Sevilmediğiniz Yerde Durmayın! Siz de Bu Hikâyeyi Okuyunca Kendinizi Kandırıyor Olabileceğinizi Anlayacaksınız
Sevilmediğiniz Yerde Durmayın! Siz de Bu Hikâyeyi Okuyunca Kendinizi Kandırıyor Olabileceğinizi Anlayacaksınız
Eveeet, bugün biraz dertleşelim istedim. Eğer daha önce okuduğunuz, madde madde sıralanan ve 'ilişkilerinizde şunlar şunlar varsa; üzgünüz sevilmiyorsunuz!' tadında bir içerik bekliyorsanız şimdiden söyleyeyim; bu öyle bir içerik değil! Bu benim hikâyemin içeriği ve eminim siz de bu hikâyeyi okuduktan sonra benim gibi bir farkındalığa ulaşacak ve kendi hayatınızı ve ilişkinizi sorgulamaya başlayacaksınız...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Çocukluğuma dair hatırladığım en belirgin duygu, sabırla babamın benimle ilgilenmesini ve hak ettiğim sevgiyi bana göstermesini beklemekti.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Ablam kendi hâlinde bir çocuktu ve buna hiç de ihtiyaç duyuyor gibi görünmüyordu ama ben görünür olmak istiyordum...
Yıllar geçti, ben büyüyüp kocaman bir genç kız oldum. Bir dizi yanlış ilişkinin ve insan seçiminin ardından nihayet hayatımın aşkı olduğunu düşündüğüm insanı buldum...
İçimde hâlâ çığlık çığlığa bağıran ve yaşadığı travmalarla anksiyete sarmalının içine düşen o çocuğu bastırmaya çalıştım. Ben o talihsiz, ağlayan, sızlayan ve sürekli sevgi bekleyen çocuğu geride bırakacak ve artık doyasıya sevilmenin, ilgilenilmenin tadını çıkarabilecektim.
Sonra ne oldu, biliyor musunuz? O en derinlere itmeye çalıştığım çocuk bir gece ansızın anksiyete kriziyle yüzeye vurdu kendini...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bir nokta vardı... İçinde yaşadığımız toplumun farkında olmadan bize dayattığı bir algı! Eşiniz sizi aldatmıyorsa, size şiddet uygulamıyorsa ve size karşı dürüstse, daha ne isteyebilirsiniz ki bir kadın olarak? Öyle değil mi...
Evet, mutsuzdum ve yalnızdım. Tıpkı çocukluğumdaki gibi. O odada oturuyor ve bana sevgi göstermesini istediğim kişinin gelmesini bekliyordum...
Arada yanıma geldiği nadir anlarda da burada olmaktan keyif almadığını hissedebiliyordum. Ne benimle vakit geçirmekten ne de benimle sarılmaktan, uyumaktan keyif alıyordu...
İçimden bir ses hep sevilmediğimi, evliliğin böyle bir şey olamayacağını ve bunun normal olmadığını söylese de ondan aldığım cevaplarla kafam biraz karışıyordu... Filmlerde yaşamıyoruz, bu romantizm sence de biraz fazla değil mi?
Anksiyete ataklarım artıyor, bastırdığım duygular ortaya çıkıyor ve ben freni boşalmış bir araba gibi yokuş aşağı gidiyordum...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Terapiye devam edip, birtakım farkındalıklar kazanmaya başlayınca şunu fark ettim: O hiç de babamdan farklı bir insan değildi...
Sonra bir gün, yani birkaç ay önce içimdeki o küçük çocuğa hak etmediği bu duyguları yaşatmamaya karar verdim.
Şu an boşanma aşamasındayız ve kararımdan en ufak bir pişmanlık duymuyorum. Çünkü kendimi sevmem tam 30 yılımı aldı. Ben 30 yıl boyunca başkalarından beklediğim sevgiyi kendime gösteremedim...
Şimdi bu hikayeyi okuyan kadınlara ya da erkeklere hiç fark etmez, birkaç çift lafım var müsadenizle.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın
gayet güzel hikaye. kırılım noktası şurası: "Kısa sayılabilecek bir sevgililik döneminin ardından...". sevgililik dönemi eğer ki artık evlenmeye kendini hazı... Devamını Gör
...ben geçen kış nişanlım tarafından terkedildim mesela. ve bizde gerçekten çok fazla sevgi vardı. tartışmanın t si bile yoktu. her şey hiç olmadığı kadar mü... Devamını Gör
Kendini, geçmişini, neden böyle hissettiğini bilmeyen ve sorgulamayan o kadar çok insan var ki. Bu aydınlanmanın ışığında yeni başladığınız yolda güzel hikay... Devamını Gör
Bilmiyorum siz ne düşünüyorsunuz ama “Seninle beraber uyuyamıyorum” demek, senden başka herkesle yatıyorum zaten beni rahat bırak demek gibi bir şey değil mi... Devamını Gör