Cinsel Hayatta Hazzın Anlık Tutkusunu ve Hayatı Sadece Zevksel Yönde Yaşamaya Adayan Hayat Felsefesi: Hedonizm
Hayattan hazzı alın geriye neyi kalır ki? Siz de böyle düşünüyorsanız, araştırdığımız bu felsefi düşünce tam size göre!
Hedonizm, Türkçe ifadesiyle hazcılık Kirene Okulu'ndan, Sokrates'in öğrencisi Aristippos'un öğretisidir.
Hedonizm kelimesindeki 'hedone', Yunanca'da haz anlamı taşır. Aristippos'a göre iyi demek haz demektir; haz veren her şey iyi, acı veren her şey de kötüdür.
Bu felsefi düşünce, hayatın asıl amacının haz almak olduğunu ve insanın hayatını buna göre planlaması gerektiğini savunan bir düşüncedir.
Bu düşünceye göre insan, eylemlerini de hayattan haz alma gailesiyle planlamalıdır.
Hedonzime göre haz, insanı insan yapan duygudur.
Aristippos'a göre her davranışın nedeni, mutlu olmak isteğidir. Yaşamın gereği hazdır. ilgilerimiz duygularımızla alabildiğimiz kadardır, bunda öteye geçmez. Bu yüzden Aristippos duygularımızın getirdiği hazza yönelmeyi, acıdan kaçmayı söyler.
Hedonistlere göre, insanın anlık duyduğu mutluluk, heyecan gibi zevkler daima, her şeyin önündedir. Yani insan acı ve üzüntüden kaçınmalıdır.
Bu nedenle insanlar sürekli mutlu olmak isteyeceğinden ortaya bencillik, duyarsızlık gibi olumsuzluklar da çıkmaktadır. Fakat hedonistlere göre haz ve mutluluk hayatta devamlı olmalı ve insan kederden uzak durmalıdır.
Eski Yunan’da iki önemli hedonist kuram ortaya atılmıştır:
Kyrene Okulu takipçileri, yani Aristippos'un asıl hedonizm düşüncesine katılanlar, bireyin o anki kişisel isteklerinin diğer insanları düşünmeksizin karşılanmasını varlığın gerçek temeli olarak açıklayan öğretiyi desteklemişlerdir.
Epikurosçular (akılcı hedonistler), diğer düşüncenin tersine gerçek zevkin yalnızca akılla elde edilebileceğini ileri sürmüşlerdir.
Epikuros da hazcılığı devam ettiren filozoflardandır. Onun için en büyük haz, ruh dinginliğidir.
Buna da bedensel zevkler peşinde koşmakla değil, bilgelikle varılır.
Epikuros, tüm zevklerin iyi, tüm acıların da kötü olmasına rağmen, zevklerin tamamının tercih edilmeye layık olmadığını ya da acıların tamamından kaçınılması gerekmediğini söyler.
Bu kurama göre, insan davranışının temel kriteri, toplumun iyiliğidir ve kişisel ahlaki davranışın yönlendirici ilkesi, en çok sayıda insanın refahını sağlayacak ve yükseltecek olana sadakattir.
Cinsel anlamda sadece beğenilmek ve sevilmek isterler ve bunun için yaşarlar.
Aynı zamanda batıda insanların cinsel yaşamlarına heyecan katmak amaçlı eşlerini değiştirdikleri kamplara da bu isim verilir ve hazcılık kampı olarak bilinir.
'Cinsel hedonizm' ise nefsin egemenliğidir. Yaşamın anlamını cinsel hazda bulan dünya görüşüdür.
Ahlaki kuralları, yasakları ve toplumsal sınırları sevmezler, aksine nefret ederler. Bu yüzden din ve ahlak kelimeleri en rahatsız oldukları kelimelerdir. Ayrıca ölüm gerçeği onları çok rahatsız eder. Düşünmemek için en büyük silahları alkol ve keyif verici maddelerdir.
Kirene (Kyrene) okulu, Kireneli Aristippos tarafından kurulmuş olan bir Sokratesçi okuldur.
Kinizmin reddiyeci ve katı ahlaki tutumlarına karşı yumuşak, rahat ve keyifli bir yaşam anlayışının savunucuları olmuşlardır.
Aristippos'da Sokrates'in öğrencilerinden biridir ve doğru yaşamak nedir? sorusuyla felsefesini geliştirmiştir.
Hedonizmle ilgili bir hikâyeyi de şuraya bırakalım:
'Ünlü bir sporcu arabasına binmek üzereyken yanına bir kadın yaklaşır. Sporcuya küçük bir bebeğinin olduğunu, bebeğin çok hastalandığını ve hastane masraflarını karşılayamadığını, onun her gün biraz daha ölüme yaklaştığını anlatır. Kadının anlattıkları sporcuyu etkiler. Hemen çek defterini çıkarır ve yüklüce bir para meblağı yazarak kadına verir ve Umarım bebeğinin iyi günleri için harcarsın der. Sporcu ertesi gün kulüpte öğle yemeği yerken yanına bir arkadaşı yaklaşarak, Geçen gün çocuklar, bir kadının sizinle konuştuğunu ve o kadına yüklüce bir çek verdiğinizi söylediler der. Ünlü sporcu, 'Evet, ne olmuş' der. Arkadaşı, 'O kadın bir sahtekar, zengin kişilere yaklaşıp hasta bir bebeği olduğunu söyleyerek para koparırmış. Korkarım sizden de koparmış.' der. Sporcu büyük bir sevinçle, 'Öyle mi, yani ölümü beklenen bir bebek yok mu? İşte bu hafta duyduğum en güzel haber bu.' der.'
Yorum Yazın