Saadet Büyük Yazio: Dolar 20 TL Olur mu? Ekonominin Kitabını Yazdık Yazmaya Devam Ediyoruz
Bu yazının ana konusu bir Instagram paylaşımıyla başladı… Bir izleyici sorusuyla gelen karmaşa Instagramın kısıtlı alanında kendimi tekrar tekrar ifade etme gayretim ve sizlerin hala yaşananlar konusunda varsa bilgi eksikliği basit bir dille gidermek gayretiyle kaleme alınmıştır…
Instagram hesabımdan anlık ekonomi paylaşımlarımla yıllardır beni takip eden eğlenerek ekonomiyi anladıklarını ifade eden binlerce izleyicimin desteğini isteyerek sabırla, tekrar sözümüzü yükseltme zamanı gelmişken bilgimizle yeniden anlaşılmayan noktaları aydınlatayım istedim… Yorumlarıma destek verenler elbette ekonominin gerekçeleriyle siyasi söylemlerin içine de girmeyeceğimi çok iyi bilecekler. Lütfen bu yazıyı okuyunuz okutunuz. Gerekirse ekonomide yapılan hataları bu yazıdan alarak siz anlatınız ve etrafınızla lütfen paylaşınız… Zira hâlâ bir kafa karışıklığı yaşandığını görmekte ve şu durumda dahi basit ekonomi bilgisiyle anlaşılacak hususların da yeteri kadar anlaşılamadığı kanaatindeyim…
Şimdi tekrar sabrınıza sığınıyor ve bu yazıyı okuyan Onedio’nun kıymetli okuyucularından da özellikle hâlâ varsa kafalarında soru işareti yorumlar kısmına yazmalarını bekliyorum…
Elinde altın veya dolar olanlar veya almak isteyenler... "Dolar 20 TL olur mu?" diye soranlar:
Bu kriz bizim krizimiz mi yoksa diğer ülkelerin krizi mi bizi etkiliyor? Dış mihraklar oyunun neresinde?
Hangi ülkenin kriziymiş bu diye sormak isterim tabi önce… Sabırla size ekonomi bilgimle cevap vereceğim. Hangi ülkenin krizi bizi 3.50’den 6.80’e, oradan 8.50’ye oradan 11.30’a getirenmiş bir söyleyin isterim… Dünyada zira tam tersi bir trend vardı... Dolar yurtdışı piyasalarda değer kazanmıyorken biz doların devamlı değerlendiğini TL’nin zayıfladığını tecrübe ettik. Devamlı değer kaybeden TL ve yükselen kur… Halbuki bunda bir tuhaflık var, bakın dünyada dolar değer kaybederken bizim paramız pul oldu. Ve maalesef dünyaya kul olacak kadar ucuzlatıldık! Dünyada son 2 yıldır pandemi sürecinde Amerika ve Avrupa da para bastı ve faizlerini düşürdü. Başta Amerika bu para basma süreciyle neredeyse tüm dünyaya bedava dolar dağıttı. Amerika’nın faizi 0-0.25’lerde… Düşünebiliyor musunuz kredi almak isteseniz faiz oranı neredeyse yok… En basit anlatımla limonu o yıl çok bol üretirseniz fiyatı ne olur? Fiyatı düşer değil mi? Bak mikro iktisat konularına girip burada size arz talep dengesiyle konuyu anlatmak vardı. Dua edin bana denk geldiniz :)
Devam edelim… Bol üretilen ürün çok olunca fiyatı düşer. Para da bunun gibi işte, bol olunca fiyatı düşüyor. Bak düşün Amerika’da kendi dolarının değerini bile isteye düşürdü yaniii ve tüm dünya dolaşımına dolar girdi. Bak düşün öyle para ki bu havadan dolar yağıyor neredeyse ve biz ise bu kadar bol olan bir dönemde kurun süratle yukarı geldiğini gördük… Allah Allah hani bütün Amerika’da Avrupa’da pandemi vardı hani tüm dünya pandemi kaynaklı krizdeydi; bizim de buna sabır etmemiz hatta içine düştüğümüz kriz tam da bu sebepleydi? Çünkü mantıken bol dolar sebebiyle erişimi de kolay olunca senin ülkene de zaten gelmesi gerekmez mi hatta bu para girişiyle de dolar bollaştığı için TL’nin güçlenmesi de gerekmez mi? Ama döviz girişi kısıtlı olunca sen bunca bolluğu hissedemedin.
Tüm gelişmekte olan piyasalar ve tüm dünya bu pandemi krizinden etkilenmişken acaba senin ekonomin neden dağıldı ve para birimin bu denli değer kaybetti dersin? (Bence bu kadar basit bilgiyle sen de anladın) Senin hatandan olmasın sakın! Senin kendi krizin demek ki bu olan. Şimdi ise daha büyük bir kazaya doğru ilerliyoruz. Nedenine gelince düşün ki böyle bir süreçte dünyada pandemi varken tüm Merkez Bankaları faizi düşürerek ekonominin çarklarını döndürmek istediler ama 2 yıllık bu süreç bitiyor ve şimdi hepsi faizi artıracak. Aklına tam buralarda geliyor mu? İyi de dolar bol iken biz 11.30’ları gördüysek eyvah bir de bol olmayacağı döneme giriyorsak sence kaç olur dolar kuru? Cevabını sen düşünmeye devam et….
Şimdi gelelim ülkemize: biz ise böylesi bir süreçte ekonomide neler yaptık sizce ? Merkez Bankası’nın doğru ve teknik kararlar almasını engellemek suretiyle kendi işlerini yapamaz hale getirdik .Maalesef baskı uyguladık ve 2 yıl gibi bir süreçte üç Merkez Bankası başkanı atadık. Düşün bak bir işyerinde bile yeni işe başlayana 6 ay deneme süresi verilirken 2 yılda bu kadar kritik bir görevde üç başkan değişikliği sana da tuhaf gelmiyor mu? Normalde Amerika’yı örnek alıyoruz ya, orada Merkez Bankası başkanını makul görev süresinde görevden almak şöyle dursun piramit ve matriks gibi muazzam bir yapı var bir MB başkanının görevden alınması söz konusu dahi değil. Bak bunun detaylarını merak edenler için bu tamamen ayrı yazı konusu olur oraya şu an da hiç girmeyeceğim. Biz bu Merkez Bankası’nın başkanlarını görevden alıp kendi inandığımız politikaların uygulanması adına fazlaca siyasallaştırdık.
Bir ekonomide Merkez Bankası’nın bu kadar çok konuşulması hayırlara alamet değil elbet bende konuşulsun istemem zira ekonomi politikalarının bir bacağı para politikaları yani Merkez Bankası politikaları ise diğer bacağı olan maliye politikalarına bakalım… Sahi Hazine ve Maliye Bakanlığımız ne yapıyordu bu süreçte? Bir de mesela yükselen gıda enflasyonunu konuşuyoruz ama bir dakika bizim bir Tarım ve Orman Bakanlığımız var… Bak adını şuraya yazsam kesin bileceksin. O kadar tanıdık ki inan… Ama tarım adına ne açıkladığını bilemiyoruz orman yangınları esnasında adını ezberlediğimiz Sayın Bekir Pakdemirli’nin… Yangın söndürme uçaklarımızın ve filomuzun büyüklüğünü yaz aylarındaki elim orman yangınları esnasında Sayın Bekir Pakdemirli’den netlikle öğrendiğimiz ve vizyonuyla da hepimize sabrı öğrettiği gibi tarım ve üretim odaklı ekonomi politikalarını kendisi ivedilikle yapabilseydi, bunca para bolluğunun olduğu süreçte uygulamaya geçseydik sizce ekonomimiz bu durumda olur muydu acaba bir düşünelim… Tarımda buğdayı bile ithal eder, hayvanı bile dışardan alır duruma getirip gıdada bile yükselen enflasyonu iliklerimize kadar hissettiğimiz maalesef doğru politikaları uygulamayı beceremedik. Sonra yükselen tüm fiyatlardan zincir marketleri sorumlu tutarak farklı tutarlarda cezalar kestik… Şu cennet memlekette üretimi bitirdik :(
Üretime dayalı ekonomi modeli ve dünyaya topraklarından bereket fışkıran Mezopotamya ürünlerini ihraç edebilseydik nasıl olurdu sizce? Ya da bu dönemde otoyollar yerine üretim yapacak fabrikalar kurulmasını teşvik etseydik de sanayicilerin neredeyse çoğunluğu müteahhit olmaya dönüşmeseydi. Ben mesela kaç tane sanayi sektörüne özel destek verildi bilmek istiyorum, köprü ve otoyol kurdelelerinin kesildiği görüntüleri hatırlayıp bildiğim kadar… Teknoloji için de aynısı geçerli ve çok değerli mühendislerimizi yurtdışına kaçırdık. Neredeyse asgari ücretle çalışır durumda bırakmasaydık gelecekleri konusunda umutla dolu olsalardı giderler miydi dersiniz? Gelir adaletsizliği konusu da çok önemli. Şu son faiz düşüşünün belirli bir dar çevredeki müteahhitlerin ellerindeki stoklarını eritmelerini sağladıklarını bir de vatandaşlık vermemiz suretiyle inanılmaz ucuzlamış ülkemizden en güzel yerlerdeki evlerden almalarını sağladık.
Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan sistemi sorgulamalı ve bence böyle gelmiş böyle gider dememeli. Mesela en basiti tekstil sektörü iplik ve pamuğa gelen zamlardan bahsediyor haberiniz var mı? Bence en güzel yatırım tavsiyesi giyimi şimdiden stoklamaya bakın 2-3 ay içinde % 50-60 daha da pahalı ya alınacak onlar da. Şimdi hâlâ dolar kuru daha yukarı gelir mi, 20 TL olur mu diye soruyorsan merakla okumaya devam et güzel insan. Bu arada bu kadar fiyat yükselişleriyle enflasyon kaç olur onu da içinden hesaplamaya bak.
Yorum Yazın
Siz bir HARİKA'sınız ! Soyadınız falan olmalı bence valla bak! Aaa bakarsın bizim beyaz atlının soyadı Harika'dır :D ağlanacak halimize gülüyoruzdur.. Olsun,... Devamını Gör