Kahraman Güler Yazio: “Babana Bile Güvenme” Cümlesi Hayatımıza Hakimse, Ne Yapmalı?
Hem duygusal hem sosyal ilişkilerde, hem akademik hem de iş hayatının içinde yer yer yaşadığımız güven problemi artık neredeyse tüm yaşamımızı kaplıyor. Hatta bu problem bizi rüyalarımızda bile rahat bırakmıyor. Kabusa dönüşen o rüyalarda partnerimizin bizi aldattığına, iş arkadaşımızın ayağımızı kaydırdığına şahit oluyoruz. Her geçen gün etrafımıza daha güvenilmez insanları çekiyor ve her geçen gün güven problemimizi güçlendiriyoruz. Bu problem bazılarımızda daha sık bazılarımızda daha şiddetli seyrediyor. Bazılarımızda işlevsel düzeyde kalırken bazılarımızda hem iş hem de ilişki hayatımızı olumsuz yönde etkiliyor. Her an zarar görecek, her an kötülüğe maruz kalacak, aldatılacak ve kandırılacakmışız gibi hissediyoruz. Genellikle kökeni çocukluk ve ergenlik dönemlerine ait olan bu problemi yenmenin yolları mevcut mu? Tabii ki!
Bakalım güven probleminden kurtulmak için neler yapabiliriz?
1. Duygu ve düşünceleri şeffaf bir biçimde ifade etmek.
2. Duygunun nedenini keşfetmek.
Bazen güven sorununun kökeni terk edilme korkusudur. Öncelikle bu korkunun nedenine erişmek ve bununla yüzleşmek ilk adım olabilir. Ardından bu korkunun gerçekçiliğini sınamak da işe yarayacaktır. Örneğin, kişi bir kere terk edilmiştir, sürekli terk edileceğine inanıyordur. Bu inancı değerlendirmek önemli adımlardan biri olacaktır.
3. Genellemeden kaçınma.
Geçmişte yaşanan olumsuz deneyimler herkesi aynı değerlendirmemize neden olmaktadır. Bu ayrımı doğru yapmak, her olumsuzluğun bedeli her herkese ödetmemek yine bir diğer önemli adım olacaktır.
4. Kendimize de yatırım yapmak.
Bazen ilişkilerimizi varımız yoğumuz yapıyor, onsuz bir hayata kapıları kapatıyoruz. Bu durum bizi ihtiyaç kavramından uzaklaştırarak, muhtaçlık kavramına yakınlaştırıyor. Bunun yerine öz yeterliliği pekiştirme yolunda harcayacağımız emekler, kişisel gelişimimizle birlikte kendimize daha fazla güvenmemize olanak sağlayacaktır.
5. “Hayır” kelimesini kabullenmek.
Onsuz bir hayatımız olacağı gibi, bizsiz bir hayatı da olabileceğini unutmadan, izin verici, alan tanıyıcı bir tavırla yaklaşmalıyız.
6. Var olan sorunlar partnerle çözümlenmeli.
Bazı zorluklarla karşı karşıya kaldığımızda arkadaş gruplarımıza, ailemize danışarak ne yapacağımıza karar vermeye çalışıyoruz. İlişkiye dahil olan diğer gözler ve bakış açıları, verdikleri olumsuz yönergelerle var olan problemi pekiştirebilmektedir. Bu nedenle yaşanan sorunların çözüm kısmında partnerimizden destek almak, onunla bu yolda yürüyebilmek daha sağlıklı bir yol olacaktır.
7. Uzman desteği almak.
Bazen yaşanan zorluk tek başımıza nedenleri, kökenleri, güçlendiricileri, tetikleyicileri bulmakta zorluk çekeceğimiz, çözüm aşamasında yetersiz olacağımız düzeydedir. Bu durumda, bir uzman desteğine başvurmak hem yaşanan zorluğun süresinin, hem şiddetinin azalmasına hem de çözüm yolunda atılacak adımlara olanak sağlamaktadır.
Yorum Yazın