onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Kabus Değil Gerçek! Oyuncak Bebek ve Heykellerle Dolu Dünyadaki En Ürpertici Mekanlar

Kabus Değil Gerçek! Oyuncak Bebek ve Heykellerle Dolu Dünyadaki En Ürpertici Mekanlar

Adorno
28.09.2021 - 10:00

Küçükken onlarsız uyuyamadığımız, odamızdan çıkarmadığımız oyuncak bebeklerimizin büyüdükçe yavaş yavaş bizi izlemeye başladıklarını hangimiz hissetmedik ki? Ya da gece karanlıkta önünden geçtiğimiz bir heykel tarafından izlenmediğimizi? Bu hislerin gerçek mi yoksa hayal mi olduğunu anlamak için bir gece geçirebileceğiniz dünyadaki en korkunç mekanlar nelermiş gelin birlikte bakalım! 😰

Kaynak: 1, 2

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Meksika'da terk edilmiş bir adanın ağaçlarını, takıntılı bir babanın oyucak bebek koleksiyonu süslüyor!

Meksika'da terk edilmiş bir adanın ağaçlarını, takıntılı bir babanın oyucak bebek koleksiyonu süslüyor!

Her şey Julan Barrera adındaki bir adamın eşini ve kızını adada münzevi bir hayat sürmek için terk etmesiyle başlamıştı. Adaya taşınan baba bir süre sonra kanallardan birinde, yüzen bir kız cesedi görmüştü. Nedeni bilinmeyen bir şekilde bu ölü kızın kendi kızı olduğuna inanan Barrera, kızın hemen arkasından parçalanmış bir oyuncak bebeğin yüzdüğünü görmüş ve bebeği bulduğu yerdeki ağaca asmıştı. Sonrasıysa malum. Sürekli olarak kanalları gezen baba bulduğu tüm yıpranmış bebekleri ağaçlara asmaya ve onlarla yaşamaya başlıyor... 2001 yılında Barrera'nın cesedi, ölü kızı gördüğü yerde bulunmuş. Nasıl ve ne zaman öldüğü kesin olarak bilinmiyor. Söylenene göre eğer adada çok sessiz olabilirseniz bebeklerin birbirine fısıldadığını duymanız mümkün!

Tanıdığı tüm insanları sonsuza kadar yaşatmak isteyen Japon heykeltraş, herkesin heykelini yaptı ve onları sonsuza dek bir parka yerleştirdi...

Tanıdığı tüm insanları sonsuza kadar yaşatmak isteyen Japon heykeltraş, herkesin heykelini yaptı ve onları sonsuza dek bir parka yerleştirdi...

Matsuo Furukawa'nın rüyası Fureai Sekibutsu no Sato'da bir süre gerçek oldu. Ancak kendisi 2012'de ölünce, park bir fotoğrafçı tarafından tekrar keşfedilene kadar unutuldu. Yerliler, heykellerin geceleri canlanarak gezdiğine inandığı için parkın keşfedilmesinden oldukça mutsuz. Ziyaret edenlerse ''yasak bir bölgeye girmiş'' gibi hissettiklerini söylüyorlar...

1547'de İtalyan prens Pier Francesco Orsini çok sevdiği karısının ölümü üstüne kendini mistik bir dünyaya hapsetmişti. Sonuç Bomarzo Bahçeleri'ydi!

1547'de İtalyan prens Pier Francesco Orsini çok sevdiği karısının ölümü üstüne kendini mistik bir dünyaya hapsetmişti. Sonuç Bomarzo Bahçeleri'ydi!

Prens tarafından kutsal koru olarak adlandırılan bahçe sonrasında yerel halk tarafından canavarlar korusu olarak anıldı. Bahçenin içerisinde bir Roma lejyonerini öldüren fil, bir diğerini ikiye bölen dev, yer altı tanrısı Ocus gibi mitolojinin en karanlık taraflarıyla ilgili heykeller yer alıyor. Halen ziyarete açık olan bahçenin etkisi o kadar büyük olmuş ki Dali eserlerinde buradan etkilendiğini dahi söylemiş!

Geceyi bir korku filminin içinde geçirmek istiyorsanız, durmayın Nevada'daki Palyaço Oteli tam size göre!

Geceyi bir korku filminin içinde geçirmek istiyorsanız, durmayın Nevada'daki Palyaço Oteli tam size göre!

''Amerika'nın en korkunç moteli'' lakaplı otel, palyaço meraklısı Claris David adına inşa edilmiş. Eski Tonapa Mezarlığı'nın hemen yanında yer alan, 2000'den fazla ''mutlu'' palyaçonun yer aldığı otel heyecanla müşterilerini bekliyor!

Nükleer faciadan sonra Çernobil terk edilirken oyuncak bebekler geride bırakılmıştı. Şehir artık onlarındı...

Nükleer faciadan sonra Çernobil terk edilirken oyuncak bebekler geride bırakılmıştı. Şehir artık onlarındı...

Terk edilmiş, paslanmış ve parçalanmış bebekler şehrin her tarafına yayılmış durumda. Bazıları yatakta uyuyor, bazıları parklarda ya da okullarda saklanmış gibi duruyor... En kötüsüyse bu beklere dokunmak tamamen yasak çünkü halâ üstlerinde radyoaktif atıkları taşıyor olabilecekleri düşünülüyor!

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Japonya'nın Nagoro adlı köyünde bir kadın, köyünü terk edilmiş görünce, yalnız yaşamamak için gidenlerin ve ölenlerin oyuncak bebeklerini yaparak onlarla yaşamaya başladı.

Japonya'nın Nagoro adlı köyünde bir kadın, köyünü terk edilmiş görünce, yalnız yaşamamak için gidenlerin ve ölenlerin oyuncak bebeklerini yaparak onlarla yaşamaya başladı.

Tsukimi Ayano isimli kadın 2000'lerin başında Osaka'dan çok sevdiği köyüne dönünce hayalleri yıkılmıştı. Köy neredeyse tamamen terk edilmiş durumdaydı. Giderek yalnızlık çekmeye başlayan Ayano müthiş bir çözüm bulmuştu: Hatırladığı herkesin oyuncaktan bebeklerini yapmak! Ancak bu bebekler özeldi, çünkü her biri sadece kendisine ait mimikler ve pozisyonlar içinde yapılmıştı. Bu şekilde gitmiş veya ölmüş herkesin ruhunun bu bebeklerde can bulacağına inanıyordu. Ayano, kendisine ait bu zamanı dondurulmuş dünyada yaşamını halen sürdürmekte.

Eski bir sirk sanatçısı, öldükten sonra yaptığı tüm oyuncak bebeklerin yakılmasını ve kimsenin onlarla temas etmemesini istemişti. Ancak bu olmadı onun yerine bebekler bugün Amerika'nın dört bir yanına dağılmış durumda!

Eski bir sirk sanatçısı, öldükten sonra yaptığı tüm oyuncak bebeklerin yakılmasını ve kimsenin onlarla temas etmemesini istemişti. Ancak bu olmadı onun yerine bebekler bugün Amerika'nın dört bir yanına dağılmış durumda!

Eski bir sirk sanatçısı olan Calvin Black, eşi ile birlikte Mojave çölünün ortasında Possum Trot adında bir mekan açmıştı. Çölün ortasındaki bu mekanda giderek oyuncak bebeklere takıntılı hale gelmeye başlayan Black, çoğunluğu kadın olan bebekleri hayatı boyunca tanıdığı veya ilham aldığı kişileri tekrar canlandırmak için yapmıştı. Black, bebeklerin yüzleri için özellikle araba kazasında devrilen elektrik direklerinin tahtalarını kullanıyordu. Göbeklerini şeker kamışından yaptığı bebeklerin, kalan bütün kısımları için çöplerden topladığı eşyaları kullanıyordu. Bu da yetmezmiş gibi bebeklerinin içine hoparlör koyarak konuşmalarını sağlıyor ve onlara hayat veriyordu! Black ve eşi bu şekilde sayısız oyuncak bebekle çölün ortasında bir ömür geçirmişlerdi...

Çek Cumhuriyeti'nde bir adam terk edilmiş St. George Kilisesi'ni canlandırmanın en iyi yoluna karar vermişti: Hayaletleri geri çağırmak!

Çek Cumhuriyeti'nde bir adam terk edilmiş St. George Kilisesi'ni canlandırmanın en iyi yoluna karar vermişti: Hayaletleri geri çağırmak!

14. yüzyılda inşa edilmiş St. George Kilisesi tarihi boyunca ilginç kazalardan kurtulamamıştı. Sürekli zarar gören kilise, 1968'de bir cenaze töreni sırasında içerdekilerin üstüne çatı yıkılıncaya dek yeniden inşa edilmeye devam edilmişti. 1968'deki olaydan sonra halk, lanetlendiğinden emin oldukları kiliseyi terk etmişti. Ancak, 2014 yılında bölgede bulunan bir bekçi St. George Kilisesi'ne ilk görüşte hayran kalmıştı ve tek hayali onu tekrar ayağa kaldırmaktı. Bu projesi içinse aklına laneti geri döndürme fikri gelmişti. Terk edilmiş kilisenin içine bir çok dua eden ve üzeri örtülmüş heykel yerleştiren bekçi artık kilisenin açılmaya hazır olduğuna ve hak ettiği ilgiyi göreceğine emindi. Kim bilir belki St. George Kilisesi'de tam olarak bunu istemişti...

Finlandıya'da bir heykeltraş hayatındaki tüm önemli anları ve duyguları heykellerinde yaşatmak istemişti. Mimiklerinin o kadar gerçekçi olmasını istiyordu ki heykellerinin ağzını insan dişlerinden yapmıştı!

Finlandıya'da bir heykeltraş hayatındaki tüm önemli anları ve duyguları heykellerinde yaşatmak istemişti. Mimiklerinin o kadar gerçekçi olmasını istiyordu ki heykellerinin ağzını insan dişlerinden yapmıştı!

Bahçenin içindeki heykeller hüzünlü bir bakıştan şeytani bir sırıtışa kadar her türlü mimiği üstlerinde taşıyorlar. Bazılarının arkasındaysa, gezerken rahatsız hissetmeniz için heykeltraş Veijo Rönkkönen tarafından özellikle konulmuş gizli hoparlörler var. Eserlerini sergilemeyi red eden heykeltraş, zamanı gelince heykellerini tek tek gömüyordu. Ara sıra içeriye aldığı az sayıdaki ziyaretçilerle ise heykellerine bıraktığı mektuplar ile iletişim kuruyor ancak görüşmeyi kabul etmiyordu... Rönkkönen 2010 yılında aniden ölünce bahçe ziyaretçilere açıldı.

Eğer gerçek insanların yüzlerinden yapılmış klon oyuncak bebeklerle dolu bir yer istiyorsanız, Akhibara'daki klon fabrikası tam size göre!

Eğer gerçek insanların yüzlerinden yapılmış klon oyuncak bebeklerle dolu bir yer istiyorsanız, Akhibara'daki klon fabrikası tam size göre!

Eğer kendinizin kopyası olan, gün içinde sizi izleyen ürpertici bir oyuncak bebek istiyorsanız Akhibara'daki klon fabrikasına 1.750 dolar ödemeniz yeterli. Üstelik mini kafanız hazır olduğunda, minik klonunuz için bir beden ve kıyafet seçme şansınız da var... Oyuncak bebeğinizi yaptırmaya fabrikaya gittiğinizde sizi izleyen 100'lerce klon bebek de işin cabası!

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
10
7
3
1
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın