11 Maddede Sunum Nasıl Yapılmaz?
“Önümdeki sudan zorlanarak bir yudum aldığımı hatırlıyorum. Odada en az 40 kişiyiz. Ben ve birkaç benim gibi çalışan hariç herkes melek yatırımcı. Sunumunu dinledikleri girişimlere yüz binlerce avro yatırım yapıp yapmama kararını vermeye çalışıyorlar.”
Bu gerginliği sıklıkla yaşamışsınızdır. Bir konuyu anlamak, bir fikri yaratmak ve bunları anlatmak birbirinden çok farklı yetenekler. Sıra yaptıklarımızı anlatmaya gelince neden mi bocalıyoruz? Buyrun gerçekten çok iyi yapılmış bir sunum üzerinden kendi hatalarımızı inceleyelim …
1. Uyandıramıyorsunuz
2. Uyandırdınız ama ayıltamıyorsunuz
3. Esas noktaya gelemiyorsunuz
“Adamın sunduğu girişim, şirketinin yeni dizayn ettiği ekolojik bir torba üzerineydi. Bu torba kepçe şeklinde tasarlandığından el değmeden yerdeki maddeleri toplayabiliyordu. Birkaç gün içerisinde doğada çözülecek bir maddeden yapılmıştı. Sunumda hem birçok yeni bilgi edindik, hem girişimciyi yakından tanıdık, hem de yanaklarımız acıyıncaya kadar gülümsedik.”
4. Sunumu avantaja çeviremiyorsunuz
Eğer köpek pisliği ile ilgili bir sunum yapmayı kendi avantajına çevirmek mümkünse, bunu başka konulara uygulamak da kolay olsa gerek. Herkesin sunum tarzı ve zevki farklıdır belki ama konusu ne olursa olsun bir sunumu dikkat çekici hale getirmek için belli başlı bazı noktalara özen göstermek şart… Devam edip bakalım:
5. Soruyla başlamadınız
Sunuma bir soru ile başlamak katılımcıya konuya dahil olmak için bir ortam sağlıyor. İnsanlar genelde sunum yaparken ilginç bir bilgiyle başlamayı akıl ediyor; ama söylemek yerine bu bilgi bir soru olarak sorulsa, dinleyicilerin dikkati daha ilk dakikadan sunuma yoğunlaşacak. Sunuma katkıda bulunan dinleyici, daha sonraki dakikalarda da kopmayacak, ilgisi artacak.
6. Yazdınız, yazdınız, yazdınız...
Sunumlarda genelde çok fazla yazı, satır, madde var. Konuşulacakları yazı halinde göstermek ve bunları okumak sunum yapana kolay geliyor. Dinleyenin ise kafası karışıyor, dinlerken okuduğunu anlamıyor, okurken dinleyemiyor, karşısına gelen tüm satırları birden hazmedemiyor. Ayrıca çok sıkıcı…
7. İmla hatalarınız var
Günümüzde imla hatası kabul edilemez. Office programları tüm kontrolleri bizim için yapıyor. İmla hatası içeren bir sunum, sunumu yapan kişinin konuya gerekli ilgiyi göstermediğine, hazırlıksız yakalandığına işaret ediyor. Bu genelleme doğru olmasa da dinleyicide böyle bir etki yaratıyor! “Bu basit hataları bile düzeltmeye uğraşmadıysa, ben niye bunu dinleyeyim?” dedirtiyor.
8. Sessizliğin gücünü hafife aldınız
Arada bir durmak, dinleyiciyi garipsetecek derecede uzun bir süre bir şey söylememek gerekiyor. Öylesine gözlerinin içine bakmak, onları bir soru ya da bir bilgi ile bir süre baş başa bırakmak önemli. Bağırıp çağırmaktan çok daha başarılı bir uyandırma yöntemi sessizlik. Bir dahaki sunumda ansızın durun, bekleyin. Göreceksiniz, herkesin dikkati üzerinizde toplanacak.
9. Videoyu es geçtiniz
Sunumu görüntülü olarak kaydedip daha sonra izlemek büyük eziyet... İnsan öncelikle kendi sesine tahammül edemiyor. Sağa sola sallandığını, devamlı aksadığını, konuları unuttuğunu vb. görünce morali bozuluyor. Ancak aslında bu kayıt sayesinde bir dahaki sunum çok daha iyi oluyor.
10. Çalışmadınız
Sunuma çalışmadan çıkmak dinleyiciye yapılan bir haksızlık. İnsanlar sunum neyle ilgili olursa olsun o gün bir şey öğrenmiş olarak toplantıdan ayrılmalı. Sunumu yapan yeni bir slayta geçtiğinde şaşkınlığa düşmemeli. Sunumu baştan sona ezberlemek de hatalı, bir konudan sonra hangi konunun geldiğini bilmemek de.
11. Heyecanını kaybetmişsin, yok inancını kaybetmişsin…
Eğer anlattığı konu hakkında sunumu yapan kişi heyecanlı ve istekli değilse, dinleyicilerden heyecanlı olmalarını nasıl bekleyebilir? Aynı tonda, kısık sesle, ara vermeden yapılan bir konuşma ister istemez insanda ninni etkisi yapıyor. Bazen büyük harfleri, yeri geldiğinde sessizliği kullanmayı bilmek önemli…
UNUTMAYIN: İnsanların dikkatlerini çekmek, sunum üzerinde tutmak ne kadar zorsa, dikkatlerinin dağılmasına yol açmak da bir o kadar kolay.
Emre Soyer
Harvard Business Review Türkiye