Güzel Başlayıp Devamını Getiremeyen, Her İşi Yarım Kalmış Bir Sanayi Çırağının Hikayesi
Birazdan okuyacaklarınız, her seferinde yarım kalmış Civan isimli bir gencin hikayesinin ilk kısmıdır.
Dünyaya bağırmak istemediğim nadir anlardandı. Bana yakışanı yapacak, yine yarım bırakacaktım. Fakat yarım bırakırsam ustamdan yiyeceğim azarı düşününce vazgeçtim. Zaten önce okulu sonra da amatör kümede top koşturduğum takımımı yarım bıraktığım için burdaydım. 23 yaşındaydım ve bozkırın bağrında, Niğde Organize Sanayi Bölgesi'nde bir demirci ustasının yanında ayak işlerine bakıyordum. Yavaştan işi öğrenmeye başlamıştım.
Ustamın en büyük hobisi atlardı. Arada bir, iş öğreniyim diye, dükkanı bana bırakıp sanayideki ganyan bayisine giderdi. Çok güvendiği atların kaybettiği günlerin birinde dükkana girip ''Tarihe gömülen koca koca atlar, tarihe gömülür o kadar.'' diye bağırdı. İlk duyduğumda anlam verememiştim. Şimdi çok iyi anlıyorum. Sanırım onu da yarım bırakmamdan korkuyordu ki sağlık sorunlarıma saygısı yoktu. Hastalığımı küçümserdi. Bir gün ''Ulan Niğde'de yaşayan adamsın, utanmıyor musun panik atak olmaya? Git ötede çık kontraya.'' diye bana demirci ağzıyla mizah yaptı. ''Usta!'' dedim, ''Bi gider misin lütfen?''
Yine yarım bırakmıştım. Önce adamı dükkanından siktirlemiş, gitmeyince de daha fazla burada çalışamayacağımı söyleyip işten ayrılmıştım. Güzel başlıyordum ama devamını getiremiyordum. Hatırladığım bütün güzel anlar, başlangıçlardı. Annemin beni okula götürdüğü ilk günü hatırlıyorum. Sonra yalnız gittim. Öğretmenden yediğim ilk tokadı hatırlıyorum. O tokattan sonra Erkin Koray'a hak verdim ve çocuklarımı okula göndermeme kararı aldım.
15 yaşına geldiğimde yaşıtlarıma göre oldukça zeki ve çeviktim fakat Kant'ın evrensel ahlak yasasına göre ahlaksız sayılırdım. Amcam, ahlak ve karakter sahibi bi' birey olmam için beni kasabamızın futbol takımına yazdırmıştı. Takımın hocası kasabamızın güzide emeklilerinden Kadir Amca'ydı. Gençliğinde amatör kümede futbol oynadığını iddia ediyordu fakat kendisinden başka hatırlayan yoktu. Almanya'da uzun süre çalışmış ve orada emekli olmuştu. Takımına da Alman disiplinini aşılamaya çalışıyordu. Olur olmaz yerde dirsek atan, küfür eden bana yine kapının önüne görünmüştü. Zeki, çevik ve ahlaksızdım. Yine yarım bırakmıştım. Tüm bunları sanayinin çay ocağında Niğde Gazozu içerken düşünmüştüm. Çaycının çırağına ''Bizim dükkanın hesabına yaz.'' dedim ve çıktım.
Yakınlaşan her şey birleşir, birlikte olan her şey ayrılır. Termodinamiğin bilmem kaçıncı kanunu bu. Ne kadar düşsen de yeniden çıkabileceğini bilmek, çıkmaya engel. Bu yüzden elimdeki her şeyi bilerek ve de isteyerek kaybettim. En son ustam ve atlarını koymuştum hayatımın merkezine. Orada da ilk ayaktan yattım. Unutmaya başlıyordum. Unutmamak için yazdım. Onlar da yarım kaldı. Hem ne diyordu ustam; ''Tarihe gömülen koca koca atlar, tarihe gömülür o kadar.''*
Bu hikaye de bu yüzden yarım, ama devamı gelecek.
Yorum Yazın
Ben ne okudum ki şimdi?
''Usta! Bi siktir gider misin lütfen?''
Ne kadar odunum okuyorum devamı gelicek mi ne anlatıyor acaba yarım bırakmadığı birşey mi anlatıcak diye bekliyorum :D