Kötü Gün Dostu Çok! İyi Gün Dostunuz Var mı?
Geçtiğimiz yaz sıcak bir günde, çocukluk hayalim gerçekleşti. İlk kitabımı yazmıştım ve yayınlanması için yayıneviyle sözleşme imzalamaya gidiyordum. Yolda durmadan kendime anın tadını çıkarmayı hatırlattım. Bir hayalinin gerçekleştiği anın tadını insan en iyi nasıl çıkarır?
Yayınevine gittim, sözleşmeyi imzaladım. Asansörle aşağı inip sokağa, temiz havaya çıktım. Derin bir nefes aldım, gülümsedim ve o anda bu mutluluğu tam anlamıyla yaşayabilmem için ihtiyacım olan tek şeyi fark ettim: Paylaşmak!
Elimi telefona götürdüm ve o birkaç saniye bana önemli bir hayat dersi verdi.
Kötü gün dostunu bulmak kolay.
“İyi günün dostu, dar günde hani?” diyen o şarkıya şüpheyle bakıyorum.
Kendi deneyimim, kötü gün, kötü haber, kötü an için dost bulmanın oldukça kolay olduğu yönünde. Dramayı seven çok. Kötü deneyimleri uzun uzun konuşmaktan, birlikte vah’lamaktan haz alanlar bolca.
Birinin kötü gününe ortak olmak kimilerine rahatlatıcı geliyor. Hayatın kara yüzüne başkası üzerinden tanıklık etmek, kendi omuzlarındaki yükü hafifletiyor sanki. Kötü gün dostluğu biraz da ağız dolusu “Bak gördün mü kahpe hayatı işte!” demek için ehliyet bulmak demek.
Kötü gün dostları, mesela bir yakınınız ya da siz hastalandığınızda sık sık arar sorarlar. Bu benim hiç anlayamadığım bir durum, kötü günde olan birini sık sık aramaya çekinirim. Kötü durumda olan kişinin en son ihtiyacının, konuyla ilgili bir şey yapamayacak olan bana güncel haberleri iletmek olduğunu düşünürüm. Kötü haberin sık sık takip edilmesi bence kötü günün yükünü hafifletmekten çok ağırlığını artırır.
Kötü gün dostunun kolay bulunmasının bir sebebi de birine yardım etmenin bizi kahraman gibi hissettirmesi. Biri düştüyse kaldırmayı severiz, acı çekenin yanında olmak kısa süreli bir süper kahraman hissi yaşamamızı sağlar.
Ortalama iyi bir insan, kötü gün dostu olmak için genellikle gönüllüdür. Ama, iyi gün dostu öyle mi? İyi gün dostu hakikaten de zor bulunur.
Seninle senin gibi sevinebilen biri var mı?
Harika bir şey olduğunda kimi arayacağınız belli mi?
Bizim ortaokul yıllarımızda, birbirimizin ne kadar iyi arkadaşı olduğumuzu kanıtlamak için kullandığımız bir tabir vardı: “Gecenin üçünde bile olsa beni arayabilirsin!”
Gecenin üçünde Allah korusun kötü bir haberle baş başa kaldığınızda, eminim iyi dostunuz olsun olmasın kimi arasanız size içtenlikle destek olmaya çalışacaktır. Bu insani bir içgüdü, kötü biri değilsek ve imkânımız varsa böyle bir durumda, arayanın yardımına koşarız.
Fakat…
Gecenin üçünde iyi bir haberi paylaşmak için kimi arayabilirsiniz?
Kimi ararsanız, telefonu kapatınca delirdiğinizi, o saatte aradığınız için saygısız olduğunuzu düşünmeyeceğini; aksine o anki coşkunuza samimiyetle ortak olacağını bilirsiniz?
Böyle birileri varsa hayatınızda, çok şanslısınız demektir.
Ben o gün, hızlıca kafamda tepkileri ilk canlanan kişileri aradım. Beni hiç yanıltmadılar, hatta sandığımdan bile daha büyük bir coşku ve mutlulukla, iyi haberimi gerçek bir mutluluğa dönüştürdüler bir simyacı gibi.
Fark ettim ki, iyi gün dostlarını çoğaltmak, ulvi bir amaç.
Bir kişi iyi günde sizinle sizin gibi sevinebiliyorsa, sadece bir kişi bile bunu yapabiliyorsa bilin ki büyük bir zenginliğe sahipsiniz.
Yeni yılda, dünyanın dramasına birlikte karşı koyacağınız, içtenlikle birbirinizi destekleyeceğiniz bir ilişki ağı diliyorum. Kötü günler emin olun öksüz kalmazlar, ama iyi günlerinizi sahiplendirmekte aceleci davranırsanız iyi edersiniz.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!