Kıskançlığın İlişkinizi İçin İçin Yiyip Bitirmekte Olduğunun 10 Net Kanıtı
Oğuz Atay babanın da dediği gibi: 'İnsan seviyorsa kaybetmekten korkar... Kıskançlık da bir kaybetme korkusudur; Kıskanmıyorsa eğer, yeterince sevmiyordur.' Fakat önemli olan sahip olduğunuz kıskançlığın ne boyutta olduğudur. Eğer durum şu tarz ekstrem boyutlara ulaştıysa dikkat etmekte ve bu hissi dizginlemeye çalışmakta fayda var:
1. Sevgilinizin sosyal medya hesaplarını hastalıklı bir biçimde takip etme ihtiyacı duyuyorsanız...
2. Telefonunu her fırsatta elinize alıp yaptığı tüm yazışmaları okuyorsanız...
O uyurken ya da banyodayken telefonunu ele geçirip tüm mesajlarını ve arama kaydını kurcalama ihtiyacı duyuyorsanız sağlıksız bir yoldasınız demektir. Çünkü bu durum yalnızca kıskançlığa değil, aynı zamanda güven problemine işaret eder. Telefonuna bakarsınız çünkü kendisine sormak sizi hiçbir zaman tatmin etmez; yalan söylediğini ve arkanızdan iş çevirebileceğini düşünürsünüz. Bunu düşündüğünüzü bilmeseniz bile altta yatan sebep bundan başka bir şey olamaz sevgili dostlar.
3. Arkadaşlarıyla dışarı çıktığında her 10 dakikada bir onu aramak için bahaneler üretiyorsanız...
Arkadaşları olmasın, ailesi olmasın, sadece sizin olsun, sadece sizinle iletişim kursun istiyorsunuz fakat bu elbette mümkün değil. Yanınızda olmadığında devamlı kontrol ediyorsunuz çünkü tehlikeli insanlarla iletişim kurmadığından, tehlikeli yerlere gitmediğinden, en önemlisi de sizinle birlikte değilken çok fazla eğlenmediğinden emin olmak istiyorsunuz. Alan tanıyın birazcık; hem kendinize hem de ona...
4. Karşı cinsten olan arkadaşlarının hangisiyle görüşüp hangisiyle görüşmeyeceğini belirleme hakkına sahip olmak istiyorsanız...
Bu seçimi de elbette o insanları kendinizle karşılaştırmak suretiyle yapıyorsunuz. Sizden daha güzel, daha akıllı, daha sempatik olduğunu düşündüğünüz insanlarla görüşmesini istemiyorsunuz çünkü onların bir sevgili olarak daha iyi bir tercih olduklarına inanıyorsunuz. İnsanın kendine ettiğini başka kimse ona etmez sevgili dostlar; siz olduğunuz gibi mükemmel ve benzersizsiniz. Hem insanların özgür iradesini nasıl engelleyebilirsiniz ki...
5. Parasını nerelere harcadığıyla gereğinden fazla ilgileniyor, banka hesaplarındaki hareketleri kontrol ediyorsanız...
Ne arıyorsunuz o kağıtlarda? Büyük ihtimalle bir otele ödenmiş oda ücreti ya da arkadaşlarıyla dışarı çıktığını söylediği bir gece hesaptan çekilen büyük bir meblağ filan... Tüm bunların hiç mantıklı olmadığını biliyorsunuz ve yine de kendinize engel olamıyorsunuz. Aptal yerine konmaktan korkuyorsunuz ve kendi kendinizi hırpalıyorsunuz...
6. Eve geç döndüğünde sebebini sorma ihtiyacı bile duymadan kontrolünüzü yitiriyorsanız...
Eve geç geldiğine göre sizi aldatmış olma ihtimali yüksek... Bu yüzden yapmanız gereken o gelene kadar sakince bekleyip o eve girdiği anda tüm öfkenizi üstüne kusmak. Eğer aldattıysa ve bunu sizden gizliyorsa bile o anın yoğunluğuyla ağzından kaçıracaktır. Eğer aldatmadıysa da geçirdiğiniz öfke nöbetini görünce, olur da aldatırsa nasıl bir tepkiyle karşılaşacağının bir önizlemesini yaşayacaktır. Yani her halükarda ona bağırıp çağırmanız mantıklıdır; onu kendinizden soğutabileceğiniz gerçeği dışında...
7. Telefonunda rastladığınız bilinmeyen numaralara rastgele mesajlar atıyor ya da onları arayıp seslerini dinliyorsanız...
Yani madem ne kendinize ne de sevgilinize güveniyorsunuz, bir ilişki içinde olmanın anlamı nedir? Siz birlikte iyi vakit geçirmek için mi, yoksa durmadan birbirinize ait olduğunuzdan emin olmak için mi ilişki yaşıyorsunuz? Bu tavırlarla devamlı gergin bir ilişki içinde bulunmanız ve nihayetinde ilişkinizi mahvetmeniz maalesef kaçınılmazdır sevgili dostlar...
8. Kendinize hakim olamayıp gerçekleri çarpıtıyor ve kıskandığınız insanlara iftira atıyorsanız...
Eğer bazı insanlar sebebiyle ilişkinizin tehlike altında olduğunu düşünüyorsanız, bir süre sonra gerçekleri çarpıtmaya ve kıskandığınız o insanları kötülemeye başlamanız kaçınılmazdır dostlar. Eğer denediyseniz ve sevgilinizi kontrol etmeyi başaramadıysanız sıra olayları ve insanları değişik bir biçimde yansıtmaya gelir ve yalanlar söyleyerek kendi değerinizi sevgilinizin gözünde artırmaya çalışırsınız. Bu davranış kısa süreli olarak maçı kazandığınız illüzyonu yaratsa da uzun vadede kimin kaybedeceği çok açıktır...
9. Onun attığı her adımı anbean izliyorsanız...
Bir ilişki yaşamaya başladığınız anda adeta Sherlock Holmes'a dönersiniz ve kendi hayatınızı bırakıp onun hayatını yaşamaya başlarsınız. Artık tek önemli olan ona sahip olmaktır ve geriye kalan her şey beşinci plandadır. Fakat işin kötü yanı da ona tamamen sahip olduğunuzu hiçbir zaman hissedemeyecek olmanızdır. Şüphenin sonu yok sevgili dostlar, sonu olmayan bir çırpınma içindesiniz...
10. Ve tüm bunlar için kendiniz dışında herkesi suçluyorsanız bu durumu değiştirmenin zamanı gelmiştir a dostlar...
Birilerini suçlamak zorundasınızdır çünkü hissettiğiniz kıskançlığın kabul edilebilir bir seviyede olduğunu hem kendinize hem de sevgilinize ispatlamanız gerekmektedir. Böylelikle yaşadığınız kıskançlığın sorumluluğunu kendi üzerinizden alır, sevgilinize yüklersiniz. Kıskanıyorsunuzdur çünkü sevgiliniz güvenilmezdir, gözü dışarıdadır. Ve uygun bir günah keçisi bulunduğu anda artık kendi davranışlarınızı ve yanlışlarınızı sorgulamanız gereksizdir; siz doğrusunuzdur fakat karşınıza hep yanlış ve kötü insanlar çıkmıştır. Sorumluluğu üstümüze alalım ve kendimize yaptığımız bu eziyete bir son verelim a dostlar...
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Aaa ben :)