Döverek Köylü Öldüren Polislere Ceza Yok
Başkale'de 29 Ağustos 1997 tarihinde bir köylüyü döverek ölümüne yol açtıkları gerekçesiyle üç kez hapis cezası alan ancak Yargıtay aşamasında cezadan kurtulan polislere verilen dördüncü ceza onaylandı. Ancak o da 'Rahşan affı' nedeniyle uygulanamayacak.
Van Başkale’de 1997 yılında Şükrü Talay adlı köylüyü döverek öldürmek suçundan yargılanan dört polis hakkında 'ölümle sonuçlanan kastı aşan yaralama' suçundan verilen 11 yıl 8'er aylık hapis cezası, zamanaşımına iki yıl kala kesinleşti.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, Yargıtay 1. Ceza Dairesi, daha önce üç kez bozduğu ve yerel mahkeme tarafından dört kez verilmiş kararı bu kez onayladı. Ne var ki Talay'ı döverek öldüren dört polis, cezaları 2000 yılındaki 'Rahşan Ecevit Affı' kapsamına girdiği için cezaevine girmekten kurtuldu.
İshak Talay’ın kullandığı araç 29 Ağustos 1997’de Van’dan Başkale’ye doğru yola çıkmıştı. Yanında 28 yaşındaki kuzeni Şükrü Talay ve arkadaşı Mehmet Çeçen vardı. Güzeldere köyü bitiminde aracı durduran asker ve özel tim polisi, “Çatışma var, geri dönün” dedi. Güzeldere’deki jandarma noktasına gelmişlerdi ki, özel tim tarafından durdurulup indirildiler. Hakkari Özel Harekat Müdürlüğü’nde görevli Ergün Yılmaz, Murat Tahsin, Mustafa Atlı, Murat Özön, Hasan Bulut, Mehmet İniş ve Uğur Doğan adlı yedi polis; İshak ve Şükrü Talay’ı aralarına alarak dipçik ve tekmelerle dövdüler. Ölümcül dayak, jandarmaların araya girip, “Yapmayın, yazıktır” demesiyle son buldu.
Yaralı Şükrü Talay kamyona taşındı. Talay, “Beni anneme götürün” dedi. Kamyon, Talay’ı Güleçler köyüne bıraktı. Annesi Makbule’ye göre oğlunun vücudunda morluklar, şişlikler vardı. “Beni polisler dövdü” diye sayıklıyordu. Bir gün sonra, 31 Ağustos’ta hastaneye götürülecekti ki öldü.
Talay’ın ölümünden üç yıl sonra dava açıldı. Yedi özel harekatçı Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “kastı aşan adam öldürme” savıyla yargılanmaya başlandı. Özel Harekat Şube Müdürü Kasım Sözer Danıştay kararıyla yargının elinden kurtulurken, dava 28 Nisan 2004’te bitti. Mahkeme Şükrü Talay’ın, “ölümün sanıklardan aldığı darbe sonucu olduğu” kanısına vararak Murat Özön, Mustafa Atlı, Mehmet İniş ve Hasan Bulut’a 13’er yıl 4’er ay hapis cezası verdi. Dört sanık ömür boyu kamu hizmetinden men edilirken, üç sanık beraat etti.
ÜÇ KEZ GİTTİ, GELDİ
Dosya Yargıtay’a geldiğinde, 2005 yılında yeni TCK kabul edilmişti. Ve yüksek mahkeme “iki yasa arasında karşılaştırma yapılarak lehe hüküm uygulanması” için kararı bozup Van 1. Ağır Ceza’ya yolladı. Aynı yıl görülmeye başlanan ikinci yargılama, 21 Temmuz 2006’da bitti. Van 1. Ağır Ceza, ‘ölümle sonuçlanan kasten yaralama’ fiilini düzenleyen yeni TCK’nın 87/4. maddesine göre sanıklara 11’er yıl 8’er ay ceza verdi. Bu karara da itiraz edildi. 1. Ceza Dairesi, 6 Şubat 2008’deki ikinci kararda ise Talay’ın dövülmesi ile ölmesi arasında iki gün geçtiğini kaydederek, “ölüm ile olay arasında bağ bulunup bulunmadığına, Şükrü’nün hasta olduğunu söylemesi göz önünde bulundurularak, ölümde başkaca neden olup olmadığına dair rapor alınıp buna göre karar verilmesini” istedi. Karar yine bozuldu; dosya üçüncü kez Van 1. Ağır Ceza’ya geldi.
Üçüncü yargılama, 23 Mayıs 2008’de başladı. Bu arada, Talay’ın dövüldüğü sırada yanında bulunan İshak Talay ve Mehmet Çeçen geçen zaman içinde ölmüş, polisler değişik illere tayin olmuştu. Üç yıl devam eden yargılamada Van’daki tüm hastaneleri ve komşuları soruşturması için jandarmaya yazı yazılarak, Talay’ın ölümünden önce tedavi görüp görmediği ve bir hastalığının olup olmadığı soruldu. Yanıt, olumsuzdu. Talay dayaktan önce sapasağlamdı.
Van 1. Ağır Ceza, 25 Mayıs 2011’de dört polisi yeniden 11’er yıl 8’er ar hapis cezasına çarptırdı. Dava bir kez daha Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne gitti. 1. Daire bu kez, 18 Eylül 2012’de aldığı kararla, “üç sanık polisin avukatının duruşmaya katılması yönünde ihtar edilmeden yerine başka avukat çağrılarak karar verilmesi, bir diğer sanığın da avukatının bozma sonrası davet edilmemesi” gibi iki nedenle kararı bozdu. Dosya, dördüncü kez Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geldi.
Dava 24 Haziran 2013'te dördüncü kez sonuçlandı. Mahkeme sanıkları yine 11’er yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırdı. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, nihayet 4 Şubat 2015'te bu cezayı onadı.
POLİSLER HİÇ YATMAYACAK
Avukat Necdet Edemen, verilen bu cezanın da 'Rahşan Ecevit Affı' diye bilinen 1999 yılındaki af uygulaması kapsamında kaldığını, bu nedenle sanık polislerin cezaevine girmeyeceğini vurguladı. Adli Tıp Kurumu raporuna göre Şükrü Talay'ın bütün vücudunda darp izleri olduğunu, sanık polislerin kasten öldürme suçundan ceza alması gerekirken, kasten yaralama suçundan cezaya çarptırıldığını kaydetti. Edemen, 'Biz adam öldürme suçu olduğunu düşünüyorduk. Bu yönüyle kararın doğru olmadığını düşünüyoruz. Sanıklar her aşamada korundu. Adalet duygusu gerçekleşmedi, mağduriyet giderilmedi' dedi. Edemen, yaşam hakkı ihlali ve etkin soruşturma eksikliği yönünden Anayasa Mahkemesi'ne başvurduklarını belirtti.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!