Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Pandemide İçkiyi Abarttıysanız Yalnız Değilsiniz: Alkolik Bir Kadının Çarpıcı İtiraflarla Dolu Hikayesi
Çoğu insanın hayatın stresinden kaçmak için vazgeçilmezi haline gelen alkol, hiç fark ettirmeden ufak bir keyiften ciddi bir soruna ve bağımlılığa dönüşebiliyor. Alkolle olan ilişkisini tüm açıklığıyla anlatan bu kadının hikayesine bir göz atın... 👇
Birçoğumuz için artık arkadaşlarımızla kalabalık buluşma masalarının, iş çıkışının ardından cuma gecelerinin vazgeçilmezi haline geldi alkol. Keyif için içtiğimiz bir bardak, hiç farkında olmadan elinizi attığınız bir dayanağa dönebiliyor...
"Sırtımı bir ağaca dayamış halde çimlerin üzerinde oturduğumu hatırlıyorum. Arkadaşımın beni az sonra eve bırakacağını, benim inatla 'tüm gece ormanda kalacağım' dediğim anları anımsıyorum.
Yakın dostum beni tutarak arabasına bindirdi, midem bulanırsa diye bir kova verdi yanıma. Yol boyunca sürekli özür diledim kendisinden, birkaç kez de kustum. Başka bir şey hatırlamıyorum o geceye dair.
Sabah olup da eşimin yanında uyandığımda ağzım kupkuru, kafam patlayacak gibiydi. 39 yaşında, iki çocuk annesi, iş yeri sahibi ve evli bir kadındım. Artık alkol sorunumu görmezden gelebilecek durumda değildim.
Alkolle ilgili en erken anılarım aile evinde bizimkilerin içtiği biralardı. Lisedeyken restoranlarda çalışmaya başladım ve alkolün insanlarla ilişkisine şahit olmaya başladım. Yıllar sonra evlendim, eşimle taşındığım yeni şehirde bir bira fabrikası açtık.
Kendimi hep şöyle avutuyordum: Ben de herkes gibi içen bir insanım, kaldırabildiğim sürece alkol alabilirim. Hem bira fabrikasında çalışıp da alkol almamak pek mantıklı gelmiyordu.
O Kasım akşamı arkadaşımla yaşadığım olaya kadar iyiydim, yıllardır kendimi kaybetmemiştim aslında. Yalan olmasın, viskisinden biraya kadar her gün en az bir bardak içki içerdim çünkü yetişkinlerin böyle stres attığını, hayattan keyif aldığını öğrettiler bana.
Pandemi dönemiyle beraber benim içkilerim de çoğalmaya başladı. İki tane küçük çocuğa baktığım için haklı görüyordum kendimi, akşam olunca açtığım o bira ödü gibiydi benim için. Cuma akşamları eşim güzel bir kokteyl hazırlardı, sonra bir daha, bir daha derken sabah ağrılar içinde uyanırdım genelde.
Hayatta her zaman dişinizi sıkıp önünüze çıkan her engele dayanmanız gerektiğini öğreniyorsunuz. Artık kaldıramadığınız zaman eliniz alkole gidiyor.
Ancak asıl sorun içtiğimiz şeyler değil, asıl sorun bizim ta kendimiz. Hırpalanmış, kusurlu, iradesiz insanlarız biz. Sonunda durup bir nefes aldığım an, bu sorunun ciddiyetini fark ettiğim an işin seyri değişti.
40 yıl düşünsem aklıma gelmeyecek bir adım atarak alkolik buluşmalarına katıldım. En başta çok çekindim, yardım almak için görüştüğüm insanları görünce 'Bir dakika ya, alkolik miyim ben?' diye düşündüm.
Ancak zamanla diğer insanların hikayelerini duydukça, onların cesaretini gördükçe boğazımdaki o düğümlerin çözüldüğünü hissettim. İyi ki girmişim bu kapıdan, diyebildim.
Hem kendim, hem de ailem için alkolik terapi gruplarına katılmaya başladım. Eşim de benimle birlikte içkiyi bırakma kararı aldı, evimizdeki bütün içkileri toplayıp yakınlara dağıttık. Kendisi daha önceden benim alkol sorunumdan şikayetçi olduğunu birkaç kez çıtlamıştı zaten bana.
Alkolsüz yeni hayatıma alışırken yeni adımlar attım, hobiler buldum kendime. Doğal taşları topladım, meditasyon yaptım, yürüyüşe çıktım.
Yalnız başıma doğada yürürken hayatın gerçekleri yüzüme çarptı; bunca zaman alkol almaktan kendimi tanıyamamışım hiç. Elimde bir bardak içki olmadan ben, ben miydim? Eskiden heyecanımda, sevincimde, kısacası her adımımda yanımda olan alkol yoktu artık.
Yeni kararlarımı ailemle ve arkadaşlarımla paylaştığımda herkes benim için ne kadar mutlu olduğunu söyledi. En yakın arkadaşlarım ilk içkisiz kutlama gecelerimde yanımda oldular.
Ve şimdi, toplam 166 günümü alkolsüz geçirmeyi başardım. Takvim yapraklarına çarpı atarak zamanın geçmesini beklediğim günler bile geride kaldı. Özgürlüğümü kısıtlayan, sürekli pişman ve suçlu hissettiren o toksik enerjiyi geride bırakmayı başardım..."
Siz ne düşünüyorsunuz bu hikaye hakkında? Yorumlarda buluşalım!
Yorum Yazın