Görüş Bildir
Dünya'nın En Hızlı 10 Süper Spor Otomobili
Süperspor arabaların birçoğunun olduğu gibi İtalyan yapımı olan Huayra farkını tasarım harikası sayılabilecek dış görünüşü ve dünyanın en hızlı otomobillerinden biri olmasıyla ortaya koyuyor.2011 yapımı araç 730 beygir gücünde, 1000nm torka sahip otomobilde kullanılan 6lt'lik V12 twin turbo motor Mercedes AMG üretimi.Aşina olmayanlar bu süpersporu transformers serisinin son filmiyle tanıma fırsatı buldular.
"Kimse Türkiye'yi Tehdit Edemez"
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'Kandil'den yapılan sorumsuz birtakım açıklamalar var, tehditvari. Kimse Türkiye'yi tehdit edemez' dedi.Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Türkiye'yi kimsenin tehdit edemeyeceğini belirterek, 'Blöf yapıyor demişim de bize göstereceklermiş vesaire. Bu tehditvari şeyler doğru değil. Senin bir şey yapmaya gücün yetiyorsa git IŞİD'e yap, Türkiye'ye ne meydan okuyorsun? Var mı bir gücün kardeşim? Niye Türkiye'den yardım istiyorsun o zaman? Yani uçmayı bilmiyor, çıkmış çatıya konuşup duruyor. Kandil'de yan gelip yatıyor, Kobani'dekilerle ilgili edebiyat yapıyor. Sen orada konuşacağına, git o zaman orada mücadele et. Böyle bir kandırmaca, sahtekarlık olmaz' dedi.Akdoğan, Kanal 7 televizyonunda yayınlanan 'Başkent Kulisi' programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretinin ardından, IŞİD'e karşı oluşturulan koalisyona verilecek destek konusunda ABD'nin ve Türkiye'nin ne istediğine ilişkin soru üzerine Akdoğan, Türkiye'nin yol haritasını kendisinin belirleyeceğini kaydetti. Akdoğan, 'Türkiye, kendi iradesiyle, kendi milli çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapar ve bugüne kadar da onu yapmıştır. Bu, müttefiklerimizle işbirliği yapmamamız anlamına gelmiyor. Elbette onlarla işbirliği yaparız ama Türkiye Cumhuriyeti kendisi bu kararı verir. Bu noktada, sanki ABD işbirliği için Türkiye'yi zorluyormuş gibi bir yaklaşım, bence son derece büyük bir yanılsama olur' diye konuştu.Askeri işbirliğinin sadece 'kurşun sıkmak' anlamına gelmediğine dikkati çeken Akdoğan, 'Bunun birçok farklı boyutu var. 'Askeri işbirliği yapacağız ama kesinlikle sıcak temasın içinde olmayız', bunu önceden zaten öngöremezsiniz. Bu işin tabii bir parçasıdır, tabii bir riskidir. Önemli olan bunun bir şekilde planlanmasıdır' ifadesini kullandı.'Biz de Amerika istiyor diye değil kendi çıkarımız için bunları yapıyoruz''ABD ile bir anlaşma sağlanmış değil herhalde, bir rol paylaşımı, eşgüdüm...' ifadesi üzerine kimin hangi katkıda bulunabileceğinin değerlendirildiğini belirten Akdoğan, 'Her şey önceden öngörüldüğü gibi olamayabiliyor. Suriye'ye daha önce de birtakım askeri operasyonlar yapılacaktı, bir hafta sonra her şey rafa kalktı veya hiç beklemediğiniz sıkıntılar çıkabiliyor, yeni planlar devreye girebiliyor. Bu biraz şartların göstereceği bir durum' değerlendirmesini yaptı.ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey'in 'Tampon bölge, belli bir noktada mümkün olabilir ama şu anda bu bizim kampanyamızın bir parçası değil' sözlerinin ve Beyaz Saray'dan yapılan 'Amerika'ya iyilik olsun diye değil ulusal çıkarı için Türkiye'den işbirliği göreceğimizi umuyoruz' açıklamasının hatırlatılması karşısında da Akdoğan, 'Biz de Amerika istiyor diye değil kendi çıkarımız için bunları yapıyoruz elbette. Kendi ulusal güvenlik meselemiz için yapıyoruz' dedi.IŞİD'e karşı hava harekatlarının yapıldığını ancak bunun meseleyi çözmek için yeterli olmadığını dile getiren Akdoğan, daha kapsamlı bir Suriye politikasının ortaya koyulması gerektiğini kaydetti. 'Orada IŞİD, Özgür Suriye Ordusu, PYD, rejim ordusu var. Hepsi birbiriyle savaşıyor. Siz bir tanesine seçici davranıp müdahalede bulunuyorsunuz. Peki sorun çözülüyor mu' diyen Akdoğan, daha kapsamlı, çok boyutlu bir mücadele stratejisine ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı.'Şartlar öne sürmenin doğru olduğunu düşünmüyorum'Türkiye'nin 'Suriye'nin geleceğine dair planlamalarda Esed rejiminin devrilmesini dahil ederseniz biz varız' görüşünde mi olduğunun sorulmasına karşılık Akdoğan, şu yanıtı verdi:'Bu bir şart koşma meselesi değil. Bu sorunların göğüslenmesi için işbirliğine ihtiyacı olan, işbirliğini yıllardır zorlayan taraf Türkiye. O yüzden birtakım şartlar öne sürmenin çok doğru olduğunu düşünmüyorum ama Türkiye'nin, müttefiklerin nasıl bir Suriye öngördüğünü görmesi, bu konuda belli bir noktaya gelinmesi lazım. Yoksa diğer sıcak hadiseler konusunda bakılır, kim nasıl bir katkı verebilecekse bu katkıyı verir.Orada birbiriyle mücadele eden dört unsur var. Sizin bir tanesine bir şey yapmanız sorunu çözmüş olmuyor. Sizin, ayağı yere basan, arazideki müttefikiniz kim olacak? Bu soruya cevap verilmesi gerekiyor. Siz bir örgütü bombalayarak orada netice alamıyorsunuz, diğer mücadele eden unsurlardan hangisini destekliyorsunuz? Özgür Suriye Ordusu'na tavrınız ne olacak, onu ne kadar destekleyeceksiniz? Yerde sizin için birisi kurşun sıkacak, kimdir o kurşunu sıkacak adam? Orada mücadele eden bu örgütlerle siz bir doğal işbirliği geliştirmek durumundasınız, onları desteklemek durumundasınız. Bu noktada, Özgür Suriye Ordusu'na daha ciddi destek verilmesi gerektiği kanaatindeyim.''Ahmet Türk'e kızmadım tabii'Başbakan Yardımcısı Akdoğan, 'Kobani'nin düşmek üzere olduğu yönünde haberler var. Kandil'den yapılan 'çözüm sürecini bitirme' açıklamaları, tehditleri... Sizin de Mardin'de 'Suriyeli Kürtler doğal müttefikimiz' açıklamanız oldu. İşin bu ayağında ne oluyor?' sorusunu yanıtlarken, çözüm sürecinde, içeride kırılganlık üretenler olduğunu, dışarıda da süreci zorlaştıran birtakım gelişmeler yaşandığını söyledi.Yaşanan asayiş ve şiddet olaylarının içeride kırılganlık ürettiğini kaydeden Akdoğan, eylemsizlik kararının içerisinde bunların da olması gerektiğini dile getirdi. Akdoğan, yol kesme, haraç alma, iş makinesi ve okul yakmalara rağmen eylemsizlik kararı bulunduğunun söylenmesinin kandırmaca olduğunu ifade etti.Suriye'nin kuzeyinde yaşananların çözüm sürecinin ana konularından biri olmadığını, süreci dolaylı olarak etkilediğini belirten Akdoğan, şöyle konuştu:'Bu konu sürecin tabii unsuru değildir. Öyle olursa yarın, öbür gün Irak'ta, İran'da veya başka yerlerde yine Kürtlerin veya PKK uzantısı birtakım örgütlerin yaşadığı hadiseler, her konu... Türkiye kendi içinde bir soruna çözüm bulmaya çalışıyor, bütün bölge ülkelerinin Kürt sorunlarını çözmeye çalışmıyoruz çözüm süreciyle. Onlar farklı farklı meseleler, kendi bağlamında ayrıca değerlendirilmesi gereken konular. Elbette bunların da önem taşıyan birtakım boyutları var, bizim içerideki meselemizle bağlantılı birtakım boyutları var. Ama her konuyu bununla ilişkilendirmek bu işi tamamen çözümsüzlüğe mahkum etmek anlamına gelir. Bu yüzden ayırmak lazım.Ben dünkü konuşmada, biraz da sert çıkıyor gibi bir görüntü oluştu, 'Ahmet Türk'e mi kızdın' dediler bana. Ben Ahmet Türk'e kızmadım tabii. Kandil'den yapılan sorumsuz birtakım açıklamalar var, tehditvari. Kimse Türkiye'yi tehdit edemez.''Esed seni getirdi getirdi, bak orada yalnız bıraktı'Akdoğan, Ahmet Türk'ün 'Kobani'de bunlar yaşanırken, kadınlarımıza tecavüz ediliyor, Türkiye suskun seyrediyor, haletiruhiyem uygun değil konuşamayacağım'' sözleri üzerine kendisinin de 'Benim haletiruhiyem de uygun değil, üç polisimiz şehit oldu, daha onların naaşını toprağa vermeden, bu konuları konuşmak bana da çok anlamlı gelmiyor' dediğini aktardı. Türk'ün 'Bölgeye hiçbir şey yapılmıyor' ifadesine karşılık da GAP çerçevesinde 55 katrilyon yatırım yapıldığını hatırlattığını söyleyen Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:'Duble yollar, otoyollar, hastaneler belli. Bunları hem kullanıp da hem hiçbir şey yapılmıyor demek doğru olmaz. Onunla ilgili polemiğimiz bu çerçevedeydi. Ama onun ötesinde söylediğim şeyler, doğrudan Kandil'den yapılan sorumsuz birtakım açıklamalara dönük. 'Blöf yapıyor' demişim de bize göstereceklermiş vesaire. Bu tehditvari şeyler doğru değil. Senin bir şey yapmaya gücün yetiyorsa git IŞİD'e yap, Türkiye'ye ne meydan okuyorsun? Var mı bir gücün kardeşim? Niye Türkiye'den yardım istiyorsun o zaman? Yani uçmayı bilmiyor, çıkmış çatıya konuşup duruyor. Kandil'de yan gelip yatıyor, Kobani'dekilerle ilgili edebiyat yapıyor. Sen orada konuşacağına, git o zaman orada mücadele et. Böyle bir kandırmaca, sahtekarlık olmaz.Benim, Suriye Kürtleri ile ilgili söylediğim 'doğal müttefik' elbette baktığımızda, Suriye'deki Kürtler, Esed rejiminin değil Türkiye'nin tarihi dostu ve müttefikidir. Bizim onlarla akrabalık ilişkilerimiz var, bir köy ortadan bölünmüş, yarısı bu tarafta yarısı o tarafta. Bizim oradaki Kürtlerle bugüne kadar hiçbir sorunumuz olmamış, akrabalık ilişkilerimiz var, tarihi olarak dostumuz. Esed rejimi değil onların dostu. Orada benim eleştirim şuydu, sen sırtını nereye dayayacağını iyi düşüneceksin. Sırtını yanlış yere dayadığında, başın sıkıştığında da 'Biz kardeşiz, niye beni kurtarmıyorsun' diye bana bağırmayacaksın. O zaman böyle zor durumda kalırsın. Bütün bunları bir tarafa bırakıp, artık yeni dönemde yeni pozisyonlar belirlemek gerekiyor. Kiminle ittifak kuracaksın, kimin yanındasın? Esed rejimi seni parmağında oynattı, sen de 'bekle gör' dedin, orada bir menfaat sağlarım dedin, onu karşına almadın. Esed seni getirdi getirdi, bak orada yalnız bıraktı şimdi. Bu ilişkileri yeni baştan tanımlamak gerekiyor, kimin nerede durduğunu yeniden düşünmek gerekiyor. Bizim Suriye'de yaşayan Kürtlerle hiçbir sorunumuz yok. İki günde 150 bin insana kucağımızı açtık. Hem biz kucağımızı açacağız hem biz bu yükü göğüsleyeceğiz hem insani, ahlaki duruşu sergileyen biz olacağız, ondan sonra siz bizi eleştirecek ve taşlayacaksınız. Bu, istismar siyasetidir.''Hükümete, devlete etmiyorsan millete teşekkür edin bari''Türkiye'nin yaşanan insani meseleye duyarsız kaldığı' yönünde bir dezenformasyon yapıldığını dile getiren Akdoğan, her konuda 'Süreci bitiririz, ateşkes biter' ifadelerinin kullanılmaması gerektiğini belirtti. Süreç çok olumlu giderken bile öngörülemeyecek birtakım sorunların yaşanabileceğine işaret eden Akdoğan, 'Her sorun çıktığında bu tür tehditler yapmak doğru mudur? Sorunlar oturulur, konuşulur' dedi.'Türkiye'nin IŞİD'e yardım ettiği' gibi bir iddianın da gündeme taşındığının hatırlatılması üzerine Akdoğan, 'Türkiye neden IŞİD'e yardım etsin? Bu, Türkiye'de paralel medyanın zaman zaman uydurduğu zaman zaman da Türkiye'yi belli bir noktaya getirmek için, uluslararası medya kanalları üzerinden Türkiye'yi baskı altına almak için uydurulan bir şey. Türkiye'nin bu konudaki tavrı son derece açık. Biz geçen yıl bu örgütü terörist ilan etmişiz' ifadelerini kullandı.AK Parti'nin temel felsefesinin IŞİD zihniyetine ve yöntemine karşı olduğunu vurgulayan Akdoğan, 'Silahlı mücadele, terör, şiddet, masum insanların öldürülmesi, bir vahşet görüntüsüdür. AK Parti bunun panzehiridir, reçetesidir. Bunun karşı kutbunda olan felsefedir' diye konuştu.Türkiye'nin 150 bin kişiye kapısını açtığını, iyi niyetli davrandığını söyleyen Akdoğan, sözlerine şöyle devam etti:'İyi bir şey yapıyor, teşekkür etmiyorsan, devlete, hükümete etmiyorsunuz, millete edin bari. Bu aziz millet, 1 buçuk milyon Suriyeliye, 150 bin Kürde gönlünü, kapısını açtı. Kıt imkanlarını onlarla paylaşıyor, siz çıkıp da teşekkür etmek yerine taş atıyorsunuz, gerilim çıkarıyorsunuz. 'Kampa gitmeyin' diye engel oluyorsunuz. Adam can havliyle kaçmış, yanında çocuk, yaşlı, kadın, sığınacak bir merci arıyor. Devlet orada imkan kurmuş, oraya gitmesinler diye bir sürü tezvirat, engelleme yapıyorsunuz. Bu nasıl bir insanlıktır?Biz hem yardım yapmakla uğraşıyoruz, hem bunlarla uğraşıyoruz. Dönüp teşekkür bile etmek yerine hükümeti suçluyorlar. Her şeyin faturasını hükümete kesiyorlar. Türkiye burada yapması gerekenleri yaptı, bundan sonra da yapar. Ama Suriye bağlamında herkes de nerede durduğunu iyi bilecek, iyi karar verecek. Sırtını kime dayıyorsun, kiminle işbirliği yapıyorsun? Türkiye'ye karşı genel duruşun nedir? Bunları da yeni baştan değerlendirmek gerekiyor.'Muhabir: Eda Ünlü Özen | AA
Pulp Fiction Hakkında Bilmediğiniz 20 Gerçek
Tarantino’nun ünlü filmi Pulp Fiction’ın galası, bundan 20 yıl önce Amerika’da gerçekleşti. Filmi 20.yılında anmak ve film meraklılarını biraz da olsun şaşırtmak için Pulp Fiction hakkında çok az sayıda insanın bildiği 20 gerçek ile karşınızdayız.
Bu Eserlere Bakmadan Geçmeyin
Miro'dan Banks'ye, Ai Weiwei'den Anish Kapoor'a, Nuri Bilge Ceylan'dan Marina Abramovic'e dünya sanatının yıldız isimlerini İstanbul'a getiren Art Intentaional sanat fuarı Haliç Kongre Merkezi'nde açıldı. Cem Erciyes, pazar günü sona erecek fuarı gezdi ve dikkat çeken eserleri yazdı.Duyarsız
‘Ferhat'la Zaten Evli Gibiyiz’
Ünlü gazeteci ve şarkıcı Ömür Gedik bugün Seda Sayan’ın programına katıldı ve birbirinden ilginç açıklamaları ile yine kendinden çok söz ettireceğe benziyor. Ömür Gedik, Seda Sayan’ın ‘çok yakışıklı bir sevgilin var, kıskanmıyor musun’ sorusu üzerine dönerek ‘kıskanıyorum tabi ki, ancak benim çok sevmemin nedeni kedilerimi ve köpeklerimi sevmesi’ diye yanıt verdi.Bir hayvansever aktivist olan Ömür Gedik sosyal konularda çok duyarlı ve hayvanların iyi bir ortamda yaşaması adına yaptığı çalışmalar ile biliniyor. Ünlü gazeteci, Sayan’ın sonra lafı yine Ferhat Göçer’e getirmesi üzerine ‘biz onunla zaten evli gibiyiz’ yanıtını verdi…Ömür Gedik, üzerinde Ferhat Göçer yazan dövmesini de gösterdi, ünlü şarkıcı ve gazetecinin bu Ferhat Göçer sevgisi gerçekten de çok konuşulacağa benziyor.
John Malkovich'in Karakterlerin Yerlerine Geçip Yeniden Canlandırdığı 14 Ünlü Fotoğraf
Ünlü fotoğrafçı Sandro Miller efsanevi Hollywood A-Lister John Malkovich ile birlikte birçok kez çalıştı, ancak Miller ona ilham ve rehberlik etmiştir fotoğrafçılık büyüklerini kutlamak istedim, özel bir şey yapmak zorunda hissettim. Bu yüzden, unisex model olarak Malkovich, adlı bir fotoğraf serisi olan fotoğrafçıların en önemli portrelerinden bazılarını yeniden canlandırdı bu çalışma içinde önemli isimleri kullandı.Kaynak. http://antikkafa.com/john-malkovic-ile-unlu-portreler/
Reklam
Al Pacino Altın Portakal'a Davet Edildi
Festival Direktörü Elif Dağdeviren, Al Pacino'yla yazışmaların sürdüğünü belirtirken, Nicole Kidman'la da prensipte anlaşıldığını ancak ünlü oyuncunun 75 yaşındaki babası Anthony Kidman'ın vefatından dolayı festivale katılamayacağını söyledi.Konyaaltı Sanayici ve İşadamları Derneği (KONYSİAD) davetlisi olarak işadamlarıyla kahvaltıda bir araya gelen 51'inci Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Direktörü Elif Dağdeviren, 3 ay önce yönetimini devraldıkları festivalin 51 yıllık bir geçmişe sahip olmasına karşın, adı dışında hiçbir şeye sahip olmadığını söyledi. Dağdeviren, 'Son 4 yılın bütün bilgileri, verileri, arşivi hiçbir şeyi yok. Bununla ilgili bana cevap geliyor, o yüzden diye. Hiçbir önemi yok hangi yüzden olduğunun. Sonuç, yok' dedi.İSTANBUL KORTEJİ ELEŞTİRİYORBu yıl 10- 18 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek Altın Portakal'ın 100 yaşını kutlayan Türk sinemasının 51 yılında var oluşuna dikkat çeken Dağdeviren, marka adından başka bir şeye sahip olmadığını belirttiği festivalin buna rağmen çeşitli gelenekleri yarattığını söyledi. Festival kortejinin bu geleneklerden biri olduğunu belirten Dağdeviren, şunları söyledi:'Ama çok eleştiri alıyoruz İstanbul'dan 'Kortej ne havai fişek de ne? Festival filmle alakalıdır. Halk festivalle, ki bu çok doğru altını çizerek söylüyorum, sinema salonunda buluşur. 'Halkın Portakalı' diye bir şey yapılmış. Çok güzel ama bu sene vaktimiz olmadığı için yetiştiremedik. Önümüzdeki sene öğrenciler üzerinden eğitimler başlayacak.'SİNEMA SEKTÖRÜ ANTALYA'YA KÜSTÜFestivalin son 3 yılında sinema sektörünün küslüğüyle de karşı karşıya kaldığını aktaran Elif Dağdeviren, bunun nedeninin organizasyon eksiklikleri olduğunu belirterek, 'Sinema sektörü Antalya'ya küstü, son iki üç senedir. Ağırlanmak istiyor insanlar. Davet edildikleri yerde düzgün bir organizasyon istiyorlar. Ağırlamada sorun yaşanmış' diye konuştu.POLİTİKA EKRANDA VARDIRBu duruma festivale sinema tarafından bakılmamasının da eklendiğini savunan Dağdeviren, 'Bir film festivalinin en önemli özelliği politika gibi konulardan uzak durmak zorunda olduğudur. Politika vardır ama ekranda. Filmi seyreder çıkar tartışırsınız. Festivale ait alanlarda o festivalin sorumlularının elinde mikrofonla politika yapmaları kadar sakıncalı bir durum olamaz. O zaman festival festivallikten çıkıyor, şov alanına dönüyor. Sinema sektörü bunların sonucunda Antalya'dan gittikçe uzaklaşmış' diye konuştu.NICOLE KIDMAN GELEMİYORYaptıkları çalışmalarla Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde sinemanın odakta olduğu bir durumu yaratmayı başardıklarını kaydeden Dağdeviren, geçmişinde Kevin Spacey, Adrien Brody gibi sinemanın dünyaca ünlü isimlerini ağırlayan Altın Portakal'da uluslararası önemli isimleri ağırlamak için yazışmalar yaptıklarını söyledi. Dağdeviren, bu isimlerden birinin dünyaca ünlü Oscar'lı yıldız Al Pacino olduğunu söyledi. Al Pacino'yla görüşmelerin yazışma aşamasında olduğunu, davetin yapıldığını aktaran Dağdeviren, Nicole Kidman'ın da davetliler arasında yer aldığını fakat ünlü oyuncunun babası Anthony Kidman'ın ölümü nedeniyle gelemeyeceğini söyledi. Dağdreviren, 'Nicole Kidman'ın gelmesi için uğraştık. Prensipte tarihi uydu. Babasını kaybetti, olmadı' dedi.DHA
5 Yaşındaki Otizmli Kız Çocuğunun Çizdiği Ustaişi Tablolar
Sadece 5 yaşında olmasına rağmen mükemmel resimler çizmeyi başarabilen Iris Grace İngiltere'de yaşıyor. Otizmin pozitif sayılabilecek etkilerinden birisi olan yüksek konsantrasyon sayesinde 2 saat boyunca hiç ara vermeden resim çizmeye devam edebiliyor. Resimlerini satın alan kişiler minik Iris'in tarzını ünlü ressam Claude Monet'e benzetiyorlar. Konuşma terapisine yardımcı olması sebebiyle ailesi tarafından resme yönlendirilen Iris'in yeteneği herkesi şaşkına çevirmiş durumda.Sevgili Iris'e sanat hayatında başarılar dileriz...
Reklam
İstanbul Modern'de 'Yüzyıllık Aşk'
Türkiye'nin ilk sinema salonlarından bugünün festival sinemalarına kadar uzanan nostaljik bir sunum yapan 'Yüzyıllık Aşk: Türkiye'de Sinema ve Seyirci İlişkisi' sergisi İstanbul Modern'de açıldı.Türkiye'de sinema kültürünü ve sinema sevgisini seyircinin bakış açısıyla inceleyen, geniş bir yazılı ve görsel arşiv araştırmasıyla sinema tarihinin belleğini görünür kılan, Türkiye'nin ilk sinema salonlarından bugünün festival sinemalarına kadar uzanan nostaljik bir sunum yapan 'Yüzyıllık Aşk: Türkiye'de Sinema ve Seyirci İlişkisi' sergisi İstanbul Modern'de açıldı.İstanbul Kalkınma Ajansı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla İstanbul Modern tarafından Türk Sinemasının 100. yılına ithafen hazırlanan, küratörlüğünü İstanbul Modern Sinema Yöneticisi Müge Turan ve araştırmacı yazar Gökhan Akçura'nın üstlendiği serginin açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Çelik, serginin Türk sinemasının 100. yılına dair en önemli etkinliklerden olduğunu söyledi.Serginin sinemaya seyirci gözünden baktığını ve bunun kavramsal olarak çok önemli olduğunu dile getiren Çelik, Türk sinemasının bir kültür-sanat faaliyeti olmanın ötesinde hafızalarını ve belleklerini oluşturan bir sektör olduğunu ifade etti.Çelik, sinemada toplumsal hayatın çeşitli evrelerinin olduğunu ve tiyatrocuların baskın olduğu dönemden Yeşilçam'ın altın çağlarına kadar çok farklı dönemlerin görüldüğünü kaydetti.Bakan Çelik, 'En önemlisi çeşitli toplumsal ve siyasi evreleri görüyoruz. Bunlar da gelenek-modernizm çatışması, siyasi merkez ve çevre çatışması, tarım toplumu ile sanayi toplumu çatışması, kır-kent çatışması gibi. Tüm bu unsurlar aslında Türkiye'yi, tarihini anlamamız için mutlaka bilmemiz, derinlemesine anlamamız gereken bütün bu unsurlar sinemamız tarafından bugüne kadar saklanmış durumda' diye konuştu.'Hasar görmüş filmleri restore edecek teknik donanımları sağladık'Bundan sonrasında akademisyenlerin, araştırmacıların Türkiye'yi anlamak için çeşitli konuları ele alırken sinemaya daha fazla eğilmesi gerekeceğini vurgulayan Çelik, İstanbul Modern'in böyle bir sergiyle kendilerinin de hafızalarını tazelediğini bildirdi.Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, şöyle devam etti:'Ayrıca bildiğiniz gibi en önemli unsurlardan bir tanesi sinema mirasının korunması. Bugüne kadar bu mirasın iyi korunduğunu söyleyemeyiz. Birtakım toplumsal şartlar, bireysel hassasiyetlerdeki zaaflar neticesinde iyi korunamamış. Hem ihtilal dönemlerinde veya başka muhtıra dönemlerinde yakılmış sansürlenmiş. Sinema hafızamız ciddi bir şekilde hasar görmüş. Bunun korunmasıyla ilgili bir adım atıyoruz. Sinema Genel Müdürlüğümüz bünyesinde bir Sinema Arşiv Müzesi oluşturacağız. Ayrıca bu hasar görmüş filmleri restore edecek teknik donanımları sağladık. Bundan sonra korunmasıyla ilgili de tedbirler alacağız. Tüm bunlarla sinemanın 100. yılını kutluyoruz. Herkes bu sergiyi gezsin. Sinemanın gerçek sahibi sokaktaki seyircidir. Aslında bir bakıma da seyircinin gözünden Türkiye'nin geçmişini, toplumsal sıkıntılarını, çeşitli tarihi karelerini anlatan bir sergi olmuş. Emeği geçenleri kutluyorum.'Çelik, sinemanın halkın sıkıntılarını paylaşması açısından da önemli olduğuna işaret ederek, Türk halkının sinemada kendi hayatının resmini çektiğini anlattı.'Sergi, sinema ile seyirci arasındaki aşk öyküsünü gündeme getiriyor'İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı da İstanbul Modern'in benimsediği disiplinlerarası yaklaşımını, kuruluşunun 10. yılında yenilikçi projelerle görünür kılmaya devam ettiğini anlatarak, 11 Aralık 2004'te açılan İstanbul Modern'in, Türkiye'de bir müze çatısı altında hizmet veren sinema salonu ve bölümüne sahip ilk kurum olduğu bilgisini verdi.İstanbul Modern Sinema'nın, hem dünya sineması hem de Türk sinemasından örnekler sunduğunu, sıra dışı film ve belgeselleri sinemaseverlerle buluşturduğunu aktaran Eczacıbaşı, Türk sinemasının 100. yılında sinema ile seyirci arasında yüzyıldır süren aşk öyküsünü gündeme getiren ve Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen araştırma sergisine ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti.Eczacıbaşı, 'Ülkemizde sinema kültürünü ve sinema sevgisini seyircinin bakış açısıyla inceleyen sergi, geniş bir yazılı ve görsel arşiv araştırmasıyla, sinema tarihimizin belleğini görünür kılıyor. Sinemanın bizi nasıl değiştirdiğini ve dönüştürdüğünü yansıtarak, sayısız sosyo-kültürel dinamiği yeniden değerlendirmemize olanak sağlıyor. Yazılı ve görsel arşiv belgelerinin dijital ortama aktarılması ve hazırlanan kapsamlı sergi kataloğu sayesinde, yapılan araştırmalardan gelecek kuşakların yararlanacağını umuyorum' ifadelerini kullandı.Konuşmaların ardından, sergiye katkısı olanlara plaket verildi.Açılışa, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, iş adamı Ethem Sancak, ünlü oyuncu Hülya Koçyiğit, sanat ve iş dünyasından çok sayıda davetli katıldı.'Yüzyıllık Aşk: Türkiye'de Sinema ve Seyirci İlişkisi' sergisiİstanbul Modern'in kuruluşunun 10. yılında Türk sinemasının 100. yıl dönümüne ithafen sunduğu 'Yüzyıllık Aşk: Türkiye’de Sinema ve Seyirci İlişkisi' sergisi, sinemayı yaşatan unsur olarak seyirciye odaklanıyor, sinemanın seyirciyle buluşma anlarına, bu buluşmanın yarattığı şaşırtıcı ve büyülü kolektif ve kişisel dünyalara yer veriyor.'İstanbul Kalkınma Ajansı 2014 yılı Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yönelik Küresel Turizm Merkezi İstanbul Mali Destek Programı' kapsamında desteklenen ve Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla gerçekleşen sergi, Türkiye'de ilk kez düzenleniyor.Sinema tarihinde seyirciye dair yazılı ve görsel arşiv malzemesini dijital platforma aktararak, kaynakları iyi korunmamış ve kişisel çabalarla yaşatılmaya çalışılmış bir tarihin belleğini görünür kılmaya çalışan sergi, seyircinin sinema ile buluşma noktası sinema salonlarını 'seyirci mabetleri' olarak değerlendirirken, Türkiye'nin ilk sinema salonlarından günün festival sinemalarına kadar uzanan nostaljik bir sunum yapıyor.Sergi, seyircinin sinema ve filmlerle ilişkisini sağlayan gazete ilanları, film broşürleri, afişler gibi unsurların yanı sıra sinema seyircisinin fanatizmini de ayrı bir bölümde ele alıyor.Cikletlerden çıkan resimlerden çay tabaklarına kadar sinemaya dair her şeySinema seyircisinin 'fanatik' olduğu saptamasını yapan sergide, ciklet, çikolata gibi malzemelerden çıkan resimler başta olmak üzere, sinema konulu kitaplar, romanlar, yıldız takvimleri, Türkan Şoray resimli çay tabağı, Filiz Akın resimli cüzdan benzeri her tür sinema belgesi ve objesi yer alıyor.Sergi aynı zamanda fanatik olarak adlandırılabilecek üç kişiyi 'Sinema Seyircisi Fanatiktir' başlıklı bölümde büyüteç altına alıyor.Sergide sinema ve seyircinin 'büyülü' ilişkisi, yıldızlardan imzalı fotoğraflar, aktris Hümaşah Hiçan'a yazılmış hayran mektupları, dergi kapakları, sinema dergilerinin düzenlediği yıldız buluşmalarından örneklerle aktarılıyor.'Yüzyıllık Aşk' sergisi için 50'ye yakın filmden, Türkiye'deki sinema ve seyirci arasındaki özel ilişkiyi yansıtan sahneleri bir araya getiren özel bir çalışma hazırlandı. Bu video, 1950'li yıllardan bugüne seyircinin sinema deneyiminin tarihine dair önemli bir belge niteliği taşıyor.Aynı zamanda sergi kapsamında seyircinin film müzikleriyle kurduğu ilişkiyi, nostaljik bir deneyime dönüştüren özel bir alan tasarlandı. Ziyaretçiler Türk filmlerinde yer alan unutulmaz şarkılar arasından seçtikleri plağı dinlerken, o filmdeki sahneyi eş zamanlı izleyebiliyor.Türk sinema tarihinde seyirciye dair yazılı ve görsel arşiv malzemesini dijital platforma aktararak, kaynakları iyi korunmamış ve kişisel çabalarla yaşatılmaya çalışılmış bir tarihin belleğini görünür kılmaya çalışan sergi 4 Ocak 2015'e kadar görülebilecek.Muhabir: Uğur Aslanhan | AA
Emma Watson'a Yapılan Çıplak Fotoğraf Tehdidi Sahte Çıktı
İddialara göre, Emma Watson ’ı tehdit eden bir 4chan kullanıcısı, Watson’ın Birleşmiş Milletler’de cinsiyet eşitliği hakkında yaptığı konuşmayı beğenmediğini ve cezalandırmak için, onun çıplak fotoğraflarını internette yayınlayacağını söylüyordu. Ancak bu haberlerin internetin sabıkalı bir ‘troll’ ekibi tarafından ortaya atıldığı ortaya çıktı.Dün çıkan haberlerde, Emma Watson’ın da iCloud hesabının hack’lendiği ve çıplak fotoğraflarının internete sızacağı söyleniyordu. Haberlerde Watson'ın, fotoğraflarının, daha önceki birçok başka yıldızın da çıplak fotoğraflarının paylaşıldığı 4chan ile EmmaYouAreNext.com adlı sitelerde yayınlanacağına dair tehditler aldığı belirtilmişti. Bunun için kurulan internet sitesinde, Watson’ın bir fotoğrafı ve geri sayım butonuna yer verilmiş, geri sayım bittiğinde fotoğrafların yayınlanacağı belirtilmişti.Radikal.com.tr’nin haberine göre, sayaçtaki zamanın dolmasıyla gerçek ortaya çıktı. Kurulan internet sitesi ve sonrasında yaşananlar ile aslında Rantic adındaki, sosyal medyada pazarlama yapan bir şirketin kampanyası olduğu söylendi. Asıl ilginç olan ise, gerçekte böyle bir şirketin olmaması.Business Insider'ın aktardığına göre, aslında Rantic diye bir şirket yok. Olay tamamen, SocialVEVO ya da Jacob Povolotski, Yasha Swag, Swenzy ve Joey B. takma adlarıyla bilinen internet ‘troll’lerinin şakasından ibaret.Rantic Marketing adlı şirketin adı daha önce, Grand Theft Auto 5'in PC'ler için üretiminin iptal edildiği haberleri sırasında da duyulmuştu. Kısa süre sonra bu haberin de uydurma olduğu ortaya çıkmıştı.Şu anda EmmaYouAreNext.com sitesine girenler, otomatik olarak Rantic.com’a yönleniyor. Sitede yer alan bilgilerde, EmmaYouAreNext.com internet sitesinin, kısa sürede dünya üzerindeki milyonlarca kişiden ilgi gördüğü belirtiliyor.Sitede yer alan yazılarda, “4chan’i kapatmamıza yardımcı olun ve daha fazla özel fotoğrafın ortalığa saçılmasını engelleyin. Bu kadınlardan hiçbiri bunu hak etmiyor ve hep beraber bir değişim yaratabiliriz. EmmaYouAreNext.com sitesi, 48 milyon kez ziyaret edildi, 7 milyon facebook beğenisi ve paylaşımı aldı, Tüm dünyada 3 milyon Twitter kullanıcısı bu hesaba ‘mention’ yaptı” deniliyor. Ancak bu sayıların hiçbiri doğru değil.Sitede ABD başkanı Barack Obama ’ya yönelik yazılmış bir de mektup da bulunuyor. Bu kampanyaya katılmak isteyenlerin mektubu imzalaması ve bunu sosyal medyada paylaşması isteniyor. Güvenilir haber siteleri, rantic.com'da yer alan formun doldurulmaması gerektiğini, çünkü bunun dünya çapında bir spam hareketine dönüşebileceği konusunda belirtiyor.Geçtiğimiz haftalarda birçok ünlü Hollywood aktrisinin iCloud hesapları hack'lenmiş ve çıplak fotoğrafları internete sızmıştı.T24
Reklam
Hugh Jackman ve Gerard Depardieu İstanbul'a Geliyor
Zorlu Center PSM 2014-2015 programının sürpriz isimleri bugün açıklandı. Hugh Jackman tek kişilik müzik şovuyla Fransız sinemasının usta oyuncuları Gérard Depardieu ve Anouk Aimée ise tiyatro oyunuyla İstanbul'a geliyorlar.‘Wolverine’, ‘X-Men’, ‘Les Misérables (Sefiller)’ ve ‘Real Steel’ gibi filmleriyle tanınan Tony Ödülü sahibi Hugh Jackman, şarkıcılık ve danstaki yeteneklerini birebir gözler önüne serdiği ‘An Evening with Hugh Jackman’ ile Zorlu sahnesinde olacak. 2004 yılında, Broadway'deki ilk rolü olan The Boy from Oz ile ödül alan sanatçıya İstanbul’daki performansında 18 kişilik orkestra ve dansçılar eşlik edecek. 2009'da, son James Bond Daniel Craig ile sahne aldığı ve ‘hit’ olan ‘A Steady Rain (Sıkı bir Yağmur)’ ile Broadway'e tekrar dönen ve 2011'deki solo performansı ile Zorlu’da sahne alacak olan sanatçı gösteride ‘Singin’ in the Rain’ ve ‘Guys and Dolls’ gibi klasik olmuş müzikallerden yorumlara da yer verecek.‘Love Letters’; iki olağanüstü oyuncuyu aynı sahnede yan yana görmemizi sağlayan Pulitzer Tiyatro Ödülleri'nde finale çıkmış ve 30’dan fazla dile çevrilmiş; sevginin güçlü bağlantısını, komik ve aynı zamanda duygusal bir şekilde anlatan bir A. R. Gurney oyunu... Zorlu’da tek gece sergilenecek oyunda efsanevi film yıldızı Gerard Depardieu ve Cannes, Golden Globe ve Cesar Ödülleri sahibi ünlü aktris Anouk Aimée yer alıyor.Milliyet Sanat
Son Kurban Emma Watson mı?
Apple'ın iCloud hesaplarının hack'lenmesiyle dünyaca ünlü pek çok ismin çok özel fotoğraflarının internete düşmesi büyük yankı uyandırmış ve iCloud başta olmak üzere Bulut teknolojisinin güvenilirliği tartışılır olmuştu. Son olarak Rihanna ve Kim Kardashian'ın fotoğrafları internete servis edilirken, bu kez de ortaya çıkan bir internet sitesi kafaları bir hayli karıştırdı. 'EmmaYouAreNext' (Emma şimdi sıra sende) başlıklı siteyi açan 4chan isimli hacker grubu, siteye sayaç yerleştirdi. 3 gün sonrasında Watson'ın fotoğraflarının yayınlanacağını iddia eden sitenin gerçeği gösterip göstermediği ise elbette belli değil. Siteye dip not düşmeyi de ihmal etmeyen hacker'lar, bugüne kadar görülen fotoğrafların buz dağının görünen kısmı olduğunu belirtmekten de geri durmadı. Watson'ın gözü yaşlı bir fotoğrafını sayacın hemen soluna yerleştiren hacker'ların bu süre sona erdiğinde gerçekten fotoğrafları internete servis edip etmeyeceği ise merak ediliyor.Gazeteport
Reklam
Nazlı Çelik'in Eleştirisine Aysel Tuğluk'tan Cevap
Star Haber sunucusu Nazlı Çelik, Şanlıurfa Suruç'ta güvenlik güçlerine taş atan HDP'li milletvekili Aysel Tuğluk'u canlı yayında eleştirdi.Star Ana Haber'in ünlü spikeri Nazlı Çelik, Suruç'ta güvenlik güçlerine taş atan HDP'li Aysel Tuğluk'u haberleri sunduğu sırada eleştiriye tuttu.'KENDİNE OY VERENLERİ TEMSİL EDİYOR'Tuğluk'un hukukçu olduğunu hatırlatan Çelik, 'Aysel Tuğluk bir avukat yani bir hukukçu. Üstelik uzun süredir de milletvekili yani kendisine oy verenleri Meclis'te temsil ediyor.' ifadelerini kullandı.'ÇÖZÜMÜN DEĞİL KARMAŞANIN PARÇASI OLUYOR'Nazlı Çelik, 'Ama elinde taş güvenlik güçlerini hedef alıyor yani çözümün bir parçası olması gerekiyor ama bu görüntüler onu karmaşanın bir parçası olarak gösteriyor. Üstelik yasaları bir hukukçu olarak çok iyi biliyorken.' diye konuştu.Milliyet
Reklam
İkonik Fotoğraflarla John Malkovich Olmak
Ünlü Hollywood yıldızı John Malkovich tarihte yer alan ikonik fotoğrafları tekrar kendi içinde olarak yorumladı.Şikago’daki Catherine Edelman isimli sanat galerisi için hazırladığı projenin yaratıcısı ünlü fotoğrafçı Sandro Miller.Sandro Miller tarihteki önemli ikonik fotoğrafları John Malkovich’le çeken sanatçının projesinde Albert Einstein’dan Che’ye, Andy Warhol’dan John Lennon’a kadar birçok ünlünün ikonik fotoğraflarının benzerleri bulunuyor.İşte o fotoğraflar-TIKLA
Ünlü Çizgi Roman Sanatçılarının Kendi Yarattığı Ama Gözü Kapalı "Çizemediği" 10 Karakter
'Abi aşırı kolay ya, gözüm kapalı çizerim ben bunları.' demesi kolay! 1947 yılında Life Magazin, en ünlü 10 çizgi roman sanatçısından bilinen karakterlerinden birini gözleri kapalı şekilde çizmelerini istemiş, diğer bir deyişle meydan okuyarak 'çizin bakalım da görelim.' demiştir.Binlerce karakteri, yüzlerce defa çizdiği bilinen ünlü sanatçıların, gözü kapalı şekilde de tereddütsüz iyi çizimler yapacağı düşülmüş, fakat sonuçlara bakılınca beklentilerin gerçeklerden çok uzak olduğu farkedilmiştir.
Kim Kardashian, Jennifer Lawrence ve İnternet Toplumunun Bir Suçla Sınavı
Ve işte yeniden, bitti derken, şöhret fotoğrafları sızıntısında ikinci dalga… Dijital medyanın kan kokusu almış köpek balığına dönüştüğü anlar: Üzerinde tanınmış bir isim olan çıplak kadın fotoğrafları büyük tık alır. Aldı da… “Karıya bak!” diyen ergenin izleme hevesiyle, milyonlarca kez tıklandılar, hatta ilk dalga Yeni Zelanda’da interneti bile çökertmeye yetmiş.İşin trajik tarafı, Türkiye’de yalnızca bulvar gazeteleri değil, en büyük online yayınların bu fotoğrafları galeriler yapıp yayınlaması. Gerçi Türkiye’nin “en büyük yayınlarını” biliyoruz, çok değil daha birkaç gün önce Google’ın spam filtresine takılmalarına üzülen var mıydı? Google’ın çalışmasının ardından elimden geldiğince yorumları takip ettim. Okuyucular bunalmış tıklama haberciliğinden. Peki o zaman kim bakıyor Kim Kardashian’ın çıplak vücuduna? Kimin için yapılıyor bu haberler?Önce belki sorunu tanımlamak gerekiyor. Söylediğim gibi, konu Jennifer Lawrence, Kim Kardashian’la ya da iCloud hack’lenmesiyle ilgili değil. O fotoğraflarda sadece “ünlü çıplak karılar” var, fotoğraflar kimliksiz, kimin için, ne için çekildikleri hatta ne için sızdırıldkları da belirsiz. Eğer, sözüm ona haberse bu, neye hizmet ettiğini, kimin tarafında olduğunu ortaya koymaktan aciz bu nedenle.Türk medyasını erkekler, erkek egemen bir yaklaşımla yönetiyorlar, “ünlü çıplak karılar”ın fotoğraflarıyla neyi hedeflediklerini tabi ki anlıyoruz. Bir kadın olarak ve kadınları insan olarak gören bütün erkeklerle birlikte “ünlü çıplak karılar”ın büyük bir aşağılama olduğu konusunda hemfikiriz. Sonuç olarak iCloud’unkinden daha büyük bir güvenlik açığıyla karşı karşıyayız. Bu şekilde kabaca yaklaşıldığı sürece çok daha büyük facialara yol açabilir, özellikle Türkiye’nin “yabancı kadınlar”a tacizi meşrulaştıran ikliminde.Bu fotoğrafların kendisine ait olduğunu doğrulayan Jennifer Lawrence’ın ifadelerinden bunların çalıntı olduğunu anlıyoruz. Gezdiğiniz galeriler size bu bilgiyi vermiyorsa, kendi suçlarına sizi ortak etme çabalarından. Bu yüzden ortada dolaşan fotoğraflar, sizi galerileri gezmeye davet eden linkler, internet toplumunun bir suçla sınavı ve belki son dönemdeki en önemli sınavlarından biri.WebrazziMerve Kara
Rus Milletvekili: 'Hollywood Yerine Türk Filmleri Alalım'
Rusya parlamentosu alt kanadı Duma Kültür Komisyonu Başkanı ünlü yönetmen Stanislav Govoruhin, Rusya sinema piyasasına Hollwood filmleri yerine Türkiye, İran, Kore ve Avrupa filmlerini almayı önerdi.Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yanlısı Halk Cephesi eşbaşkanı görevini de yürüten Govoruhin, Moskova'da yaptığı toplantıda Hollywood filmlerinin fazla gösterilmesini eleştirdi.Ünlü Sovyet ve Rus yönetmen, 'Rus kanallarında Hollywood sinemasını sınırlamanın iyi olacağına inanıyorum. Fakat burada Rus sinemasını hesaba katmayı önermiyorum, çünkü yılda yaklaşık 60 film çekiyoruz. Türkiye, Kore, İran, Japonya ve Avrupa gibi zengin sinema kültürü olan ülkeleri hesaba katalım.' dedi.Govoruhin sinema dahil sanat konularında ulusal kültüre sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.Zaman
Reklam