Hem doğal hem de en sağlıklı yollarla güzelliklerini korumayı başaran saray kadınlarının sırlarını sizler için araştırdık ve bulduk!
Buyursunlar...
Hem doğal hem de en sağlıklı yollarla güzelliklerini korumayı başaran saray kadınlarının sırlarını sizler için araştırdık ve bulduk!
Buyursunlar...
Uzun süre sıcak hamamda yumuşayan deriye kese yapılır, cilt ölü hücrelerden arındırılırdı. Sonuç mu? Yumuşacık ve sağlıklı bir cilt elbette!
Karışım özellikle diz kapağı, dirsek, topuk gibi daha kuru olan bölgelerine uygulanırdı.
Eritilmiş sabunların içine kendi zevk ve ihtiyaçlarına göre farklı kokular ya da aromatik yağlar ekletirlerdi.
Kili eritir ya da doğrudan saçlarını kille yıkarlardı. Şimdilerde cilt maskesi olarak tercih ettiğimiz kil, o dönemde çoğunlukla saçlar için kullanılıyordu.
Toz halindeki kına bitkisi, ceviz ve sumak ile karıştırılır incir yaprağı da eklendikten sonra saçlara uygulanırdı.
Kadınlar yüzlerini sabah akşam gül suyu ile yıkarlardı. Gül yağları ile bakımlar yaparlardı. Gül güzellik ritüellerinin her aşamasında yer alıyordu.
Alkolsüz ve gerçek çiçek özlerinden hazırlanan parfümler tercih ederlerdi. Bir damlası ile gün boyu misler gibi kokarlardı. En çok tercih edilen kokular ise amber ve miskti.
Örneğin allık ve ruj için gül goncası ve hibiscus'u havanda dövüp allık niyetine kullanıyorlardı. Aynı karışımı sıcak su ile sulandırdıklarında ise ruj elde ediyorlardı. Böylece doğal yollarla hoş görünmeyi başarıyorlardı.
padidas analari disinda padisah eslerinin isimleri bile tarihde dogru duzgun kayda gecmemisken, yuzlerce yillik mehteran eserlerinin bile orjinallerinin kaydi bulunamazken, devrin okculuk teknikleri bile kaybolmus kaynak bulunamazken, sarayda disardan izole yasayan cariyelerin guzellik sirlarini hangi kaynakdan ogrendiniz cok merak ediyorum. varsa kaynak paylasin lutfen.
Beyaz ten asillik demek zaten victoria döneminde de her kadın beyaz tenli olmak istiyordu.
Vay be Osmanlı soyumdan her konuda gurur duyuyorum bizimkiler bakımlı temiz bide yabancıların kini okuyorum Kastilya Kraliçesi kirli İsabella 50 yıldan uzun süren hayatında topu topu iki kez banyo yapmış ve bu davranışıyla övünürmüş. Kraliçenin bir kez evlenmeden önce, bir de doğum yaptığında yıkanıyomuş. Avrupa şehirlerinde yaşayan insanlar işlerini bitirdikten sonra oturaklarındaki pisliği pencereden sokağa boşaltıyormuş zaten şemsiyede böyle bulunmuş diyorlar ama ondan pek emin değilim bide topuklu ayakkabıyı da pisliklere basmamak içi bulmuşlar :P
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın