Edebiyata, tarihi kişiliklere ve yaşanmışlıklara birazcık ilgi duyuyorsanız bu kafeler mutlaka ilginizi çekecek. Bir gün yolunuz düşerse ve halen yerinde duruyorlarsa, onları ziyaret edip bir kahvesini için!
Edebi Simaların Meskeni Haline Gelip Tarihe Tanıklık Etmeyi Başarmış 15 Meşhur Kafe
1. La Rotonde - Paris
La Rotonde, (Fr. Rotunda) özellikle Paris'e taşınmış Amerikalı yazarların uğrak yeriydi. Ernest Hemingway, Gertrude Stein, Scott Fitzgerald ve T.S. Eliot gibi isimler buranın müdavimiydi.
Hemingway bu kafeden şöyle bahseder: "Nehrin sağ yakasında herhangi bir taksiciden bir kafenin önüne çekmesini isterseniz, kendinizi La Rotonde'da bulursunuz."
2. La Dome - Paris
La Dome (Fr. Kubbe) Montparnasse bölgesinin en eski kafelerinden biri. Bugünlerde daha çok lüks bir deniz ürünleri restoranı olarak faaliyet gösterse de, zamanında edebiyat dünyasının uğrak noktası olan kafelerden biriydi.
3. Literaturnoe Kafe - St. Petersburg
Literaturnoe Kafe (Rusça. Edebi Kafe) Rus edebiyatının ihtişamlı merkezi St. Petersburg'un göbeğinde yer alıyor. Döneminde Dostoyevski ve Çernişevski gibi yazarların sık sık uğradığı bir yer olmasının yanında, Puşkin, onu ölüme götüren düellodan önce buraya uğramıştır.
4. Les Deux Magots - Paris
St. Germain meydanının ağır topu. Hemingway'in favori mekanı olmasının yanı sıra Arthur Rimbaud, Simone de Beauvoir, André Gide, Jean Giraudoux, Jean Paul Sartre ve hatta Picasso'nun sıklıkla ziyaret ettiği bir kafeydi.
5. Cafe de Flore - Paris
St. Germain'e uğrayıp Cafe de Flore'dan bahsetmemek olmaz. Les Deux Magots'un hemen yanında bulunan Cafe de Flore, Paris'in, hatta dünyanın en meşhur kafelerinden biri. Les Deux Magots'a takılan simaları burada da sık sık görmek mümkündü. Basit ama lezzetli kahvaltısı ve kendi adını taşıyan spesiyaliyle meşhurdur.
6. Cafe Bräunerhof - Viyana
Viyana da tıpkı Paris gibi sanatçılarıyla meşhur kafelerin kenti. Cafe Bräunerhof da edebi simaların ve bohemlerin Viyana'daki duraklarından biri. Özellikle Thomas Bernhard'ın uğrak yeri olmasıyla bilinir.
7. Dingo Bar - Paris
Şu an yerinde bir restoran bulunsa da Dingo Bar, 1923'te açıldıktan sonra önemli buluşmalara ev sahipliği yaptı. Özellikle Hemingway ile Scott Fitzgerald'ın tanıştığı yer olarak bilinir.
8. Cafe Montmartre - Prag
Buram buram Paris kokan ismine rağmen Cafe Montmartre, Prag'da bulunuyor. Çekyalılar buraya kısaca Monty ya da Montik diye hitap ediyorlar. Zamanında Franz Kafka, Eduard Bass ve Max Brod isimlerin buraya asaletini kazandırdığını da ifade edelim.
9. Pedrocchi Cafe - Padua
Dünyanın en büyük kafelerinden biri olan Pedrocchi, İtalya'nın Padua şehrinde bulunuyor. Vakti zamanında Lord Byron ve Stendhal'ın çokça bulunduğu bir noktaydı.
10. Antico Caffe Greco - Roma
İspanyol Merdivenlerinin hemen yanında konuşlanmış bu ufak ve tatlı kafenin 250 yıldan fazla süredir faaliyette olduğunu belirtelim (Söz konusu Roma olunca ortalama bir sayı olsa da)
Sanat camiası için şehrin atardamarlarından biri olarak görülen Caffe Greco'nun simaları ise Lord Byron, John Keats, Henrik Ibsen ve Hans Christian Andersen gibi isimlerdi.
11. La Closerie des Lilas - Paris
Paris'in en büyük kafelerinden biri olan La Closerie des Lilas, Yahya Kemal Beyatlı, Henry James, Lev Troçki, Gertrude Stein ve Hemingway gibi isimleri ağırlıyordu.
12. Caffe Giubbe Rosse - Floransa
Şehrin tarihi dokusuna rağmen fütürist bir üsluba sahip olan ve garsonlarının renkli üniformalarıyla ünlü olan Giubbe Rosse, pek çok İtalyan şairin favorisiydi.
13. The Elephant House - Edinburgh
The Elephant House'u (Önceki adıyla Cafe Edinburgh) önemli kılan şey, J. K. Rowling'in Harry Potter serisini burada kaleme almaya başlamış olması. Bu da onu tek başına bu listeye sokmayı başarıyor.
14. Grand Cafe - Oslo
Henrik Ibsen ve Roald Dahl gibi isimlerin hayatında önemli bir yer kaplayan Grand Cafe, aynı zamanda Nobel Barış Ödülü Ziyafetine de geleneksel olarak ev sahipliği yapmasıyla meşhur.
15. Harry's New York Bar - Paris
İsmine rağmen Paris'te yer alan bar, tahmin edilebileceği üzre Sinclar Lewis ve Humprey Bogart ve Ernest Hemingway gibi Amerikalıların mekanıydı.
Hemingway'in hayatının büyük bir bölümünün kafelerde geçtiği konusunda muhtemelen hemfikiriz.

Viyana'da Cafe Sperl adında bir mekana gitmiştim oraya da zamanında yazarlar gidiyormuş. Hatta Adolf Hitler Viyana'da yaşarken gittiği söylendi ne kadar doğru bilemem. Before Sunrise filminin bir sahnesi de orada çekilmiş. Çok güzel bir yer mutlaka gidenlere tavsiye ederim.
Çok güzel bir paylaşım ilgiyle okudum teşekkürler Bu arada eğer fırsatınız olursa kitabımı okumanızı çok isterim konusu linkte yazıyor Ve Yarın ... sevgiler
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın