Hepimizin Başına Geliyor... İşte Hayatla Baş Etmekte Zorlandığımız 17 An
İş güç, aile, çoluk çocuk, sevgili, arkadaş derken hayatta uğraştığımız irili ufaklı bir sürü sıkıntı var, ama bir de bu sıkıntıların daha küçükleri, hatta küçücükleri olmalarına rağmen başımıza geldiğinde hayatı zindan edenleri var... İşte karşınızda o anlar...
1. Dolmuşta "İnecek var" dediğiniz ama sesinizin duyulmadığı an.
2. Evden çıkıp hatırı sayılır yol kat ettikten sonra "Ketılın altını açık mı bıraktım?" diye kafanıza takıldığı an.
Gününüz zehir olur, yangın fantazileri aklınızın bir köşesinde bütün gün oynar. 'Bir şey olmamıştır ya, ya da olmuş mudur, yok yok olmamıştır' düşünceleri arasında yaşamak zorunda kalırsınız.
3. Soyunurken perdenin açık olduğunu fark ettiğiniz, perdeyi kapamak için cıbıl cıbıl pencereye koştuğunuz, kendinizi daha da ifşa ettiğiniz an.
Halbuki pencereye koşacağınıza üstünüzü giyseniz daha az skandalla çözülecek bu iş, ama yok, refleks gibi bir şey çıplak olarak cama koşmak nedense.
4. Çantada bir şey ararken, aradığınız şey dışında her şeyin çıktığı ama onun bir türlü çıkmadığı an.
3 gün moloz altında kalsanız yetecek kadar erzak yiyecek içecek çıkar çantanızdan ama aradığınız o toka ya da anahtar çıkmaz; çıkmayınca çıkmaz!
5. Çok çişiniz olduğu zaman bir türlü anahtarı deliğine sokamadığınız an.
Her şeyi boş verip altınıza işemeye en yakın olduğunuz andır...
6. Elinizde alışveriş poşetleri varken bağcıklarınızın açıldığı ya da gözlüklerinizin yavaş yavaş kayıp düştüğü an.
Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık, yapacak hiçbir şey yok... Düşmemeyi umut ederek ya da gözlüğün burnunuzun ucuna adım adım yaklaştığının endişesiyle yürüyeceksiniz o yolu.
7. Adını ve nereden tanıdığınızı hatırlamadığınız kişinin selam verdiği, çaktırmadan konuşmayı devam ettirmeye çalıştığınız an.
Konuşma sırasında hitabet gerektirmeyen cümle kalıpları kullanmak için akla karayı seçersiniz. Ne olur ağzından ipucu niteliğinde bir söz çıksın diye dua edersiniz. Evren durur, zaman geçmek bilmez.
8. Kendi kendinize konuşurken insanların size baktığını fark ettiğiniz an.
Tam kendinizle derin bir muhabbetin ortasındayken o bakışları fark etmek... Bir böcek olmayı dilemek.
9. Yürüyen merdivende soldan ilerlediğiniz, yorulduğunuz ama arkanızda yüzlerce kişi olduğu için devam etmek zorunda kaldığınız an.
Bir merdivene bakarsınız bir kendinize; 'Ben bu merdiveni çıkarım' dersiniz. Ama yarı yolda yorulmak da var, sağ taraf tıklım tıklım, mecbur ilerleyeceksiniz. Zorlu bir parkur ama yapacak bir şey yok.
10. Yanan yemeğe müdahale edeyim derken tencereye çıplak elle dokunduğunuz, hem yemeği hem elinizi yaktığınız an.
Mutfaktaki dumana koşup, o panikle demir tutamaçı tutup elinizi yakarsınız; eliniz yanınca tencereyi fırlatırsınız, yere dökülen yemek bu sefer de etrafa sıçrar ve ayaklarınızı yakar. Ölün daha iyi.
11. Hoşlandığınız kişiyi stalk'lamaya çalışırken, yanlışlıkla ismini arama kısmına değil de durum iletisi olarak yazdığınız, entera bastığınız an.
Çağın en bilinen hastalığı. Baş etmesi tabii ki zor olacak...
12. Aceleniz varken, zor bela koşarak otobüsü yakalamışken, akbilinizin o sesi çıkardığı an.
O ses... 'Dıııı dı dıt!' diye haykırır tüm otobüse akbilinizin boş olduğunu. Geri mi inseniz, birilerinden akbil mi isteseniz? Neden görünmezlik pelerinleri gerçek değil diye lanet edersiniz.
13. Rüzgarda eteğinizin bir tarafını tutarken diğer tarafının kazan kaldırması, frikiklerden frikik beğendiğiniz an.
Siz bir tarafını kontrol edeyim diye çırpınırken o diğer tarafından havalanıp beklenen göz ziyafetini herkese çoktan sunmuştur. Geçmiş olsun.
14. Bütün gün giyeceğiniz ayakkabının her köşesinden ayrı ayrı vurduğunu fark ettiğiniz an.
Evden çıkıp bir süre yürüdükten sonra ayakkabının iç döşemesinin diken olduğunu fark edip, bütün gün işkence çekmenize sebep olan durum. Bazen 'lanet gelsin' denip yeni ayakkabı ve terlik alımıyla günün bitmesine sebep olur.
15. Zor bir günün ardından güzel bir duşun hayaliyle soyunup duşa girdiğinizde, suların kesik olduğunu öğrendiğiniz an.
Kabinin ortasında çıplak, çaresiz ve sessiz birkaç dakikalık bir dikilmeye sebep olan andır.
16. Ne kadar el ederseniz edin, garsonun dikkatini çekemediğiniz an.
Özgüven düşürücü, itibar yerle bir edici, çaresiz, muhtaç, üzücü bir an.
17. Sonunda o adamı ya da kadını elde etmiş, tam halvet olacakken evde kondom olmadığı gerçeğiyle yüzleştiğiniz an.
Çekmeceye giden el, boş dönen el, hayal kırıklığıyla dolu bakışmalar, the end...
Yorum Yazın
çocukların oynadığı top ayağınıza gelir vurursunuz ve yamuk yöne gider...
Poşet vs. taşırken yıllar yılı kaşınmayan burnumun hunharca kaşınması :(
bunlarda bir şeymi siz hiç bölüm nasılmış acep die yorumlara bakarken spoiler yedinizmi