Görüş Bildir
Hepimizin Duyduğu Ancak Çoğumuzun Yanlış Kullandığı 4 Psikoloji Terimi
İnsanların mutlaka arkadaşlarına, eski sevgililerine 'psikopat' dediğini duymuşsunuzdur. Benzer şekilde, dengesiz davranan bir komşumuzu 'şizofren' olmakla itham edebiliriz. Bunlar, çok yaygın kullanılan 'sıfatlar' haline gelmiştir. Günümüzde psikolojik rahatsızlıklar, özellikle Hollywood filmlerinin çarpık algısı nedeniyle, 'sıradan' ve hatta 'havalı' olgular olarak lanse edilmektedir. Bu durum, gerçekten bu hastalıklardan muzdarip olan insanların küçümsenmesine neden olmakta ve yaşamı güçleştiren bazı kritik durumlara dikkat çekilmesini zorlaştırmaktadır. Psikolojik hastalıkların isimlerini yanlış kullanmak, sürekli gribe yakalanıp yatağa düşen birini 'Off, tam bir kanser hastası, sürekli yatakta.' diyerek tanımlamaya benzemektedir.Bu hastalıklara sahip olan insanlar, hasta olduklarının farkına bile varmadan, tehlikeli sonuçların doğmasına neden olabilirler. Hele ki psikolojik rahatsızlıkların birçoğunun, genellikle bireyin hasta olduğunun farkına varmamasıyla karakterize edildiği düşünülecek olursa, dilimizde hatalı bir şekilde yer etmeye başlayan teknik terimlerin temizlenmesi ve düzgün kullanılmasının önemi daha da anlaşılacaktır. Bu yazımızda, onlardan 4 tanesinin (psikopat, manyak, OCD ve  şizofren) gerçekte ne olduğuna değinecek ve doğru kullanımlarını anlatacağız.Ancak öncelikle, 'psikolojik rahatsızlık/hastalık' ne demek, onu öğrenelim: 'Bir insanın sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürmesine engel olan, sapkın, rahatsızlık verici ve sorun yaratıcı düşünce, duygu ve davranış kalıpları.' Burada dikkat edilmesi gereken nokta, 'sapkın' kavramının oldukça geniş olması ve sınırlandırmanın güç olabilmesidir. Genellikle 'toplumsal ve bireysel normallere aykırı davranma' olarak tanımlanır. Örneğin, seri katiller sapkındırlar. Ancak dahiler ve olimpiyatçılar da öyle... İşte bu nedenle, tanım bir bütün olarak ele alınmalıdır: bu sapkınlığın bireye ya da etrafındakilere rahatsızlık vermesi, sorunlar doğurması ve daha önemlisi, sağlıklı işleyişe engel olması gerekmektedir. Örneğin, bir topluluk karşısında konuşmaktan heyecan duyarak telaşa kapılmak son derece normal kabul edilmektedir. Ancak herhangi bir insanla etkileşime geçmekten endişelenmek ve bundan doğan telaş nedeniyle sürekli olarak kendinizi eve kapatmak, normal değildir ve bir psikolojik hastalığa işaret eder. Şimdi, 4 temel hastalık üzerinden giderek bunu anlayalım:
'Ghostbusters 3'nin Başrolleri Belli Oldu
Üçüncü Ghostbusters filminin avcılarının hepsi kadın olacağı haberi bir süredir gündemdeydi. Yönetmen Paul Freig, başrollerde izlememiz muhtemel olan dört ismi açıkladı! Avcılar için düşünülen isimlerden Melissa McCarthy film için sözleşmesini imzalaşmış bile.Filmin Paul Feig, resmi olarak kesinleşmemiş olsa da, roller için düşünülen aktrislerin arasında, daha önceden Bridesmaids filminde birlikte çalıştıkları Kristen Wiig, SNL ‘den Leslie Jones ve Kate McKinnon’ın diğer başroller için muhtemel isimler olduğunu belirtiyor.Bir türlü yapım aşamasına gelemeyen üçüncü film, Ghostbusters filmlerinin senaristi Harold Ramis’in vefatının ardından, filmlerin asıl yönetmeni Ivan Reitman da projeyi terk etmişti. Bill Murray’nin de filme geri dönmeye pek gönlü olmadığı göze alanınca, Feig’in yeni kadın avcı fikri, projeyi canlandırmak için ilginç bir deneme olacağa benziyor!Bantmag
Konutta Yüzde 15'lik Devlet Desteği Nasıl Alınacak?
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 10. Ekonomik Kalkınma Planı'nı açıkladı. Davutoğlu, 'Kıdem tazminatı sisteminde yaşanan sorunların çözümü amacıyla ilgili sosyal taraflarla istişare halinde gerekli mevzuat düzenlemelerini yapacağız. İşsizlik sigortasından yararlanma koşullarını esnetmek ve yararlanma sürelerini arttırmak için mevzuat çalışması yapacağız' dedi. Konutta yüzde 15'lik devlet desteği nasıl alınabilecek sorusu ise bugün yanıt buldu. Bankada açılacak konut hesabına para yatıran kişi 5 yıl sonunda yüzde 15'lik devlet katkısı alabilecek.Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Palas'ta düzenlediği basın toplantısında 10. Kalkınma Planı'nda belirlenen 25 öncelikli dönüşüm programından son pakette yer alan 8 programı ve bunlara ilişkin 380 eylem planını açıkladı. Türkiye’nin 12 yılda olağanüstü bir ekonomik ve paradigma devrimine şahit olduğuna işaret eden Davutoğlu, toplumsal hayatta süreklilik ile değişim unsurlarını göz önünde bulundurmayan hükümetlerin başarılı olamayacağını vurguladı.Hem süreklilik unsurlarıyla ortaya konan politikaların takibinin yapılması hem de dünya şartları içinde reform bilincine dayalı, yaygın ve etkin bir değişim süreci yaşanması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, 'AK Parti hükümetlerinin en önemli başarılarından biri sürekliliği durağanlık, değişimi de yapboz tahtasına dönüştürmeme başarısıdır. Süreklilik bir durağanlık değil aksine toplumların hayatında devamlılığı sağlayan bir ilkedir. Reform düşüncesi, değişim ise hayatın getirdiği dinamizmin anlaşılması çerçevesinde bir zarurettir. Bu açıdan 62. Hükümeti kurar kurmaz 12 yıllık birikim üzerinden yeni bir ekonomik hamlenin altyapısını oluşturacak, kapsamlı bir reform çabasını kamuoyuyla kademeli şekilde paylaşıyoruz' diye konuştu.Öncelikli dönüşüm programlarının, özel önemi bulunduğunu, bir omurga teşkil etiklerini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:'Bu omurga, bizim için önümüzdeki 2023'e kadar olan dönemin temel değişim parametrelerini, reform parametrelerini ortaya koyuyor. Geçen sunumlarda, önce reel sektörle ilgili 8, daha sonra makro ekonomik sektörle ilgili 7 alanda dönüşüm programını açıkladık. Bugün de 8 alanda daha dönüşüm programı açıklayacağız. Bu çerçevede atacağımız adımları tespit edeceğiz. Burada bir hususu dikkatlerinize ayrıca getirmek istiyorum, o da bunun takibi, bu kesinlikle bir şekilde kağıt üzerinde kalacak bir çalışma değil. Takibiyle ilgili en başından taahhütte bulunduk. Takip izleme mekanizmaları da devreye girdi ve 3 ayda bir bürokratik düzeyde takip, 6 ayda bir de Bakanlar Kurulu'na sunum şeklinde takip ve belli aralıklarla benim bizzat kamuoyuna çıkarak, anlatarak ya da Başbakanlık üzerinden, bu daha kısa süreyle olur, bir yazılı sunumla ya da kamuoyunun da önünde, bu, benzeri formatta yapacağımız toplantılarla bunu paylaşacağız.'“Reform programlarının sahiplenilmesi konusunda mekanizma kuracağız”Söz konusu reform programlarının Ankara’da hazırlanıp Ankara’da kalması durumunda istenilen amaca ulaşılamayacağını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:'İki yönde bu reform programlarının sahiplenilmesi ve yönetimi konusunda mekanizma kuracağız. Birisi yerele dönük olarak, Kalkınma Bakanlığımızın koordinasyonuyla, önemli vilayet merkezlerimizde, bölgesel merkezlerde, İç Anadolu’da, Doğu Anadolu’da, KOP, DAP, KOP gibi zaten belli çalışmaların yürütüldüğü koordinasyon merkezlerinde, bu programları anlatmak üzere seri çalışma yürüteceğiz. Dolayısıyla yerel aktörlerin, alanda bulunan aktörlerin bu programları benimsemesinin önünü açacağız. Aynı şekilde uluslararası alanda bunların bilinmesi önemli. Ben geçtiğimiz hafta İngiltere’de yatırımcı firmalarla buluştuğumda da bunu fark ettim. Yabancı analistler, buna çok özel önem verdiklerini ortaya koydular ve Türkiye’den daha fazla dikkat çekecek şekilde, bunu dikkatli takip ettiklerini gösterecek şekilde sorular yönelttiler, bu yatırımcılara ne tür imkanlar sunacak gibi.'Davutoğlu, sektörel dönüşüm reform programının uluslararası alanda da tanıtımını yapacaklarını bildirdi. Sadece Avrupa ve ABD’de değil Japonya, Hindistan ve yükselen ekonomik havzalarda da bu tanıtım çalışmalarını yürüteceklerini anlatan Davutoğlu, 'Böylece bir sahiplenme ve bilinme, tanıtım olgusuna dikkat çekeceğiz' dedi.Bugün 8 program açıklayacaklarını belirten Davutoğlu, bunların, “iş gücü piyasasının etkinleştirilmesi programı”, “temel ve meslek becerilerini geliştirme programı”, “nitelikli insan gücü için çekim merkezi programı”, “sağlıklı yaşam ve hareketlilik programı”, “yerelde kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi programı”, “rekabetçiliği ve sosyal uyumu geliştiren kentsel dönüşüm programı”, “kalkınma için uluslar arası işbirliği alt yapısının geliştirilmesi programı” ve “kayıt dışı ekonominin azaltılması programı” olduğunu bildirdi.8 yeni program 380 eylem planından oluşuyorSöz konusu 8 programın 380 adet eylemden oluştuğunu kaydeden Davutoğlu, “Daha önce açıkladıklarımızla bu, bin 350 eylem planını barındırıyor. Böylece bütün toplum katmanlarına yayılan kapsamlı bir dönüşümü gerçekleştirmeyi ümit ediyoruz” ifadesini kullandı.Davutoğlu, “İş Gücü Piyasasının Etkinleştirilmesi Programının” hedef kitlesinin işsizler, iş gücü piyasası dışında kalan kadınlar, kayıt dışı çalışanlar ve işverenler olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:“Dolayısıyla bu programla hedefimiz, işsizliğin azaltılması, kadınların iş gücü piyasası katılımının teşviki, kolaylaştırılması ve kadınların bu anlamda kariyerle aile arasında tercih yapmak zorunda kalmalarının önüne geçilmesi ki bununla ilgili başlı başına bir açıklamada bulunduk. İş gücü piyasasını daha etkin hale getirmeyi, nitelikli ve insana yaraşır istihdamı artırmayı, işsizliği azaltmayı ve iş gücü verimliliğini yükseltmeyi amaçlıyoruz. Program döneminin sonunda yani 2018 sonunda, kadınların iş gücüne katılımı ve istihdam oranlarını her yıl ortalama 1 puan artırmayı, esnek çalışma biçimlerini ki çocuk sahibi kadınlarımızın böyle kısmi zamanlı çalışmalarıyla ilgili daha önce açıklamalarda bulunduk, esnek çalışma biçimlerini yaygınlaştırmayı ve istihdam teşviklerinin etkinliğini artırmayı planlıyoruz.”“Kadın erkek fırsat eşitliği bilincini artırmaya yönelik etkinlikler yapacağız”“İş Gücü Piyasasının Etkinleştirilmesi Programının” 43 eylem planından oluştuğuna dikkati çeken Davutoğlu, şunları söyledi:“Bunların arasında dikkat çekici olanlardan bazıları şunlar; kadın girişimciliği programını hazırlayarak, uygulamaya koyacağız. Girişimciliği, özellikle kadın girişimciliği teşvik etmek için. Çalışanların ve işverenlerin kadın erkek fırsat eşitliği bilincini artırmaya yönelik etkinlikler yapacağız. Nasıl anne ve baba, kız ve erkek çocukları arasında ayrım yapmaz, gerçek anne babaysa bu muhabbeti hepsine aynı ölçüde hisseder, devletin ve kamunun da kadınlar erkekler arasında ayrım olmaksızın bir eşitsizlik olmaması için fırsat eşitliği bilincini artıracak çalışmalar yapacağız. Aktif iş gücü programlarına ilişkin bir izleme ve değerlendirme sistemi kuracağız. Bu çok önemli. Programlarını takibini 81 il düzeyinde gerçekleştireceğiz. Yani nüfus dinamizmimiz, bizim her bölgede farklı, ya daha genç nüfusa sahip olan şehirlerden büyük şehirlere akım oluyor ya da orada o şehirde olmuyorsa bu akım o şehirde bir işsizler ordusu doğuruyor. Aktif iş gücü programlarına ilişkin bu anlamda hem izleme hem mümkün olduğu kadar yerinde istihdamı gerçekleştirmeye çalışacağız. Özel politika gerektiren gruplar için yeni program, proje ve uygulamalardan yararlanan kişi sayısını artıracağız. Uzaktan eğitim sistemini kuracak ve sisteme işlerlik kazandıracağız.”Kıdem tazminatı sistemiKıdem tazminatı sisteminde yaşanan sorunların çözümü için ilgili sosyal taraflarla istişare içinde gerekli mevzuat düzenlemelerini yapacaklarını bildiren Davutoğlu, şunları kaydetti:“Bu da çok uzun süredir gündemimizde olan konu. Bununla ilgili etkin ve herkesle istişare içinde bir politika gerçekleştireceğiz. İşsizlik sigortasından yararlanma koşullarını esnetmek ve yararlanma sürelerini artırmak için mevzuat çalışmaları yapacağız. Mevcut esnek çalışma sistemlerini daha güvenceli hale getirecek yeni esnek çalışma sistemlerini içeren mevzuat çalışması yapacağız. Esnek çalışma, belli şartlarda işverenle işçinin buluşmasını temin eden ve bir anlamda iki tarafa da esneklik getirmek suretiyle verimliliği artıran bir alan ama bunun iyi düzenlemesi halinde istismarlara yol açabilecek alan. Dolayısıyla bunun mutlaka en iyi şekilde bir sistem içinde düzenlenmesine özen göstereceğiz.”'Faiz oranlarının düşmesi zaten beklenen bir gelişmeydi'Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın dünkü açıklamaları ve faiz oranlarına ilişkin düşüncelerinin sorulması üzerine Davutoğlu, Merkez Bankası'nın kendi değerlendirmelerini yaparak, faiz oranları ve enflasyon konularında açıklamalarını yaptığını ifade etti.Hükümet kurulduktan sonra, gerek Başçı ile yaptığı görüşmede gerekse de Merkez Bankası'nda aldığı brifingde kanaatlerini paylaştıklarını hatırlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:'Dün de Sayın Başçı'nın söylediği gibi Merkez Bankası bağımsız olmak üzere, hükümete ve Başbakan'a bir danışmanlık verir. Ekonominin genel performansı itibarıyla böyle bir rolü de vardır. O yüzden Bakanlar Kurulunu yılda iki kez bilgilendirir. Bunu tamamen birbirinden kopuk mekanizmalar olarak görmek yanlış. Biz de her zaman kanaatlerimizi kendisiyle paylaştık. Davos'ta da yine bir görüşme yaptık. Düşüncelerini ve bu perspektifte yaklaşımını ortaya koydu, biz de kanaatlerimizi paylaştık. Önemli olan burada en doğru kararları, dünya ekonomisi ve Türkiye ekonomisinin gelişim seyrinde en doğru zamanda alabilmek.'Bu bakımdan, enflasyondaki düşüş ve dünya ekonomisindeki genel trend göz önüne alındığında faiz oranlarında düşmenin, zaten beklenen bir gelişme olduğunu belirten Davutoğlu, siyasi istikrarın da faiz oranlarını etkilediğini söyledi.Başbakan Davutoğlu, siyasi istikrarsızlık olan ülkelerde faizlerde çok ciddi sıçramaların yaşandığına işaret ederek, şöyle devam etti:'Türkiye'de özellikle 2 seçim sonrasında 2014 yılında siyasi istikrarın, 62. Hükümetle birlikte bir anlamda görev değişiminden sonra çok güçlü bir şekilde devam etmesinin bizatihi kendisi bile faiz oranlarını etkileyen, istikrarı yansıtan bir husus. Dolayısıyla daha önceden de böyle bir faiz indirim beklentisi bizim açımızdan vardı ve bunlar, tamamen teknik düzeyde her zaman yaptığımız görüşmelerde ifade edilmiştir. Merkez Bankası'nın enflasyonu kontrol altında tutabilmek ve fiyat istikrarı konusundaki kaygıları da göz önünde bulundurarak takip ettiği bir politika vardır. Son faiz indirim kararı doğru bir karardır, Sayın Başçı'nın dün yaptığı açıklama doğru yönde atılan bir adımdır.''Doğru zamanda doğru kararı almak gerek'Göstergelerin artık çok dinamik seyrettiğini belirten Davutoğlu, toplantı için 1 ay beklemek yerine gerektiğinde olağanüstü, öne alınmış toplantılarla piyasanın nabzını, ekonominin trendini doğru takip edip, doğru zamanda doğru kararı almak gerektiğini ifade etti.Bunun bir tabu olmadığını vurgulayan Davutoğlu, 'Şu günde toplanacak, şu günde karar alınacak diye... Sayın Başçı'nın açıklamasıyla, 'toplantı daha erkene alınabilir' demesi ve 'bu konuda karar alınabilir' demesi doğru bir açıklamadır. Bu konulardaki beklentinin ne olması gerektiğini de biz kendileriyle de konuşuruz, ekonomik değerlendirmeler yaparız ama kamuoyunun özellikle ekonomik istikrar konusunda hiçbir tereddüdün olmaması önemli' diye konuştu.Türkiye'nin rasyonel bir ekonomik anlayış içinde atılması gereken adımları atma konusunda AK Parti döneminde bir tecrübe ve birikim kazandığını vurgulayan Davutoğlu, daha önceki istikrarsızlıkların hiçbir zaman kendi dönemlerinde görülmediğini bildirdi. Davutoğlu, 'Bu çerçevede önümüzdeki günlerde, haftalarda yapılacak toplantılarla faiz oranlarının daha aşağı inme, daha aşağı bir trende doğru yönelmesi beklentisi hepimiz için söz konusudur. Bu yönde bir eğilim ve bu yönde bir karar alınacağı düşüncesindeyim ama Merkez Bankası kendi çalışma sistemini bu anlamda uygulayacak' ifadelerini kullandı.Gayrimenkul projeleri kira sertifikalarıGayrimenkul sertifikası ve sukukla ilgili soruyu da yanıtlayan Davutoğlu, bunların menkul ve gayrimenkul değerler arasında çok sağlıklı bir ilişki kurmakla ilgili olduğunu ifade etti.Davutoğlu, bu ilişkinin farklı araçlarla sağlanabildiğinin altını çizerek, bu konuda çalışmalarını yaygınlaştırarak, daha özgün, Türkiye'nin şartlarına uygun ve halkın daha fazla itibar edeceği her türlü finansal yöntemi kullanmaya kararlı olduklarını bildirdi.Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da bu konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, kira sertifikasının bir varlık üzerine kurulan bir enstrüman olduğuna dikkati çekti.Gayrimenkul projeleri üzerine kurgulanmış kira sertifikalarının dünyada gittikçe yaygınlaştığını vurgulayan Babacan, Türkiye'de de inşaat sektöründe finansal amacıyla gayrimenkul projeleri üzerine üretilmiş kira sertifikalarının yaygınlaştırılmasını istediklerini belirtti.Babacan, bunun küçük küçük örneklerinin de başladığını ifade ederek, 'Şu anda katılım bankaları üzerinden yürüyor. Ama bunun her zaman için inşaat şirketlerinin kendi üretecekleri kira sertifikaları ile yapmaları da ileride mümkün olabilecek' diye konuştu.Sosyal yardım ile istihdam arasında irtibat kurulacakBaşbakan Davutoğlu, iş dünyasının temsilcileriyle yaptıkları görüşmelerde, artan sosyal yardımların istihdamı bazen olumsuz etkilediğinin ve çalışacak insan bulmakta zorluk çekildiğinin kendilerine aktarıldığını belirterek, 'Bu anlamda sosyal yardım ve istihdam arasında irtibat kurup, sosyal yardımların istihdamı teşvik edici şekilde kullanılması, yoksa 'nasıl olsa ben şu kadar sosyal yardım alıyorum, çalışsam bunu alamayacağım, çalışmaktansa sosyal yardım alan kesim içinde bulunayım' şeklindeki bir kanaat, çok dinamik bir insan gücünü, iş gücü piyasasının dışında tutuyor' diye konuştu.İşkur'a kayıt edilen sosyal yardım yararlanıcılarına bilgilendirme ve danışmanlık hizmeti sunacaklarını bildiren Davutoğlu, şöyle devam devam etti:'Çalışabilir durumdaki sosyal yardım alanlar için istihdama kazandırıcı faaliyetlere katılmaları şartıyla, işsizlik yardımı ve benzeri özendirici yardım programları geliştireceğiz. Sosyal yardım alanların özel sektörde istihdamı halinde, sosyal güvenlik primi işveren payında teşvik getireceğiz. Mevcut istihdam teşviklerinin yetki analizi çalışmalarını yapacağız. İstihdamla ilgili bütün bu sektörel dönüşüm programlarından bağımsız olarak istihdamla ilgili, işsizlikle mücadeleyle ilgili ayrı bir çalışma ekibi kurma talimatı vermiştim. Bu çerçevede yapılan çalışmayı aynen aile ve nüfus dinamizmini koruma sunumu gibi kamuoyumuza önümüzdeki bir veya iki hafta içinde paylaşacağız. İstihdam bizim için hayati konudur.'İkinci programın 'Temel ve Mesleki Becerileri Geliştirme Programı' olduğunu belirten Davutoğlu, burada da çalışma hayatı, yabancı dil, finansal okur yazarlık, problem çözme, iletişim, liderlik, kariyer planlama gibi temel becerileri geliştirmenin yer aldığını anlattı.Davutoğlu, Türkiye'de meslek sahibi olmanın belli bir ihtisas alanında diploma sahibi olmak şeklinde algılandığına dikkati çekerek, 'Halbuki o diploma, iş becerisini teminat altına alan bir belge değil. O diploma belli bir eğitimin tamamlandığı anlamına gelen belgedir. Burada yapmamız gereken o diplomayı çalışma hayatında pratik uygulamada, daha etkin daha anlamlı bir yere nasıl oturtacağız? Onun için de ek bazı çalışmalar yapmak gerektiği kanaatindeyiz' dedi.İnsanın iş hayatı dışındaki sağlığı, tatmini ve mutluluğu açısından sanatsal ve sportif becerilere sahip olmasının da önemli olduğunu değerlendiren Davutoğlu, bu programla eğitimin tüm kademelerinde temel becerilerin ağırlığını artırmayı planladıklarını dile getirdi.'Meslek liselerini, iş dünyasıyla buluşturacağız'İş gücü piyasası ile eğitim sistemi arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlayacaklarını açıklayan Davutoğlu, bunların birbirlerine hiç değmeyen iki ayrı alan gibi göründüğünü söyledi.Başbakan Davutoğlu, uygulamalı eğitimi yaygınlaştırarak, okul ve iş dünyası arasındaki işbirliğini güçlendireceklerini vurgularken, Konya'da Ayakkabıcılar Sitesi'ninin Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içinde açtığı meslek lisesini örnek verdi.Sitenin ayakkabı endüstrisi neyi gerektiriyorsa ona göre tanzim edildiğini ve buradan mezun olanların da hemen iş bulabildiklerini anlatan Davutoğlu, meslek liselerini iş dünyası ile yeni bir reformla, uygulamalı ve iş dünyasının da fiilen ve maddi olarak katkıda bulunduğu bir alan haline dönüştürmenin şart olduğunu kaydetti.Ahmet Davutoğlu, 'Özellikle mesleki eğitimde özel sektörün rolünü güçlendirecek, odalar ve borsalara çok daha fazla sorumluluk vereceğiz. İş dünyası da bunu benimsiyor. Onlar için de ara eleman bulma konusunda en kolay yöntem' değerlendirmesinde bulundu.Three master yaygınlaşacakİş gücü piyasası ihtiyaç analizlerini etkinleştirerek, mesleki eğitimleri iş gücü piyasasının taleplerine göre planlayacaklarını ifade eden Davutoğlu, 'Üniversitelerde, bir dönem uygulamalı iki dönem akademik eğitim içeren 'three master', yani iki sömestr yerine üç sömestr uygulamalarını yaygınlaştıracağız' şeklinde konuştu.Başbakan Davutoğlu, tatili ortadan kaldırmayı düşünmediklerini, tatil içinde de bir anlamda sosyal uyum olarak değerlendirilebilecek bir düzenleme planladıklarını dile getirdi.Fabrikaların sektörlerine göre özel mesleki veya teknik eğitim okulları açabilmeleri için de düzenleme yapacaklarını bildiren Davutoğlu, mesleki okulların atölye ortamlarını da sektörel bazlı iyileştireceklerini ifade etti.Mesleki ve teknik eğitim okul yönetim modelini geliştireceklerinin, yerel yönetim ve sektör temsilcilerinin katılımlarını da sağlayacaklarının altını çizen Davutoğlu, bunun hayati önemde olduğunu söyledi.Başbakan Davutoğlu, eğitimin tüm kademelerindeki müfredatı, temel becerileri içerecek şekilde güncelleyeceklerini de açıklayarak, 'Ortaokul ve liselerde bireysel yeteneklere göre öğrencileri yönlendirebilecek bir rehberlik sistemi oluşturacağız. Şu anda da var. Fakat bireysel yeteneklere göre ayarlanmış değil' diye konuştu.Hayat boyu öğrenme merkezleri olacakYetişkin nüfusun temel beceriler kazanmasına yönelik programları yaygınlaştıracaklarını belirten Davutoğlu, halk eğitim merkezlerini, hayat boyu öğrenme merkezlerine dönüştüreceklerini bildirdi.Genç iş gücünün İşkur faaliyetlerine erişimini arttıracaklarını vurgulayan Davutoğlu, üniversitelerde İşkur noktalarının yaygınlaştırılacağını kaydetti.Davutoğlu, 'Eğitim müfredatını her gence en az bir sanat veya spor dalında performans becerisi kazandıracak şekilde güncelleyeceğiz. Sanat ve spor genelde eğitimin bir parçası gibi görünmüyor' açıklamasında bulundu.Başbakan Davutoğlu, eğitim dışındaki bu alanların da insanı en az eğitim kadar geliştireceğine dikkati çekerek, mesleki eğitim alanında AB ile tam uyumu öngören yeterlilikler çerçevesini oluşturacaklarını ve uygulanması noktasında gerekli mevzuat değişikliklerini yapacaklarını da belirtti.Tersine beyin göçü...Üçüncü programı, 'Nitelikli İnsan Gücü için Çekim Merkezi Programı' olarak açıklayan Davutoğlu, şöyle konuştu:'Bu, beyin göçü de diyebileceğimiz bir alan. Yükselen bütün ülkelerde tarih boyunca ya da medeniyetlerde mutlaka gözlenen bir husus. Yükselen medeniyet merkezlerine doğru nitelikli insan gücü artar, düşen yerlerden de artar. İstanbul'un fethinden sonra, Fatih Külliyesi'ne baktığınızda bütün Semerkand'dan Ali Kuşçu'nun gelişi, Kahire'den, Bağdat'tan insanların ilim için veya saygı görmek için İstanbul'a akışları bir örnektir. Aynı şekilde, 2. Dünya Savaşı'nda, hatta 19. yüzyılın sonlarında ABD'ye dönük olarak, Avrupa'dan önemli akademisyenlerin, önemli ailelerin göç edişi. Amerikan kültürünün 19. yüzyıldaki oluşumunun arkasında bu göç hareketi vardır. Hatta 2. Dünya Savaşı'nda Almanya'yı bombalayan Amerikan uçaklarının Nazi'lere karşı Heidelberg'e dokunmaması ve oraya özellikle saygı göstermelerinin sebeplerinden biri Heidelberg Üniversitesi'nden gelenlerin Amerikan üniversitelerine yaptığı katkıdır. Özellikle son dönemde gördüğümüz eğilim, Türkiye'den 28 Şubat şartlarında kaçan akademisyen ve nitelikli insan gücü, darbe dönemlerinde, 12 Eylül'de de olmuştur üniversiteden atılan öğretim görevlileri çoğu yurt dışında iş bulmak için çaba sarf etmiştir. 28 Şubat'ta da olmuştur.''Şimdi tersine yurt dışında iyi eğitim görmüş insan unsurumuz Türkiye'ye dönmeye çalışıyor' diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'Ortadoğu ülkelerindeki, Ukrayna'daki istikrarsızlık da yine Türkiye'ye dönük kaliteli insan unsurunun, sadece mülteciler şeklinde değil, kaliteli insan unsuru 'daha iyi şartlarda bilim hayatını nasıl varlığımı sürdürebilirim' kaygısını taşıyor. Burada bizim çekim merkezi oluşturmamız, en kaliteli insan unsurunu, Türkiye'nin üniversitelerinde bulundurması önem taşıyor' görüşünü paylaştı.
HTC One M9 ve M9 Plus'ın Yeni Görselleri Sızdı
HTC'nin yakında tanıtması beklenen akıllı telefonları One M9 ile M9 Plus'ın yeni görüntüleri ortaya çıktı.HTC'nin yeni amiral gemisi modeli olacak olan HTC One M9 için geri sayım devam ediyor. Birçok kişi merakla HTC One M9'un tanıtılmasını beklerken, özellikle son dönemde cihazla ilgili birçok sızıntı ortaya çıktı.Daha önce paylaşılan tüm One M9 tasarımlarının sahte olduğunu iddia eden@evleaks'in kurucusu olan Evan Blass, cihazın 'gerçek' görüntülerini paylaştı. Yeni paylaşılan görüntülere baktığımızda HTC'nin, One M9 ve M9 Plus ile beraber önceki modellere oranla farklı bir tasarım anlayışıyla karşımıza çıkacağını görüyoruz.Yeni tasarımda en dikkat çeken detay ise büyük boyuttaki parmak izi okuyuculu 'home' tuşu. Ayrıca ön kameranın ise ortaya taşındığı görülüyor.Öte yandan HTC'nin bu cihazları, Mobile World Congress yani MWC 2015 kapsamında 1 Mart tarihinde gerçekleştireceği etkinlikte tanıtacağını hatırlatalım.Teknokulis
Başbakanlık Genel Sağlığın Korunması Gerekçesiyle İnternete Yasak Getirebilecek
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve AYM'den dönen içinde internet yasağının da olduğu torba kanun teklifinde çeşitli gerekçelerle internet erişimi engellenebilecek.TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu kamu düzeni ve milli güvenlik gerekçesiyle internet yasağının içinde olduğu torba kanun teklifini görüşüyor. İnternetle ilgili bu üçüncü düzenleme daha önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Anayasa Mahkemesi’nden dönmüştü.T24'ten Hülya Karabağlı'nın haberine göre; teklifin 17. Maddesi internet yasaklarını öngörüyor. Yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması sebeplerinden biri halinde Başbakanlığın talebiyle karar alınacak.Milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması ile ilgili ise bakanlıkların talebi yeterli olacak. Karar, TİB tarafından derhal erişim sağlayıcılara ve ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilecek.İçerik çıkartılması veya erişimin engellenmesi kararının gereği, derhal ve en geç kararın bildirilmesinden itibaren 4 saat içinde yerine getirilecek. İçerikler çıkarılıncaya kadar erişimin engellenmesi tedbirine devam edilecek. 24 saat içerisinde Mahkemeye müracaat ederek 48 saat içerisinde karar verilmesini bekleyecek.Kuşoğlu: Yüksek mahkemenin iptal gerekçesi dikkate alınmamışCHP’nin Bütçe komisyonu Üyesi ve Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu , Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesi hiç dikkate alınmadan bir düzenleme yapıldığına dikkat çekti.“Yeni düzenleme tam bir hukuk garabeti niteliğinde; özgürlüklerle ilgili önce yasak getiriyor sonra mahkeme kararı alınmasını hükme bağlıyor” diyen Kuşoğlu, “Başbakanlık keyfi olarak, Bakanlıklar ise Kamu Güvenliği ve Milli Güvenlik gerekçeleri ile internete yasak getirebilecek” değerlendirmesini yaptı.Tartışmalı maddeTeklif ile; 1606 sayılı Kanun kapsamına giren bazı dernek ve kurumların Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamına giren gelirleri üzerinden vergi kesintisi yapılacağı hususuna açıklık getirilmesi, Türk Kızılayı'nın yurt içinde ve yurt dışında yardım operasyonları kapsamında gerçekleştirdiği faaliyetlerde bağışlarla finanse edilen ve sadece yardıma konu olan mal ve hizmet alımlarında KDV istisnası getirilmesi, kamu taşınmazları üzerinde Türk Kızılay Derneği, Türk Yeşilay Cemiyeti ve Türkiye Yeşilay Vakfı lehine bedelli olarak tesis edilen irtifak hakları veya kullanma izinleri ya da kiralama işlemlerinin talep halinde hasılat payı alınmaksızın adı geçen Dernek, Cemiyet ve Vakıf lehine kırk dokuz yıl süre ile bedelsiz irtifak hakkına veya kullanma iznine dönüştürülebilmesi, Türkiye Kızılay Derneğine ait iktisadi işletmeler adına maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin tarh ve tahakkuk ettirilen kurumlar vergisi ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi ile bu vergiler ve geçici vergiye ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi ve vergi cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi, Bozkır Barajının yapımından etkilenen ailelerin nakillerinin, hak sahipliğinin ve borçlandırılmalarının belirlenmesi maksadıyla yeni bir düzenleme yapılması, internet ortamında yaşam hakkı ile kişinin can ve mal güvenliği, milli güvenlik ve kamu düzeni ile genel sağlık açısından tehlike oluşturan, suç işlenmesine sebebiyet vererek vatandaşların hak ve özgürlüklerini tehlikeye atan yayınlara karşı kural olarak hâkim kararıyla içerik çıkarma ve/veya erişim engelleme tedbirinin uygulanabilmesine imkan sağlanması, içeriklerin ivedilikle çıkarılması ve/veya engellenmesi gereken durumlarda Başbakanlığın veya ilgili bakanlıkların talebi üzerine Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına önlem alabilme yetkisinin verilmesi öngörülmüştür.T24
Şahin K Hakkında Bilinmeyen 7 Şey
1.Almanya'da, halka açık alanda bir bayanla ilişkiye girdiği için tutuklanmıştır,kefaletle serbest bırakılmıştır.2. 2002'de Kuşadası'nda, halk onu şikayet ettiği için tutuklanmıştır,afla çıkmıştır
Reklam
Windows 10'un Testinde Zirve Noktası
Microsoft gülüyor: Windows 10'u kurup deneyenlerin sayısı, daha şimdiden bu rakama ulaştı!Microsoft'un Windows 8 hüsranından sonra, aynı mantıkla geliştirmeye başladığı Windows 9'u çöpe atıp sıfırdan üzerinde çalışmaya başladığı Windows 10, daha piyasaya çıkmadan çok sayıda kullanıcının yoğun ilgisiyle karşılaşıyor.Microsoft'un açık testine katılarak Windows 10'u bilgisayarlarına indiren ve test eden kullanıcılarının toplam sayısı 2 milyon kişiye ulaşmış durumda.Windows 10 , modern uygulamalarla birlikte kullanıcıları cezbedecek yeni işletim sistemi olarak görülüyor ve kullanıcıların geri bildirimleri dikkate alınarak tasarımı dikkatle hazırlanıyor. Ayrıca Windows 10, hem mobilde hem de masa üstünde farklı Windows platformları uygulamasına da son veriyor. Böylece masa üstü PC'ler/Laptoplar gibi tabletler ve telefonlar da Windows 10 ile çalışacaklar.Chip
Süreyya Ciliv Turkcell'den Ayrılıyor
Türkiye'nin en büyük GSM operatörü Turkcell'in 8 yıldır Genel Müdürü olan Süreyya Ciliv'in, Ocak ayı sonunda görevinden ayrılacağı açıklandı.Turkcell'in 8 yıllık Genel Müdürü Süreyya Ciliv görevini bırakıyor. Şirket tarafından Kamuoyu Aydınlatma Platformu KAP'a yapılan açıklamada, Ciliv'in 31 Ocak 2015 tarihi itibariyle görevini bırakacağı belirtildi. Şirketin Genel Müdür koltuğuna bir süreliğine Teknoloji Grubundan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İlker Kuruöz vekalet edecek.KAP'a yapılan açıklamada: '9 Ocak 2007'de Turkcell Genel Müdürü olarak atanan Süreyya Ciliv, 31 Ocak 2015 tarihinden geçerli olmak üzere görevinden ayrılma kararı almıştır.' denildi.Süreyya Ciliv görevinden ayrılma kararı ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:'Turkcell'de geçirdiğim sekiz yılda bilgiyle, teknolojiyle, inovasyonla, ve güçlü takım oyunuyla müşterilerimize, milletimize, sektöre ve hissedarlarımıza değer yaratmak için çalıştık. Bu yolculukta bize inanan ve eşlik eden tüm takım arkadaşlarıma, müşterilerimize, bayilerimize, tedarikçilerimize ve iş ortaklarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Emanet aldığım bayrağı teslim ederken birlikte çalıştığımız bu güçlü ekibin Turkcell'i daha da ileriye taşıyacağına inanıyorum.'Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ahmet Akça ise konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:'Turkcell olarak Sayın Süreyya Ciliv'in Genel Müdürlüğü döneminde birçok ilke ve başarılara imza attık. Sayın Ciliv, şirketimizin bir GSM şirketinden, bugün Türkiye'nin ve bölgenin önemli iletişim ve teknoloji şirketine dönüşümüne liderlik etmiştir. Kendisine bugüne dek sağladığı katkılardan dolayı teşekkür ediyor; bundan sonraki iş ve özel yaşamında başarılar diliyoruz. Turkcell Yönetim Kurulu, Turkcell Genel Müdürlüğü görevine halihazırda Teknoloji Grubundan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İlker Kuruöz'ün mevcut görevine ek olarak vekalet etmesine karar vermiştir. Ayrıca, yeni Turkcell Genel Müdürü atama sürecini başlatmıştır.'Devlet el koymuştuTurkcell, üç büyük ortağı anlaşamadığı için Ağustos 2013'te yönetim kurulunu oluşturamamış ve devlet kontrolüne geçmişti. SPK, üye atamalarını yaparak şirket yönetiminin kamu tarafından kontrol edilmesine onay vermişti.Süreyya Ciliv kimdir?Süreyya Ciliv 1958 yılında, Zonguldak'ta dünyaya geldi. 1977'de üniversite eğitimi almak üzere ABD'ye gitti. 1981'de Michigan Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği ve Endüstri Mühendisliği bölümlerini bitirdi. 1983 yılında ise Harvard Üniversitesi'nden MBA derecesini aldı. Profesyonel hayata ilk adımını Massachusetts eyaletindeki Metagraphics Company'de Yazılım Geliştirme Mühendisi olarak attı. Daha sonra aynı şirkette Uluslararası Satış ve Pazarlama Direktörlüğü'ne terfi etti.Süreyya Ciliv, 1987 yılında Novasoft Systems Şirketi’ni kurdu. Takip eden on yıl içerisinde bu şirkette Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı pozisyonlarında bulundu. Ciliv 1997 senesinde Türkiye'ye Microsoft Ülke Müdürü olarak döndü. 2000 yılında şirketin Amerika'daki merkezine atanan Ciliv, 2007 yılına kadar Microsoft Global Satış, Pazarlama ve Servisler Grubu'nda üst düzey yönetici olarak çeşitli görevler üstlendi.Kaynak: Turkcell
Reklam
Erkeklerin Kadınlarda Çirkin Bulduğu 9 Şey
Biz kadınlar erkeklerin bizim hakkımızda ne düşündüklerini takmıyor, önemsemiyor gibi gözüksekte aslında gizliden gizliye merak ederiz. Ama biraraya da geldiğimizde genelde gene hemcinslerimizi çekiştirir eğer sevgilisi varsa da ya bu buna yakışmış mı, bunun bunla işi ne, ne işi var deyip dururuz. Kısacası, dedikoduyu severiz ki bence erkekler de seviyor :)Neyse hal böyle olduğundan gene bir merak konusu olarak erkekler neleri sevmiyor kadınlar da bunlara bir bakalım
Reklam
WeChat Şimdi de Windows Masaüstü Uygulamasını Yayınladı
Çin’in popüler mobil mesajlaşma uygulaması WeChat , Mac uygulamasını tanıtmasından 11 ay sonra Windows uygulamasının da indirilebilir olduğunu duyurdu.Web üzerinden de kullanılabilen ve bir sosyal ağ yapısında olan Wechat, Windows uygulamasını tanıtarak erişim alanını genişletmiş oldu. Wechat bu uygulamayla haber akışında reklam gösterme yeniliğini de yaygınlaştırmak için de yeni bir kanal açmış oldu.Wechat’in masaüstü uygulamaları mobil uygulamaları kadar zengin özelliklere sahip değil. Örneğin size gönderilen etiketleri görebiliyorsunuz ama etiket gönderemiyorsunuz. Diğer yandan windows uygulaması açıkken sadece masaüstünde bildirim alabiliyorsunuz.WeChat Windows uygulaması şimdilik sadece Çince olarak indirilebilen da kısa süre içinde diğer dillere de çevrileceğini tahmin etmek zor değil. Wechat’i web tarafında kullanmak isteyenlerin web.wechat.com adresine girip QR kodunu otelefonuna kutması gerekiyor.Kısa süre önce masaüstüne Chrome uygulamasıyla giriş yapan Whatsapp’ın bundan sonraki adımlarında yeni uygulamalar çıkarıp çıkarmayacağını bekleyip görelim.Webrazzi
Dolar 6 Haftanın Zirvesini Gördü
Dolar, Türk Lirası karşısında 2,38'i aşarak 6 haftanın en yükseğini gördü.Dün, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Enflasyon Raporu'nun açıklanması ile gün içinde 2,3394 seviyesine kadar gerileyen dolar/TL, Başkan Erdem Başçı'nın ocak ayı enflasyonunun yüzde 1'in üzerinde düşüş göstermesi durumunda faiz indirmek için 24 Şubat’taki olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını beklemeyeceklerini açıklamasının ardından yükselişe geçerek 2,3706'yı görmüştü.Bugün bankalararası piyasada güne 2,3656'dan başlayan dolar/TL, TCMB'nin sert faiz indirimi yapabileceği beklentisinin piyasa tarafından güçlü bir şekilde fiyatlanmasıyla son 6 haftanın en yüksek seviyesi olan 2,3832'ye çıktı. Dolar/TL, şu dakikalarda 2,3780'den alıcı bulurken, avro/TL ise dünkü kapanışa göre yüzde 0,36 artışla 2,70'in hemen üzerinde işlem görüyor.Olası faiz indirimi beklentisiyle gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 6,58 ile Haziran 2013'ten bu yana gördüğü en düşük seviyesine geriledi.Analistler, Merkez Bankası'nın faiz indirimi yapacağı beklentisi, Yunanistan'daki ekonomik belirsizlik, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin devam etmesi ve Rusya'ya yapılacak yaptırımların artabileceği açıklamalarının gelişen ülke varlıkları ile birlikte değerlendirilen TL üzerinde de baskı yarattığını belirtiyor.Son on gündür Brent petrolün varil fiyatının 46-50 dolar aralığında yatay hareket etmesiyle daha fazla düşmeyeceği beklentilerinin arttığını, bunun da dolar/TL'deki yükselişi desteklediğini aktaran analistler, teknik olarak 2,3730 seviyesinin üzerinde kalınması durumunda 2,39 ve tarihi zirvesi konumunda olan 2,4126 seviyesinin gündeme gelebileceğini öngörüyor.AA
Reklam
Orhan Veli'nin “Kayıp” Şiiri
Orhan Veli'nin “Bütün Şiirleri” dahil hiçbir kitabında yer verilmeyen “Ölümüm” adlı şiiri, Köprü adlı sanat gazetesinde yayımlanışından tam 60 yıl sonra, Varlık'ın ocak sayısında okurla buluştu.Aylık edebiyat dergisi Varlık'ın ocak sayısında okuru bir hazine bekliyor. Efdal Sevinçli, Varlık'taki “Edebiyatımızda saklanan belgeler, bilgiler” köşesinde Orhan Veli Kanık'ın hiçbir kitabında yer verilmeyen “Ölümüm” adlı şiirini paylaşıyor bizlerle.ÖLÜMÜMO sabah alnımda iki ter damlası konuşacakYorgun olarak öldüğüme dairBenim Yeni Sabah’ı bir başkasına verecek gazeteci Yusufİskele kahvesinde çayım soğuyacakİlk vapur yolcuları arasında olmadığımın farkında bile olmayacaklarLâz müezzin hakkımda salâ verecekİmam bildiğini okuyacakBozuk düzen makamındanHiç Çamlıca kuşbaşı kar yağarken ölünür mü diyenYarıdan fazlası abdestsiz cemaatim olacakVe hepsi deİyi biliriz diye yalan söyleyeceklerErtesi sabah Cumhuriyet’te sülâlem sayılacakMüessif bir irtihal denmeyecekVe nihayetBaşı boş hayatım gibiBaşı boş mezarım da taşsız kalacak.Okuduğunuz bu şiir Orhan Veli Kanık’ın ölümünden sekiz yıl sonra, sanat gazetesi Köprü’nün, 1 Aralık 1958 tarihli beşinci sayısının ikinci sayfasında, Tarık Erman’ın, “Ölenler – Kalanlar” başlıklı yazısının çerçevesi içinde, “Orhan Veli’nin ölüm yıldönümü dolayısiyle şimdiye kadar hiçbir yerde yayımlanmamış bir şiirini sunuyoruz” başlığıyla çıkmış.Söz konusu şiir, Orhan Veli’nin Yapı Kredi Yayınları’nca yayımlanan Bütün Şiirleri’nin (Ocak, 2014, 35. Basım) yayına hazırlanış düzeni içinde, “Kitaplarına Girmeyen Son Şiirleri” başlığı altında toplanan şiirleri içinde de yok.Kaynak: Radikal Kitap
'Facebook Alışkanlıkları Beyinde İz Bırakıyor'
Yeni bir araştırma, Facebook bağımlılarının sosyal ağdaki eylemlerinin beyinde belirgin izler oluşturduğunu, bunun da davranışlarda kontrol zorluğu yarattığını ortaya koydu.Bilim insanları, Facebook'ta sıkça yapılan davranışların beyinde tespit edilebilen izler oluşturduğunu belirledi. Bir kedi videosunu beğenmek veya lise arkadaşlarınızın profillerinde gizlice gezinmek gibi 'dürtülerin', uyuşturucu bağımlılarında görülenlere benzer beyin faaliyetlerini tetiklediği belirtildi.Dürtüleriyle hareket ederek Facebook'ta gezinen kullanıcılarının bu davranışı kontrol eden beyin bölgelerinin, uyuşturucu bağımlılarına kıyasla normal çalıştığı belirtildi.California State Üniversitesi'nden psikolog Ofir Turel'in başını çektiği araştırmada, Facebook kullanıcılarının sosyal ağ ile bağlantılı pozitif dürtülere cevap vermeye duyarlı hale gelmiş olabileceği ifade edildi. Livescience sitesine açıklama yapan Turel, 'Facebook bağımlıları davranışlarını kontrol edebiliyor. Ancak dürtülerle doğan davranışlarını kontrol edecek motivasyonları bulunmuyor. Bunun nedeni de sonuçların kötü olacağına inanmamaları' ifadesini kullandı.'Fırsatı kaçırma korkusu'Facebook hakkında geçmişte yapılan birçok araştırma, sosyal ağın insanlar üzerinde büyük bir etkisi olduğunu, hatta depresyona girmelerine neden olabildiğini göstermişti.Facebook'un neden olduğu etkilerden biri de 'fırsatı kaçırma korkusu' olarak tanımlanan FOMO. Bu durum, arkadaşlarınızın bir partide çekilen fotoğraflarını veya yedikleri güzel bir yemeğin görüntüsünü paylaşmaları gibi durumlarda beliriyor. Araştırmacılar, son yıllarda giderek artan 'Facebook bağımlılığının', istenmese bile sürekli ne olup bittiğini kontrol etmek olduğunu ifade etti.Trafik ışıkları daha önemsizYapılan deneyde, 20 üniversite öğrencisine Facebook kullanımı ile bağlantılı soruların yer aldığı anket verildi. Ardından Facebook logoları ve trafik işaretleri gösterilen deneklerin beyin faaliyeti manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) yöntemiyle gözlemlendi. Öğrencilere bu esnada fotoğrafları gördüklerinde önlerindeki tuşa basmaları veya basmamaları söylendi.Deneyde, denekler Facebook fotoğraflarına çok daha fazla ve hızlı bir şekilde bastı. Sonuçlar, Facebook işaretlerinin trafik işaretlerine kıyasla beyinde çok daha dürtü yaratan bir etkisi olduğunu gösterdi.Turel ortaya çıkan sonuca bakıldığında, Facebook bağımlısı bir insanın trafikte ilerlerken yol işaretlerine değil, gelen Facebook mesajına daha fazla dikkat edeceğini söyledi.Daha fazla araştırma gerekliAraştırmacılar, Psychological Reports: Disability and Trauma dergisinde yayımlanan çalışmanın küçük bir homojen grup üzerinde yapıldığını ve daha fazla gözlemin gerektiğini belirtti.Facebook araştırmacısı Nir Ayal ise sosyal ağın insanları dört ana faktörle kendisine çektiğini belirtti. Bunlar yalnızlık, stres veya sıkıntıyı temsil eden dürtü; Facebook'a girmek gibi bir aksiyon; haber akışında eğlenceli içerikler bulmak gibi beklenmedik veya değişen bir ödül; fotoğraf paylaşmak veya birisinin fotoğrafını beğenmek gibi yatırım olarak ifade edildi.Ayal, Facebook'un kancasından kurtulmak için site bloklama gibi önlemler kullanılabileceğini belirtti.Kaynak: Al Jazeera
Reklam
Doksanlı Yılların Başında Ergen Olanların Bugün "Erken Boşalmasının" 3 Temel Sebebi
90’ların başında ergen biri olarak, çevremde bu türden bir iddiayı ispat edecek yeterli kişi sayısına sahibim ve yaptığım gizli araştırma sonucunda dehşet içerisinde gördüm ki 90’ların başında ergen olan her yüz kişiden 95’inde erken boşalma sorunu görünüyor. Bu sonucu birçok şeye bağlayabilirim; 80 darbesi sonrası yetişen apolitik gençlikten, Calimero’ya, Clemenitne’den, Tutti frutti’ye uzanan geniş bir yelpazede olayı değerlendirdim ve kendime göre bir sonuca vardım.
7 Maddede Zamanda Yolculuk Teorileri ve Bazı Engeller
etiket
Albert Einstein, E = mc² formülünü geliştirdiğinden beri, en azından tek yönlü olarak zaman yolculuğunun yapılabileceği düşünülüyordu. Ancak geçmişe doğru gitmek ise çok daha zor bir problem olarak algılanıyordu. Geçtiğimiz yüzyıl boyunca zamanda yolculuk üzerine birçok teori öne sürüldü. Ve aynı zamanda zaman yolculuğuna engel teşkil edecek paradokslar da. Galerimizde bu teorilerden ve paradokslardan bazılarını sizler için bir araya getirdik. Keyifle okumanız dileğimizle..
Dragon’s Dogma Online Duyuruldu
2012 yılındaki çıkışının ardından PS3 ve Xbox’ta dünya çapında 1,3 milyon kopya satan aksiyon-RPG tarzındaki Dragon’s Dogma’nın çevrimiçi versiyonu geliyor. PS4, PS3 ve PC için ücretsiz olarak çıkacak olan oyun Japonya’da bu sene içinde yayınlanacak. Avrupa’da da oyunu heyecanla bekleyenler için ise kötü haber Capcom UK’dan geldi, firmanın Dragon’s Dogma Online’ı batı ülkeleri için çıkarma planının olmadığı açıklandı. Haberlere göre oyunun dinamikleri Dragon’s Dogma’daki gibi olacak ve dört oyuncu desteklenecek.
Reklam