İlk Buluşmada Karşınızdaki Kişiyi 30 Saniyede Kendinize Aşık Etmenin Garantili Bilimsel Yolu: Hale Etkisi
Bu gerçeği kabullenin: İnsanlar tanıştıkları insanlar hakkındaki yargılarını kısa sürede veriyorlar ve bunu değiştirmek neredeyse imkansız! Peki, aslında bu yargıyı yönetebiliyorsak?
Lafı uzatmaya niyetimiz yok: Ne kadar zeki, güzel yahut yakışıklı olun bunu tanıştığınız kişiye aktarabilmek için süreniz sınırlı.
Selamlaştınız, ufak bir sohbette bulundunuz ve o günün planına dair konuştunuz... Aslında her şey bu ilk 30 saniyede oldu ve bitti.
Nasıl mı? İlk izlenimin yüzde 93’ü beden diliyle, kalan %7'lik kısmı ise söylenenlerle belirleniyor ve tüm bunlar sadece 30 saniyede gerçekleşiyor. Karşınızdaki insanın sizin hakkınızda değişmesi pek de kolay bir yargıyı doğurması için 1 dakikaya bile ihtiyacı yok anlayacağınız.
Bu denklemi incelediğimiz zaman ilk buluşmada karşımızdakini etkilemek için fiziksel özellikler daha baskın hale geliyor. Maalesef.
Kişi fiziksel görünüşe önem vermediğini, onu asıl etkileyen şeyin zeka yahut iyi bir iletişim olduğunu söylese de gerçek bundan biraz bağımsız şekilleniyor. Aslında bu kontrolsüz yargılama durumunun ikili insan ilişkilerinde yarattığı ufak bir problem var.
Ufak bir problem dedik ama, pek de ufak olmayabilir.
Bundan yaklaşık 100 yıl önce Hale Etkisi olarak tanımlanan bu durum kafaları karıştırıyor.
Hale Etkisi'ne göre biz farkında olmadan bazı önyargılar oluşturuyoruz ve bu yargıların büyük bir kısmı yanıltıcı referanslar yaratıyor. Örneğin ilk izlenim esnasında bir açıdan olumlu gördüğümüz özelliği sebebiyle kişinin olumsuz özelliklerini görmezden gelebiliyoruz yahut normalde dikkat etmeyeceğimiz şeyleri olumlular klasörüne taşımakta aceleci davranıyoruz.
Bu etki altında kaldığımız her an ilgi çekici bulduğumuz bir kişiyi daha güvenilir ve daha zeki buluyoruz.
Aslında bu ikisi arasında hiçbir bağlantı olmadığını bilmemize rağmen!
Güzel bir kadının zeki olma ihtimaliyle bizi çileden çıkaracak kadar ahmak olması arasındaki ihtimaller aynı fakat ilk izlenimin verdiği yön aklımızı çeliyor. Aynısı çekici bulmadığımız kişilere dair yorumlarımızda da geçerli, bu kişileri de güvenilmez, ortalama altında zekaya sahip insanlar olarak kodluyoruz.
Buradaki 'güzel' ve 'yakışıklı' yargısının sadece yüz ve bedenle sınırlı olmadığını belirtmek gerekiyor tabii.
Elimizdeki veriler böyleyken insan zihninde manipülasyon yapabilmenin ne kadar kolay olduğu ortada, aslında ilk izlenimin kendisi bir manipüleden ibaret!
O halde tanışılan kişide tam puan alacak bir ilk izlenim yaratmak için yapılacaklar listesini hazırlayalım mı?
İlk sıraya pozitif duruşu koymak gerekiyor. Kaşların çatık olmaması, gülüşümüzün yapay olmaması gerekiyor. Bu iki etken bizim hayattan aldığımız keyfi de temsil ediyor.
İkinci olarak dinç görünmeye dikkat ediyoruz. Yorgun görünen birinden kim etkilenir ki?
Yorgunluğu işaret eden mimiklerden kurtulmak gerekiyor ve bu sadece flört etmek için değil, çevremizdeki herkese karşı bizi bir adım öne çıkaracaktır. Mimiklerden bahsetmişken, bir gülüşün adında yatan onlarca anlamın farkında olmayı da üçüncü sıraya koyuyoruz.
Ciddi bir duruştan etkileniyor olabilirsiniz fakat genel kanı bunun aksini söylüyor, sık gülümseyen insanlar iletişime açık, güvenilir ve ilgi çekici olarak görülüyor.
İşte, bu üç faktör Hale Etkisi'ni kendi tarafınıza çekmeniz için bir fırsat fakat unutmayın ki sizin için 30 saniyede yargısını sabitleyen biri aslında aradığınız kişi olmayabilir.
Yorum Yazın
İçerik özeti; "İlk sıraya pozitif duruşu koymak gerekiyor. Kaşların çatık olmaması, gülüşümüzün yapay olmaması gerekiyor. Bu iki etken bizim hayattan aldığım... Devamını Gör
30 saniyede bir insan bir insana aşık olabilir hatta bunun için 30 saniye çok uzun bir süre bile sayılabilir ama dostum 30 içinde kimse kimseyi kendine aşık ... Devamını Gör
Flört ettiğiniz insanı gözünüzde çok büyütmezseniz ve beklentileri en üst seviyede tutmazsanız, daha sağlıklı iletişim hatta belki de aşk yaşayabilirsiniz.