onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Nobel Ödüllü Ekonomist Krugman Değerlendirdi: 1998 Asya Krizi'ni mi Yaşıyoruz?

Nobel Ödüllü Ekonomist Krugman Değerlendirdi: 1998 Asya Krizi'ni mi Yaşıyoruz?

Ulaş
12.08.2018 - 12:46

Türkiye ile ABD arasında yaşanan gerilimin ardından Türk Lirası dolar karşısında adeta çakıldı. Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman da Türk Lirası'ndaki bu tarihi kaybı değerlendirdi. Krugman yaşananların 1998 Asya Krizi'nin tekrarına benzediğini yazdı.

Krugman, New York Times gazetesinde yayımlanan makalesinde Türkiye'de yaşananların Asya krizi ile benzerlik gösterdiğini belirtti.

Krugman, New York Times gazetesinde yayımlanan makalesinde Türkiye'de yaşananların Asya krizi ile benzerlik gösterdiğini belirtti.

BBC Türkçe'nin aktardığı bilgiye göre Krugman makalesinde 'yıllar içerisinde çok yüklü miktarlarda dışarıdan sermaye' çektiğini vurguladı. 

Makaleden öne çıkan ayrıntılar şu şekilde:

'Kritik olan borçlanılan paranın yerel para birimi değil, doviz olması...'

'Kritik olan borçlanılan paranın yerel para birimi değil, doviz olması...'

'Senaryo şöyle: Bir ülke düşünün, bir anda nedeni ne olursa olsun yabancıların gözdesi haline geliyor ve yıllar içerisinde çok yüklü miktarlarda dışarıdan sermaye çekiyor. Burada kritik olan borçlanılan paranın yerel para birimi değil, döviz cinsinden olması. Bu da geçmişte büyük para girişlerinin görüldüğü ABD'nin dolar cinsinden borçlandığı için benzer şekilde kırılgan olmamasının nedeni aslında.'

'Bunun nedeni ekonominin başına damadın atanması olabilir.'

'Bunun nedeni ekonominin başına damadın atanması olabilir.'

'Ancak bir noktada, bu parti sona eriyor. Dışarıdan gelen borcun 'aniden durmasına' neyin neden olduğu çok da önemli değil: Bunun nedeni ekonomi politikalarının başına damadın atanması gibi iç gelişmeler olabilir, ABD faiz oranlarındaki artış olabilir ya da sizinkine benzer başka bir ülkede yaşanan kriz olabilir.'

'Ekonomi ölümcül bir sarmala girebilir.'

'Ekonomi ölümcül bir sarmala girebilir.'

Krugman, bir nedenle para girişinin aniden kesilmesiyle birlikte döviz cinsi borçlanmanın da ekonomiyi 'ölümcül bir sarmala' sokacağı uyarısı yaptı ve bu sarmalı şöyle tarif etti:

'Güven kaybı, para biriminizin de hızla düşmesine, bu durum döviz cinsi borçların geri ödenmesinin zorlaşmasına, bu da reel ekonominin zarar görmesine ve güvenin daha da azalmasına neden olur. Bunun sonucunda da para birimi tekrar düşmeye başlar ve bu döngü devam eder.'

Krugman, bu yaşananların sonunda dış borcun gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının çok ciddi bir sıçrama yapacağına dikkat çekti.

Krugman, bu yaşananların sonunda dış borcun gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının çok ciddi bir sıçrama yapacağına dikkat çekti.

Buna da Endonezya'nın kriz öncesi yüzde 60'ın altında olan dış borcunun GYSH'ye oranının 1998 yılında yüzde 170'e çıkmasını örnek gösterdi.

Etkili bir politikayla karşılık verilmediği sürece ülkedeki herkes iflas edene kadar para birimindeki değer kaybının ve dış borcun GSYH'ye oranınındaki hızlı artışın süreceğine dikkat çeken Krugman, bir noktada para biriminin zayıf olmasının bir ihracat patlaması yaratacağını ve ekonominin de dış ticaret fazlasını temel alarak büyümeye, sonunda da krizden çıkmaya başlayacağını belirtti.

'Geleneksel ve geleneksel olmayan adımlar birleştirilmeli.'

'Geleneksel ve geleneksel olmayan adımlar birleştirilmeli.'

Ancak Krugman herkesin iflas etmesini beklemeden krizden çıkış için kestirme bir yol olduğunu ancak bunun zorlu bir yol olduğunu söyledi:

'Krizin maliyetini azaltmak için yapılması gereken şey kısa vadede geleneksel adımların dışına çıkan ancak aynı zamanda uzun vadede geleneksel politikalara geri dönüleceğine dair güvenilir garantiler veren bir yaklaşım benimsemek. Bu şöyle işliyor: Panik sonucu yaşanacak sermaye kaçışını engellemek için geçici sermaye kontrolleri getirmek ve muhtemelen döviz cinsi borçları ödemeyi reddetmek yoluyla, borç rasyosunun hızlı artışını durdurmak. Diğer yandan da krizin bitmesinin ardından mali açıdan sürdürülebilir bir rejim oluşturmak için taşları dizmeye başlamak.'

'Eğer her şey yolunda giderse, güven de kademeli olarak tekrar sağlanır ve sonunda da sermaye kontrolleri kaldırılır.'

'Eğer her şey yolunda giderse, güven de kademeli olarak tekrar sağlanır ve sonunda da sermaye kontrolleri kaldırılır.'

Krugman, 1998 yılında Malezya'nın bu reçeteyi uyguladığını, Güney Kore'nin de aynı dönemde ABD desteğiyle benzer bir yol izlediğini belirtti. İzlanda'nın 2000'lerin sonunda girdiği krizden sermaye kontrolleri ve özel bankaların verdiği kredilerin geri ödeme sorumluluğunu kamunun üstlenmemesini içeren politikalarla çıktığına dikkat çekildi.

Krugman yazısının sonlarında şunları yazdı 👇

Krugman yazısının sonlarında şunları yazdı 👇

'Arjantin de 2002 yılında gelenekselin dışına çıkan politikalarla iyi performans gösterdi ve birkaç yıl sonra borcunun üçte ikisini ödemeyi reddetti. Ancak Kirchner rejimi, ne zaman durması ve geleneksel politikalara dönmesi gerektiğini bilmiyordu. Bu da ülkenin yeniden krizin içine düşmesine neden oldu.

Ve belki de bu örnek, bu tarz krizlerle baş etmenin ne kadar zor olduğunu ortaya koyuyor. Bunun için hem esnek hem de sorumluluk sahibi bir hükümete sahip olmanız gerek. Alınan özel önlemleri uygulayacak kadar teknik yetkinliğe ve bu uygulamaların büyük yolsuzluklara yol açmasını engelleyecek kadar dürüst olmasını söylemeye bile gerek yok.'

category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
145
58
18
13
6
5
2
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Vergilius

En kötüsü de ne biliyor musun, Tayyip’in hiç bir zaman kendini suçlamayacağı gerçeğini bilmek. Ne damadını atacak, ne yeni parti kuracak, ne demokratikleşece... Devamını Gör

Mehmet İşleyen

Ve burada işi bittiğinde bırakıp ülkeyi gidecek. Ülkede iflaslar bir bir gerçekleşirken yurt dışında ülkelerden yayın yaparak çomarlarını gütmeye devam edece... Devamını Gör

feyk

anlik nedenlerin, gundelik para politikalarinin otesinde daha genis cerceveden bakarsak bu krizlerin 10-20 yilda bir tekrar etmesi ekonomimizin, uretimimizin... Devamını Gör

feyk

bu dongu nasil kirilabilir? isler yolundayken zamaninda cin'in kore'nin yaptigi gibi tum kaynaklarini egitime, bilime, ileri teknolojik uretime akitirsin, ka... Devamını Gör

bir adet aybala

fakat insanlar koreli malezyalı değil. kendi dolarlarını yakıp doların düşeceğini sanan andaval ve malsikik vatandaşlar var. anlamıyorlar ki bir şeyin sayı a... Devamını Gör