz daha inanarak oynadık, ileriye gitmeyi başardık ve maçı çevirdik.'Fotomaç
G.Saray ve F.Bahçe'ye Ceza
Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Disiplin Kurulu, Galatasaray Kulübü'nün erkek ve kadın basketbol takımlarına toplam 15 bin, Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı'na ise 2 bin 500 lira para cezası verdi.TBF'den yapılan açıklamada, Galatasaray Odebank ile Fenerbahçe arasında oynanan Kadınlar Cumhurbaşkanlığı Kupası maçında her iki kulübe de ceza verildiği belirtildi.Sarı-kırmızılı taraftarların küfürlü tezahüratıyla iki kez oyunun duraksaması nedeniyle Galatasaray Odeabank'a 7 bin 500 lira, sarı-lacivertli taraftarların küfürlü tezahüratıyla maçın bir kere durması sebebiyle Fenerbahçe'ye ise 2 bin 500 lira para cezası uygulandığı kaydedildi.Galatasaray Liv Hospital Erkek Basketbol Takımı'na ise ligde Eskişehir Basket ile oynadığı karşılaşmada taraftarlarının küfürlü tezahüratı sebebiyle 7 bin 500 lira para cezası verildiği ifade edildi.Kurul, Galatasaray Kulübü'nün erkek ve kadın takımlarına toplam 15 bin lira ceza vermiş oldu.Royal Halı Gaziantep Basketbol'a ise Beşiktaş İntegral Forex maçında, misafir takımın sahaya giriş ve çıkışını sağlamak üzere körük bulundurulmaması nedeniyle 3 bin lira para cezası verildiği bildirildi.Fotomaç
Galatasaray'da 'Umut'lar Tükenmedi
Geçen hafta Borussia Dortmund ve İstanbul Başakşehir maçlarında kalesinde 8 gol gören ve 2 ağır mağlubiyet alan sarı-kırmızılılar, kendi evinde Kasımpaşa’yı 2-1 mağlup etti.Galatasaray Teknik Direktörü Cesare Prandelli’nin Kasımpaşa maçında sahaya sürdüğü ilk 11, kafalarda soru işaretleri yarattı.Prandelli’nin uzun süre yedek kulübesinde oturttuğu hatta ‘tamamen görmezden’ geldiği bazı futbolcular ilk 11′de oyuna başladı.Karşılaşmaya ev sahibi oldukça istekli başladı. Uzun bir aranın ardından Galatasaray formasına tekrar kavuşan Sabri Sarıoğlu maçın 13. dakikasında ilk tehlikeli pozisyonu yaratan isim oldu. Tecrübeli oyuncu sağ kanattan Babel’i geçtikten sonra şık bir orta yaptı ama kaleci Isaksson Burak Yılmaz’dan önce davrandı ve topa sahip oldu.Arena’da ilk yarının sonlarına doğru soğuk havanın etkisi futbolada yansıdı. Karşılaşmanın bitimine doğru konuk ekip Kasımpaşa Arena’da Galatasaraylılara adeta soğuk duş aldırdı.Maçın 41. dakikasında Ryan Donk güzel ara pası ile Adem Büyük’ü savunma arkasına kaçırdı. Ceza yayı içinde topla buluşan Adem Büyük ceza sahasına girmeden sol ayağı ile şutunu çektiyor ve top ağlarla buluşturup mücadelenin ilk yarısını sona erdiren skoru belirledi.İkinci yarıda konuk ekibe büyük bir baskı kuran sarı kırmızılılar karşılaşmanın 53. dakikasında Burak Yılmaz’ın ayağından bulduğu gol ile maçta eşitliği sağladı. Orta alanda topla buluşan Umut Bulut savunma arkasına koşu yapan Burak Yılmaz’a kafa pasını verdi. Topla birlikte ceza sahasına giren Burak Yılmaz kaleci ile karşı karşıya kaldıktan sonra sağ ayağı ile düzgün vurdu ve top ağlarla buluşturdu.Maçın son dakikalarında beraberlik ile giren Galatasaray’da sahneye Umut Bulut çıktı ve sarı kırmızılıları öne geçiren golü attı ve karşılaşmanın skorunu belirledi.Açık Mert Korkusuz
Reklam
Sneijder'in Menajerinden Çarpıcı Sözler
Wesley Sneijder'in menajeri Albers, Hollandalı oyuncunun Kasımpaşa karşısında 11 çıkmaması ile ilgili konuştu ve yaşanan problemlere de açıklık getirdi.  Galatasaray'da teknik direktör Cesare Prandelli tarafından Kasımpaşa maçının ilk 11'ine alınmayan Sneijder , sarı-kırmızılılarda gündemin birinci sırasına oturdu.Hafta içinde Florya'dan gelen haberler Sneijder'in sıkıntılı olduğunu yönündeydi. Bu konuya ilişkin açıklama yapan Hollandalı yıldızın menajeri Guido Albers, Sneijder'in Prandelli'nin aldığı 3 günlük kampın kendisine bildirim şeklinden rahatsız olduğunu söyledi.Cep telefonuna yollanan kamp mesajına sinirlenen Sneijder, kendisiyle yüz yüze iletişime geçilmemesi nedeniyle rahatsızlık yaşadı.Hollandalı yılıdızın olayı çok büyütmediğini söyleyen Guido Albers , 'Sneijder sorunu çok uzatmadı ve kampa katıldı. İlk 11'e neden alınmadığını kendi de bilmiyor. Çok formda ve oynamak istiyor' dedi.Hafta içinde G.Saray yönetimin düzenlediği moral yemeğine futbolcular eşleriyle katılırken Sneijder'in eşi Yolanthe Cabau'nin yemeğe davet edilmediği ve bu konuda bir açıklamanın yapılmadığı iddia edildi.Sporx
Yarsuvat'tan Ersun Yanal Açıklaması
Galatasaray'ın yeni başkanı Duygun Yarsuvat; Cesare Prandelli, Ersun Yanal, transfer düşünceleri ve hedefler ile ilgili konuştu.Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat, TRT Spor'a özel açıklamalarda bulundu. Yarsuvat, Prandelli ile devam edeceklerini üstüne basa basa vurgularken, Ersun Yanal ile gelecekte çalışabileceklerini kaydetti. Öte yandan Galatasaray'ın yeni başkanı, ocak ayında transfer yapmayı düşünmediklerini söyledi.İŞTE YARSUVAT'IN SÖZLERİ...PRANDELLI'Yİ GÖREVDEN ALACAK MI?'Dışarıdan, kulübün içinde olmadan ahkam kesiyorlar. Yaşayıp görmek lazım. Hoca tarafını dinliyorlar mı? Kişiler, bunları nereden çıkartıyor, benim böyle bir niyetim yok. Teknik heyetin de böyle bir niyeti yok. Abdürrahim ile, Ali ile de görüşüyorum. Onların da böyle bir niyeti yok. Bu sözler motivasyonu bozuyor. Lütfen kendi köşelerinde kalsınlar, böyle şeyler söylemesinler. Bunlar takımın motivasyonunu bozuyor.''YERLİ HOCA DA GELSE...''Yerli hocalar içinde Galatasaray'da çok çalışmak isteyen olabilir. Nasıl Galatasaray'da herkes başkan olmak istiyorsa, hocalar arasında da böyle bir rekabet vardır. Yerli hocanın da Galatasaray'ı tanıması lazım. Galatasaray, kendine has düşünceleri olan bir camiadır. Yerli hocanın bile adaptasyon süreci olur.''YANAL 6 AY, 1 SENE SONRA GELEBİLİR''Ersun Yanal olsa olsa yakıştırma olur. Ersun Yanal ile ileride, 1 sene ya da 6 ay sonra kulübün başında antrenör ya da teknik adam olarak yer alabilir. Ama şu an için Ersun Yanal'ın adı aramızda geçmedi.'SABRİ SARIOĞLU KONUSU...'Prandelli ile görüştüm ve Sabri'yi ben çıkartmadım dedi. Belki Prandelli ile ilgisi yok ama, Mancini ile arasında bir olay olmuş olabilir. Onun yapmış olduğu bir tasarruftur. Yeni hoca ile bir çekişme olmadı. Yeni hocanın bu olaya bir dahli olmadığını söyledi. Herhalde çok memnundur Sabri. Çalışıyor.'DEMİRÖREN İLE İLİŞKİLER...'Federasyon başkanı ile herhangi bir zıtlaşmaya girmenin normal olmadığını düşünüyorum. Başkan çok güzel bir yatırım yapmış orada. Bu yatırım beni çok etkiledi. O da Türk futboluna faydalı olmaya çalışıyor. Çok memnunum ziyaretten. İnsanlar konuşa konuşa anlaşır.''YILDIRIM İLE BİRLİKTE MAÇ İZLERİM''Aziz Yıldırım ile tabii ki birlikte maç izlerim. Beraber, belli kurallar dahilinde herkesle beraber olurum. İlk milli maç, Brezilya ile hazırlık maçı. Saraçoğlu Stadı'nda yapılacak, o maçta federasyon başkanının davetlisi olarak bulunacağım. Ben niye Fenerbahçe'nin maçlarına gitmeyeyim, o niye bizim maçlarımıza gelmesin. Beşiktaş için de aynı. Bu futbol hepimizin, çok güzel bir oyun. Baktıkça bundan zevk alıyoruz, bu zevki düşmanlığa çevirmenin anlamı yok.'SOYUNMA ODASINA NEDEN İNMEYECEK?'Bir maç stresi vardır, maçtan önce. Soyunma odasında hepsi gergindir, ne olacak diye. Medyada devamlı yazılar çıkıyor, Çık aslan öldür onu falan. Öyle bir gergin ortamda yöneticinin ne işi var orada? Daha streslerini arttırmak için mi? Esasında iyi teknik direktörler buna müsaade etmezler. Mesela Fatih Terim etmezdi. Çok başarılı bir teknik adamdır, o müsaade etmezdi.'FUTBOLCULARIN PARASI NE ZAMAN ÖDENECEK?'Allah bize, bir futbolculara. Var tabii kaynaklarımız var. Kasım ayında senetlerin vadesi doluyor. Bunun hazırlığı için dolaşıyoruz. Her gün toplantı halindeyiz, her gün sokaklarda dolaşıyoruz bunu temin etmek için.'SELÇUK KAPTANLIKTAN ALINACAK MI?'Kaptanlıkla ilgili iddialar var, bana kimse bir şey söylemedi bununla ilgili. Ancak Florya'daki yemekte Selçuk kaptan olarak benim yanımdaydı. Formaların kaybolması Ünal Aysal'ın sorumluluğunda olan bir şeydir. Ünal Aysal'ın gerekli girişimlerde bulunmuş olduğunu tahmin ediyorum. Bu soruşturma devam edecektir tabii. Bir tır dolusu formanın kaybolmuş olması büyük olay.''Ali Dürüst, kulüp içinde sportif A.Ş.'nin yönetim kurulu üyesidir ve futboldan sorumludur. Futbolu her zaman ön plana çıkartan bizim kamuoyumuz, Ali Dürüst'ün Abdürrahim ile birlikte futbol takımını yönetmesi nedeniyle, tevatür çıkıyor. Transfer düşüncemiz yok şu anda. Ama onlardan bir teklif gelirse düşünürüz. Benim kafamda bir transfer programı yok. Benim kafamdaki düşünce şu. Ocan ayında yapılan transfer yanlış transferdir. Bütün kulüpler oyuncularını elinde çıkarmaya çalışır.'ALBAYRAK VE DROGBA...'Abdürrahim Albayrak'ın enerjisini bildiğimiz için bizimle çalışır mısınız dedik. Benim düşüncem o ki, Florya başsız kalmıştı, antrenör yalnız bırakılmıştı. Kulüp başkanı da oraya yanlış bir şekilde müdahil olmuştu. Önce bir dayanışmayı canlandırmak istiyoruz ki, bunda da başarılı olduk diye düşünüyorum. Futbol takımı benim oyuncağım değil, Drogba da oyuncak değil. Oradaki 31 kişi de, kimsenin oyuncağı değil.''Asla devam etmeyeceğim. Çünkü bir kere söz verdim ve beni seçenler bu sözün üzerine seçtiler. Beni seçenler, mayıs ayına kadar beni seçti ve bu sözümden dönmem, bu sözüm kesin. Adnan Öztürk çok sevilen, Galatasaray'ın içinde yetişmiş bir kardeşimizdir. Gerek kulübe, gerek vakfa, gerek eğitim kurumlarımıza çok faydalı olmuştur. Onlar gibi başkaları da var, daha çıkacaklardır.'HT Spor
"Fikret Orman'ın Gücü Varsa İnsin..."
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman'ın 'Ben hakemlerin yanına inmem' söyleminin ardından Orman'a cevap verdi.Fikret Orman'ın, 'Bu yönetim tarzımız bazen eleştiri alıyor. Ama kimse bizden hakemlere hakaret etmemizi, soyunma odasını basmamızı beklemesin. Bu bizim tarzımız değil' diyen Fikret Orman, 2.5 yıllık başkanlığında daha hakemlerle konuşmadığını söylemesi üzerine Aziz Yıldırım konuştu.İşte Aziz Yıldırım'ın açıklamaları;Beşiktaş Stadı'nı yaptığı stat kendi paralarınla yaptıklarını söylüyorlar ama sounlar çözülmez. Herkes bugünü konuşuyor. Fikret başkan konuştu yoksa konuşmayacaktım. Stadın yapılması önemli olan kimin yaptığı önemli değil. Beşikjtaş'ın stadı, Fenerbahçe'nin stadı, Galatasaray'ın stadı hepsi devletindir. Bu olaylara böyle bakmamız gerekiyor. Biz salon yaptık ama milli maçlar içinde kullanılıyor. Biz bunula gurur duyuyoruz ama bu ülkenin varlığıdır. Beşiktaş Kulübü'yle ilgili konuşmadım ama bugün konuşacağım.Süleyman Seba gibi bir isimle başkanlık ypama şerefine nail oldum. Benim ilk başkanlık dönemimdi kulüp lişikilerimiz dostluğumuz çok iyiydi. Şimdi Özhan Bey'lede çok iyi dostluğumuz vardı. İkisine de Allah'tan rahmet diliyorum. Süleyman Seba şerefli ikincilikler diyerek, onun duruşu ve dostluğuyla aynı çizgiye sokmaya çalışıyoruz. Beşiktaş'ın durumunu da biliyorum ben o zamanlar neler yaşadığını... Kendi yaptıkları ifade edemiyorlar ama ona atıf yapıyorlar, Beşiktaş hakemlerle ilgili konuşuyor. 3 haftadır kiminle oynuyorsak başkanı çıkıp konuşuyor. Galatasaray, Gençlerbirliği bugün de Fikret bey hakemi izleyeceğiz diyor ve baskı altına alıyorlar hakemleri... Ben hakem odası basmadım koridorda söyledim devre arasında koridorda görünce söylüyorum. Hakem odası basmadım ama gerekirse basarım onu da bilsinler. Fenerbahçe'nin hakları yeniyorsa Yıldırım Demirören Bey hakem odasına gitmedi mi? Rakip takımın soyunma odasına gittiler. Çabuk unutuyorlar bize sallıyorlar. Kiğılı ile konuşmuş hapisten çıktıktan sonra geldiler. Oynayabilirsiniz dedim Galatasaray'la anlaşın aynısını imzalayın vereceğim dedi. Bu sene Fikret Bey ve ikinci başkan geldi görüşmek istediler. Yine stadı açtılar ben de 'Kusura bakmayın veremeyiz' dedim. U21'i oynatmaya çalışıyorum ama zemin bozuluyor. Yanlış lanse ediyolar bu yanlış. Demba Ba'yı mutlaka git al dedim. Bir oyuncu daha vardı onu almadık fiyatı bu dedim git al istiyorsam dedim ama bize saldırıyorlar anlayamıyorum. Hakeme söylerim yarın, öbürgün hep söylerim. Maçtan önce hakemi baskı altına almam.Beşiktaş'ın Sivas maçı elle atıyor golü, 5. hafta Balıkesir maçı 1-0 öndeler stoperi gole giden adamı düşürüyor kırmızı kart görmesi lazım görmüyor. Eskişehirspor maçı normal gol atıyor Eskişehir, Beşiktaş ofsayttan gol atıyor sayılıyor maç berabere bitiyor. Bursa'da Beşiktaş hem lheine hem alehine gayet doğal... Mete Kalkavan Beşiktaş'tan önce ibizm maçı idare ettik, Konya maçını yönetti bizim çok zor kazandık yani.. Kendi lehine ve alehine Hakemler formsuz yani ama maçtan önce Galatasaray başkanı, Beşiktaş başkanı etkilemeye çalışıyor. Nasıl oalcak bu iş yani. Ben hiç değilse maçı idare ediyor ben onu tenkik ediyorum. Geçen senelere öbür seneye geçersek Federasyon bana ceza veriyor neden ceza veriyor ya... İdare edemiyorsunuz bir daha gelemezsiniz. Fenerbahçe Spor Kulübü ben kaybettiğim zaman TFF'den para alıyorum bunları takıma dağıtıyorum. 160 gün versen ne fark eder. Ayıp yani, Tahkim'den sözlü savunma istedim gidip savunmamı yapacağım. Çok ayıp bizim sağır ve nal olmamızı istiyorlar. Buna 17 sene her şeyi ben biliyorum ayıp yani, kötü bir şey demedik. Kadlec;'in ayağına basıyor tepki göstermiyor. Hakem tamam başkan dedi bir şey olmadı. 60 gün ceza vermek için büyütülür mü ya?'Beşiktaş arkamıza saklandı'Beşiktaş arkamıza saklanmış durumda, Fenerbahçe gidiyor en önden diye düşünüyorlar . Biz 2011'de şikeyle uğraşıyoruz. Yazışmalar, konuşmalar bu kanun bilinçli hazırlanmış ve düşünce bile suç unsuru böyle bir kanun olmaz. Bizi mahkum etmeye çalışyorlardı. Özel mahkemelerde yargılandık Beşiktaş bir gün çıkıp söyledi mi? Hep bizim yanımızda Fenerbahçe'nin yanında seni kupadan yargılanıyorsun sen bunu gidip iade ettiniz, siz şimdi şike yapıp yapmadığınızı bir çıkıp konuşun, bunları dile getirmiyorlar. Aziz Yıldırım dışında kimse yargılanmamış gibi davranıyorlar. Ayıp yani ayıp çıkıp söylesinler biz şike yapmadık desinler. Biz hangi yanı Fikret Bey'e hiç yakıştıramadım. Gücün varsa in soyunma odasına inebiliyorsa insin. Maçlardan önce konuşmaya hakkı var mı? Bir dahaki maçta 1 hafta önceden başlayalım böyle spor olmaz ayıp. Süleyman Seba'dan ders alıp ondan iyi ders alsınlar. Sporun ve liderliğin ne olduğunu anlarlar. Benim söyleyeceklerim bu kadar.Aziz Yıldırım'ın ardından Mahmut Uslu da konuştu.İşte Mahmut Uslu'nun açıklamaları;Ben özellikle, Beşiktaş'ın Çarşı Grubu biz onlar ıseviyoruz, onlarda bizi seviyordur. Başkan her şeyi söylediği için benim söyleyecek bir şeyim yok. Fikret'in başkan olarak bunları konuşması çok yanlış. Canımız yanınca konuşuyoruz ama Galatasaray maçında lehimize kırmızı kart penaltı verilmedi ama maçtan sonra bile çıkıp konuşmadık ama yine sustuk. Soyunma odasını bastı diyorlar bunlar olmuyor, biz aynı gemideyiz. Biz bu sene devreyi lider bitireceğiz ve biz yine şampiyon olacağız çünkü biz takımımıza güveniyoruz.Skorer
Reklam
"Aman Allah Korusun"
Kasımpaşa Teknik Direktörü Şota Arveladze, zorlu Galatasaray maçı öncesi FANATİK’in sorularını yanıtladı.Galatasaray'ın hocası Prandelli’ye sahip çıkan Şota, “Ben anlamıyorum, Galatasaray liderin sadece 1 puan gerisinde, ayrıca lig uzun bir maraton. Medyanın yarattığı bu baskı niye?” ifadesini kullandı. Hafta içindeki kupa mücadelesinde farklı oyunculara görev verdiğini hatırlatan Gürcü çalıştırıcı, “Maçın cuma günü oynanması bizim için iyi olmadı. Çünkü hazırlanmak için az bir süremiz vardı. Yine de iyi bir maç bekliyorum. Açık oynayan iki takım karşı karşıya gelecek. Güzel bir statta, güzel bir atmosferde mücadele vereceğiz” dedi.Hatırladığınız için sağolun!Kendine has üslubuyla medyaya da sitemde bulunan Şota, “Bu arada Galatasaray maçı öncesi medya bizim de bu ligde oynadığımızı hatırladı ve oyuncularımla söyleşiler yaptı. Futbolcularım için iyi bir deneyim oldu” açıklamasını yaptı. Şota, “Hocam, medyaya sitem edip, Prandelli’ye sahip çıkıyorsunuz. Peki sizin takım 1 ayda 12 gol yese ne yapardınız” diye sormamız üzerine ise, “Aman Allah korusun!” cevabını verdi.Fanatik
"Galatasaray Taraftarı Beni İstiyor"
Türk futbolunun renkli kişilikleri arasında yer alan Yılmaz Vural, Galatasaray teknik direktörlüğü için iddialı sözler kullandı.  Tecrübeli teknik adam Yılmaz Vural , Radyospor'a özel açıklamalar yaptı ve Galatasaray 'ın başına geçmesi durumunda oldukça başarılı olacağını iddia etti.61 yaşındaki antrenör, sarı-kırmızılı taraftarların kendisini istediğini belirtirken, 'Galatasaray'ın başına geçeyim, 50 binden az taraftara oynamam. Bunun garantisini veriyorum. Sosyal medyaya bakın; Galatasaray taraftarı takımın başında en çok beni görmek istiyor. Yabancıların şeyinde boncuk mu var? Prandelli'den daha iyi hocayım. Ondan daha iyi eğitim aldım. Sosyal medyada hakkımda yapılan esprilere kızmıyorum. Ben de gülüyorum' diye konuştu. Öte yandan Vural, şans verilmesi durumunda kulübün ekonomik durumunu da düzelteceğini söyledi.Tecrübeli antrenör, geçtiğimiz sezon son olarak Mersin İdmanyurdu'nda görev aldı.Sporx
Reklam
Drogba Galatasaray'ı Bombaladı
Galatasaray'ın dünyaca ünlü yıldızı Didier Drogba konuştu: “Ben profesyonelim ve Galatasaray’ı çok sevdim. Fatih Terim ile iletişim problemi vardı. Mancini hiç esnek değildi. Takımda çocuk ruhlu futbolcular çoktu. Benim çocukça oyunlara ayıracak vaktim yoktu'Galatasaray ’a geldiğinde yer yerinden oynamıştı. Dünyanın yaşayan en önemli 5 santrforundan biri Galatasaray ’a imza atmıştı. Fildişili büyük hizmetler verdi. Ve sessizce Galatasaray ’dan ayrıldı.Tüm kamuoyu Galatasaray’ın Drogba ’ya sözleşme önermediğini ve ünlü futbolcunun bu sebepten dolayı Galatasaray’dan ayrıldığını düşünüyordu. Drogba kendisi anlatıyor: “Ben profesyonelim. Galatasaray’ı çok sevdim. Evet profesyonelim ama sadece para için futbol oynayıp ailemden uzak kalamam. Ailemden uzak kalıp futbol oynamam için pozitif şartlar içerisinde olmalıyım, kendimi mutlu hissetmeliyim.‘DEDİKODUM YAPILDI’Takımdaki arkadaşlarla sıkıntımız yoktu. Benim suratıma gelip kimse bir şey söylemedi. Hep dedikodum yapıldı. sahada yalnız bıraktılar beni. Chelsea’de de herkesin başka başka arkadaşları vardı. Ama bir oyunumuz vardı. Ve ona beraber sahip çıkardık. G.saray’da ise kendini profesyonel adlandıran, çocuk ruhlu futbolcular vardı. Onların oyunu farklıydı. Futbol ciddi bir oyundur ve zeka gerektirir. Benim çocukça oyunlara ayıracak vaktim ne yazık ki yoktu.‘MANCİNİ İTİRAF ETTİ…’Mancini ile sıkıntılarımız oldu. Beni anlamadı. ya da anlamak istemedi. Bana takımda pas atmıyorlardı. Kendisine söyledim. ‘Biliyorum, görüyorum. ama bir şey yapamam’ dedi. Bir İtalyan olarak futbolda kırmızı çizgileri vardı. Esnek değildi…‘TERİM HEDEF GÖSTERDİ’Fatih Terim ile iletişim problemi vardı. Gönderilmesini bana bağladı. Beni taraftarın önüne atmaya çalıştı. Başkanla görüştüğüm için gittiğini düşündü. Ben Didier Drogba’yım . İletişim insanıyım. İsteyen herkesle görüşürüm. İyi veya kötü oynadığımı masörden, tercümandan duymak zorunda değilim…‘OYUNCAĞI GİBİ… ’Başkan sürekli bir şeyler söylüyor sonra ortadan kayboluyordu. Problemleri gördüğünü sandım. Hatta bence görüyordu ama çözmek için hiç hamle yapmadı. Galatasaray’ı bir oyuncak gibi görüyordu. Ben de kendimi oyuncak bebek gibi hissetmeye başladım. Bence tüm tercihleri yanlıştı. Takım üzerinde pozitif bir etkisi olduğunu düşünmüyorum yaptıklarının…‘GALATASARAY ÇOK BÜYÜK’Galatasaray çok çok büyük bir potansiyel ama içindekiler bunun farkında değil. Ya da bu büyük potansiyelden herkes kendine düşeni kopartmaya çalışıyor. Umarım bir gün Galatasaray ile yollarımız bir kez daha kesişir. O potansiyeli o gücü bilen insanlarla birlikte Galatasaray ’ı hak ettiği yere getirmek isterim. Galatasaray taraftarına çok teşekkür ederim. Galatasaray ’ın büyüklüğünü en iyi onlar temsil ediyorlar. Bizi gerek sahamızda gerekse deplasmanda hiç yalnız bırakmadılar…Millet
Galatasaray Paramparça!
Sekiz ayrı oluşumun yer aldığı Galatasaray'da futbolcular neden bölündü? Hangi futbolcular, hangi grupta? Grup liderleri kim? İşte ayrıntılar...Galatasaray 'ın yeni yönetimi ilk iş olarak takımdaki grupçuluğu bitirmek için kolları sıvadı. Başta Abdurrahim Albayrak olmak üzere yöneticiler, birbirleriyle sorunlar yaşayan, bir araya gelmeyen, hatta gerekli olmadıkça konuşmayan oyuncuları yeniden kaynaştırmak için tam gün mesaiye başladı. Peki bu gruplaşmanın boyutları ne? Hangi grupta kimler var? İşte yanıtlar:FLORYA'NIN 'ABİLERİ' BAŞI ÇEKİYORTakımda 3'ü ana grup olmak üzere 8 farklı grup var. Birinci ana grup, Selçuk ve Umut Bulut'un başını çektiği 'Türk abiler' yapılanması. Gökhan Zan, Hakan Balta, Selçuk, Yekta, Yasin, Olcan, Burak ve Umut Bulut'tan oluşan 'Türk abiler' takımın omurgası durumunda. 'Türk abiler', Selçuk'un inisiyatifini elinden aldığı gerekçesiyle Sneijder'e mesafeliler. Bu grup, sürekli tribüne oynadığını iddia ettikleri Melo'ya da pek sıcak bakmıyor.SNEİJDER VE NANDO, MELO'YA KÜSİkinci ana grupta Muslera ile Sneijder'in ittifak halindeki gruplarının oluşturduğu 'Avrupalılar' yer alıyor. Aslında bu sezona kadar 'yabancılar' tek gruptu. Fakat Felipe Melo yüzünden yabancılar 3 gruba ayrıldı. Sneijder, İtalya'dan tanıdığı Dzemaili ve Pandev'le yakınlaştı. Muslera yedeği Sinan ve Chedjou ile üçlü oluştururken, Melo ise vatandaşı Telles'i ve Portekizli Bruma'yı yanına çekti. Yabancılardan Sneijder ve Muslera, Melo'yla konuşmuyor.HAMİT KÜMENİN DIŞINDADzemaili ve Pandev ile Muslera'nın grubundan Sinan ve Chedjou da Melo'ya karşı soğuk. Üçüncü ana grupta 'Gençler' var. Semih'in ön planda olduğu grup, diğer oluşumlara eşit mesafede. 'Türk abiler' ise 'Gençler' grubunu yanlarına çekmek istiyor. Alt gruplardan biri de Veysel ve Tarık'tan oluşan 'Eskişehirliler.' Bu ikili 'Türk abiler'e yakın. Ayrıca Sabri'nin de 3 gün öncesine kadar aralarında olduğu 'Kadro dışılar' ve bağımsız Hamit de var.Sabah
Eboue'ye CAS'tan Ağır Fatura
Galatasaray'da Temmuz ayından bu yana kadro dışı olan Emmanuel Eboue, transfer esnasında asıl menajeri olan Pascal Boisseau'yu devre dışı bıraktığı için 1,2 milyon dolar cezaya çarptırıldı.2011 yılında sarı kırmızılı kulübe gelirken, sözleşmeli olduğu Fransız menajer Pascal Boisseau'yu devre dışı bırakarak, Ali Egesel aracılığıyla transfer anlaşması yapan Eboue, bu hatasının bedelini pahalıya ödedi.Menajer Pascal Boisseau, Fildişi Sahilli futbolcuyu önce gidip FIFA'ya şikayet etti. FIFA'da görülen dava sonucunda Eboue'nin Fransız menajere 1 milyon 100 bin Euro tazminat ödemesine karar verildi. Ancak Eboue, CAS'a (Spor Tahkim Mahkemesi) başvurarak FIFA'nın kararına itiraz etti. CAS da Eboue'yi haksız buldu ve böylelikle dosya kesin karara bağlanmış oldu.Emmanuel Eboue, yasal faizler ve masraflarla birlikte menajer Pascal Boisseau'ya 1 milyon 200 bin Euro para ödeyecek.2011 yılında 3.5 milyon Euro bonservis bedeliyle Arsenal'den Galatasaray'a gelen Emmanuel Eboue, 4 yıllık anlaşma karşılığında toplam 9.9 milyon Euro garanti para ve maç başı 10 bin Euro alıyor.Ülke Haber
Aziz Yıldırım ve Gökhan Töre'nin Cezası Açıklandı
Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, kırmızı kart gören Beşiktaşlı Gökhan Töre’ye üç maç ceza verdi. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ise 60 gün hak mahrumiyeti cezası aldı.Türkiye Futbol Federasyonu’nun internet sitesinde yer alan PFDK kararlarına göre, Gökhan Töre Erciyes maçında karşılaşma hakemine yönelik hakareti nedeniyle üç maç cezanın haricinde 13 bin lira da para cezasına çarptırıldı.Aynı karşılaşmada Beşiktaş idarecisi Ahmet Mete Vardar'ın müsabaka hakemine yönelik hakareti nedeniyle takdiren 60 gün hak mahrumiyeti ve 26 bin lira para cezası verilmesine karar verildi.Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'a ise Gençlerbirliği maçında müsabaka hakemine yönelik tehdidi nedeniyle 60 gün hak mahrumiyeti ve 26 bin lira para cezası verildi.Başakşehir’e 4-0 yenilen Galatasaray’da maç sonu basın toplantısına teknik ekipten kimsenin çıkmaması nedeniyle Sarı Kırmızılılar 20 bin lira ceza ödeyecek.Al Jazeera
Reklam