Fikret Otyam İçin Cemevinde Tören Düzenlendi

Antalya'da önceki gün 89 yaşında yaşama veda eden ressam, gazeteci- yazar Fikret Otyam için Antalya'da Cemevi'nde tören düzenlendi. Otyam, yarın Nevşehir Hacıbektaş'ta 'Türkülerle gömün beni' türküsü eşliğinde defnedilecek.

Antalya'da cumartesi günü saat 08.00 sıralarında böbrek yetmezliği rahatsızlığı nedeniyle eşi Filiz Otyam tarafından Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan ressam, gazeteci- yazar Fikret Otyam, doktorların tüm çabasına karşın saat 23.45'te yaşama veda etmişti.

Tabutuna Atatürk resimli Türk bayrağı sarılan Fikret Otyam için bugün saat 17.00'de Antalya Cemevi'nde tören düzenlendi. 

Törene, Fikret Otyam'ın çocukları İrep, Döne ve Elvan'ın yanı sıra, CHP Antalya milletvekilleri Deniz Baykal, Mustafa Akaydın, Niyazi Nefi Kara, eski milletvekilleri Yıldıray Sapan, Giray Ercenk, Hürriyet yazarı Yalçın Bayer, belgesel yapımcısı Nebil Özgentürk, Konyaaltı Belediye Başkanı CHP'li Muhittin Böcek, Muratpaşa Belediye Başkanı CHP'li Ümit Uysal, Antalya Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Hasan Subaşı, Prof. Dr. Alper Demirbaş, Antalya OSB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar ve 500'ün üzerinde seveni katıldı.

Vasiyetine uygun tören

Otyam için Antalya Cemevi'nde düzenlenen cenaze töreni, vasiyetine uygun gerçekleşti. Otyam'ın Atatürklü Türk bayrağına sarılı cenazesi, 2008 yılında Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Antalya Şubesi'ne hediye ettiği Hacı Bektaş Veli tablosu altında getirildi. 

Cenaze törenini yine vasiyetinde olduğu gibi Mehmet Turan Dede yürüttü, Aksaray doğumlu olan Otyam için Alevi geleneklerine uygun bir cenaze törenini düzenlendi. 

Filiz Otyam, tören öncesi yaptığı konuşmada hayat arkadaşını, “Çok iyi bir savaşçıydı' diye tanımladı. Türkiye'de ilerde sorun olabilecek her türlü konuyu ilk eşi Otyam'ın dile getirdiğini, bunların başında Türk- Kürt ilişkileri geldiğini aktaran Filiz Otyam, şunları söyledi:

“Ömrünü memleketine adadı. Çok çalışkan, üretken bir insandı. 41 yıldır her günümüz beraber geçti. 2 gün önce kendine geliyor gibiydi ve bana ilk söylediği 'Kitap yazacağım Filiz ama bu sefer çok kalın olacak' oldu. 'Ne yazacaksın?' dedim. 'Ne yazarım ki Güneydoğu Anadolu' dedi. Çok resim yapmak istiyordu. Ama evde periton diyaliz uyguluyordum. Her akşam karnına 15 litre solüsyon koyup alıyorduk. Onlar da çok büyük koliler, mecburen onun atölyesine koyduk. Ona kızdı. 'Resim nerede yapacağım?' dedi.'

Son 10 yıldır Otyam'ın büyük sağlık sorunları yaşadığını belirten Filiz Otyam, her yoğun bakım süreci sonrası doktorların kendisine “Kendinizi hazırlayın' dediğini belirterek, “Hiç vazgeçmeden savaşarak veda etti' dedi. Otyam, eşinin Hacı Bektaş şenlikleri öncesi vefatını ise 'Hünkar onu çağırdı' şeklinde yorumlamayı tercih ettiğini belirtti.

Sevdiği türküyle defnedilecek

Fikret Otyam'ın eşi Filiz Otyam, cenaze töreninden yarım saat önce cemevi içerisinde bulunan morga girerek, eşinin '12 imam' kolyesini cenazenin boynuna taktı. Otyam, 'Fikret Otyam'ı çok sayıda seveniyle bugün Antalya'dan uğurluyoruz. Yarın Ankara'daki törenden sonra Nevşehir'de türkülerle defnedeceğiz. Almanya'da yaşayan 'Derdiyoklar' lakaplı Ali Ekber Aydoğan'ın bestelediği 'Türkülerle Gömün Beni' türküsünü çok severdi. Ve onunla gömülmeyi vasiyet etmişti. Ali Ekber Aydoğan Almanya'dan geldi. Yarın sevdiği türküyle defnedeceğiz' dedi.

Cemevindeki törende, Fikret Otyam'ın çok sevdiği türkücü Zeynep Karababa, törende saz çalıp türkü söyledi. Sonrasında ise, Türk Halk Müziği sanatçıları Sümer Ezgü ile Hüseyin Turan, barak havaları seslendirdi. 

Fikret Otyam'ın cenazesi, yarın Ankara Çankaya Belediyesi Kültür Merkezi'nde saat 12.00'de yapılacak törenin ardından aynı gün Nevşehir Hacıbektaş'ta toprağa verilecek.

Kim ne dedi?

Törene katılan Sümer Ezgü, Fikret Otyam hakkında şöyle dedi:

'Sanatçı, gerçek bir sanatçı. Onun için hep insanlara barış aşılayan, herşeyi dilinde olan, düşündüğü herşeyi konuşan gerçek bir sanatçı. Türkiye'de gerçek anlamda halkın sorunlarını röportajlarıyla kavradığımız kişi. Bir Anadolu çınarı.'

Arif Keskiner ise “Anadolu'dan topladığı röportajları, sesler alırdı, aşıkların, ozanların. Sabahlara kadar onları dinlerdik. Benim ilk eşimin sınıf arkadaşıydı. Oradan başladı dostluğumuz. En son 1 sene önce görüştük. Gönlü insan sevgisiyle dolu bir insandı. Aslında hem ülke hem bizler sevgili bir dostumuzu kaybettik. Mağaralarda yaşayan insanları, Türk halkı onun röportajlarıyla tanıdı. Böyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu tanıdık. Toprağı bol olsun. Üzerine yıldızlar yağsın' dedi.

Nebil Özgertürk de “En son 90'a 1 kala gecesinde beraber olmuştuk. Bu 90 yıl insanlık, hayat için ezilen insanlar, yok olup giden insanlar için giden bir yazı ömrüdür. Olağanüstü onurlu bir hayat sürdürdü' diye konuştu.

DHA