Köpeği Woody'nin Ölümü Üzerine Duygularını En Saf Haliyle Belirten Tom Hardy'nin Mektubu
Tom Hardy'nin kendinden çok sevdiği köpeği Woody, yakınlarda aramızdan ayrıldı. Bunun üzerine BuzzFeed'den derlediğimiz mektubu yazan Hardy, saf duygularıyla herkesi ağlattı.
Tom Hardy hakkında bir şey biliyorsak, o da köpekleri ne kadar sevdiğidir.
Özellikle bir köpek onun kalbini çaldı. Adı da Woody. Kendisini Tom Hardy ile beraber setlerde ve galalarda bolca görür olmuştuk.
2011 yılında, hayatları birleştikten beri ayrılmayan ikili oldular.
Geçen yıl Akademi Ödülleri'nde, eşi Charlotte'ta kendisi ve Woody'i içeren fotoğraflı bir telefon kabı olduğunu gördük.
Hatta Hardy'nin de böyle bir telefon kabı olduğunu düşünüyoruz.
Bu da kaptaki fotoğrafları.
Bu yılın başlarında, çocuklar için hazırladığı uyku vakti videosunda da Woody'i görmüştük.
Ancak üzücü haberlerimiz var: Woody birkaç gün önce hayata gözlerini yumdu.
6 yaşındaki Woody, polimiyozit denilen kas rahatsızlığıyla 6 ay savaş verdikten sonra savaşı kaybetti.
Tom da çarşamba günü Tumblr'da Woody için yazdığı mektubu paylaştı.
Yanında da fotoğraflarıyla dolu harika bir video.
Temsilcisi, gönderiyi paylaşanın Hardy olduğunu onayladı.
Woody ile tanışma hikayelerinden tutun aralarındaki sıkı bağın nasıl oluştuğuna kadar her şeyi anlattı mektupta.
İşte o video:
Woodstock'u ilk kez, Peachtree Georgia Atlanta'da gecenin bir vakti döndüğümüz bir otoyolda gördüm. Lawless'ı çektiğimiz sıralardaydı. Sokak köpeğiydi. 11 haftalık... Köpek olduğundan emin bile olmadan gördüğümüz yerde aldık onu. Aslında, arabayı durdurduk. Kapkaranlıktı. Otoyola araba döner de beni göremezse diye telefonun ışığını yaktım. Benden kaçtı. Onu yakalamaya çalıştım ama çok hızlıydı. Bu varlığın otoyola doğru koşuşunu izledim. Zifiri karanlıkta arabalara, kamyonlara doğru giden bir çift kulak. Ben her şey bitti diye düşündüm. Ne cins olduğunu, ne büyüklükte olduğunu çıkaramamıştım. Sadece korkunç sona doğru koşan kulaklar... O neyse artık, yön duygusu yoktu ve tüm gücüyle koşuyordu. Panikledim, ona yardım edemiyordum, onu çağırabileceğim bir ismi yoktu ve artık otoyola çok yakındı. Parmaklarımı ağzıma götürdüm ve ıslık çaldım, yapabildiğim kadar gürültülü. Islık karanlığı deldi ve köpeğin anında durmasını sağladı. Sonra bir saniye içerisinde döndü ve bana odaklandı. Direkt bana doğru koşmaya başlayınca dişlerini gördüm, öfkeli sesini ve titremesini hissettim. 'Saçmalama.' dedim kendi kendime. O bir köpek değil. 'Ben ne yapıyorum?' Bana doğru koştu ve karanlıkta bacaklarıma çarptı, ısırılacağımı düşündüm. Çok gürültülü titriyordu. Elimi uzattım, diş izleri beklerken çok daha hafif bir kütle ve yumuşacık tüylerle karşılaştım. Telefonun ışığını ona doğrulttum. Boynundaki tüylerden sarkan kulakları ve kocaman kahverengi gözleriyle bana bakıyordu. Korkmuş ve tamamen sessiz. Arabaya binip koltuğa oturduğumda omzuma kafasını koydu ve uyudu. Çok fazla şey geçirmiş belli ki horlayarak uyudu çünkü onun için hayati tehlike artık geçmişti. Jessica dişi mi erkek mi olduğunu sordu. Erkek olduğunu söyledim. 'Nereden biliyorsun?' diye sordu. Ben de 'Mmm, Woodstock'unu* hissedebiliyorum.' dedim. Harika! Onun adı Woodstock olsun!. Öyle de oldu. Köpek kakasıyla kaplıydı. Artık ben de öyleydim. Arabayı hemen evcil hayvan dükkanına sürdük. Onu temizleyip güzel eşyalar aldık. Köpeklerin ihtiyacı olan eşyalar. Üçümüz koridorlarda yürüdük ve oyuncaklarını, tasmasını ve ipini seçmesine izin verdik. O geceyi asla unutmayacağım. Harikaydı. Bir an neredeyse ölümden korktu. Sonra yabancılar onu kucağına aldı, iyi bir uyku çekti ve bir bakmış bu kocaman dükkanda çarpık bacaklarıyla mutlu bir şekilde koridordan koridora koşturuyor. O gece ve sonrasında kırmızı bir bandana taktı. Evin her yerinde kase kase su bulunmasına rağmen gece boyunca tuvaletten su içti. Kesinlikle zorluklardan sağ çıkmıştı. Tuvalet eğitimi yoktu, fark etmedi; genelde dışarıdaydık. Karavan kapılarını kemirdi ve birçok arkadaş edindi. Set dışında Pnut tasmasıyla tutardı onu. Sonrasında set köpeğimiz oldu. Georgia'ya sonsuza kadar minnettar kalacağım. Köpek sahibi olmanın saf neşesini ve dünyanın en iyi arkadaşını armağan etti bana. Max hayatını kaybettikten sonra Woody girdi hayatıma. Yaklaşık 11 haftalıktı. Evdeki ilk sabahında kurbağa yedi. Ağzından bırakması için onu kovaladık ama mideye indirdi, kurbağayı yiyeceğimizi düşünmüş olmalı. Onun gerçek bir şeyler yemesini istiyorduk sadece. Artık bir sürü yemeği vardı. Ama içinde zorluklardan sağ kalmış bir ruh vardı. O andan itibaren bulabildiğini yiyeceği açıktı ve sonrasında da yeme problemleri yaşadık. Ancak bir daha asla aç kalmadı. Takma adı Yamaduki idi. Yani, Woodstock Yamaduki onun tam adıydı. Sonradan Woody Thomas ve kısaca Wu.
Woody, Jess'in ailesi kapalı kalmasın diye nazikçe ona baktıktan sonra İngiltere'ye döndü. Onu eve alıştırdılar. Kaliforniya'da, Dark Knight'ı çekerken Woody'i onlardan aldım ve teşekkür ettim. Beni unutmamıştı. Jessica ve kocasının o kadar emeğine rağmen benim ıslığımı duyduğu an bana koştu ve arkasına bakmadı. Onları anlıyordum ama içten içe en yakın arkadaşımla tekrar bağlantı kurduğum için sevindim. Hep beraber bir piknik yaptık. Woody de dahil hepimiz bir göle atladık ancak Woody'nin yüzemediği çok açıktı. Kıçını ben kurtardım. İkinci kez atlamaya çalışınca geri sürükledim. Onu ördek kovalama sevdası yüzünden ne ırmaklardan ne göllerden çıkardım. Özellikle Thames. Kuduz aşısı olunca birr hafta evde kapalı kaldı ve o zaman tam bir Londralı oldu.
O bir melekti. Ve benim en yakın arkadaşım. Beraber çok şey atlattık.
Charlotte onun ayrı kalma kaygısını atlatabilmesi için çok çalıştı. Charlotte'ı annesi gibi sevdi. Hamile kaldığında da onu canıyla korudu.
Birçok sette yer aldı. Birçok ekiple tanıştı. Fotoğraf çekimleri, galalar... Birçok arkadaş edindi. TIME dergisine göre en itibarlı 73. köpekti. JAWS'ı geçmişti. Hepimiz dahi olduğunu düşündük. Onunla tanışan ve seven herkes için bir efsaneydi. İçinde bir gıdım kötülük yoktu. Tek bildiği sevgiydi.
Normalde aile ve arkadaşlar hakkında konuşmam ancak bu alışılmadık bir durum. Woody hayatı boyunca birçok kişiye dokundu, hepiniz için tanıdık bir yüz oldu. Büyük bir hüzünle belirtmek zorundayım ki polimiyozitle 6 aylık zorlu bir savaş sonrasında Woody hayatını kaybetti, iki gün önce. Henüz 6 yaşındaydı. Bizi bırakmak çin çok gençti ve evdeki herkes yıkıldı. Onun sadık yoldaşlığı ve bitmeyen sevgisi için sonuna kadar minnettarım. Artık acı çekmediğini bilmek büyük bir rahatlama. Hepsin öte ben tamamıyla tükendim. Dünya, o içindeyken ve özellikle benim yanımdayken daha güzel bir yerdi.
Dünyanın en iyi arkadaşına. Onu kelimelere dökemeyecek kadar seven bana ve aileye, şüphe duymadan sevdiği insanlara. Woody, sahip olabileceğimiz en iyi macera yoldaşıydı. Ruhlarımız sonsuza kadar iç içe geçti.
Bir arkadaşım bana şöyle demişti: 'O özeldi, bir insanın sahip olabileceği en yakın arkadaşın örneğiydi. Her tarafa ışık saçıyordu, ancak bazen bu kadar ışık saçanlar çok erken yanar.'
Woody'e bizi bulduğu için teşekkür ederim. Seni sonsuza kadar seveceğiz ve seninle olacağız, sen de bizimle. Asla ama asla unutulmayacaksın. Oğlun Tom. xxx
Seni kelimelerden çok seviyorum. Sonsuzluk kadar çok... Şimdi Max ve meleklerle koş. Oraya geldiğimde sizi göreceğim.
Tüm benliğimle seviyorum seni. Her zaman. Teşekkür ederim.
Güzel oğlum.
Yorum Yazın
Köpek seven insanları seviyorum. Sevmeyenlere gelince, eziyet etmeyin yeter.
Lan yaa!! okuduktan sonra gittim benim çocuklara sarılıp öptüm... ikisine de çok düşkünüm ve bi gün öleceklerini düşünmek bile istemiyorum. düşüncesi bile iç... Devamını Gör
sevdigin değer verdiğin bir hayvanı kaybetmek cok acı birşey...