Bizi Özgürleştiren Telefonları Eleştirip Otoriter Aygıtlar Olan Gazete ve Radyoyu Övenler Nerede?
Herkesin bıkmadan eleştirdiği telefonlar bizim özgür olabilmek için tek şansımız mı?
Son birkaç yılda mobil telefon kullanımına dair bir eleştiri yapmayan kaldı mı?
Kimse de şöyle bir şey yapıp kişisel devrimini gerçekleştirmiyor. 👇
Telefon fiyatları bu seviyedeyken yapmayın zaten.
İşin bilimsel kısmına bakınca telefon kullanmanın yarattığı bazı negatif etkiler var, bu konuda cahilce bir duruş sergileme niyetimiz yok ancak kontrollü kullanıldığında hayatımıza girmiş en faydalı icat telefonlarımız olabilir.
Bunu göz ardı ederek telefonları sürekli eleştirenler neyi övüyor?
Daha geleneksel olan radyoyu ve gazeteyi. Burada övülenler de buradaki şeylerin derli toplu olması, bağımlılık yaratacak nitelikleri olmaması ve diğer birçok sebep ardından sıralanabilir. Bunları bir kenara bırakarak olaya felsefi bir bakış açısı getirmekten yanayız, burada da Alman filozof Theodor W. Adorno ve Max Horkheimer'dan yardım isteyeceğiz.
Aydınlanmanın Diyalektiği eseri, 164. sayfada iki düşünür diyor ki,
'Telefon liberal yoldan insanların özne rolünü üstlenmesine izin vermiştir. Radyoysa herkesi demokratik yoldan aynı ölçüde dinleyici kılarak otoriter biçimde farklı kanallar tarafından yayınlanan birbirinin aynı programların eline teslim eder.'
Bu görüşü gazeteye genişletmekte hakkımız var.
Gazete de aynı biçimde aynı içeriği birçok alıcıya ulaştırıyor, özne olma şansını yok ederek herkesi dinleyici konumuna sabitliyor. Örnekler arasına mobil telefonları eleştirenlerin övmeyi çok sevmediği televizyonu da koyalım. Peki, bu araçları otoriter ve kısıtlayıcı yapan yönlerini biraz daha detaylandıralım.
Gazete, televizyon ve radyo gibi mecralarda iki filozofa göre "herhangi bir cevap mekanizması gelişmediği gibi özel yayınlar da bağımlı olmaya mahkum."
'Resmi televizyonun izleyicisinde belirebilecek kendiliğindenliğin en küçük kriz bile yetenek avcıları, mikrofon önünde düzenlenen yarışmalar ve sponsorlarca desteklenen her türden gösteri tarafından uzmanların seçimleriyle yönlendirilir ve soğurulur.'
"Yetenekler izleyiciye sunulmadan çok önce işletmeye ait olur, başka türlü bu kadar hevesle uyum sağlamaları mümkün değildir."
Filozoflarımız böyle diyor, bunun telefon tarafında ise kişinin tam özgürlüğü olup olmadığı tartışılır. Yani, uygulamaların ve platformların insan beyninin dehlizlerine sızacak taktikleri göz önüne alındığı zaman özgür iradeyle yapıldığı düşünülen birçok davranışın esasen yönlendirildiği de ortaya çıkıyor.
Ancak hayatını telefon ekranına endekslememiş, onu sadece bir araç olarak kullanabilen kişi için telefon tam anlamıyla bir özgürleşme aracı.
Uzun lafın kısası, insanlar telefonları saçma sapan işler için kullanıyor olabilir. Bu telefonun özgürleştirici özelliğini lekelemeye yetmiyor.
Bize düşen ise tüm nimetlerinden faydalanmak, onun kölesi olmamak. Böylece her anlamda özgürlüklerin kısıtlandığı dünya düzeninde bir kapı aralama şansımız olabilir.
Yorum Yazın