Tüylerin Ürperecek: Dünya Tarihinin Gördüğü En Dehşetengiz Adamı Tanıyabilecek misin?
Korku hikâyelerini sever misin?
Kanını çeken, iliğine işleyen, tüylerini ürperten dehşetengiz hikâyeleri?
Kalp atışların hızlandı mı? Adrenalini hissediyor musun? Peki, devam etmek ister misin?
'Evet' diyorsan doğru yerdesin...
Sana dünya tarihinin gördüğü en karanlık, en gizemli adamın hikâyesini anlatacağım.
Öyleyse gir şimdi sana anlatacağım bu hikâyenin kapısından: Önünde senin tarafından keşfedilmeyi bekleyen karanlık yollar ve labirentler var...
Tabii kapının ardında ne ile karşılacağını bilemezsin...
15. yüzyılın ilk yarısı… Ürkütücü, karanlık ve dünyaya dehşet saçacak gizemli bir şahsiyet doğdu...
Öyle ki, hakkında karanlık efsaneler anlatılacak ve bu anlatılar günden güne daha da korkunç bir hâle gelecek, ismi dehşet ile özdeşleşecekti.
Gençliğinde bir dönem esir düştü. Hem de bizim topraklarımızda, Osmanlı’ya…
Osmanlı şehzadeleri ile birlikte yaşadı. Kim bilir neler konuştular, neler yaptılar beraber…
Asıl önemlisi bu şehzadelerin arasında geleceğin “Fatih”i 2. Mehmed de
vardı.
Hayatı, gücü eline geçirinceye kadar oradan oraya sürgünlerle geçti. Yüzünü nereye çevirse düşmanlarla çevriliydi.
Düşmana karşı savaşsın diye komutasına verilen orduyu kendi amaçları için kullandı. 2. Vladislav’ı öldürerek tahta çıktı.
Tahta çıktıktan sonra terör estirdi. Onun düşmanı olmak çıldırmış olmak gibiydi. Bütün düşmanlarına yönelik acımasız işkenceler uyguladı.
Daha önce hiç görülmemiş dehşet dolu acılar yaşattı kim karşı çıktıysa ona.
"Kan" onu en çok anlatan sözcüktü belki de. Kana susamıştı sanki. Düşmanlarının kanlarını fıçılara doldurtup içtiği söyleniyordu.
Düşmanlarının kanlarıyla banyo yapıyordu âdeta...
Yaşadığı şato da en az kendisi kadar tuhaf, ürkütücü ve gizemliydi.
Kullandığı işkence ve idam yöntemleri arasında biri vardı ki, görenler aklını yitiriyordu. 20 binden fazla savaş esiri Osmanlıyı (Türk ve Bulgar) kazıklara oturtarak idam ettirmişti.
5 km'lik alan tamamen bir ölüm tarlasına çevrilmişti sanki...
Bu manzarayı gören Fatih Sultan Mehmed komutasındaki Osmanlı askeri dehşete kapıldı, moralleri bozuldu. Kimi askerler aklını kaçıracak duruma geldi.
Hapishanelerdeki mahkûmları, cüzzamlı ve vebalıları Türklerin üzerine saldı. Vebalıları düşman üzerine salarak daha önce hiç görülmemiş bir savaş yöntemi kullandı.
Ancak Osmanlı ordusu yine de onu savaşta yenmeyi başardı. Kaçmaktan başka çaresi yoktu. O yüzden kaçtı, kaçabildiği kadar uzaklara.
Kaçarken geride hiçbir şey bırakmadı. Bütün köyleri yakıp yıktı; alevler vardı her yerde. Gökyüzünü kesif bir duman kaplamıştı...
Bu arada gizemli hükümdarın hakkındaki söylentiler de her geçen gün büyüyordu. Almanya, Macaristan ve Rusya'da onun bir vampir olduğu söyleniyordu.
Yıllar sonra geri döndü ve kaybettiği ne varsa geri aldı. Yeniden acımasızca hükmetmeye başladı. Aynı yıl yine Osmanlı ile savaşa girdi.
Bir kez daha yenildi. Kesilen başı öldürüldüğünü ispat etmek için İstanbul'a, Fatih Sultan Mehmed'e gönderildi.
Hakkındaki efsane ise daha yeni başlamıştı...
Kim bu esrarengiz adam, tanıyabildin mi?
Bildin! Bu dehşetengiz kişi 3. Vlad. Nam-ı diğer Kont Drakula ya da Kazıklı Voyvoda!
Maalesef yanlış cevap, bilemedin!
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
bilgilerin yarısı yanlış. vebalı hastaları askerlerin üzerine salmış. ondan 1 asır önce moğollar mancınıkla vebalı cesetleri kale içine atıyorlardı. bide dem... Devamını Gör
orası doğru evet belki kılıç kalkan var ama ne donemde olursa olsun adam 3 5 kişiyi kazığa oturtmamış kalesine kadar giden yolda 4-5 km uzunluğunda yol boyun... Devamını Gör
deyyib?
"esir düşme" ve "osmanlı" kelimelerini görür görmez "milleti kazığa oturtan değil mi la bu" dedim ve kendimi zeki hissettim