Görüş Bildir
Yerli Oyun Manuganu'nun Yeni Versiyonu Yayınlandı!
Alper Sarıkaya tarafından geliştirilen popüler koşu oyunu Manuganu’nun yeni versiyonu Manuganu 2, iOS için indirilebilir durumda.Gelişmeleri uzun süredir takip ettiğimiz ve paylaştığımız Manuganu’nun yeni versiyonunun duyurulduğunu çok kısa bir süre önce sizlerle paylaşmıştık. Manuganu 2, iOS platformu için App Store’da yayınlandı.40 farklı bölümün yer aldığı ve Alper Sarıkaya tarafından geliştirilen Manuganu 2′nin müzikleri, Burak Karakaş tarafından hazırlandı. Şimdilik sadece iOS platformu için indirilebilir durumda olan Manuganu 2, kısa bir süre sonra diğer platformlara da gelecek. Manuganu 2′yi buraya tıklayarak 1.99 TL karşılığında App Store’dan indirebilirsiniz.WeBeyn.com
1 Milyar Kişi Android Kullanıyor
Google, dün başlayan I/O geliştiriciler konferasında tanıttığı yeni ürünlerine ek olarak, Android işletim sistemine dair yeni bilgiler de paylaştı. Google’ın I/O etkinliği, Google’ın kıdemli başkan yardımcılarından ve Android’in patronu Sundar Pichai’nin konuşması ile başladı. Pinchai, mobil işletim sistemi Android’e dair bazı istatistikler paylaşmayı es geçmedi. Android platformunun son bir ay içinde 1 milyar aktif kullanıcıya ulaştığını açıklayan Pinchai, Android tablet pazar payının ise son bir yılda yüzde 46′dan yüzde 62′ye yükseldiğine dikkat çekti. Bu durum, indirilen uygulamalara da yansıdı. İndirilen uygulama sayısı geçen yıla göre yüzde 236 arttı. Verilen bilgiler arasında kullanıcıların, telefonlarını ne sıklıkla kontrol ettiğine dair veriler de yer aldı. Android kullanıcıları, akıllı telefonlarını günde 100 milyar kez kontrol ediyor, her gün ortalama 20 milyar SMS gönderiyor ve her gün 93 milyon selfie çekiyor. Android kullanıcıları her gün 1,5 trilyon adım atıyor.stuff
Lg G3 Yere Düşerse Ne Olur ?
LG’nin yeni amiral gemisi olan LG G3 piyasaya süzülmeye başladı. Adettendir yeni telefonlar mutlaka dayanıklılık testinden geçirilir. Bu sefer LG G3 bu sınavdan bakalım nasıl performans sergiliyor. Detaylar haberimizde. Akıllı telefonlar gün geçtikçe kullanıcıların karşısına farklı özelliklerde çıkmaya devam ediyor. Şuanda en sıcak dönemlerin yaşandığı mobil platformlarda telefonlar için dayanıklılık çok önemlidir. Bir telefona binlerce TL verdikten sonra kaza ile yere düşürdüğünüzde telefonun dayanıksız olması sizin için paranın havaya uçması anlamına gelebilir. Hal böyle olunca yeni amiral gemi LG G3 ‘de bu teste tabi tutuldu. LG G3′ün yerden yere vurulması ile birlikte gerçekleştirilen videoda telefon sınıfta kaldı diyebiliriz. LG G3 BECERİKSİZLERİN ELİNE DÜŞMEMELİ Test aşamasında yaklaşık olarak bir buçuk metre yükseklikten ilk olarak dik pozisyon ile yere bırakılan telefon üç parçaya ayrılıyor. Ardından cihazda ciddi bir ezik oluşurken plastik malzemesinin ne kadar dayanıksız olduğunu da görmüş oluyoruz. İkinci atış bölümünde ise, telefonun en önemli aksamlarından olan dokunmatik yüzeyi yere düz bir şekilde bırakılıyor. Sonuç yine hüsran ile biterken, dokunmatik tamamen kullanılamaz hale geliyor. Bu videodan çıkartacağımız en büyük sonuç ise telefona gözünüz gibi bakmanız. Eğer bir LG G3 almayı düşünüyorsanız asla ve asla yere düşürmemeye gayret göstermelisiniz. Eğer “ben beceriksizim arkadaş, kesin düşürürüm” diyenlerdenseniz mutlaka sağlam bir telefon kılıfı kullanmanız gerekmekte. Aksi taktirde teknik servis yolu ile cebiniz çok yanabilir. LG G3 için gerçekleştirilen drop test videosunu aşağıdan detaylı olarak inceleyebilirsiniz. Pchocasi - Cengiz BOZDEMİRLG G3 DROP TEST – VİDEO
Reklam
Reklam
Kredi Kartı Dolandırıcılığından Korunmanın 5 Yolu
Son beş yıl içinde ABD'lilerin yüzde 41'i kart dolandırıcılığına maruz kaldı. Yapılan yeni bir çalışmaya göre şifreyi bir kağıda yazmak ya da üzerinde banka bilgilerinin bulunduğu kağıtları atmak gibi riskli davranışlarda bulunan kişilerin yarısı da eninde sonunda dolandırıcılık kurbanı oluyor. ACI Worldwide ile araştırma şirketi Aite Group tarafından yapılan çalışmaya göre son beş yılda kart dolandırılıcığının en fazla yapıldığı ülke yüzde 44 ile Birleşik Arap Emirlikleri. Ardından ise yüzde 42 ile Çin gelirken üçüncülüğü ABD ile Hindistan paylaşıyor. ABD kart bilgilerini manyetik şerit yerine çipte depolayan teknolojiye geçiş yapan son gelişmiş ülke. Çipli ve şifeli kartların dolandırılıklara karşı daha dayanıklı olduğu düşünülüyor. Isveç ve Hollanda'da olduğu gibi kredi kartı ile bankamatik kartlarını daha az kullanmak riski azaltabilir. Işe dolandırıcılık riskini düşürmek için kaçınmanız gereken 5 eylem: 1.Akıllı telefonu kullanmadığınız sırada kilidini açık bırakmamak ABD'lilerin yüzde 11'i, Meksikalıların ise yüzde 33'ü kullanmadıkları sırada akıllı telefonlarının kilidini açık bırakıyor. Telefon kilidini açık bırakmak telefonda sakladığınız bilgileri tehlikeye atar. 2.Banka hesap numaralarını içeren kağıtların olduğu gibi atılmaması Üzerinde kişisel bilgilerinizin olduğu kağıtlar çöpe gitmeden önce yırtılmalı. Yapılan araştırmalara göre ABD'deki insanların yüzde 13'ü üzerinde hesap numaralarının olduğu kapıtları olduğu gibi çöpe atıyor. 3.Bankacılık işlemleri ile online alışveriş için herkesin kullanımına açık ya da güvenilir olmayan bilgisayarları kullanmamak ABD'deki insanların yüzde 7'si hala güvenli yazılım içermeyen bilgisayar ya da makinelerle bankacılık işlemlerini gerçekleştiriyor ya da alışveriş yapıyor. 4.Bankacılık bilgilerinizi talep eden email ya da aramalara cevap vermemek Yapılan çalışmaya göre Brezilya'da insanların yüzde 7'si hala kişisel bilgilerini telefonda ya da email adreslerinde gönderiyor. ABD'de de bu oran yüzde 5. 5.Şifrenizin yazılı olduğu bir kağıdı üzerinizde taşımamak ABD'de insanların yüzde 6'sı şifrelerini yazdıkları bir kağıdı beraberlerinde taşıyor. Oysa o küçük not kolaylıkla yanlış kişilerin eline geçebilir. WSJ
Güzelliğine Dalıp Savaşmayı Unutacağınız 36 Kale
Yapılış amaçlarından dolayı deniz gören, en hakim tepelere inşa edilen kaleler bugün güzelliğiyle bizi bizden alıyor. Böyle mekanlarda insanların savaşmış olması sanırım insanoğlunun güzellikten çok çirkinliklere değer verdiğinin bir kanıtı olsa gerek.
Google, Gmail'i Geliştiricilere Açıyor
Google, internetteki diğer uygulamaların mailinizdeki bilgileri kullanmasını kolaylaştırmak istiyor. Şirket bu açıklamasını Çarşamba günü San Francisco'daki geliştiriciler konferansında yaptı. Bu, performans ve diğer uygulamalar için kullanıcının mailindeki içerikleri güçlendirmek isteyen geliştiriciler için Gmail'i bir platforma dönüştürme yolunda atılmış ilk adım olarak görülüyor. Örneğin bir seyahat uygulaması, rezervasyon onayları ve otomatik seyahat programlaması için mail kutunuzu tarayabilecek. Bir harcama uygulaması da benzer şekilde faturalar için mail kutunuzu tarayıp bunları bulut tabanlı hesabınızda dosyalayabilecek. Mail içeriğine bağlanma fikri yeni değil ve birçok harici uygulama halihazırda kullanıcının izin vermesi durumunda mailleri geliştirebiliyor. Ancak şimdi Google harici geliştiricileri işe dahil etmeyi kolaylaştırmak için API olarak da bilinen yeni bir programlama arayüzü yaratıyor. Şu an uygulamaların çoğu mail servisi ile iletişimini sağlayan IMAP sistemi yaygın olsa kompleks ve Gmail ile çalışabilecek uygulama sayısını sınırlıyor. Yeni API, IMAP yerine kullanılacak. Ancak Google istedikleri takdirde geliştiricilerin hala IMAP sistemini kullanabileceklerini de kaydetti. Gmail ayrıca şu an mesajların yanında uygun reklamların çıkması için kullanıcıların mail içeriklerini tarıyor. Bu uygulama ilk kez hayata geçirildiğinde bir velvele kopmuş ve şirket bu eleştiri galeyanını ve Microsoft gibi rakiplerinden gelen iğnelemeleri idare etmek zorunda kalmıştı. Üçüncü parti uygulamaların mail içeriklerini taraması ile ilgili ortaya çıkan mahremiyet endişeleri Gmail'in geliştiriciler için bir platform olma başarısını sınırlayabilir. Ancak Gmail'i kullananların çok fazla olması Google ve geliştiriciler için mail bilgilerine ulaşmak oldukça cazip görünüyor. Google Çarşamba günkü açıklamasında kullanıcıların Gmail hesaplarına erişebilmeleri için uygulamalara yetki ve onay vermesi gerekeceğinin altını çizdi. 2012'deki geliştiriciler konferansında Google, Gmail'i kullananların sayısının 425 milyon olduğunu belirtmişti. Bu rakam içerisinde önde gelen 100 üniversitenin 66'sı ve iş dünyasından 5 milyon kullanıcı da bulunuyor. Bu da Gmail'i dünyanın en büyük online hizmetlerinden birisi yapıyor. Bu rakamlara göre Gmail, aylık bir milyardan fazla aktif kullanıcıya sahip Facebook ile aylık 250 milyon aktif kullanıcısı olan Twitter arasında bir yerde bulunuyor. Google'ın eski ürün yöneticisi ve Streak şirketinin ortak kurucusu Aleem Mawani konuyla ilgili yorumunda, 'Bu, şu ana kadarki en büyük uygulama platformlarından birisi olabilir. Tüm kullanıcılar ve veriler mevcut' dedi. IMAP sistemi ile uygulama geliştirmenin 'devasa boyutta zorlu' olması mailin bir platform olarak gelişmesini engelliyor. Mawani, 1970'lerde yaratılan bu sistemin http olarak bilinen hipermetin aktarma protokolü gibi günümüzün modern web iletişim araçlarına uygun olmadığına dikkat çekiyor. Gmail'i uygulamaların kullanımına olanak sağlayacak şekilde güncelleştirilmesi Google'ın mail hizmetini Microsoft'un Hotmail ve Yahoo 'nun mail hizmetinden ayırma girişimlerinin ilki de değil. Gmail hayata ilk geçtiğinde rakiplerine kıyasla oldukça fazla depolama alanı sunmuş bu da kullanıcıların hızla bu yeni hizmeti tercih etmesinin önünü açmıştı. Mawani, mail hizmeti veren diğerlerinin daha fazla depolama alanı sumaya başlayarak Gmail'i takip etmeleri gibi Gmail'in IMAP sisteminden uzaklaşma yönünde attığı adımı takip edebileceklerini belirtiyor. Mail veri analiz şirketi Return Path'in tüketici ve geliştirici çözümlerinden sorumlu müdürü Alex Jones, daha fazla geliştiricinin Gmail uygulamalarını kullanmaya teşvik edilmesi durumunda daha fazla tüketicinin de bu hizmeti kullanabileceğini söyledi. Jones yorumunda, 'Gmail herkesin mail kutusu tercihi olmak istiyor. Eğer kullanıcılar ve geliştiriciler için güçlü bir platform yapabilirlerse rakip hizmetlerde kalmanın nedeni de kalmayacak.' dedi. Gmail API sistemini kullanarak Streak, kullanıcının mail kutusunun üst tarafına bir erteleme düğmesi yerleştiriyor. Eğer kullanıcı, mail okuyacak zamanı yoksa, bu düğmeye tıklayarak mesajı arşive alıyor ve belirlediği bir zamanda okumak için mail kutusunun üzerine çekiyor. Geliştiriciler Gmail'in bu potansiyelinden heyecan duysa da mail hizmeti kullanıcılar hakkında çok fazla kişisel bilgi barındırıyor. Bu nedenle üçüncü partiler ile bilgilerin paylaşımının dikkatli bir şekilde idare edilmesi gerekiyor. Yeni Google API buna yardımcı olabilir. IMAP ile geliştiriciler, uygulamalarının çalışabilmesi için kullanıcının tüm mesajlarına erişmek zorundaydı. Uygulama belirli bir veriye ihtiyaç duysa da durum değişmiyordu. Yeni API geliştiricilerin yalnızca ihtiyaç duyduğu bilgilere erişimini sağlıyor. Örneğin bir uygulama kullanıcı adına mail gönderecekse bu uygulama maili okumak zorunda kalmıyor. Geliştiriciler uygulamayı yalnızca gönderi yapacak şekilde sınırlayabiliyor. Mawani, IMAP ile ilgili daha az mahremiyet endişesi bulunduğuna dikkat çekiyor. WSJ
Reklam
Tatile Çıkacak Milyonlarca Çalışana Müjde!
NTV televizyonuna konuşan Kılıç, “Gidilen mesafaye bağlı olarak işveren 4 güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır. Bu çalışanın yasal hakkıdır. Çalışanlarda izinlerini şehir dışında geçirdiklerini belgelemek zorundadır. Tatile çıktığınızda uçak, otobüs veya gemi bileti alınmalı veya kalınan otelden belge almak durumunda” bilgisini verdi.Prof. Dr Cem Kılıç, “ Eğer işveren yol iznini vermezse ne olur?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Bu durumda işçi açısından iş anlaşmasını feshetme hakkı doğar. İşçi isterse buna dayanarak sözleşmesini tek taraflı olarak feshedebilir.” diye konuştu.Yıllık izin bölünemezSosyal güvenlik uzmanı Cem Kılıç, yıllık izinlerin nasıl kullanılması gerekitği konusunda da önemli açıklamalarda bulundu.
George Lucas Star Wars Müzesi Kuruyor
Star Wars serisinin yapımcısı ve yönetmeni George Lucas, 40 yılı aşkın Hollywood kariyeri boyunca görev aldığı filmlerden topladığı parçalarla oluşturduğu koleksiyonunu ve dahasını sergileyeceği bir müze kuracağını açıkladı.Lucas Museum of Narrative Art isimli müze Şikago’da kurulacak. George Lucas müzesini San Fransisko’da kurmak istiyordu fakat yeterince büyük bir alan sağlanamadığı için Şikago’yu tercih etmek zorunda kaldı.1 milyar dolar bütçeyle inşa edilecek müze 2018 yılında kapılarını ziyaretçilerine açacak ve poster, dekor, kostüm gibi film setlerinden toplanan parçaların yanı sıra eşi benzeri olmayan eserlere de ev sahipliği yapacak.Akşam
Rebul Eczanesi'nin Altı AVM Üstü Otel Olacak
Rebul Eczanesi 1895’ten beri hizmet verdiği Rumeli Han’dan taşınıyor. Eczane taşınmasını, kapısına astığı 28 Haziran’da Meşelik Sokak'taki Rebul 1985 Eczanesi’nde hizmete devam edeceği yazısıyla duyurdu. Babasının yanında çıraklık yaptığı eczaneyi 50’yi aşkın yıldır işleten Mehmet Müderrisoğlu Bianet'e konuştu.  Beyza Kural'ın haberine göre satın alınan binanın altının alışveriş merkezi üstünün de otel olacağını, eczaneyi Bağdat Caddesi’ne taşıyacaklarını anlatan Müderrisoğlu Beyoğlu’nda da Meşelik sokakta oğlu Kerim’in işlettiği Rebul 1895’in hizmete devam edeceğini söyledi.Rebul’un 120 yıllık öyküsü Rebul 1895’te Jean Cesar Reboul tarafından “Grande Pharmacie Parisienne' (Büyük Paris Eczanesi) adıyla açıldı. Müderrisoğlu şöyle diyor; Grande Pharmacie Parisienne açıldığında;  Sinema daha bulunmamıştı, Marconi telsizi bulmamıştı, Konrat rontgeni keşfedilmemişti, Kodak fotoğraf makinesi yoktu, Wright kardeşler henüz ilk yaptıkları uçakla uçmamışlardı, Titanik batmamıştı, 1897’de nüfusu bir milyon 59 olan İstanbul bugün 14 milyon kişiye gelirken hizmet verdiğimiz nüfusun yüzde 92 buçuğu yoktu. Mehmet Müderrisoğlu’nun babası Kemal Müderrisoğlu stajyer olarak girdiği eczaneye önce ortak oldu. Kemal ve Rebul adıyla devam eden eczane Kemal Müderrisoğlu’nun 1939’da eczaneyi devralmasıyla Rebul Eczanesi adını aldı.Lavanta kolonyası Lavanta kolonyası 1938'de, eczanenin alt katındaki laboratuarda üretildi. Önceleri Reboul'un bahçesinden yetiştirilen lavantaların uçan yağlarından elde edilen kolonya, daha sonra her yıl Fransa'nın güneyinde Grasse kentine yakın bölgelerden gün ağırana kadar toplanan, lavanta çiçekleri ile üretilmeye başlanır oldu. Lavanta kolonyasının üretimi şimdi fabrikada devam ediyor.Babadan oğula miras Mehmet Müderrisoğlu ilkokul dörtteyken eczanede ilk akşam nöbetini tuttuğunu anlatıyor. “O zaman Taksim’de oturuyorduk. Nöbeti tuttum, gece 12 olunca kepengi inerdi. Buradan Taksim’deki eve dek yürüdüm. Arkamda kalfamız varmış, haberim yoktu. Kapıyı açınca babamın lambasının söndüğünü görmüştüm. İlk o zaman nöbeti tuttum, yarım asır geçmiş.”Beyoğlu’nda dönüşüm Müderrisoğlu Rumeli Han’ın alışveriş merkezi ve otel olacağını söylerken İstiklal Caddesi’ndeki dönüşümden ve hukuki süreçten bahsetti. “Beyoğlu’nda müthiş bir değişim var. Bu sırada Ziraat Bankası binası, Benetton binası, Rumeli Han, Demirören ve Emek sinemasının olduğu binalar yan yana AVM oluyor. “Herkes binayı zamanında neden almadığımızı soruyor. Bütün binayı satın almak bizim işimiz değildi. Bu dükkanı almaksa, hisse alıyorsun, kat mülkiyeti yok, o olmayınca esprisi de yok. Biri yüzde 99’u alırsa sen de satacaksın. O yüzden almadık.” “120 yıl kaldık burada. Adam parayı verdi, binayı satın aldı. Dava açtık, iki sene sürdü. Hiçbir kanun böyle bir hadiseyi korumuyor. Yurtdışında nasıl koruyorlar bilmiyorum, kahveyi bile yerinden çıkarmıyorlar. “Bize de yavaş yavaş bavul toplamak kaldı. Yapacak başka bir şey yok.” Dönüşümün nereye varacağıyla ilgili ise “Hangi şeyin sonunu görebiliyorsunuz? Türkiye’de pek çok şeyin sonunu görmek mümkün değil” diye konuşuyor.Rebul atmosferi Müderrisoğlu Rebul’un değişik bir atmosferi olduğunu, taşınma kararını duyan pek çok kişinin kendisini aradığını anlatıyor. “Bizim hiç müşterimiz yoktu, hep dostlarımız vardı. Buraya gelip giden insanlar dostlarımız oluyor. Balıkesir’den gelen müşterimiz var. Ayda bir kere elinde uzun bir listeyle geliyor, her ihtiyacını alıyor. Gelirken yoğurt, peynir getirir. “Antep’ten beş-altı haftada bir gelen müşterimiz var. Geldiğinde bütün eczane baklavaya doyar.”Beyza Kural | Bianet
Reklam
Yoksulluk Sınırı 3 Bin 772 Lira
Türk-İş'in araştırmasına göre, haziran ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 158 lira, yoksulluk sınırı 3 bin 772 lira oldu. Türk-İş, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yaptırdığı ''açlık ve yoksulluk sınırı'' araştırmasının 2014 Haziran ayı sonuçlarını açıkladı. Araştırmanın sonuçlarına göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) bin 158 lira 9 kuruş, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 3 bin 772 lira 27 kuruş oldu. Gıda enflasyonu yüzde 13 Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 0,05 oranında artış gösterdi. Gıda enflasyonunda 12 ay itibarıyla artış oranı yüzde 13,35 oranında gerçekleşti. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 11,69 olarak hesaplandı. Sebze fiyatı geriledi Araştırmaya göre süt, yoğurt, peynir grubunda bu ay önemli bir fiyat değişikliği görülmedi. Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat gibi ürünlerin bulunduğu grupta, ramazan ayı öncesi et fiyatındaki artış aile bütçesini olumsuz etkiledi. Et ve tavuk ile sakatat ürünlerinin fiyatı aynı kaldı. Bu ay özellikle sebze fiyatındaki gerileme mutfak harcamasını olumlu etkiledi. Geçtiğimiz ay 3 lira 14 kuruş olan ortalama sebze fiyatı bu ay 2 lira 78 lira olarak hesaplandı. Meyve fiyatı ise fazla değişmedi ve bu ay ortalama kilogram fiyatı 3 lira 67 lira oldu. Kaynak: Anadolu Ajansı
Reklam
Üniversitelerdeki 15 Bölümün Tek Resimle Özeti
Üniversitelerde okunan bölümlerin bir fotoğrafla neleri çağrıştırdıklarını görmek isteyenler listeye baksın. Bunlarda tabii popüler kültürün etkisi gayet fazla. İnternet ve televizyonlarda yayınlanan ve görülen şeyler bölümlerin adları geçtiğinde aklımızda bazı resimler canlanmasına yardımcı oluyor.
Ölüm korkusuyla başa çıkabilmek için algınızı değiştirin
Ölüm deyince aklımıza getirmemiz gereken ilk şey, herkes gibi bir gün öleceğimiz gerçeği. Bazı kişiler ölüm olgusuyla yüzleşmek istemedikleri ya da yüzleşmekte zorlandıkları için ölüm gerçeğini kabul etmek konusunda bir takım zorluklar yaşıyor. Ölümün bir son olduğunu düşünmektense, dünya üzerinde başka bir yerde ya da çok uzaklarda, hiç bilmediğimiz yerlerde yaşamaya devam ettiğimize inanıyorlar.Ancak tüm bu varsayımlar kişisel olarak değişen ve somut olarak hiç bir dayanağı olmayan şeyler. Yani, zihnimizin ve ruhumuzun vücut fonksiyonlarımız durduğunda yaşamaya devam ettiğine dair hiç bir bilimsel bulgu yok.
Reklam