Biz Her Ne Kadar Küçümsesek de Hindistan'ın ABD ve Çin'i Sollayıp Teknolojinin Hükümdarı Olduğu Gerçeği
Bizler Hindistan'ı filmlerde gördüğümüz sahnelerden ibaret zannediyor olabiliriz ama hem bilim hem teknolojide Hindistan'ın hükümdarlığıyla karşı karşıyayız. Belki de onların yükselişi bizim de bilim teknoloji serüvenimiz için de bazı dersler içeriyor olabilir.
Hindistan dendiğinde bizim zihnimize böyle bir görüntü gelse de...
Dünyanın zihnindeki görüntü bu.
Teknolojiye yön veren yöneticiler, bilim insanları ve girişimciler. Bu başarıya nasıl ulaştıklarını düşününce bazı şeyler yerine oturuyor.
Aslında onların başarı hikayesi son üç beş yılın meyvesi değil, bundan 20 hatta 25 yıl öncesine dayanıyor.
Bundan 18 yıl önce Hindistan'da IT endüstrisinin hacmi 2001 yılı sonunda 12 milyar dolardı. Yazılım ihracatı da 6 milyar 200 milyon dolar. Aynı yıllarda tüm Türkiye'nin Gayrisafi Milli Hasılası 200 milyon dolardı. Nüfus farkı, coğrafi etkenler, krizler, tüm bunlar tartışmaya açık fakat aradaki fark öyle ufak tefek değil.
Yazılım ve teknoloji ihracatı son yıllarda 'yönetici' ihracatıyla adını duyurduğunda biz durumun farkına vardık. Kökenler çok daha geriye gidiyor.
80'li yıllarda özellikle önce ABD kökenli ardından da Avrupa kökenli teknoloji firmaları bir şey keşfetti: Kendi vatandaşlarının yaptığı işi (bazen daha iyisini) çok daha ucuza Hindistan'da yaptırabiliyorlardı.
Aradaki fark birkaç bin dolar değil, on binlerce dolardı, bu yüzden o yıllarda iş gücünün Hindistan'a yoğun bir kayışı hayat buldu.
Bu iş fırsatları Hindistan'da teknoloji üzerine eğitime önem verilmesini sağladı, hatta çok büyük bir kırılma yaşandı.
Yabancı firmalar için çalışan kişiler kendileri yeni bir teknolojiye hayat vermek istediklerinde bunu Hindistan içerisinde yapmakta zorlandılar. Pazar küçüktü ve öğrendiklerini uygulayabilecekleri bir saha bulmaları da zordu.
İnternetin de yaygınlaşmasıyla onlar ne yaptı? Yazılımlarını ortaya çıkardılar ve dünyaya sattılar.
Yıllar geçtikçe ülke içinde de bir rahatlama yaşandı ve bu sefer bu bakir alanda binlerce girişim, şirket doğdu.
Ayrıca kurallardaki boşluklar da olumsuz sonuçlarının yanında yeni fikirlerin doğması için bir aralık yarattı.
Tüm bunların yanında fırsat eşitliğinin olmaması, imkanların kısıtlılığı ve gelir eşitsizliğinin etkisinin kendini halen gösterdiği bir gerçek ve bu yurt dışına açılan teknolojiyi ülkeye döndürmek için pek yeterli olmadı. Bu yüzden de 'üst nitelikli' mühendis, yönetici ve bilim insanları ABD ve Avrupa'da kalmayı tercih etti.
Şimdi, bunlar işin hikayesi. Biraz da yaşayan örneklere, teknoloji ve bilimi yönlendiren Hint isimlere bakalım.
Sundar Pichai, artık internetin sahiplerinden sayılan Google'ın CEO'su.
2015 yılından beri.
Rajeev Suri, bugün telefonlarını kullanmıyor olsak da telekominikasyon teknolojilerinin liderleri arasında yer alan Nokia'nın CEO'su.
Microsoft'un CEO'sunu Bill Gates zannedenler var mı? Artık sanmasın.
Satya Nadella tam anlamıyla tırnaklarıyla kazıyarak en alt kademeden girdiği şirketin başına geçti, başarı hikayesini araştırmak gerek.
Tasarımcıların, film ve dizi sektörünün kalbi Adobe'un CEO'su da Shantanu Narayen.
Hayli ilham verici bir geçmişi var onun da.
Sadece teknolojiyle de sınırlandırmayalım, NASA çalışanlarının da diğer milletlere kıyasla büyük bir kısmı Hint.
Teknolojiden son bir örnek verelim. Ödeme sistemlerinin şahı, hepimizin cebinde yer alan MasterCard'ın da CEO'su bir Hint, Ajaypal Singh Banga.
Aramızda onun tarzına odaklananlar var mı? Belki de onun yerinde olamamamızın sebebi bu detaylara odaklanıyor olmamızdır. Ya da başka sebepler de var, tartışalım diyoruz. Ne dersiniz?
Yorum Yazın