Kalbi Ayrı, Kendi Ayrı Güzel! Memleketin Gelmiş Geçmiş En Efsane Oyuncularından Metin Akpınar
Bazı insanlarla aynı zaman diliminde yaşadığınız için kendinizi şanslı hissettiğiniz mutlaka olmuştur. Bize bu duyguyu yaşatan en büyük isimlerden bir tanesi de Metin Akpınar. Hem oyunculuğu hem de engin bilgileri ile deniz derya gibi bir insan... Hatta çoğumuzun 'Kiminle aynı masada oturmak isterdin?' sorusuna verdiği cevaptır kendisi. Gelin bu büyük oyuncuyu daha yakından tanıyalım...
O, bizim hayatımızda şu an sahip olduğumuz en değerli oyunculardan biri. Hatta birçoğumuz için, geçmişimize ait anıların baş karakterlerinden.
Bir dönemin efsanesi Devekuşu Kabare'nin oluşmasındaki temel taşlardan biridir Metin Akpınar. Ne muhteşem bir şeydi yalnız Devekuşu Kabare!
Aslında Metin Akpınar, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Çoğu kişi bu detayı bilmez...
İlk filmi ise Tarık Akan ve Filiz Akın'ın başrollerde oynadığı ve hepimizin bayılarak izlediği "Tatlı Dillim". Öyle bir film ki, Kemal Sunal'ın da ilk film tecrübesi bu aynı zamanda...
Zaten bu filmden sonra hepimizin bayıldığı Zeki-Metin ortaklığını filmlerde daha çok görmeye başladık. Zeki Metin'in ikili olarak oynadığı ilk filmleri ise "Mirasyediler"
O kadar uzun yıl birlikte çalışmışlar bir kere bile tartışıp birbirlerine seslerini hiç yükseltmemişler. Ne şahane bir dostluk!
"Nazım Usta’nın dediği gibi; 'Yârin yanağından başka her şeyde ortaktık' Zeki’yle. Onu her haliyle özlüyorum, bir yanım hep eksik." diyor Metin Akpınar.
Sadece oyuncu yönüyle değil, deniz derya gibi bir bilgi birikimi ve muhteşem bir ifade yeteneği olduğunu da bilen bilir.
Sanat, siyaset, toplum... Her konudaki sohbetini dinlemek gerçekten büyük bir zevk.
Video kasetlerin her evde olmadığı dönemde, oyunlarının teyp kasetinden dinlendiği ve kahkahalar atarak her repliğinin ezberlendiği işlere imza atması unutulmazlar arasında.
Aşk Olsun, Yasaklar, Deliler, Beyoğlu Beyoğlu... Bir nesil, onların tiyatrosunu kasetten dinleyerek yaşam enerjisi sağladı.
Aşk Olsun'un 'Balayı' bölümündeki şu performansını hatırlayanlar burada mı?
Türk Sineması'nın yeniden canlandığı dönemde çekilen Abuzer Kadayıf ise, muazzam bir sosyokültürel eleştiriydi; ince mesajlı ama asla insanı didaktik yönüyle sıkmayan...
Aynı sahneyi, aynı filmleri paylaştığı, gerçek hayatta da yakın olduğu o kadar çok dostunu arka arkaya kaybetti ki, eski filmlerini ağlamaktan seyredemediğini söylüyor.
Hatta "Köyden İndim Şehire" filmini yeniden izlemek istediğinde bütün arkadaşlarını kaybettiğini fark etmiş.
'Hepsi gitmiş, bir ben kalmışım yaşayan. Ne acı... Değişmeyen tek son ölüm.' diyor...
Şu ekibin muhteşemliğine bir bakar mısınız?
Her birinin yüzünde bize bu hayatı sevdiren ayrı bir güzellik var...
Özel hayatını pek bilmeyiz ama Metin Akpınar, 50 yıldan uzun bir süredir Göksel Hanım ile evli. Hatta onun tanımına göre aşkları "Aksaray'ın en büyük yangını" olmuş zamanında.
Henüz 19 yaşındayken evlenmiş Metin Akpınar, hatta eşini kaçırmış. Çok aşıklarmış birbirlerine...
Şimdilerde onu pek fazla ekranlarda göremiyoruz ama YouTube'dan çevirip çevirip Deliler'i, Yasaklar'ı ve Aşk Olsun'u seyrettiğimiz doğrudur.
Yaşamımız boyunca böyle büyük bir oyuncunun sanatına tanık olduğumuz için çok ama çok şanslıyız. Sen hep bizimle ol Metin Akpınar!
O güzel sesinle bize şarkılar söyle yine... Seni Seviyoruz!
Yorum Yazın
‘Metiiiiiiiinn Allllaaaaaahhh ‘ Zeki Alasya’nın şöyle seslenişi çoğu filmlerinde.. Ah zeki. Ah metin. Yeşilçam’ın devleri. Toprağa verdiğimiz tüm güzel abile... Devamını Gör
Oyunculuk, ses muazzam bir sanatçı!
bir makber söyleyişi vardır ki camı çerçeveyi indirir :)