Bilim Açıklıyor: Gün İçinde Pelteye Dönen Beynimizi Nasıl Yeniden Şarj Ederiz?
İş yaşamının yoğunluğu ve stresi, okul yaşamının öğrenip özümsememiz beklenen dersleri derken hepimizin beyni günün sonuna doğru pelteye döner. Kendimizi iki satır yazıyı okuyup anlayamaz halde buluruz; boş boş bakmaya, yavaş refleksler göstermeye başlarız.
Beyni boşaltmak ile yeniden şarj etmek kavramlarını da sıklıkla birbirine karıştırıyoruz. Bazı aktiviteler beyni harika boşalttığı halde, şarj etmeye neredeyse hiç katkı sağlayamıyor. Dünya Ekonomi Forumu, sık yapılan bazı aktiviteler hakkındaki bilimsel araştırmalardan yola çıkmış ve bu aktiviteleri, beyni ne kadar şarj edebildiğine göre sıralamış. Beraber bakalım!
5. Video ve bilgisayar oyunları
4. Televizyon izlemek ve kitap okumak
Öncelikle bu ikisinin aynı madde içerisinde olması sizi şaşırtmasın. Çünkü başta da dediğimiz gibi, zihni boşaltmak ile restore etmek kavramlarını genellikle birbirine karıştırıyoruz.
Her iki aktivite de zihninizi boşaltmakta etkili olsa da, yeniden şarj etmekte iyi değil. İlk maddedeki gibi, 'yönlendirilmiş dikkat'i bir süre sonra kaçınılmaz olarak tükettiği ve beyin için yorucu hale geldiği için.
Ayrıca kitabın kendisi için gereken konsantrasyon bir yana, beyin sokaktan gelen konuşmaları, kalorifer peteklerinden çıkan sesleri, trafik gürültüsünü, kuş cıvıltısı ve bunun gibi çevresel sesleri bloke edebilmek için de ekstra enerji harcıyor. Bunun sonucunda yaşadığımız duruma ise 'yönlendirilmiş dikkat yorgunluğu' (Directed Attention Fatique) deniyor.
Tüm gün başından hiç kalkmadan sezonlar bitirdiğiniz dizilerden sonra kafanızın ne hale geldiğini hatırlayın; 200 sayfa aralıksız kitap okumak da yaklaşık o etkiyi yapıyor.
Mental restorasyon puanı: 4/10
3. Rakip gerektiren sporlar
Spor dallarının bir çoğu beyni restore etmekte oldukça etkili. Psikologlar, özellikle tenis gibi sporların stres düşürücü etkisi üzerinde uzun zamandır çalışıyor. Beynin limbik sistemindeki kaynaklar kısıtlıdır ve duygularımız burada yer bulabilmek için devamlı olarak birbirleriyle rekabet halindedir. Stres ve kaygı yüklü olduğumuz zaman kitlenip kaldığımızı hissetmemizin sebebi de, limbik sistemin sunduğu kaynakların bu iki duygu tarafından emilmesidir.
Tenis gibi, odaklanmanın yanı sıra tüm vücudu her boyutta senkronize biçimde çalıştırmayı gerektiren sporlar ise, sistemdeki tüm kaynaklara (örneğin motor korteks) kendisi ihtiyaç duyduğundan, stres ve kaygı gibi duyguların buradan kendisine kaynak kullanarak yer bulabilmesini çok zorlaştırıyor.
Bu tarz aktiviteler sırasında beyinde inanılmaz yoğun bir nörotransmiter akışı meydana geliyor; yani zihni güzel şarj eden aktiviteler arasında. Eğlenceli olması da cabası.
Mental restorasyon puanı: 6/10
2. Doğada yürüyüş
Son yıllarda çevre psikolojisi bilimi, yeşil alanda bulunmanın insan psikolojisi üzerindeki etkileri konusunda çığır açıcı çalışmalara imza attı. Yüzlerce vaka çalışması, iş yerlerini yeşilliklerle donatmanın ve çalışanlara yeşil alanlarda çalışma imkanı verilmesinin önemini gösterdi. Pilot çalışmalara göre bu imkan, topluluklar içindeki suç oranını azaltıyor. Hatta ormanda yürümek kan basıncınızı düşürüyor.
2008'de yapılan bu araştırma, yeşil alanlarda zaman geçiren insanların, ardından oldukça zorlu ve kompleks zihinsel görevleri kolaylıkla yerine getirebildiğini kanıtladığından, çok ses getirmişti. Yine aynı araştırmadan çıkan bir başka ilginç sonuca göre, insanlar yalnızca yeşil bir manzaraya bir süre baktıktan sonra bile zihinsel aktivitelerde daha az zorlanıyorlardı. Beyninizin şarj olmaya ihtiyacı varsa, en yakın yeşil alanda bir süre yürüyüş yaparak vakit geçirin.
Mental restorasyon puanı: 8/10
1. Koşu
Bruce Lee, koşu için 'tüm egzersizlerin kralı' demişti. Doğru söylüyordu, hem doğada bulunmanın yukarıda sıraladığımız imkanlarını, hem de rekabetçi sporlardaki gibi nörolojik faydaları koşu kendi içinde kombine ediyor.
Koşu aynı zamanda, gerçek anlamda zeka gelişimine katkıda bulunan aktivitelerden de bir tanesi.
Özellikle maratoncuların yarışın sonuna doğru hissettikleri aşırı endorfin salgılanmasından kaynaklanan coşku hali (İngilizce'de 'runner's high' deniyor)sebebiyle, aslında koşunun bağımlılık yapıcı özelliği de mevcut.
Son olarak, koşu başlı başına bir dayanıklılık sporu. Bunun dışında, araştırmalara göre koşu beynin prefrontal korteksini bir süreliğine devre dışı bırakarak beyin fonksiyonlarını yavaşlatıyor. Böylelikle zamanın nasıl geçtiği, farkındalık ve bilinç gibi kavramlar bir süreliğine eriyip giderken diğer devreler ise cayır cayır yenilenmeye başlıyor. Beyinde meydana gelen bu olağan dışı akış ise tam randımanlı bir şarj olma imkanı sağlıyor.
Alışması zor bir pratik olduğu kabul; ama doğada bir saatlik bir koşuya bir kez alıştığınızda beyni şarj etmekle kalmıyor; stresten arınarak inanılmaz derecede sakinleşebilmeniz de mümkün oluyor.
Mental restorasyon puanı: 10/10
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
where is the music?
esenlerde nerde yürüycen yaa her yer tırrek dolu :/
bisiklet de çok iyi yaa, koşmak da güzel ama eriniyor insan