Ankara Katliamı ile İlgili Gizliliğin Kaldırılması İçin AYM'ye Başvuru
Ankara Katliamı'nın üzerinden 1 ay geçti. 10 Ekim'de yürüyüşü düzenleyen kuruluşlar bugün bir kez daha gar meydanına karanfil bırakıp, saygı duruşunda bulundular. Avukatlar, saldırıyla ilgili gizlilik kararının kaldırılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yaptı.
Ankara Garı önünde yapılan anma sonrası Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yapan avukatlar, katliamla ilgili verilen gizlilik kararının kaldırılması için patlamada yaralanan ve halen tedavisi devam eden Uğur Gümüşkaya adına Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yaptı.
Avukatlar adına açıklamayı okuyan Deniz Özbilgin, katliamın üzerinden bir ay geçtiğini hatırlatarak, gizlilik kararıyla adli birimlerin soruşturmasına güvenilemeyeceğinin bir kere daha ortaya çıktığını ve gerçek sorumluların ortaya çıkarılması için çalışacaklarını belirtti.
Açıklamanın tam metni şöyle:
'Değerli basın emekçileri, değerli arkadaşlar. 10 Ekim katliamının birinci ayında, soruşturma sürecinde açığa çıkan gerçekleri paylaşmak, bugün yapacağımız AYM başvurusu gibi hukuksal ve fiili her türlü meşru direniş yolunu kullanarak, ne pahasına olursa olsun gerçekleri açığa çıkartacağımızı ve adalete ulaşacağımızı ilan etmek için buradayız.
Ankara Katliamı’nın üzerinden bir ay geçti. Devletin ve adli birimlerinin katliamla ilgili soruşturması, adalet bekleyen akıl ve vicdan sahibi hiç kimseye güven vermiyor.
'Gizlilik kararlarının ardından asıl sorumlulara, faillere dokunmayan iddianameler ortaya çıkmıştır'
Ankara Katliamı Soruşturmasında verilen “gizlilik” kararı devletin ve adli birimlerin soruşturmasına güvenilmeyeceğini bir kez daha gösterdi. Soruşturma safhasıyla ilgili “gizlilik” kararı, yalnızca bu dosya için değil, hükümet ve devletin sorumluluğu ve rolüyle ilgili tartışmaların yapıldığı son dönem tüm soruşturmalarda artık “rutin” olarak alınan ve uygulanan bir karar biçimidir. Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç ve en son Ankara Katliamı’nda benzer uygulamalar yaşanmıştır. Gizlilik kararlarının ardından asıl sorumlulara, faillere dokunmayan “iddianame”ler ortaya çıkmıştır.
Ankara Katliamı soruşturması ve sonunda ortaya çıkan iddianame şimdiden bizim için “yok hükmündedir!” Çünkü;
'Gizliliğe ilişkin karar, katliamlara yol açan ilişkiler zincirinin gizlenmesine yöneliktir'
Soruşturmanın gizliliğine ilişkin karar, gerçeğe ulaşmayı, katliamları gerçekleştiren sorumluları bulmayı ve onları cezalandırmayı hedeflemeye değil, aksine katliamlara yol açan, zemin hazırlayan, örgütleyen ilişkiler zincirinin gizlenmesine yöneliktir.
“Gizlilik” kararı ardından, karar kapsamı dışındaki belgeleri dahi vermeyen, soruşturmanın genişletilmesini isteyen meslektaşlarımızın taleplerini reddeden veya dosyada sorgulanan eylemcilerin verdikleri ifadeleri içeren duruşma zabıtlarını hukuku hiçe sayarak meslektaşlarımızın elinden zorla alan bir soruşturma süreci, ne yazık ki şu gerçeği ifade etmektedir: Bu soruşturmayı yürütenler, yürütmeye/Saraya bağ(ım)lı ve yalnızca onların çıkarlarını korumakla görevli olarak kendilerini var eden, bir hukuk devletinde, hukuk süjelerinin objektifliğini göster(e)meyen, bu nedenle de hukuki saygınlığı hak etmeyen makamlardır.
'Katliamı gerçekleştirenlere sahip çıkanlar, çocuklarımızın ölümünün doğrudan sorumlusudur'
Ankara katliamlarının sorumluları, hiçbir yoruma meydan bırakmayacak kadar doğrusal ve izlenebilir bir belirliliğe sahiptirler. Katliamı gerçekleştiren cihatçı katil çetesi kadar, onlara sahip çıkanlar, kollayanlar, eylemlerine zemin hazırlayanlar, belli ki bu eylemleri bizzat örgütleyenler, bu eğilimlerini gizlemeksizin, sakınmaksızın, eğip bükmeksizin ifade edenler arkadaşlarımızın, anne ve babalarımızın, kardeşlerimizin ve çocuklarımızın ölümünün doğrudan sorumlusudurlar.
Yani: fail, failler; Ankara Garı’nda, Suruç’da, Reyhanlı’da patlayan bombalarla, şiddet ve nefret ortamının yok ettiği yaşamlarla, kendilerine bir gelecek, bir saltanat kuranlardır.
Fail, failler; Suriye başta olmak üzere yakın coğrafyamızda süre gelen şiddet ve nefret ortamına, din ve mezhep savaşlarına, emperyalist güçlerin çıkarları ve kendi saltanatlarının devamı için müdahil olanlardır.
Fail, failler; tırlar dolusu silah, cephane gönderenler; insanlık düşmanı çeteleri kollayıp besleyenler; kendilerine en ufak söz söylene göz açtırmadıkları bu ülkede, intihar bombacılarının elini kolunu sallayıp gezmesine yol verenlerdir.
Fail, failler; insanlık düşmanı katillere “öfkeli bir grup genç”, katledilenlere ise “çapulcu” diyenlerdir.
Fail, failler; kan ve ölüm üzerine saltanatını kurup sürdürenlerdir.
'Arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin ve kendimizin yaşama haklarını, bu güruha bırakmayacağız'
Ankara katliamı dosyası, biz Ankaralı hukukçular için insanlık/onur sorunudur. Bu soruşturmadan, ne alçak cihatçı eylemcilerin gerçek biçimde soruşturulmasına, ne de bu canileri kollayan-koruyan devlet erkânının ortaya çıkarılmasına ilişkin bir sonuç beklemiyoruz. Arkadaşlarımızın, anne ve babalarımızın, kardeşlerimizin ve kendimizin yaşama haklarını, bu güruha bırakmayacağız.
Bilinsin ki yaşanan acıların sahibi olanlar bu davanın da sahibidir. Ne pahasına olursa olsun gerçekleri açığa çıkaracak ve adalete ulaşacağız. Savcılık makamı gizlilik karaları adalet ve hakkaniyet beklentimizi yok edemeyecek. Bundan sonra yapacağımız her şey, katliam şebekesinin ve gizlenmeye çalışılan sorumluların hemen ve bütünüyle ortaya çıkarılmasına ilişkindir. Bundan sonra bilinç ve yüreğimizle, yaşadığımız kentteki bu katliamın gerçek-sivil-resmi sorumlularının ortaya çıkarılması için çalışacağımızı; arkadaşlarımızı, anne ve babalarımızı, kardeşlerimizi bizden alan katil sürülerinden hukuken hesap sormak için tüm gücümüzle var olacağımızı, halkın iddianamesini yazacağımızı kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.'
Haber: Burcu Tunakan & Editör: Atakan Uslu / Onedio