Dert Dinleme Seansımız Başladı! İlişkiler ve Cinselliğe Dair Merak Edilen Soruların Cevaplarıyla Karşınızdayım
Evveeeet, başlıktan da anlayacağınız üzere şu an karşınızda bir ilişki gurmesi duruyor canlarım! Madem hepimizin ilişkilerden yana derdi var, o zaman 'Neden bir dert dinleme seansı yapmayalım ve birbirimizin derdine derman olmayalım ki?' dedim ve işte buradayım! Onedio okurlarının sorularını cevaplayacak ve elimden geldiğince onlara yol göstereceğim!
Eğer hazırsanız dert dinleme seansımız başlasın o zaman...
Not: Karşınızda bir psikolog ya da psikiyatr yok, çok görmüş geçirmiş, aldatılmış, terk edilmiş; (neyse daha fazla detaya girmek istemiyorum) bir ilişki gurmesi var. O yüzden cevaplar herhangi bir terapi niteliği taşımıyor!
1. "Yaklaşık iki yıldır evliyiz ve kocamın bana olan ilgisinin gitgide azaldığını hissediyorum. Bana çok az vakit ayırıyor ve neden bu kadar ilgisiz olduğunu sorduğumdaysa 'filmlerde gördüğün o evlilikler gerçek değil, hayat sadece duygulardan oluşmuyor' diyor. Sizce bana olan ilgisini geri kazanmak için ne yapabilirim?"
Başından bir evlilik geçmiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, çoğu evlilikte ilgi zamanla azalıyor ne yazık ki özellikle kadınlar; erkeklerin ilgisizliklerinden ve kendileriyle vakit geçirmemelerinden muzdarip oluyorlar. Çözüm aslında çok basit, kendi alanını yaratmak ve onu bu alanın dışında bırakmak! Özellikle evlilik, erkeklere 'bu kadın nasılsa benimle, benim avucumun içinde' rahatlığını veriyor. Sonra bir taraflarını yayarak kendi hayatlarına bakıyorlar ve seni görmezden geliyorlar. Eğer ona, avucunun içinde olmadığını hissettirirsen, kazanan taraf sen oluyorsun.
Yapılacak şey çok basit: Evde oturup onun sana ilgi göstermesini, seninle vakit geçirmesini beklemek yerine kendine bir hayat yaratabilirsin. Arkadaşlarınla buluşabilir, ailenle vakit geçirebilir hatta kendi kendine yeni hobiler edinebilirsin. Köşede oturup erkekleri beklediğimizde onların gözünde cazip bir konumda olmuyoruz ne yazık ki! Ondan bağımsız da bir hayatın olduğunu; gezip eğlenebildiğini ona gösterirsen ve ona gereğinden çok daha az vakit ayırırsan, bu kez afallayan ve seninle vakit geçirmek isteyen o olacak. Dene ve gör!
2. "Sevgilimi çok kıskanıyorum ve açıkçası bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum. Bugüne kadar güvenimi sarsacak hiçbir hareketi olmamasına rağmen, yakın bir kız arkadaşıyla görüşeceği zaman ya da arkadaşlarıyla gece dışarı çıkacağı zaman aklıma kötü kötü şeyler geliyor. İster istemez bunu ona hissettiriyorum ve bu durumdan çok bunaldığını biliyorum. İlişkim neredeyse bitme noktasına geldi, bu kıskançlık duygusuyla nasıl başa çıkabilirim?"
Kıskançlık duygusunun altında yatan birçok neden var aslında. Bunlardan biri de karşı tarafa duyulan güvensizlik ama anladığım kadarıyla seninki bundan biraz daha farklı. O zaman geriye birkaç seçenek kalıyor; öz güven eksikliği ya da partnerine karşı duyduğun yoğun kaybetme korkusu. Zaman zaman hepimizin öz güvensiz hissettiği ya da partnerimizi kaybetmekten korktuğu zamanlar oluyor ama eğer bu yoğun bir kıskançlık olarak kendini gösteriyorsa, orada çözümlenmesi gereken şeyler var demektir. Bu durum hem kendine hem partnerine hem de ilişkinize zarar veriyor anladığım kadarıyla. Bence kıskançlığa odaklanmak yerine asıl o kıskançlığın altında yatan öz güven eksikliğini ve yetersizlik duygusunu keşfedip, önce bunu çözmeye çalışmak daha sağlıklı olabilir. Olumsuz algı ve inançlarının incelenmesi ve çözümlenmesi için bir psikologdan yardım almak senin için faydalı olabilir.
3. "Sevgilimle aktif bir cinsel hayatımız var ama onu sanki tam anlamıyla tatmin edemiyormuş gibi hissediyorum. Bana doğrudan bir şey söylemedi ama tavırlarıyla öyle olduğunu hissettiriyor. Bu durum öz güvenimi de etkiledi, kendimi eskisi kadar güzel ve seksi bulmuyorum. Onu etkilemek için ne yapabilirim?"
Şu nokta önemli aslında, partnerin gerçekten sana yetersiz mi hissettiriyor yoksa sen kendini yeterince 'güzel ve seksi' bulmadığın için onun birtakım davranışlarını memnuniyetsizliğe mi yoruyorsun? Diyelim ki sevgilin gerçekten sana yetersiz hissettiriyor, o zaman bu konuda onunla açık açık konuşmalı; ona yetersiz gelen şeyin ne olduğunu sormalısın. Cinselliğin bir tabu olmaması gerektiğini ve çiftlerin istekleri konusunda birbirlerini yönlendirmesinin doğru olduğunu hepimiz biliyoruz artık. Yapman gereken iki şey var; birincisi onunla açıkça konuşmak, ikincisi de 'yeterince güzel ve seksi olmadığın' düşüncesinin doğru olmadığının, bunun senin tarafından yaratılmış bir algı olduğunun farkına varmak. Partnerimizi zaman zaman tatmin edemeyebiliriz, zaman zaman o bizi tatmin edemeyebilir ama bu bizim cinsellikte kötü, çirkin ya da yetersiz olduğumuz anlamına gelmez. Her şeyden önce kendimizi bu sıfatlarla yaftalamayı bırakmalı ve kendimizi olduğumuz gibi sevmeyi, kendimize güvenmeye çalışmayı öğrenmeliyiz. Çünkü bu, karşımızdaki insanı tatmin etme çabasından çok daha değerli.
4. "Hamile kalmaktan korkmama rağmen sevgilimi bir türlü prezervatif takmaya ikna edemiyorum. Takmasını istediğimde de 'o şekilde zevk alamadığını ve zaten içime boşalmadığını' söylüyor ama tedirginlikten orgazm bile olamıyorum. Sevgilimi buna nasıl ikna edebilirim?"
Cinsellikte her iki tarafın istekleri ve beklentileri de önemli. Ancak burada seni oldukça rahatsız eden bir durum var anladığım kadarıyla, öyle ki orgazm olmanı bile etkileyecek bir seviyeye gelmiş. Cinsellik her iki tarafın da rızasının olması gerektiği, her iki tarafı da tatmin edecek bir eylem; o yüzden sırf sevgilin o şekilde istiyor; o şekilde daha çok tatmin oluyor diye bunu kabul etmek zorunda değilsin. Prezervatif takılmasını istemek seni kötü bir partner yapmıyor, hepimiz bazı konularda bazı önlemleri almak isteyebiliriz; bu senin en doğal hakkın. Oturup birlikte diğer doğum kontrol yöntemlerini araştırabilirsiniz, belki bu da bir çözüm olabilir. Ama eğer bu bir çözüm olmuyorsa, en iyisi bu konuda daha net olmak ve partnerine bunun olması gerektiğini net bir dille anlatmak. Çünkü bu şekilde sadece tek bir tarafın isteği gerçekleşiyor ve sadece o taraf cinsellikten keyif almış oluyor. Bu da ne yazık ki kabul edilebilir bir şey değil.
5. "Yaklaşık 5 yıldır birlikteyiz ve erkek arkadaşımı bir türlü evliliğe ikna edemiyorum. Ben konusunu açtıkça o kaçıyor ve en uygun zamanı beklediğini söylüyor. İkimizin de maddi durumu yerinde, herhangi bir engel yok önümüzde. Onun da artık evliliği istemesini istiyorum, bir şeyler yapmam lazım. Bana biraz taktik verir misiniz?"
Artık tüm kadınların anlaması gereken bir şey var, bizim evliliğe olan isteğimiz erkeklerde ters etki yaratıyor ve onları kaçırıyor. Karşılarındaki kadının evlilik isteğini hissettikleri anda kafalarında bir alarm çalıyor ve ayakları popolarına vura vura gitmek istiyorlar. Nedenini niçinini burda konuşmaya kalksak sayfalar yetmez ama madem soru açık, o zaman cevaplayayım. Karşındaki erkek evliliğe sıcak baksın istiyorsan önce senin evliliğe karşı tutumunu değiştirmen gerekiyor. İstediği her an seninle evlenebileceği rahatlığını ona veriyorsan, seninle evlenmek istemesi gerçekten mucize olur. Her an onun ellerinin arasından kayıp gidebileceğini ona hissettir. Kendi ayakları üzerinde durabilen, ona ihtiyacı olmayan güçlü bir kadın ol. Her an her saniye onunla evlenmek istediğini ona hissettirirsen, ağırdan da alır kaçar da. Asla evlilik konusunda hevesli görünme, bunu beklediğini ona hissettirme. Bu saate kadar yaptığının aksine, 'Bakalım ben seninle evlenmek istiyor muyum?' tavrında ol! Kural basit, kaçan kovalanır! :)
6. "Eşimin bir süredir davranışlarında gözle görülür değişimler var. Eve daha geç geliyor ve arkadaşlarıyla sık sık vakit geçiriyor. İçimde beni aldattığına dair çok güçlü hisler var ama ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Nasıl bir yol izlemeliyim?"
En iyi yol tabii ki de onunla açık açık konuşmak. Ama yargılamadan ve suçlayıcı bir tavır takınmadan. İlişkilerdeki en büyük çıkmaz bu çünkü, karşımızdakini yargılamak ve düzgün iletişim kuramamak. Eşini karşına alıp neden böyle olduğunu, son zamanlarda neyin değiştiğini oldukça sakin bir dille sorabilirsin. Herhangi bir ihanet imasında bulunmadan önce rahatlamasını ve sana açık olmasını sağlayıcı; anlayışlı ve hoşgörülü bir tavır takınabilirsin. Eşin seni aldatıyor ya da aldatmıyor diyemem tabii ki, bunu sadece sen görebilir, anlayabilirsin. Ama ipuçlarını iyi okumak ve bunun sadece bir histen ibaret olmadığından emin olmak lazım. Çünkü bu söylediğin şeyler tek başına bir ihanetin olduğunu doğrulamaz. En iyi çözüm açık ve net bir şekilde konuşmak.
7. "Henüz iki aydır evliyiz ve eşim resmen bir oyun bağımlısı. Home office çalışıyor ve günün neredeyse 14-16 saatini bilgisayar başında geçiriyor, geri kalan kısımda sadece birlikte yemek yiyebiliyoruz. Böyle giderse ondan boşanmak istediğimi söyledim ama değişen bir şey olmadı. Onu bu bağımlılığından nasıl vazgeçirebilirim?"
Herhangi bir şeye karşı bağımlı olmak ciddi bir şey tabii ki. Bağımlılıkların tedavisinde psikiyatr ve psikologlardan yardım almak gerekebiliyor. Özellikle eşinle konuşabilir ve ona bu konuda duygu ve düşüncelerinden bahsedebilirsin. Eğer bunun bağımlılık olduğu konusunda hemfikir olursanız belki yardım alması konusunda da onu ikna edebilirsin. Bence senin boşanma isteğini ciddiye almamış ve bunu bir blöf olarak görmüş olabilir. Ama daha kesin ve net bir dille bu durumu kabul edemeyeceğini ve çözüm bulunması gerektiğini ona anlatabilirsin belki. Söz konusu durum bir bağımlılık olmasa sana kendi alanını yarat, ona karşı ilgisiz ol ve sana gelmesini bekle diyebilirdim ama ne yazık ki burada farklı bir durum söz konusu. En iyisi bu bağımlılık karşısında onunla konuşmak ve birlikte bir çözüm üretmeye çalışmak...
Eveeet, bu haftalık sorularımız bu kadar! Siz de kendi sorularınızı iliskigurmesi@onedio.com mail adresine gönderin ve derdinize bir nebze de olsa derman olmaya çalışayım! :)
O zaman önümüzdeki hafta görüşmek üzere canlarım! ❤️
Yorum Yazın
Hiç biriyle zırnık ugrasilmaz. onlar senin buraya bir şey sormak zorunda kalacak seviyeye gelmene bile izin verecek kadar umursamazsa at gitsin. Yaramaz ve d... Devamını Gör
Bu profil fotoğrafı gerçek sizmisiniz
Kabahat erkeklerde onları kafalarını bir yere çevirenez hale getirin bakalım sizden başka bir yere bakıyorlarmı 16 saat oyun oynuyormuş ne yapsın yapacak baş... Devamını Gör