Bir bu, bir de Kripto’nun ayı sezonuna girip girmediği... Videoları meraktan ben de izledim tabii. Amanıııın! Hem çok eğlenceli hem de çok sakıncalı... Kim açısından sakıncalı biliyor musunuz? Onun sözünü ettiği Süslüleri Süssüzleri bilmem, belki bazı kişilerin itibarı için sakıncalıdır orasına karışmam ama asıl sakıncası onu rol model olarak alan bir grup zortamele... Bakınız aklıma seneler önce yaşadığım bir olay geldi, ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Bundan 3-5 sene önce bir taksiye bindim, yakın mesafe bir yere gideceğim. İçeride kalantor bir hava esiyor, şoför belli ki bıçkın bir delikanlı. Kaykılarak oturmuş, kolunu dayamış cama, köklemiş müziği, yakmış cigarayı, veriyor gazı.
Önce boğulmamak için camımı açıyorum, sonra asaletime yaraşır bir şekilde “Rica etsem azıcık kısabilir misiniz müziği?” diyorum. Çat kapatıyor.
Anah! Bi’ havalar bi’ havalar... Daha iyi, canıma minnet de, ne diye tavır takınıyor anlamıyorum. Başlayan ilişkimiz Allah’ın izniyle on dakika içinde sona erecek. Birbirimizi hatırlamayacağız bile. Sen niye beni geriyon ki ey taksi şoförü? Müşterisine tahammül edemeyen taksi şoförü mü olur? Bu içimi gıyır gıyır eden acılı şarkıları dinlemek zorunda mıyım ayol? Tamam arabana bindik diye seni satın almış değiliz ama senin habitatına da uyumlanmak zorunda bırakma beni. Velinimetiz nihayetinde. Bu gergin havaya ne gerek var? Hem yaşça senden epeyce büyüğüm. Annen olmasa da halan, teyzen, ablan yaşındayım, az saygı duy.
Neyse biraz daha gidiyoruz, zınk duruyoruz, kırmızı ışık. Önümüzde başka bir taksi daha var. Yeşil yanıyor, önümüzdeki taksi gitmiyor. Belli ki bir sorun var. Benim şoför kornayı köklüyor, kesintisiz basıyor da basıyor. Ayak parmaklarımdan başlayan sinir beynimde bile son bulmuyor. Yeryüzünde beni bundan daha fazla sinirlendiren, çileden çıkaran başka bir olay yok. Sadece önündeki arabayı değil, tüm trafiği, yayaları, evlerinde oturan insanları, İstanbul’u, Ortadoğu ve Balkanları, Avrupa ve Asya’yı, dünyayı, evreni uyarıyor adam. Ayol bi’ sakin! Sen bıçkınsan ben de tecrübeli bir deliyim. Yetmiyor araçtan dayı dayı iniyor bizimki, gidiyor öndeki aracın şoförüne “Hödödö, zödödö” bağırıyor, el kol hareketleri, adamın kapısını açmaya çalışıyor, diğeri Allahtan kilitlemiş kapıları, yoksa kavga çıkacak. Seninki aynı dayılıkla gelip oturuyor yerine. Asabi asabi horozlanıyor! Bu arada diğer kırmızı ışık yanıyor.
Ben arka koltukta kek gibi oturuyorum ama dedim ya deliyim diye, açıyorum bayramlık ağzımı, yumuyorum gözümü. Dinsizin hakkından imansız gelir ya: “Kardeşim niye bağırıp çağırıyorsun, niye kavga durumuna girdin hemen? Belli ki bir sorun oldu adam gidemiyor. Kimse yeşil ışıkta durmaya meraklı değil! Her şeyi kavgayla mı halledeceksiniz yahu! Bir öğren hele öndekinin neden gidemediğini. Yardım edeceğine bağırıyorsun. Zaten bu hoşgörüsüzlük yüzünden hepimiz bu kadar gergin değil miyiz bu ülkede? Bla bla bla” diyor, susmuyorum neredeyse. Kendi çapımda ufak bir deşarj yaşıyorum. Ses tonum 32 Hz üzerinde, öfke burnumdan çıkıyor.
Şöyle bir cevap alıyorum:
“Ben istesem onu bi’ dakkada doğduğuna pişman ederim, bi’ telefonuma bakar!”
“Yahu, adama zaten felek vurmuş, arabası gitmiyor işte. Niye pişman edeceksin? Belli ki bir aksilik olmuş. Hem bak onun da müşterisi var? Senin bu hareketlerle beni sinirlendirmeye ve korkutmaya ne hakkın var?”
“Ben kimin taksisiyim biliyor musun abla, istesem...”
“Bak kardeşim, delirtme beni, böyle dayılanarak onu daha da panikletiyorsun. Kimin taksisiysen kimin taksisisin, konu bu mu yahu? Trafiğin ırzına geçenler sizin gibi tahammülsüzler!” Abov! Bu son cümle fazla mı oldu ne? İyi de benim içimde de senelerin birikimi var. Buldum birini pataklamadan bırakmayacağım.
“Ben Sedat Peker’in taksisiyim abla!”
Bir insan patronuyla bu kadar mı gurur duyar! Gözlerim yaşardı valla.
“Ha bravooo! Ne kadar da prestijli! Bi’ imzanı alayım bari. Bak kardeşim, trafikte arabası bozulan herkesi dövecek miyiz? Müşterini huzursuz ediyorsun, kendin de sinirlendin. Ne gerek var böyle bıçkınlıklara?.. Aklın taksisi ol sen, kaba güç gösterisi yapmanın adamı değil. Ohoo bu kafayla...” derken diğer yeşil ışık yandı ve bu sefer öndeki yürüyor. Bizimkinin ters ters bakarak onu sağdan (evet sağdan) bir geçişi var ki görmelisiniz. Bu sefer diğer arabalar bize korna çalıyor...
Yorum Yazın