Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Bunca İnsan Yalnızken Neden Bunca İnsan Yalnız Sorusuna Verilebilecek 15 Cevap
Kağıttan yapılmış bir gemiyi andıran hayatlarımız var. Uçsuz bucaksız okyanuslarda yüzdürmeye çalıştığımız.
Yalnızlığımız var. Kimi zaman gözlerimizden sıvılaşıp akan. Bazen gemileri batıran. Uçsuz bucaksız okyanuslar değil de gözlerimizden akan bu yalnızlık oluyor, gemilerin dibe inme sebebi.
Peki bu yalnızlık nedir? Dünya bu kadar kalabalıkken, nasıl kendi gemimizdeki yalnızlıkta boğuluyoruz?
Bunca insan yalnızken neden bunca insan hala yalnız sorusuna verilebilecek 15 cevabı sizler için listeledik.
Buyurun.
1. "Doğru insan eğer gerçekten doğru insansa gelir beni bulur." dedik.
2. Hiçbir şeye yetecek gücümüzün olmadığını düşündük.
3. Mutluymuş taklidi yapmak mutlu olmaya çalışmaktan kolaydı her zaman.
Kendimizi mutlu olabileceğimize inandıramadık. Bu yüzden başkalarını mutlu olduğumuza inandırmaya çalıştık.
4. Kendimizi olduğumuz gibi kabul etmedik. Kendimize güvenemedik.
Kendimiz olduğumuz için özür bile diledik. Kendimizi kimseye layık göremedik.
5. Konuşmaktansa hep susmayı tercih ettik.
Çünkü konuşursak eğer kimsenin bizi dinlemeyeceğini biliyorduk. Sadece dinliyormuş gibi yapıp kendi konuşma sırasının gelmesini bekleyecekti.
Bu yüzden susmak, konuşmaktan her zaman daha değerliydi bizim için.
6. Bir şeyi gerçekten istediğimizde onu almaktan hep korktuk.
Hiç uğraşmamak, bize göre çaba sarf edip alamamaktan iyiydi her zaman. Ama istediğimiz şeyi elde edebileceğimiz ihtimalini de düşünmedik. Başarmaktan korktuk.
7. Aynada gördüğümüz görüntünün gerçek bizi yansıtmadığı düşüncesi hiçbir zaman aklımızdan çıkmadı.
Bu hayattaki her şeyin dış güzellik üzerine kurulu olduğunu biliyorduk. 'İç güzellik benim için her şeyden önemli' diyenler sadece kendilerine yalan söylüyorlardı.
Dışarısı harabe olan bir kentte kimse yaşamak istemezdi.
Dünya'yı ele alalım. Üzerinde yaşam olmasının tek sebebi, yaşanabilecek bir dış güzelliğe sahip olmasıydı. Evrenden gezegenlere baktığınızda; Dünya, olabildiğince mavisi ve yeşiliyle sizi cezbedecekti. Ama içerisindeki açlık, yoksulluk, savaş, ölümler dışarıdan bakan birinin umurunda olmayacaktı. Dünya ona göre hep güzeldi.
8. Birini sevebilecek kadar güçlü olmadığımızı düşündük.
Birini sevebilmek güçlü olmayı gerektirirdi. Sevip acı çekmekten korktuğumuz için güçlü olmadığımıza ve başaramayacağımıza inandırdık kendimizi. Bu yüzden birine değer vermekten hep kaçtık.
9. Gerçek mutluluğun yaşandığı aşkların yalnızca filmlerde olabileceğini düşündük.
Oysa ki, filmler de gerçek hayatın birer uyarlamasıydı sadece.
10. Günlük hayata yetişmek için koşmak gerekiyordu. Ve biriyle el ele koşmak bize göre gerçekten zordu.
Bu hayattaki koşumuza kimseyi dahil etmek istemedik. Çünkü koşarken düşersek eğer yanımızdakini de düşüreceğimizi düşündük.
Ama biriyle el ele koştuğunuzda o size her zaman destek olacaktı. Ayağı takılan, yorulan, tuttuğu el sayesinde bu koşudan kopmayacaktı.
11. Biz duygusal ilişki yaşayamayacak kadar duygusal çocuklardık.
Duygusallığımız zaten her şeyin önüne geçmiş durumda. Duygusal bir ilişki için biçilmiş kaftan olduğumuz düşünülebilinir. Ama inanın o kadar duygusaldık ki duygusal bir ilişkiyi kaldıramazdık.
12. Hiçbirimiz melek değildik. Bu hayatta yanlışlarımız, hatalarımız vardı.
Geçmişte yaptığımız hatalarımızdan nefret ettik. Onlardan utandık. Yeni başlayacak olan her şeyde bu hataları tekrarlayacağımızı düşündük.
Ama hatalarımızın birer tecrübe olduğunu aklımıza getiremedik.
13. Eski bir koltuğa ve kitaplara bağlandık. Dışarıda ne olduğu bizi ilgilendirmiyordu. Kitapların dünyasında kaybolmak en güzeliydi.
Okumaya o kadar bağlandık ki, ondan başka bir şey yapamaz olduk. Kitaplardaki gibi değildi hiçbir şey. Kitapların verebileceği duyguları bize verebilecek bir insan yoktu.
Ama kendi hayatımızın da bir kitap olduğunu düşünmedik hiçbir zaman. Her gün yeni bir sayfaydı. Bu sayfaların arasına girebilecek bir ayraca izin versek onun sayesinde soluklansak farklı olabilirdi. Güzel bir kitabı tamamlayan şey güzel bir ayraçtan başka bir şey değildi.
14. Mutsuz sonlardan korktuk.
Güzel başlayan her şeyin kötü biten bir sonu vardı. Biz kötü sonlara o kadar çok aşinaydık ki. Bir kötü sonu daha kaldıramazdık.
15. Yalnızlık her şeyimizdi. Size acı çektirse de bir gün sizi bırakıp gitmezdi.
Sizi en çok seven insan bile olsa bir gün bırakacaktır sizi. Gerek kendi isteğiyle olsun, gerekse tamamen sizden bağımsız nedenlerden dolayı olsun.
İnsanlar gider, alkol biter, pakette sigara bile kalmaz kimi zaman. Saat gece üçü geçmiştir. Yalnızlıktan başka sizi anlayacak hiçbir şey yoktur bu saatten sonra.