Uzaylı Yaşamına Rastlamamamızın Nedeni Olarak Bilinen Fermi Paradoksuna Yeni Bir Çözüm Bulundu
Yeni bir çalışmanın Fermi paradoksuna bir çözümü var, ancak muhtemelen okuduklarınızdan pek hoşlanmayacaksınız. Bu araştırmaya göre henüz uzaylı bir medeniyetle tanışamamızın nedeni, Güneşimizin sınıfı. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.
Fermi Paradoksunu daha önce duymadıysanız önce kısaca bahsedelim:
Evrende uzaylı yaşamının var olma olasılığı çok yüksek olmasına rağmen (evrenin akılalmaz büyüklüğünü ve yaşanabilir bölgeler içinde gezegenler bulmaya devam ettiğimizi göz önünde bulundurarak) neden hala kimse bizimle iletişime geçmedi? Uzayda bu kadar fazla uygarlık olma ihtimali göz önüne alındığında, hatta evrenin yaşını düşününce bizden çok daha ileri aşamalarda olabilecek uzaylı medeniyetleri olması neredeyse kesinken, bu uzaylılardan en azından bir tanesi bize sonda veya radyo sinyalleri gönderirdi, değil mi? Eğer durum buysa, neden hala uzaylılarla ilgili herhangi bir şeye rastlayamadık?
Fermi Paradoksuna bir bakış, 1974'te astrofizikçi Michael Hart'tan geliyor.
Hart, 'An Explanation for Absence of Extraterrestrials on Earth' isimli makalesinde bir uygarlığın eğer isterse ve denerse, galaksiyi nispeten kısa bir süre içinde kolonileştirebileceğini savunuyor. Hart makalesinde, 'En yakında bulunan 100 yıldızın her birine (Bunların hepsi Güneş'e sadece 20 ışık yılı uzaklıktadır) keşif seferleri gönderdiğimizi varsayalım. Bu kolonilerin her biri eninde sonunda kendi keşif seferlerini gönderme potansiyeline sahiptir ve bunu gerçekleştirirler. Geziler arasında hiç duraklama olmasaydı, uzay araştırmalarının sınırı kabaca yarıçapı 0.10c hızla artan bir kürenin yüzeyinde uzanacaktı. Bu hızla, galaksimizin çoğu 650 bin yıl içinde katedilmiş ve keşfedilmiş olacaktır. Seferler arasındaki zamanın, tek bir yolculuğun uzunluğuyla aynı düzende olduğunu varsayarsak, Galaksiyi dolaşmak için gereken süre kabaca iki katına çıkacaktır. Galaksimizde başka gelişmiş uygarlıklar olsaydı ve 2 milyon yıl kadar önce uzay araştırmalarına başlamış olsalardı, bize ulaşmak için yeterli zamanları olacağını görüyoruz' diyor.
Bu mantık doğruysa ve galaksimizin yaklaşık 13,6 milyar yaşında olduğu düşünülürse, dünya dışı medeniyetler hakkında hiçbir kanıt olmaması şaşırtıcı bir durum.
Hatta makale uzaylıların yokluğunun, evrende uzaylı yaşamın olmadığının bir kanıtı olarak görülebileceğini savunuyor. Hart ek olarak bunu yapma imkanları varken neden galaksiyi kolonileştirmediklerine dair sosyolojik bir açıklama gerektiğini de söylüyor. İkna edici bir açıklama bulunmadıkça ve gezegen oluşumu hakkında daha fazla bilgi sahibi olana kadar Hart, bunun 'galaksideki ilk uygarlık olduğumuza dair güçlü bir kanıt' olduğunu savunuyor.
Yeni bir makalede, astrobiyolog Jacob Haqq-Misra ve uzay araştırmaları bilimcisi Thomas J. Fauchez farklı bir çözüm öneriyorlar: "Yanlış türde yıldıza sahip olduğumuz için gözden kaçırıldık."
Ekip, Hart'ın önerdiği gibi, Fermi Paradoksuna yönelik herhangi bir çözümün, uzaylıların galaksiyi neden kolonileştirmediğine dair sosyolojik açıklamalarla boğuşması gerektiğini kabul ediyor. Ancak uzaylıların, evrimleşirken yaşamı incelemek de dahil olmak üzere her türlü nedenden dolayı galaksiye yayılmak isteyebileceklerini belirtiyorlar ve uzaylılar için en çekici yerlerden bazılarının yaşamı sürdürebilecek yerler olabileceğini öne sürüyorlar. Ekip makalelerinde 'Uzun ömürlü teknolojik uygarlıkların genişlememesi mümkün olsa da, bu tür uygarlıkların uzun ömürlerini sağlamak için Galaktik yayılım peşinde koşmaları da mümkün. Ama neden dünya dışı bir uygarlık galakside genişlerken Güneş Sistemini ziyaret etmez?' şeklinde yazıyorlar.
Güneşimiz 'doğru' yıldız tipinden olmayabilir.
Araştırma ekibi, 'Bizim hipotezimize göre genişleyen bir yıldız uygarlığı, galaksideki uzun ömürlerini en üst düzeye çıkarmak için, daha yüksek kütleli yıldızlardan kaçınarak tercihen düşük kütleli K veya M-cüce yıldızlı sistemlere yerleşeceklerdir' diyor. Bizim kendi Güneşimiz, hidrojenin helyuma füzyonuyla enerji üreten bir G-cüce yıldızıdır. K-cüce yıldızlar hidrojen yakar ve yaşanabilir gezegenlere ev sahipliği yapmak için daha büyük bir 'yaşanabilir alana' sahiptir. K-cüceleri ve daha bol bulunan M-cüceleri, bizimki gibi G-cüce yıldızlarından çok daha uzun süre yaşanabilir bir ortam sağlayabilir. Uzay yolculuğundaki mesafeler ve yeni bir yıldız sistemini kolonize etmek için gereken kaynaklar göz önüne alındığında, yerleşecek bir yer arayan herhangi bir tür, uzun ömürlülüğe öncelik veriyor olabilir.
Ekip, gelişmiş bir uygarlığın tüm K-cüce sistemlerine yerleşmesinin ne kadar süreceği konusunda çeşitli senaryolara baktı.
Bunlarla birlikte bahsigeçen tüm yıldız türleri için aynı araştırma yapıldı (Tüm K-cüceleri, M-cüceleri ve G-cüceleri). Araştırma, uygun sistemler yakınlaşana kadar bekleme süresi de dahil olmak üzere, gelişmiş bir uygarlığın (sadece tek bir uygarlık olduğunu varsayarsak) kendisini tüm düşük kütleli yıldızlara (K ve M cüceleri) yaymasının yaklaşık 2 milyar yıl alacağını tahmin ediyor. Ekip, Güneş Sisteminde dünya dışı yaşam olduğuna dair hiçbir kanıt bulamadığımız göz önüne alındığında, 'Tüm G-cüce yıldızlarının şimdiye kadar kolonize edildiği senaryoları hariç tutabiliriz,' diye ekliyor. Ayrıca 'Ama tüm K-cüce veya M-cüce yıldızlarında bir 'Galaktik Kulübün' var olma olasılığı hala var' da diyorlar. Ekip, bu nedenle K-cücelerin dünya dışı yaşam arayışımızda tekno-imzalar (uzaylı belirtileri) aranması için ideal hedef olabileceğini söylüyor. Ancak bu yıldızların etrafında gezegen bulmak, büyüklüklerinden dolayı daha zordur. Yani bu 'Galaktik Kulüp' orada bir yerlerde olabilir ve galaksinin her yerine yayılmış olabilir, ancak bunun tespit edilmesi inanılmaz derecede zor olabilir.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!
Yorum Yazın
Ulaşamadığımız uzay boşluğundan sonrasını keşfedememizin sebeplerinden biride bu olabilir aslında ışık yansımasıyla sonsuz bir karanlık oluşturuyorlarsa ya 🤔
yaw ne annatiyon hemşerim. bu yıldızlar akp doneminde oldu kainat bizi kiskaniyo zaten .elyında başbakanlık vasfı yok zaten