Görüş Bildir
Yeniden Pink Floyd
Evet; yılın, hatta son 20 yılın en büyük geri dönüşü diyebileceğimiz dönüş gerçekleşiyor. Efsanevi grup Pink Floyd, The Endless River isimli yeni albümünü Ekim ayında yayınlayacak. Çoğunlukla 1994 yılındaki The Division Bell döneminde kaydedilmiş ve yayınlanmamış şarkılardan oluşacak albüm, Pink Floyd'un 20 yıldan beri yayınladığı ilk stüdyo albümü olacak. David Gilmour’un eşi Polly Samson da bugün attığı tweet'le grubun yeni albüm üzerinde çalıştıklarını ve sonbaharda yeni albümlerini yayınlayacaklarını duyurdu. https://twitter.com/PollySamson/status/485411029573439488Play Tuşu
En Az 141 İşçi Yaşamını Yitirdi...
Soma katliamı; Şırnak’ta, İstanbul’da, Bursa’da, Maraş’ta ve tüm coğrafyamızda devam ediyor... Meclisimizin bileşeni olan Kristal-İş Sendikası’na bağlı cam işçisinin Şişecam işyerlerinde uyguladığı grev “milli güvenlik” ve “genel sağlık” gerekçesiyle fiilen yasaklandı... Sözü Kristal-İş Sendikası Toplu Sözleşme Müdürü arkadaşımız Can Şafak’a bırakalım: “Herkes kendine yakışanı yaptı. Yoksulluk sınırının altında yaşayan cam işçisi ekmeği için, çocuklarının geleceği için 93 kuruşluk zam teklifine karşı çalıştığı fabrikanın kapısına grev pankartı astı. Cam işvereni yasanın, greve katılan işçinin yerine başkasının çalıştırılamayacağı hükmünü hiçe sayarak mal yükletti, fabrikalardan tırlarla mal çıkarmaya çalıştı. Bir işçiyi sudan nedenlerle işten çıkardı. Pencere camının, çay bardağının, su bardağının, araba camının, cam yününün genel sağlığı ve milli güvenliği nasıl tehdit edebildiğini izah etmek mümkün değil. Gözetilenin sermayenin sağlığı ve güvenliği olduğu, sermayenin çıkarları olduğu aşikâr… Erteleme, sermayeden yana sağ/muhafazakar, otoriter bir hükümetin neoliberal politikaların bir uzantısıdır.” Grev silahının işçi sınıfının elinden alınarak örgütsüzleştirmenin genelleştirilmesidir... “Genel sağlık” sorununa değinelim. Şişecam grevini yasaklayanların böyle bir derdi olmadığı malum. Çünkü İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi olarak yazılı, görsel, dijital basından takip edebildiğimiz, emek-meslek örgütlerinden gelen bilgiler ve işçiler, işçi yakınlarının bildirimleri ışığında tespit edebildiğimiz kadarıyla Haziran ayında en az 141 işçi yaşamını yitirdi… Bu noktada bir kez daha hatırlatıyoruz. Yılbaşından beri raporumuzda emekçilere ve özellikle yerel gazeteci, mühendis ve doktor dostlarımıza bir çağrı yapmış ve “şahit olduğunuz, haber aldığınız ve her ay açıkladığımız raporlarda ismini göremediğiniz, eksik bilgi verdiğimiz iş cinayetlerini guvenlicalisma@gmail.com mail adresi vasıtasıyla Meclisimizle paylaşmanızı istiyoruz” demiştik. Dostlarımızın verdiği bilgiler ışığında raporlarımızda güncellemelerimizi yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Gerçeklerin açığa çıkması için bu bilgi ağımızı derinleştirelim. Bu ağa bağlı olarak, Temmuz ayının ortasında gelen bilgiler ışığında 2014 yılının ilk altı aylık raporunu açıklayacağımızı belirtelim... İnşaat, tarım, taşımacılık ve maden işkolu yangın yeri... •Yeni Türkiye’nin ekonomisinin lokomotifi olan inşaatlarda işçi kıyımı sürüyor. Coğrafyamızın her hücresinde kent dokusunu ve ekolojik yaşamı gözetmeyen hızlı betonlaşma sonucu yarısı düşme nedenli olmak üzere 37 inşaat işçisi can verdi... •Yaz geldi, güvencesiz tarım emeği yollara düştü. 14’ü küçük çiftçi olmak üzere 29 tarım emekçisi can verdi... •Otobüs, minibüs, tır, tanker sürücüsü, moto kurye... Her gün yeni açmazlara yol açan ulaşım politikalarıyla, kuralsız çalıştırmanın egemen olmasıyla 16 taşımacılık işçisi can verdi... •Soma; Şırnak’ta, İstanbul’da, Karaman’da, Maraş’ta ve Karaman’da... Madenler ölüm kusuyor. Bu ay 10 maden işçisi can verdi... İşkollarına değinirken yaşanan bazı iş cinayetlerine dikkat çekmek istiyoruz... Silikozis katliamı devam ediyor... 31 yaşındaki Fahrettin Fırat, 2000-2004 arası kot kumlama atölyesinde çalışırken silikozise yakalandı. Fahrettin kardeşimiz Hacettepe Üniversite Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Bingöl Karlıova Taşlıçay Köyü’nde arkadaşımız gibi onlarca silikozis hastası bulunuyor... Kuyudan sarkıtılan bidonla girilen Şırnak madenleri... Soma Şırnak’ta devam ediyor. Musa Seven, Ahmet ve Emin Baysal, Selahattin Uçar ile İbrahim Sağnak bu ilkel madenlerde can verdi. Cudi Dağı eteklerinde 3500 madenci arkadaşımız sigortasız bir biçimde çalışıyorlar, aç kalmamak için. Bu ölüm kuyularında çalışan işçilerin tamamına yakını 1990’lı yıllarda devlet tarafından zorla köyleri boşaltılan yurttaşlarımız. 8 çocuklu Musa Seven’in cenazesinin bidonla çıkarıldığı Cudi’de demokrasi güçleri halkımıza acılar yaşatan bu koşulları değiştirmek zorunda... Seçimler geçti, belediyeler seyyar satıcı avında... 30 Mart seçimleri öncesi oy için halka yaralanlar şimdi gerçek yüzlerini gösteriyorlar. İstanbul’un hemen her ilçesinde seyyar satıcılar yoğun baskılar yaşıyor. Seyyarlar için ekmek ölümün ucunda. 31 yaşındaki su satıcısı Mahmut Uzun kardeşimiz İstanbul Beyoğlu Halıcıoğlu’nda polisin kovalaması sonucu girdiği metrobüs yolunda ezilerek can verdi... Güvenlik işçileri can güvenliği istiyor... Önce 36 yaşındaki kardeşimiz Ali Uğur Şen Kartal’da bir alışveriş merkezindeki bankamatiği tamir ederken uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Güvenlik-Sen yaptığı açıklamada “Ali Uğur Şen’in kanı Denizbank A.Ş., Finansbank A.Ş. ve Türk Ekonomi Bankası A.Ş. ortaklığıyla kurulmuş Bantaş A.Ş.’nin üzerindedir. Bantaş A.Ş.’nin sadece 6 ay içerisinde 3 soyguna maruz kalması, yaşanmış ölüm ve darpların kaza olmadığını kanıtlar niteliktedir. Bankamatik tamirinde aracın içerisindeki şoförden başka Ali Uğur Şen’i koruyacak hiç bir personel bulundurulmayarak, risk analizleri yapılmadan, yeterli eğitimler verilmeden, yeterli ekipman temin edilmeden, gerekli güvenlik prosedürleri uygulanmayarak öldürülmesine göz yumulmuştur” dedi. Sonra Sabiha Gökçen Havalimanı’nda özel güvenlik görevlisi kardeşimiz Fatih Selim Aladağ mesai arkadaşlarını şirket aracıyla evlerine bıraktıktan sonra Pendik’te uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Güvenlik-İş yaptığı açıklamada “Güvenlik şirketinin devriye aracı servis aracı olarak kullanılıyor, ‘bu benim görevimin dışında, ben gece gidiyorum can güvenliğim yok’ diyor. ‘Ya yaparsın ya da çıkarsın’ diyorlar 10-15 gün önce. Şirket arkadaşımıza hem vardiya amirliği hem de servisçilik yaptırıyor. O saatte havalimanında vardiya amiri olarak bulunması gerekiyor” dedi. İstanbul, Bursa, Maraş ve Kocaeli... İş cinayetleri coğrafyamızın her bölgesinde... 13 ölüm İstanbul’da; 9’ar ölüm Bursa ve Kahramanmaraş’ta; 6 ölüm Kocaeli’nde; 5’er ölüm Edirne, Manisa, Samsun ve Şırnak’ta; 4’er ölüm Adıyaman, Ankara, Balıkesir, Karabük ve Konya’da; 3’er ölüm Adana, Antalya, Isparta, Karaman, Kayseri, Zonguldak ve Afganistan’da; 2’şer ölüm Aydın, Batman, Çorum, İzmir, Mardin, Muğla, Sakarya, Siirt, Şanlıurfa ve Trabzon’da; 1’er ölüm ise Bilecik, Bingöl, Bolu, Burdur, Çanakkale, Çankırı, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Hatay, Kırklareli, Kütahya, Malatya, Muş, Rize, Sinop, Tekirdağ, Tunceli, Yalova, Yozgat ve İran’da yaşandı... Cam işçisi yalnız değildir, grev biter direniş başlar... Soma’dan Şırnak’a madenlerdeki iş cinayetlerine karşı mücadelemiz sürecek... İş cinayetlerinin sorumluları devlet ve sermayedir... Adalet istiyoruz... İletişim İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi 2014 / Haziran ayında yaşamını yitiren işçiler Ferhan Yazar, Gültekin Gencer, İbrahim Yılmaz, Hacı Mehmet Çiftçi, Şenol Nur, Hüseyin Şirin, Murat Hamarat, Murat Özer, İsmet Tülübaş, Ahmet Kozan, Aşkın Karataş, Mustafa Konanç, İhsan Tunç, Enver Balaban, Erkan Evren, Cemal Yorulmaz, Satılmış Kırca, Nurettin Aktaş, Safiye Peşmen, Mehmet Sıddık Tecirman, Sezai Atış, Barış Çiftçi, Ayşe Zehir, Ahmet Şengül, Taner Yaman, Hanife Coşkun, Şaban Akkoç, Archıl Gegıdze, Ali Özdemir, Ömer Özgün, Erdem Çelikmen, Süleyman Akay, Mustafa Yirik, Musa Seven, A.A., Ahmet Baysal, Emin Baysal, Selahattin Uçar, İbrahim Sağnak, Ali Çankay, Ömer Faruk Genç, Zekeriya Akkabak, Ayhan Arı, Muhammet Nur Belen, Halil İbrahim Dursun, Satılmış Mercan, Fahrettin Fırat, Özlem Yavuz, Rıdvan Sevinç, Ayhan Çetinkaya, Ali Osman Aksu, Murat Kendirli, Şehmuz Günel, Celalettin Özdemir, Ahmet Küçük, Hasan Demir, Fatih Kara, İbrahim Zabin, İsa Temizel, Mahmut Yılmaz, Mustafa Nallı, Muharrem Cıvak, Duray Oruç, Mehmet Ali Mestan, Mehmet Vapur, Hüsnü Akboğan, Ali Yılmaz, Adnan Karlıdağ, Mehmet Emin Çalhan, Sercan Ergün, Turan Çiçek, İsa Göktürk, Yusuf Öztürk, Mustafa ., Mehmet Yavaş, Mahmut Yücel, Selahaddin Uysal, Turan Kaya, İbrahim Öztürk, Naci Ayvalıoğlu, Baki Güneş, Lazgin Kezer, Aydın Erten, Şahin Akkoyun, Hasan Ateş, Murat Arkaya, Zülfü Yıldırım, Yılmaz Öztürk, Nurettin Koza, Hayrettin Kara, Mehmet Kormalı, Hasan Pala, Uğur Avcu, Musa Yiğit, Mehmet Ali Yaman, Fuat Taş, Ümit İnal, Halil Gül, Şükrü Ergin, Orhan Gönültaş, Zeki Şen, Ahmet Cömert, Ali Kıllı, Hıdır Teber, Mahmut Cem Kırılmaz, Ramazan Turan, Mustafa Açıkgöz, H.Ş., Aşır Ahmet, Ferdi Aydın, Doğan Gür, Mesut Altınay, Saadettin Çimen, Hüseyin Şen, Necati Uçtu, Hacı Arap Aktaş, Ahmet Keleşoğlu, Gürkan Kazel, Battal Ersoy, Bülent Han, Osman Okyay, Abdalla Hassan Abdalla Abdelbaky, Burak Yıldırmış, Şahabeddin Ökmen, Arzu Ayyıldız, Gizem Gürşah Doğa, Mesut Turan, Fatih Selim Aladağ, Ali Uğur Şen, Ahmet Maraşlı, Hacı Canan Coşkun, Mikdat Ataş, Hüseyin İmrag, İsmail Kuyzu, Ömer Kesim, Ahmet Çıldır, Mahmut Uzun, Mehmet Dinç, Samet Hasırcı, ve ismini öğrenemediğimiz iki işçiyi saygıyla anıyoruz!
Reklam
Tetris, Artık Tshirt Üzerinde Oynanabiliyor
Tetris dediğimizde aklımıza sadece tetris geliyor. Ama bir takım mühendis kardeşlerimiz tetris olayını değiştirerek farklı bir boyut kazandırmış. Detaylar haberimizde. Basit olmasına karşın dünyanın en çok oynanan oyunları arasında gösterilen tetris unutulmaya yüz tutmuş durumdayken yeni bir farklı boyut ile kullanıcıların karşısına çıktı. 1984 yıllarından günümüze kadar gelen tetris, yaş sınırı aramadan herkesin beğendiği bir oyundu. Geçtiğimiz Haziran’da 30. yaş gününü kutlayan Tetris, bu durumun vermiş olduğu gurur ile birlikte gaza gelerek Lüksemburg’da yaşayan Mark Kreger adlı kişi tarafından tişörtün üzerine tetrisi tasarladı. Tıpkı oyun konsolunda olduğu gibi oynanan bu tişört kullanıcılar tarafından çok tutuldu. TETRİS NASIL ÇALIŞIYOR ? Mark Kreger tarafından tişörtün üzerine tasarlanan tetris 128 adet LED kullanılarak hazırlanmış. Toplamda çalışabilmesi için 4 adet AA tipli pilden gücünü alması gerekiyor. Yapılan tişörtün videosu internete düştüğünde tıklanma rekorları kırdı. Fakat tişörtün geliştiricisi tarafından yapılan açıklamada satışa çıkartılmayacağını belirtti. SESSİZ SEDASIZ Aslında bir ilk olarak nitelendirebileceğimiz bu tişört, Tetris’e farklı bir boyut kazandırmış. Tişörte alıcı gözle baktığımızda ise tüm aksamları çalışır durumda. Ancak tek eksiği seslerin çıkmıyor olması. Toplamda tişörtün üzerinde dört adet fonksiyon tuşu bulunurken, kontrol buralardan sağlanıyor. Yani eğer tikiniz varsa bu tişörtü kesinlikle giymemenizi tavsiye ediyoruz. TETRİS TSHİRT
Hikayesi Bilinmeyen, Gizemli Atari Salonu
Japonya'da ortaya çıkan, kapıları yıllardır açılmamış Atari salonu, görenleri şaşırtıyor! Emlak işine girmek pek çok farklı sebepten kaynaklı, eğlenceli bir maceraya dönüşebilir. Tabii ki bu işi eğlenceli yapan şeylerin başında da binanın eski sahibinin geride bırakmış olabileceği eşyalar geliyor. Japonya'nın Chiba bölgesinde yaşayan yaşlıca bir kadının başına gelen de tam olarak bu olmuş. Ancak burada bahsi geçen eski eşyalar, tahmin edilenden biraz farklı. Yaşlı kadının satın aldığı binanın iki katını, eski bir atari salonu oluşturuyor. Bu katlarda her şey, sanki bir zaman kapsülüymüşçesine korunmuş durumda. Kadının torununun sevgilisi olduğunu söyleyen bir kişi, atari salonu içerisinden yaklaşık olarak 200 adet fotoğrafı internete yüklemiş durumda. Fotoğraflarda ise, 55'in üzerinde atari konsolu, tozlu ancak tamamen çalışır bir halde gözüküyor. Öyle ki, etrafta, atılmış devre kartları ve yedek tuşlar bile bulunmakta. Bulunan oyunlar ise Donkey Kong'tan Tetrise , ve Street Fighter'ın üç farklı sürümüne, kadar hemen her şeyi içermekte. Amerika'da yaşayanlar, bu durumdan en karlı çıkan kişiler. Çünkü, binanın yeni sahibi olan kadın atari salonu ile ilgilenmiyor. Bu yüzden de torununun sevgilisi, pek çok ekipmanı satışa sunup Amerika'ya kargo ile göndereceğini söylüyor. Bir forumda açıkladığına göre, bu atari salonu 90'ların ortalarında kapanmış. Ancak bilmediği bir sebepten kaynaklı, 90'ların sonları gibi daha yeni zamanlara ait birkaç konsol da içeride bulunmakta...Chip
Reklam
Can Tosun'dan Birbirinden Komik 14 Vine Remixi
Müzisyen Can Tosun, Vine hesabından oldukça eğlenceli 6 saniyelik mixler paylaşıyor. Biz de en iyilerini seçtik NOT: Vine'ların üstüne geldiğiniz zaman vine'ın sol üstündeki hoparlör tuşuna basarak sesi açmayı unutmayın! Vine profili için BURAYA
Erkan Oğur 'Mecburen' Twitter Hesabı Açtı
Sanatçı Erkan Oğur, dün gece Sakarya’da vereceği sahur konseri kendisi adına açılan Twitter hesabındaki ‘ MİT ‘ eleştirisi ve ‘ Troll ‘ hesaplarının kampanyası sonucu iptal edilince, ‘ zoraki ‘ olarak Twitter hesabı açtı. Oğur yaptığı yazılı açıklamada da, yasal yollara başvuracağını belirtip, MİT’le ilgili söz konusu ifadenin kendisine ait olmadığını vurguladı: “ Sosyal paylaşım platformu Twitter’da Erkan Oğur adıyla açılmış sahte hesaplarda çeşitli ifadeler kullanılmaktadır. Bu ifadelerin hiç biri şahsıma ait değildir. Bugüne kadar bir Twitter hesabım bulunmamaktayken, bu tip sahte hesapların yol açabileceği yanlış anlaşılmaların önüne geçmek için resmi Twitter hesabımı açmış bulunmaktayım. ” Konserden iki gün önce, perşembe günü Erkan Oğur adıyla açılan sahte hesaptan, “ MİT’in dibine kadar sızdığı ve belki de yönettiği DHKP-C, Erdoğan’ı seçim öncesi mağdur bırakmak için bakalım ne yapacak? Polis? Çocuk? Bomba? ” tweet’i atılmıştı. Hemen ardından da, AKP’ye yakınlıklarıyla bilinen ve ‘ Troll ‘ (sanal provokatör) adı verilen hesaplardan, ‘MİT’i eleştiren birinin AKP’li belediyelerde konser veremeyeceği’ savunulmuş; Esat Ç. adlı ‘ troll ‘ hesaptan paylaşılan “erkan konser iptal aslanım. evde kendi imkanlarınla çalarsın artık. bundan sonra akparti’li belediyelerde konser yok sana” mesajı dikkat çekmişti. Kısa süre sonrada konserin iptal edildiği haberi gelmişti. Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Ramazan etkinlikleri kapsamında Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu’nun vereceği konserin “ hava muhalefeti” nedeniyle iptal edildiğini savunuyor.Diken
Sadece Türkiye'de Yapılan Arkadaşlar Arasındaki En Saçma 15 Şaka
Aslında biz komik insanlarız ama el kol şakasını sevme huyumuz yok mu, olmasın. Türkiye'de bolca yaşanan 'arkadaş böyle şaka mı olur' dediğiniz birkaç şakayı biraraya getirdim. Tabii ki çeşitlendirme konusunda bizim insanımız daha yaratıcı örnekler de sunabilir. Eminim sizin çevrenizde de vardır böyle 'şaka şaka' tavırları, yorumlara bekliyorum :)
Reklam
Oturma Odasında Fırtınalar Estirecek Harika Bir Avize Tasarımı
Disiplinler arası tasarım stüdyosundan  Richard Clarkson harika bir lamba tasarımına imza atmış. Evinizin oturma odasında yağmur bulutları ve şimşekler eşliğinde oturabilirsiniz. Ayrıca bu lambaya entegreli bir hoparlör sayesinde yıldırımın sesli efektlerini ve yağmur sesini de duyabilirsiniz. Otantik bir dekorasyon zevkiniz varsa bu lambalar tam size göre...
Eşek Sırtında Güneş Enerjisinden Yararlanıyorlar
İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği, yeni sistemi hayata geçirdi. İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği, alt yapı hizmetlerinin bulunmadığı kırsal, dağlık bölgede hayvancılık yapanlar ile çobanlara güneş enerjisinden elektrik üreten sistemi hayata geçirdi. Yerine göre yerleşik, yerine göre de seyyar olarak eşek sırtında taşınabilen sistem sayesinde çobanlar cep telefonlarını, diz üstü bilgisayarını şarj edip radyo dinleyebiliyor, elektriğin her türlü nimetinden faydalanabiliyor. İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Özer Türer, yaptığı açıklamada birkaç ay önce özellikle kırsaldaki üreticiler ve çobanlar için güneş enerjisinden elektrik üreterek hem hayatlarını kolaylaştırmak hem maliyetleri azaltmak hem de verimliliği arttırmak için proje çalışması başlattıklarını, bunu özel bir firmayla birlikte hayata geçirdiklerini anlattı. Ulaşımın olmadığı, kimsenin çıkamadığı yerlerde, meralarda yapılan küçükbaş hayvancılığın orada çalışanlar için bazı sıkıntılara neden olduğunu, insanların elektriğe, elektrik kullanımıyla sağlayabileceği birçok faydaya, televizyon izleme gibi sosyal yaşama ihtiyaç duyduğunu dile getiren Türer, bunu da güneş enerjisinden elektrik üreterek sağladıklarını kaydetti. Güneş enerjisiyle elektrik üretiminin çok kolay ve basit bir yöntemle gerçekleştirildiğini, üretim alanının büyüklüğüne ve ihtiyaca göre bir, iki, 5, 10 güneş panelinin kurularak 1-10 kilovat arasında elektrik üretiminin gerçekleştirilebileceğini dile getiren Türer, aküde depolanan enerjinin kullanıma hazır hale geldiğini ifade etti. Ağılın çatısına veyahut herhangi bir yerine kurulan sistem sayesinde hemen elektrik üretimine geçilebildiğini ve hayatın kolaylaştığını belirten Türer, şöyle konuştu: 'Bu projeyle birlikte artık dağın başına da ağıllara da teknoloji girdi. Kırsalda, alt yapı hizmeti olmayan yerlerde kurulan bu sistem sayesinde verimlilik, süt ürünlerinin kalitesi de arttı. Çünkü eskiden işletmede elektrik olmadığı için süt saklanamıyordu. Şimdi güneş enerjisiyle sağlanan elektrik sayesinde soğutma tankları, süt depolama tankları alındı. Süt gayet iyi bir şekilde muhafaza edilmeye ve tüketiciye kadar sağlıklı şekilde ulaşması sağlandı. İşletmenin geceleri aydınlatması sağlandı, televizyon, buzdolabı gibi elektrikli aletlerle yaşam kolaylaştırıldı.' KARAKAÇAN SIRTINDA ELEKTRİK SANTRALİ Güneş enerjisini elektriğe dönüştüren sistemin seyyar olarak da kullanılabildiğini dile getiren Türer, 'Üreticilerimiz mevsime göre yer değiştiriyorlar. Bu bölgede ot bitti mi başka bölgeye gidiyorlar. Onların kullandıkları daha küçük panel. 1-2 panel ve bataryasıyla birlikte yanlarına alıp götürebiliyorlar. Ulaşamadığımız, taşıyamadığınız yerlerde eşekle taşıyabiliyorsunuz. Teknik kurulumu da çok basit, alıp, taşıyıp kurabiliyorsunuz. Öyle bir profesyonelliğe de gerek yok' dedi. Devletin kırsal kalkınma desteklerinin içine güneş enerjisi sistemini de almasının sevindirici bir gelişme olduğuna dikkati çeken Türer, sistemi kullanan üretici sayısının her geçen gün arttığına işaret etti. YENİ NESİL ÇOBAN ÇANTASI Güneş enerjisi sistemini üreten firmanın genel müdür yardımcısı Uğur Polat ise, İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği'nin isteği üzerine şebekenin olmadığı yerlere elektrik götürmeye başladıklarını anlattı. Ar-Ge çalışmaları sonucunda üreticilere hitap edecek şekilde tasarımlarda bulunduklarını, 'Çoban Çantası', 'Göçer Set', 'Çiftlik Seti' diye 8 ayrı model ürettiklerini belirten Polat, 'Çoban Çantası' setinin tamamen portatif olduğunu ve istenilen yere taşınabildiğini kaydetti. 2500-3 bin lira civarında olan yeni nesil çoban çantasına şarj cihazı, iki tane priz ve radyo eklediklerini ifade eden Polat, şunları söyledi: 'Çobanlarımız bundan oldukça memnunlar. Elektriğin olmadığı yerde günde 5-6 saat televizyon izleyebiliyor ve dünyadan haberleri oluyor. Radyosunu açıp müziğini dinleyebiliyor. Telefonunu şarj edebiliyor, ayrıca bilgisayar tablet alanlar da oldu onu da kullanabiliyor. Sürüsünü görmesi için aydınlatma büyük önem taşıyor. O ihtiyacını da karşılıyor. Bu setin ilk teslimatında aracın çıkmadığı bir yere eşekle taşıdık. Daha sonra çoban bunu her yere eşeğiyle götürmeye başladı. Eşeğin heybesine aküyü koyuyor, semere de paneli sarıyor. Gittiği yerde hem şarjını yapıyor hem de ihtiyaçlarını görüyor. Çok da maliyetli birşey değil.' AĞILA TEKNOLOJİYİ GETİRDİ Seferihisar ilçesi kırsalındaki ağılında 500 keçisi bulunan İbrahim Özoğul ise ağılına kurdurduğu güneş enerjisi sisteminden oldukça memnun olduğunu dile getirdi. Eskiden karanlıkta olduklarını, elektrikli hiçbir şeyi yapamadıklarını, sütlerini sağdıktan sonra hemen arabayla mandıraya götürmek zorunda olduklarını anlatan Özoğul, 'Bu sistemden sonra çiftliğimizin komple aydınlatmasını yaptık. Buzdolabımız, televizyonumuz çalışıyor. Süt soğutma tankı aldık ve sütümüzü muhafaza etmeye başladık. Eskiden taşıma suyu kullanıyorduk şimdi hidroforla her yere otomatik su veriyoruz. Ayrıca 6'lı sağım makinesi aldık. Keçileri daha önce elle sağıyorduk şimdi sağım makinesiyle. Çok büyük rahatlama sağladık' dedi. AA/TRTHaber
Reklam
Reklam
Işık Kullanılarak En Hassas Termometre Yapıldı
Avusturalya’daki Adeleide Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılar, farklı iki renkte ışık kullanarak bugüne kadar yapılmış en hassas sıcaklık ölçümünü yaptı. Dr. W. Weng ve arkadaşlarının yaptığı araştırmanın sonuçları Physical Review Letters‘da yayımlandı.Araştırmacılar sıcaklık ölçümü yapmak için ışık ışınlarının kullanıldığı yeni bir yöntem geliştirdi. Kristalli yapıdaki bir diskin içine gönderilen kırmızı ve yeşil renkli ışınlar, kristalin içinde farklı hızlarda yol alıyor ve hızlar arasındaki fark sıcaklığa bağlı olarak değişiyor. Farklı renklerdeki ışıkların hızları arasındaki farkın hassas bir biçimde ölçülmesi malzemenin sıcaklığı hakkında bilgi veriyor. Araştırmacılar bir derecenin otuz milyarda biri kadar hassasiyetle ölçüm yapabildiklerini belirtiyor. Bu sayede daha önceki en gelişmiş termometrelerden üç kat daha hassas ölçüm yapılabilecek. Üstelik ölçümlerin çok soğuk ortamlarda yapılmasıyla hassasiyetin daha da artırılabileceği belirtiliyor.
Reklam