Serda Kranda Yazio: Arzunu Gördün mü?
Roman okur musunuz? Ben çok severim hatta hayatta en sevdiğim işler arasında ilk üçte yer alabilir, o derece. Roman okumanın sadece bir meseleyi heyecanla takip etmenin çok daha ötesi olduğunu öğrendiğimden beri hayat da başka türlü görünüyor gözüme. Geçen hafta biraz bahsetmiştik, her iyi roman, kusursuz bir hayat parçasıdır diye. İşte bu hayat parçasında, başka bir yerde bulamayacağımız ilginç bir bilgi vardır. İyi bir romanda, kahramanı çözebilirseniz kendinizi de çözebilirsiniz, üstelik mevzubahis her ne ise onun da etaplarını ayırt edersiniz; bu küçük tatlı detay da –özellikle hayat üzerine düşünen biriyseniz- acayip bir cevher olarak içinize ekilir.
Hayatta Bi’Şey Yok, Asıl Mesele İnsan
Yani?
Sır sonradadır. Çünkü soru şudur: “Eee, sonra ne oldu?”
Kimine göre engeller bırakmanın işaretidir. Bunlar kavuşmacılar. Kavuşsunlar isterler ve kavuşmanın başka yollarını denerler. Kahraman, kavuşmacıdan çok aşıcıdır. Bir engel olsun, şöyle dişine göre olsun, içinde azıcık sürünsün, sınansın ama sonra onun da bir yolunu bulsun ister. Böyle olsun ki arzusu da güçlensin, dün bir isterken bugün artık beş istiyor olsun.
Feda edilenlerin gözyaşı yerde kalmasın diye daha da perçinlenir arzu. Artık içinde azimle hırsın, kararlılıkla “ne gele gele”nin ateşi yanmaktadır ve bu ateş yaktığı kadar aydınlatır da. Kahraman bu nedenle azıcık huzursuz ama fitillidir de…
Peki Sen Ne Arzuluyorsun?
İster mutlu sonla bitsin ister herkes tarumar olsun, romanlardan öğrendiğim şu, bir şey oradaysa kesinlikle hikâyeyle ilgilidir. Hikâyeyle ilgili olan her şey seninle ilgilidir. Biraz büyümek, biraz kendini anlamak, biraz da nereye bakacağını görmek içindir. Her adımın bir açığa, her sonra bir açıklığa gider… Bu böyle. Bir arzu. Bir hareket. Bir ihtiyaç, bir motivasyon… Kavuştun sandığın şey, kavuşman gereken şey değilse bitmiyor da zaten. Hayat parçan. Ne oldu, sen ne yaptın? Sen ne yaptın ve ne oldu? Bir şey yapıyor musun? Kahraman mısın sahi? Yoksa sadece geziniyor musun? O da olur ama olmasa daha iyi olur…
Yorum Yazın
Çok okuyup da apartman yöneticisi mi olucan :) Kapıcı Seyit Efendinin müthiş bir repliğidir. Yazıyı tekrar tekrar okudum ve büyük keyif aldım.