Görüş Bildir
Sporun Manşetleri | 11 Mayıs 2014
Spor gazetelerinin manşetlerinde ve gazetelerin spor sayfalarında bugün hangi haberler var? Spor manşetlerine 1 dakikada göz atın. İşte sporun gündemi...
GS Store Saldırısına 18 Yıl 8 Aya Kadar Hapis İstemi!
Fenerbahçe'nin şampiyonluk kutlamaları sırasında, Kadıköy Bağdat Caddesi'ndeki GS Store mağazasının saldırıya uğramasıyla ilgili tutuklanan 13 kişi hakkında 'Nitelikli hırsızlık', 'Mala zarar verme' ve 'Konut dokunulmazlığının ihlali' suçlamalarından 5 yıl 8 aydan 18 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 27 Nisan 2014 tarihinde Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda Fenerbahçe Spor Kulübü ile Çaykur Rizespor Kulübü arasında oynanan müsabaka sonrası saat 23.00 sıralarında Bağdat Caddesi'nde bulunan GS Store'un camlarının kırıldığı, içeriden alınan ürünlerin bir bölümünün işyeri önünde yakıldığı ve durum üzerine kolluk güçlerinin harekete geçtiği belirtildi. İŞYERİNDEKİ ZARAR ANLATILDI Magaza sahibi müşteki Aziz Etles'in beyanına göre suça konu olay sonrası işyerinde zararın büyük olduğunun ifade edildiği iddianamede, güvenlik kamera görüntülerinin incelenmesi sonucu şüpheliler M.H.B, F.A, M.H.Y, E.G ve M.Ç'nin görüntülerle tespit edildiği, incelenen görüntülerde işyeri önünde ürünlerle yangın çıkartıldığı, yerlerde cam kırıkları ve yanmış kumaş parçalarına rastlandığı kaydedildi. Olay yeri incelemesiyle de işyerinin otomatik açılan kapısının zarar gördüğü ve çalışmadığı, iş yeri içerisinde cam kırıkları, yırtılmış ambalaj kartonları, dağıtılmış tezgahlar, dağıtılmış elektronik cihazlar görüldüğü, vitrin kısmının kırıldığı, bodrum katta bulunan rafların boş olduğu, ürünlerin yerlere saçıldığı ve bir rafın devrildiği belirtildi. ORTALAMA ZARAR 200-500 BİN LİRA ARASINDA Şüphelilerin üzerinde iş yerinden alınan ürünlerin elde edildiği kaydedilen iddianamede, işyerindeki zararın müşteki Aziz Etles tarafından ilk belirlemelere göre 200 bin ile 500 bin lira arasında bir zararın olduğunu ifade ettiği, işyerinin kapalı olmasından kaynaklanacak olan kaybın ise 60 bin lira civarında olduğunu söylediği belirtildi. 5 YIL 8 AYDAN 18 YIL 8 AYA KADAR HAPİS CEZASI İSTEMİ Olay günü mağazanın kasa kısmında bulunan 2 bin 500 lira miktarındaki nakit paranın da hırsızlık fiiline konu olduğunun savcılık tarafından belirtildiği iddianamede, olaya karıştığı öne sürülen 7 çocuk şüpheli hakkında ise ayrı bir soruşturmanın yürütüldüğü ifade edild. Şüphelilerin suçu kabul niteliğinde savunma yaptıkları söylenen iddianamede yaşları 18 ile 27 arasında değişen 13 şüpheli hakkında 'Nitelikli hırsızlık', 'Mala zarar verme' ve 'Konut dokunulmazlığının ihlali' suçlamalarından 5 yıl 8 aydan 18 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Şüphelilerin yargılanmasına önümüzdeki günlerde Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlanacak. Haber: Arzu KAYA İSTANBUL DHA
"Berkin'de Muhtemelen Demir Bilye Vardı"
Nagehan Alçı: Gezi'ye gitmedim, hamileydim ve çok riskliydi benim için. Bir gazeteci olarak insan orayı görmek ister ama gidemedimTwitter’da çoğu kullanıcı AKP’den nefret ettiğini öne süren Milliyet gazetesi yazarı Nagehan Alçı , “Nabzı sokaklarda tutmak lazım. 30 Mart’ta oy vermek için kuyrukta bekliyoruz Beşiktaş’ta bana, 'Çok teşekkürler, bu ülkeye katkın çok, Allah razı olsun abla' diye gelen apartman görevlileri vardı. Ezilmiş, alt kesim, dindar kesim, kendini şimdiye kadar itilmiş hisseden kesim arkamda. Sokaklar arkamda. Bununla gurur duyuyorum. Sosyal medyadaki klik ne derse desin… Umurumda değil” dedi. Radikal gazetesinden Armağan Çağlayan ’a konuşan Nagehan Alçı, “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar keşke bu cümleyi söylemeseydi dediğiniz oldu mu?” sorusu üzerine, “Oldu tabii, Berkin’in cenazesinden sonra oldu, annesine babasına yönelik söylediği şeyler... Keşke söylemeseydi. O çocuk büyük bir olasılıkla ekmek almaya gitmiyordu, eylemciydi elinde bilye vardı, her ne olursa olsun önemli değil” diye konuştu. Başbakan Tayyip Erdoğan , Gezi Parkı olaylarında Okmeydanı'ndaki evinden ekmek almak için çıktığında başına polisin attığı biber gazı kapsülü isabet eden ve 269 gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan 'ı 'terör örgütünün tuzağına düşürülmüş bir çocuk' olarak nitelendirmiş, AKP mitingine katılanlar 'Oğlumu Allah değil Erdoğan aldı' diyen anne Gülsüm Elvan 'ı yuhalamıştı. Armağan Çağlayan’ın Nagehan Alçı ile yaptığı söyleşi şöyle: Nazlı Ilıcak’la yaptığımız röportaj üzerine bir şeyler yazdınız. Aslında Nazlı hanım kötü bir şey söylemedi. Okudum röportajı. Kendini Beyaz Türk zanneden çevre 28 Şubat’ta Nazlı Ilıcak’ı arkadan vuran, iki yüzlü bir çevredir. Kendisi bana defalarca bu çevrenin dindarlara ve demokrasiye ne kadar düşman olduğunu anlattı. Şimdi bu totaliter zihniyetli çevreyi övmesi bir trajedidir. Bunun üzerine uzun uzun düşünmeli… Geçmişimi çöpe mi atıyorum sorusunu kendisine sormalı, çünkü maalesef her gittiğim yerde insanlar bana bunu söylüyorlar, sokakta durdurup bunu söylüyorlar… Üzülüyorum… ’Dört Bir Taraf’ı izledikten sonra hep bu program bitince ne oluyor diye merak ediyorum. Mümkün olduğu kadar bittikten sonra programdaki havayı sürdürmemeye çalışıyoruz ama tabii zaman zaman Türkiye’nin gerilimleri bize de yansıyor, bu dönemde küs ayrıldığımız programlar oldu. Ama programda birbirimize darılsak bile sonraki programda ya ben ya da o bir jest yapıyoruz, ya kahve ikram ediyoruz, ya elma ikram ediyoruz (Nazlı Hanım’ın elmaları meşhurdur) ve kırgınlıkları kalbimize gömüp devam ediyoruz. Ama siz Kadri beyle hiç konuşmuyorsunuz diye tahmin ediyorum. Nazlı hanım gibi bir hikâyemiz yok bizim Kadri’yle. Programla sınırlı bir ilişkimiz var. Zaman zaman hiç diyalog olmadan geçtiği oluyor. O elektrik seziliyor biliyor musunuz, ekrandan geçiyor. Muhtemelen Abdülkadir bey ve Kadri beyin de böyle bir ilişkisi yok. Yok. Bazen Kadri Gürsel çok agresifleşebiliyor. Program sonrasında da bunu sürdürünce aşırı gerginlikler yaşandığı oldu. Sanki kanal babalarının malı, onlar hancı Abdülkadir Bey yolcu gibi hava yaymaya çalışıyorlar. Program sırasında veya sonrasında Twitter’a bakıyor musunuz ne yazılmış diye... İlk başlarda bakardım ama artık bakmıyorum. Ona takılınca insan önünü göremez oluyor. Hiç sokakta insanların bir şey dediği oluyor mu? Çok oluyor. Çevremdeki birçok kişiyle siyasi pozisyonum nedeniyle artık konuşmuyorum. Sorunca en eğitimli, en Batılı, en liberal görünen bizim kesim. Ama esasen hiçbir şekilde farklılığa tahammüllü değiller. Birçok arkadaşlarımla koptum bu yüzden. Çünkü Türkiye’deki kast sistemine alışmışlar. Onun bozulmasına isyan ediyorlar ve benim de bunu desteklememi ihanet olarak görüyorlar. CHP çizgisindeki bir siyaset yorumcusuna kalkıp da kimse tepki göstermiyor Türkiye’de. Ama eski Türkiye’yi eleştiren, Başbakan’ın politikalarını genel itibarı ile doğru bulan biriyseniz bir kesim kendinde size nefret söylemine kadar giden laf atma hakkını buluyor. Bugüne kadar sizi en çok sinirlendiren ne oldu? Kişisel şeylerin programa taşınması sinirlendiriyor beni. Maalesef tuhaf ithamlarla aldığımız ev bile kriminalize edilmeye çalışıldı. Yakıştıramıyorum doğrusu… Eskiden beri mi sağ görüşlü biriydiniz yoksa zamanla evrildiniz mi? Ben sağ görüşlü değilim, liberal demokratım. Ne sağ ne solum. Nazlı hanım sağ görüşlüdür. Kendi de zaten söyler bunu. Zaman zaman bir liberalin desteklemeyeceği şeyleri destekler görüyorum sizi. Mesela 17 Aralık’la ilgili bir duruşunuz var. O bir liberalin duruşu mudur, nasıl açıklanır? Yargı araçsallaştırılıp, siyaset mühendisliği yapılmaya çalışıldı 17 Aralık’ta. Türkiye bir süredir emniyet ve yargı içindeki birbiriyle koordineli hareket eden bir çete tarafından şekillendirilmeye çalışılıyor. Ben bir liberal demokrat olarak buna karşı çıktım. 17 Aralık’taki güçler galip gelseydi sandıkla gitmeyecek o çete hepimizin kaderini ellerinde tutuyor olacaktı. Halletmemiz gereken en öncelikli sorun budur. Bu çete hiçbir konuda adil yargılama yapamaz. Yolsuzlukların üzerine bağımsız ve tarafsız yargı ile gidilebilir. Peki Türkiye şu anda bir hukuk devleti normunda mı evrensel hukuka göre? Hiçbir zaman olmadı. Şayet yargının içinde bir yapılanma, istediği herkesi istediği zaman sahte kanıtlarla ayarlanmış polislerle içeri atabiliyorsa herkes tehlikede demektir. Böyle bir ülke korkunç bir açık hava hapishanesi demek olur. Buna karşı ses çıkarmak lazım. Ben bu sesi geçmişte daha gür çıkarabilirdim ama baştan itibaren çok ses çıkaranlar doğru sesi mi çıkarıyorlardı? Hayır. Biz hep ifrat ve tefrit arasında gidip gelen bir toplumuz. Ergenekon davaları başladığında darbeyi askerin görevi görenlerle, eski düzenden nemalandıkları için değişmemesini isteyenler 'hiçbir şey yoktur' diye büyük bir gürültü çıkarınca, 'Nasıl hiçbir şey yok? Bu ülkede derin devletin neler yaptığını biliyoruz. Askerin son derece keyfi bir şekilde sokaklara çıkıp darbe yaptığını, bazen de daha da sinsi bir şekilde ülkeyi yönetip halkın iradesini geçersiz kıldığını biliyoruz. İlk defa bir süreç başlıyor bunu desteklemek lazım' dedik. En başta bir koro, 'Ergenekon tamamen bir düzmecedir' diye haykırmasaydı o zaman belki buna karşı savunma pozisyonunda kaybolan yanlışlıklar ortaya daha kolay çıkacaktı. Yanlışın neresinden dönülse kârdır. Aynı şey Ak Parti kanadından atıyorum bana da var. Twitter’da bir şey yazdığımda hemen ilk cümle, “28 Şubat’ta neredeydin” oluyor. Evet, çok kötü. Çok tahammülsüz, birbirinin üzerine çullanmak için yer arayan bir toplum olduk. Popüler kültürle ilginiz var mı, atıyorum Muhteşem Yüzyıl’a bakıyor musunuz, Survivor’a? Dizilerle aram çok kötü maalesef, bazıları bunu böbürlenerek filan söyler ama çok ayıp bir şey bir gazeteci için. Ama şöyle bir eski kafalılığım var benim, ben Alman okulu bitirdim ve çok disiplinliydi, bir şeyi ya yap ya da yapma mantığı, ya takip edeceğim ya da hiç etmeyeceğim diye düşünüyorum. Ama tarihe yönelik şeyleri popüler kültüre taşımak bence çok faydalı bir şey. Evet ama Bülent Arınç ve Tayyip Erdoğan hiç mutlu olmuyor bu konuda. Bülent bey geçen gün gençlik dizilerindeki kızların etek boyuyla ilgili konuştu. Olabilir ben bunu da çok tuhaf bulmuyorum çünkü zaten kendilerini muhafazakar olarak tanımlayan insanlar. Bana ne garip geliyor biliyor musun, koskoca Bülent Arınç neden televizyondaki bir kızın etek boyu hakkında konuşuyor ki? Bu toplum mühendisliği gibi geliyor. O öyle deyince değişiyor mu etek boyu? ‘Muhteşem Yüzyıl’ hakkında Tayyip Erdoğan konuşunca Star TV iki hafta sonra bütün kadınların dekoltelerini kapattı, hâlâ da kapalı. Bu tam bir ataerkillik. Türkiye’de siyaset ataerkil bir şekilde yapılıyor. Başbakan kendisini milletin babası olarak görüyor, dolayısıyla her şey ile ilgilenmesi gerektiğini düşünüyor. Bu hem iyi hem de kötü. O yüzden her şey karışıyor zaten. Türkiye gibi daha kurumsallaşmayan bir toplumda, normalde kurumların yapması gereken bir takım görevlerin yapılmadığı bir toplumda her şeye el atacak biri gerekiyor. Başbakan da böyle biri. Ama bazı alanlarda çok fazla olabiliyor. Her şeye de karışmasın tepkisi de doğuyor. Bugüne kadar keşke bu cümleyi söylemeseydi dediğiniz oldu mu? Oldu tabii, Berkin’in cenazesinden sonra oldu, annesine babasına yönelik söylediği şeyler... Keşke söylemeseydi. O çocuk büyük bir olasılıkla ekmek almaya gitmiyordu, eylemciydi elinde bilye vardı, her ne olursa olsun önemli değil. Biz Türkiye’de Güneydoğu’da Kürtler beyaz Toros’larla toplanıp sonra da nerede olduğunu bilmediğimiz çukurlara gömülürken karşı çıktık ve Ak Parti’yi de zaten bu düzeni değiştirdiği için sonuna kadar destekledik. Askerin keyfiyetinden polisin keyfiyetine geçilemez. Ne olursa olsun gaz fişeği kimsenin kafasına atılamaz, atanın da hesabı sonuna kadar sorulmalı. Çok şükür galiba araştırma derinleşiyor. Bugün Berkin’in avukatları dört tane katil zanlısı polis tespit ettik diye açıklama yaptılar. Bunun üstü hiçbir şekilde örtülmemeli, Başbakan da bunu istemez, istese kendiyle çelişir. Şimdi Gezi ile birlikte, sanki o alanda olan her şey bir meydan okuma, Türkiye’yi geriye götürme iradesi, sandık dışı yollarla ortalığı karıştırıp iktidarın altını oyma mücadelesi gibi algılanmaya başladı. Bence orada da ifrat ve tefrit meselesi ortaya çıkıyor. Evet böyle bir kesim vardı ama bir yandan da tamamen protesto hakkını kullanmak isteyen gençler de vardı. Benim birçok arkadaşım vardı. Siz gittiniz mi Gezi’ye? Gitmedim, hamileydim ve çok riskliydi benim için. Bir gazeteci olarak insan orayı görmek ister ama gidemedim. Sizce bizim hayatımızda bir şey değiştirdi mi Gezi? Hayır pek bir şey değiştirmedi. Sadece o hiç kimsenin kullanmadığı Gezi Parkı yerinde duruyor. Ben de öyle düşünüyorum. Bu Gezi süreci bir paranoya yarattı iktidarda, bu da bir şeyleri değiştirdi. Gezi’dekilerin yapmak istediğinin tam zıttı yönünde değiştirdi. Mesela 1 Mayıs’ta Taksim’i açmadılar. Halbuki bence açacaklardı niye açmasınlar, zaten bu iktidar yıllar sonra açmış meydanı. Gezi’den sonra yeni bir Gezi platformu oluşabilir, sokaklar karışabilir tehdidi hissetmese 1 Mayıs’ta bunlar yaşanmayacaktı. Ama yine karıştı, bir şey değişmedi. Taksim değil ama Harbiye karıştı... Gezi olmasaydı 2011’deki Taksim bayram havası tekrar yaşanabilirdi. Zaten kapatmasına ben karşıyım hep. Tabii keşke Gezi olmasaydı da demiyorum, demokrasilerin temel hakkıdır protesto. Ancak sokakları yakıp yıkmak, bir ülkenin Başbakanlık binasını basmaya kalkmak, otobüs duraklarını sökmek her hukuk devletinde suçtur. Tabii bunlarla kıyaslanmaz ama tencere tava çalmak da bence 'çevreye duyarlıyım' prensibi ile yola çıkmış bir protestoyla çelişkili… Susurluk dönemindeki tencere tava protestolarını hatırlar mısınız? Evet. Orada ışık eylemi de vardı ve ışık kapatıp açmak güzel bir eylemdi bence. Ama daha sonra onu da askeri vesayet araçsallaştırdı ve kendine yonttu. Gezi’de de başka vesayet odakları bunu yapmak istedi. Başbakan’ın tavizsiz duruşunun sebebi buydu. Bir de protesto hakkınızı kullanmak demokrasinin en tabii sonucu. Ancak sonrasında artık sandığa güvenmek zorundasınız, buna isyan edemezsiniz. Maalesef Türkiye’de tencere tava çalanların yüzde 80’i sandıktan çıkana isyan ediyor. Diyelim ki bugün seçim yapıldı, bundan 3 yıl sonra artık iktidarın eskimiş olduğunu düşünerek ben bir eylem yapabilirim. Bir kere sandıktan çıktı diye bu iktidarın gelecek 5 yılda veya 10 yılda yaptığı her şeyin doğru olduğunu göstermez ki. Evet göstermez, sandık asgari şarttır. Yeterli değil ama mecburidir. Onun üzerine birçok şartı var demokrasinin. Ama önce sandığa saygılı olmak lazım. Ben bir CHP’li olsam Başbakan'dan veya Ak Parti'den çok daha fazla CHP’ye kızardım. Çünkü alternatif üretmekten aciz. Zaten Gezi’nin bu kadar büyümesinin sebeplerinden biri CHP’nin sokakları karşılayamaması. İnsanlar sandığa kaybedeceklerini bilerek gidiyorlar. O nedenle içlerindeki isyan duygusu giderek büyüyor. Sizi hep bu yalı meselesinde vurmaya çalışıyorlar ya, bu yalı bildiğimiz eski bildiğimiz bir yalı mı, yoksa bir yalı dairesi mi çok merak ediyorum? Hiçbir zaman yalımız olmadı. Paşalimanında, sanırım 'yol yalısı' deniyor, bir apartmanın üst katı, çok güzel manzarası var ama o kadar. Nazlı Ilıcak’ın yalısı vardır, yalı dediğin odur mesela. Bizimki bir apartman dairesi, üstelik kira. Çengelköy’de kredi çekip bir ev aldık, onu da yalı yaptılar, tepede yalı nasıl oluyorsa! Olmayan bir rakam yazdılar, hangi birini düzelteceksin ki? Bu kadar polemiklerin insanı olmak çok yorucu değil mi? Televizyonda polemik, köşe yazısında polemik. Hep bir soru-cevap halindesiniz insanlarla. Öf demiyor musunuz hiç? Hayatımı kompartize ettim. Benim değer verdiğim insanlar olan küçük bir çevre tarafından gelecek şeyler beni üzebilir ama geri kalanına karşı kendimi teflonlaştırdım o yüzden hissetmiyorum öyle bir şey. Ben gazetecilik yapmayı sahada çok severim. İnsanlar 'bu kız bu siyasi polemiklerle nereden çıktı' diyor halbuki, ben 2002 yılından beri gazetecilik yapıyorum. Biz sizi son 3 yıldır biliyoruz ama... Çünkü gazetede muhabirlik yapınca camia sizi bilir. Ben her türlü birimde çalıştım. Show TV’de dış haberlerde kaset taşıyarak başladım. Akşam gazetesine röportajlar yaptım, daha sonra köşe yazarı oldum ve siyasi tartışma programlarına çağırılmaya başlandım. En alttan başlayarak birçok yerde çalıştım. Mutlu musunuz şimdi? Mutluyum ama zaman zaman sahada gazetecilik yapmayı özlüyorum. Geçen gün röportaj yaptım çok özlemişim. Uzun yıllar savaş bölgeleri dahil bir çok yere gittim haberler yaptım. Rasim bey ile evli olduğunuz için çok para kazanıyormuşsunuz gibi bir algı veya ön yargı var, bende de var bu. Öyle mi? Televizyonda popüler işler yapmaya başlamam Rasim’den sonra oldu. Bunda onun payı var. Beni hep cesaretlendirdi, destek oldu. Fena kazanmıyoruz çok şükür. Ben sizinle ilgili bir tweet atmıştım, en çok RT alanlardan biri oldu. Dört Bir Taraf İzliyordum, belli ki size sinirlendim o anda, 'Allah'tan Nagehan Alçı Türk televizyonlarına çıktı, ben de Türkiye televizyonuna çıkan gelmiş geçmiş en antipatik insan olmaktan kurtuldum' yazdım. Bir saat içinde 9 bin kere döndü. Twitter’da genel nabız yakalanamıyor, çok tutarlı bir veri değil, çoğu kullanıcı çok ağır bir şekilde AKP’den nefret ediyor. Nabzı sokaklarda tutmak lazım. 30 Mart’ta oy vermek için kuyrukta bekliyoruz Beşiktaş’ta bana, 'Çok teşekkürler, bu ülkeye katkın çok, Allah razı olsun abla' diye gelen apartman görevlileri vardı. Ezilmiş, alt kesim, dindar kesim, kendini şimdiye kadar itilmiş hisseden kesim arkamda. Sokaklar arkamda. Bununla gurur duyuyorum. Sosyal medyadaki klik ne derse desin… Umurumda değil…
"Bağdat Caddesi'nde Yürüyemem"
Galatasaray'ın yıldızı Burak Yılmaz, birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.Yıldız golcünün Hürriyet'e verdiği röportajdan öne çıkan kısımlar şunlar oldu: Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki gerginlik sizi nasıl etkiliyor? Bu konu futbolcu olarak beni aşıyor. Biz futbolcular değil, yöneticiler ve camialar karşı karşıya. Fenerbahçe’ye çok büyük saygımız var. Fenerbahçe’nin de bize. Geçen sezon emek verdiğimiz şampiyonluk kutlamalarını bir Fenerbahçe taraftarının vefatı nedeniyle yapmadık. Bir evladın öldürülmesinden dolayı başkanımız, “Böyle bir kutlama kesinlikle olmayacak. Bize yakışmaz” deyip kutlamaları iptal etti. Bu sezon da bu şanssızlıklar yaşandı. Bu durum F.Bahçe’ye ne kadar saygı duyduğumuz, onların acısını ne denli paylaştığımızın bir göstergesi. Bağdat Caddesi’ne hiç gittin mi? Atmosfer böyleyken orada dolaşabilir misin? Doğruyu söylemem gerekirse oraya hiç gitmedim. Bağdat Caddesi deneyimim yok. Gitmeye de çekiniyorum. Çünkü oraya gitmem kolay değil. Zaten çok da uzak bana. Sonuçta herkes gördü, GS Store mağazası ne hale geldi. Gitmiş olsam, o GS Store Mağazası’nda bir şeyler alıyor olabilirim. Endişe duymamak elde değil. Teklif gelirse yine Fenerbahçe’ye gider misin? Fenerbahçe’ye gitmem, Fenerbahçe de beni istemez. Benim Trabzonspor forması ile attığım gol, şampiyonluğu kaybetmelerine neden oldu. Fenerbahçe’nin şampiyonluğu için ne diyeceksin? Haklarını yememek lazım. İyi mücadele ettiler. Yarışı iyi götürdüler. Hak ettiler ve şampiyon oldular. Zaten şampiyonluklar böyle kazanılır. Biri iyi, diğerleri kötü gider ve şampiyon ortaya çıkar. Didier Drogba ile sorun yaşadın mı? İnanamıyorum buna. Drogba, benim oynamaktan zevk alıp, gurur duyduğum bir yıldız. Onunla oynuyorum. Büyük oyuncu. Geçen yıl inanılmaz bir iletişimimiz vardı. Şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi çeyrek finali. Çok iyiydik ikimiz. Ama çift santrfor oynuyorduk. Bu sene o tek santrfor oynadı. Belki o yüzden iletişimimiz kopmuş olabilir. Drogba ile herhangi bir ego savaşına girecek insan değilim. Benim onunla çatışmam, kendisini kıskanmak gibi bir olay sözkonusu olamaz. O yapıda bir insan değilim. Bütün golleri Drogba atsın, yeter ki Galatasaray şampiyon olsun. Bize önemli şeyler katmıştır ve umarım katmaya da devam eder. Neden çok eleştiriliyorsun? Messi bile eleştiriliyor, Ronaldo bile ıslıklanıyor. Bu iş böyle geldi, böyle gider. Ben çok gol atıp iyi oynadığım zamanlarda da eleştirildim. Beni eleştirmek için bir şey buluyorlar. Atıyorum, attırıyorum, oynuyorum, mücadelemi ortaya koyuyorum. Eleştiriye alıştım. Hakemleri aldatıyor musun? Kimseyi aldatmıyorum. Esasında, futbol bir hata ve aldatma oyunudur. Atılan bir gol, çalım, yapılan bir feyk ile kazanılan maç. Rakibini aldatırsın, geçersin, gol atarsın. Ama ben hakemleri aldatmak için bir şey yapmadım. Tekmeyse tekme, kafa ise kafa. Korakor mücadele ediyorum. Mancini nasıl bir teknik adam? Çalıştığım en iyi hocalardan biri. Tüm samimiyetimle söylüyorum. Milli de olsan, altyapıdan da gelsen, yedek de olsan sana hep öğretmeye çalışan biri. Egosu sıfır. Sana bağırır, çağırır, iter, belki de vurur. Ama, bir süre sonra gelip sana sarılır. O yüzden egosu yok. Öğrendiğim ve ondan öğreneceğim çok şey var. Dezavantajı, ülkemizi tanımıyordu. Artık daha başarılı olacaktır. Bizim için büyük fırsat. Emre Çolak en iyisi Gördüğüm genç olarak en yetenekli futbolcu bence Emre Çolak. Müthiş bir futbolcu. Umut Bulut ve Mustafa Pektemek. Mevlüt Erdinç ile Cenk Tosun da çok iyi golcüler...Röportajın tamamı için tıklayın
PSG Kazanmaya Devam Ediyor!
Fransa Ligue 1'de şampiyon PSG, St. Etienne ile Şampiyonlar Ligi'ne katılma mücadelesi veren Lille'i deplasmanda 3-1 mağlup etti. 68 puanla ligin 3. sırasında yer alan Lille, şampiyon PSG'ye evinde 3-1 mağlup olarak, Şampiyonlar Ligi'ne katılma şansını tehlikeye soktu. Nantes'ı deplasmanda 3-1'le geçen ST. Etienne, Lille puan farkını 2'ye indirerek Şampiyonlar Ligi'ne katılma şansını son haftaya taşıdı. Lille, ligin son haftasında Lorient deplasmanına konuk olurken, St. Etienne ise evinde lig sonuncusu Ajaccio'yu ağırlayacak. Fransa Ligue 1'de bugün 10 maç oynandı.İşte toplu sonuçlar Ajaccio 2-1 ReimsBordeaux 1-1 MarsilyaEvian 2-0 NiceGuingamp 2-0 ToulouseLille 1-3 PSGLyon 0-1 LorientMontpellier 0-2 BastiaNantes 1-3 St. EtienneRennes 1-2 SochauxValenciennes 1-2 MonacoMaraton
Zanetti Veda Etti, Inter Kazandı
İtalya Serie A'da Inter evinde ağırladığı Lazio'yu 4-1 mağlup ederek üç puanı aldı. Karşılaşma her iki takım açısından da oldukça hızlı ve gollü başladı. Henüz dakikalar 2'yi gösterirken Lazio, bir dönem Galatasaray'da forma giyen Loric Cana'nın asisti sonucu Biava'nın golüyle 1-0 öne geçti. Bu golün hemen 5 dakika sonrasında Inter'de Palacio sahneye çıktı ve skoru 1-1 yaptı. Bu dakikadan sonra mücadelede üstünlüğü Inter eline aldı. 34. dakikada Icardi, 37. dakikada Palacio'nun golleriyle Inter farkı ikiye çıkardı. Bu aynı zamanda ilk yarının da skoruydu ve ev sahibi ekip soyunma odasına Lazio karşısında 3-1 önde gitti. Karşılaşmanın ikinci yarısında Lazio farkı azaltmak istese de ataklardan sonuç alamadı. İkinci 45. dakikanın büyük bir bölümünde gol olmazken 79. dakikada Inter'de Hernanes topu, eski takımı Lazio'nun ağlarına göndererek maçın sonucu belirledi. Inter evinde Lazio'yu 4-1 mağlup ederek önemli bir üç puan aldı. Öte yandan Inter'in efsane kaptanı Javier Zanetti'de son maçına çıktı. Arjantinli yıldız maça yedekte başladı ve 52. dakikada Jonathan Cicero'nun yerine oyuna girdi. Inter böylelikle puanını 60'a çıkartarak 37. haftada 5. sıra içinde yer almayı garantiledi. Lazio ise mağlubiyet sonucu 53 puanla 10. sırada kaldı. İtalya Serie A'da önümüzdeki hafta Inter deplasmanda Chievo'nun konuğu olurken, Lazio evinde Bologna'yı ağırlayacak. Spor365
Reklam
Meireles'ten Şampiyonluğun Şifreleri
Fenerbahçe'nin Portekizli yıldızı Raul Meireles şampiyonluğun şifrelerini açıkladı.Verdiği özel röportajda sezonu değerlendiren Meireles, zaferi bireysel yeteneklerden çok takım olgusuna bağladı. Portekizli yıldız, “Bazen zor ve kötü maçlar oynadık ama her zaman şampiyonluğa inandık. Her zaman bir takım olarak hareket ettik. Her maça bu hedef için çıktık ve maçların son dakikalarına kadar da savaştık. Şampiyonluğun sırrı bireysel olarak değil takım halinde hareket etmemiz” dedi. Meireles, “Biz her zaman maçtan maça düşündük. Ama iyi gittikçe ve maçları kazandıkça biz de şampiyonluğu erken ilan edebileceğimizi farkettik ve bunu da başardık” şeklinde konuştu. Tecrübeli futbolcu sezon boyunca sıkça eleştirilmesini ve son haftalardaki çıkışını ise doğal karşıladı. “Futbolda bu değişimler normal” diyen Meireles, “Her zaman yüzde yüzünüzü veremiyorsunuz. Hayat gibi inişler çıkışlar var. Dışarıdan seyredenler bizim hep makine gibi olmamızı istiyor ama bu mümkün değil. Zaten önemli olan takımın performansı. Takım kazanırsa siz de kazanırsınız” ifadelerini kullandı. AMK Spor
Reklam
Fenerbahçe’de Şampiyonluk Yemeği
Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım, düzenlenen şampiyonluk yemeğinde sarı lacivertli taraftarları sevindirecek bir çağrıda bulundu.Aziz Yıldırım Billionaire Club'te düzenlenen şampiyonluk yemeğinde sözleşmeleri sona eren Caner Erkin ve teknik direktör Ersun Yanal'a kulübe gelin ve imzayı atın çağrısında bulundu. İtalya'dan ve İngiltere'den ciddi teklifler alan Caner ve ligi şampiyon tamamlayan takımın hocası Ersun Yanal'ın taraftarlar tarafından sözleşmesinin yenilenmesi beklenirken Aziz Yıldırım'ın bu çağrısı taraftarlar arasında heyecan yarattı. Fenerbahçe dergisinin ve internet sitesinin eski editörlerinden Gökhan Güçkaya da bu gelişmeyi sosyal medyadan duyurdu;Eurosport
Aziz Yıldırım Avrupa'yı Sarsacak Bir Golcünün Peşinde
Akşam gazetesi yazarı Alaattin Metin Fenerbahçe'deki son gelişmeleri yazdı.Fenerbahçe'nin önemli bir golcü transferi hazırlığında olduğunu iddia eden Metin'in yazısı şu şekilde; 'Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu erken ilan etmesi, stres yüklü taraftar ve futbolcuları rahatlattı. Durumdan memnun olanlar, “Yıllarca son maçlara kadar stres yaşadık. İlk kez bu güzelliğin keyfini çıkarıyoruz” diyorlar. Ama bazıları ise “Şampiyonluk ile lig havasının kaybolduğunu da” söylüyor. Trübünlere baktım. Yağmura rağmen tıklım tıklım doluydu. Gelin gibi süslenen stada sanki maça değil, düğün evine gidiliyormuş gibi herkes mutluydu. Futbolcuların sahaya ayak bastıkları an, santra yuvarlağında “Ligin kralı biziz” duruşları sevginin doruğa çıktığı andı… Ersun Yanal kendi stadındaki kapanış maçını “iyi sonuçla bitirmek için” takımını tam kadro sahaya çıkardı. Ersun Yanal demişken söyleyeyim; Gelecek sezon için kolları sıvadı. Ekibi ile harıl harıl çalışıyor. Plan, program yapıyor. Yakında Başkan Aziz Yıldırım ile masaya oturup, düğmeye basarlar… Hedef golcü transferi Ne mi olacak? Şampiyonluğu yaşayan her Fenerbahçelinin kafasında transfer var. Başkan Aziz Yıldırım’ın hırsını ve 16 yıllık tecrübesini bilenler, Başkan bizi heyecanlandıracak, havaya sokacak iyi transferler yapar” diyorlar… Bende duydum. İsim bilmiyorum ama, Avrupa çapında, ses getirecek çok ünlü bir oyuncu ile temaslar başlamış… Sadece oynadığı yeri öğrenebildim; GOLCÜYMÜŞ… Sakin Emenike, Kuyt, Sow var demeyin. Dünya kupasına gidecek oyuncular var. Onlar ligin ilk haftalarında olmayabilirler. Bir de biliyorsunuz, başkan açıkladı, garanti değil ama, Fenerbahçe’nin gelecek sene Şampiyonlar Ligi’ne katılma ihtimali olduğunu söyledi. Herhalde bir bildiği vardır… Mesela, gerekçeli karar daha açıklanmadı. UEFA’da da sıkıntıların olduğu söyleniyor… Ne kadar doğrudur bilemem ama, “Bir ihtimal“ de olsa o açık kapı insanı heyecanlandırıyor. Fenerbahçe seneye Avrupa ya giderse, gitmeyecekmiş gibi rahat hareket eden kulüplerin vay haline.. Galatasaray'dan Caner misillemesi Bonservisi elinde olan Caner için GS devreye girmiş. Caner’in de yakınlarına Oynadığım futbol belli. F.Bahçe’de kimin ne aldığını da belli… 3,5 milyon eurodan aşağıya imza atmam” dediği konuşuluyor. Maç öncesi locaların koridorunda dolaşırken, çok inandığım ve güvendiğim transfer piyasasının kulağı delik kişileriyle karşılaştım. Konu Caner’di… Birisi, benim de bildiğim, Beşiktaş’ın hocası Bilic’in Caner’i çok istemesiydi… Ama bir başkası daha farklı söylemde bulundu. O da Galatasaray’ın da gizliden gizliye devreye girdiği…” Şaşırdım. İki kulübün arası bu kadar gerginken, olsa olsa Caner ile misilleme transfer dedim. Hayır” dedi. Gerekçe olarak da Caner’in bonservisinin elinde olmasını, Galatasaray’ın Caner gibi savaşçı bir oyuncuya ihtiyacı bulunmasını” anlattı… Ve bir şey daha duydum; bonservisi elinde olan Caner, her ne kadar Ben Aziz Yıldırım’ın karşısında para konuşmam. Başkanıma saygım sonsuz” dese de, yakınlarına 'Oynadığım futbol belli. Fenerbahçe’de kimin ne aldığını da belli… 3,5 milyon eurodan aşağıya imza atmam” diye de söylemde bulunuyormuş. Sakın kimse bu sözlerim arkasında bir neden aramasın. Ben sadece konuşulanları söylüyorum. Ama Caner ile Fener’in 2.5 milyon euroya el sıkışacağı da ifade ediliyor'Eurosport
İzmir Ganyan Sonuçları
Türkiye Jokey Kulübü’nden yapılan açıklamaya göre altılı ganyan 6, 2, 2, 6, 1, 8 şeklinde sonuçlandı. Altılı ganyanın yanı sıra 2, 2, 6, 1, 8 şeklinde tamamlanan beşli ganyan 1.637,82 lira, 2, 6, 1, 8 biçiminde neticelenen dörtlü ganyan 97,17 lira ve 6, 1, 8 şeklindeki üçlü ganyan da 12,55 lira ikramiye kazandırdı.AMK Spor
Reklam
Hacıosmanoğlu'dan Aysal'a Forma
Galatasaray'ın Trabzonspor ile deplasmanda oynayacağı mücadele öncesi dostane görüntüler sergileniyor.Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'na Ali Sami Yen Stadı hatıra toprağını hediye etti. İki başkanın bu dostane görüntüleri alkış aldı. Hacıosmanoğlu ise Aysal'a isminin yazılı olduğu forma hediye etti. Hatırlanacağı üzere Aysal'ın hak mahrumiyeti cezası devam ediyor ve yarın oynanacak derbide tribündeki yerini alamayacak.Şampiy10
"Çok Önemli Bir Hikaye Yazdık"
Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal, sarı lacivertli takımın şampiyonluk yemeğinde önemli açıklamalarda bulundu. İşte Ersun Yanal'ın açıklamalarından satırbaşları; Çok sayıda kaosa rağmen gelen şampiyonluğun tadını çıkarıyoruz. Böyle bir ailenin parçası olmak bir ayrıcalık. Yerel ligleri de hesapladığımız zaman çok daha fazla şampiyonluğumuz var. Bu sezon futbolun içinde kalmak oldukça zordu ama emeği geçen herkesle birlikte çok önemli bir hikaye yazdık. Eurosport
Jose Mourinho'dan Flaş Karar
Chelsea Teknik Direktörü Jose Mourinho flaş bir karar aldı.Portekizli teknik adam Mourinho sözleşmeleri biten ve takımdan ayrılması beklenen John Terry, Frank Lampard ve Ashley Cole'un takımda bir sene daha kalmaları için yönetime talepte bulundu. Daily Mail'de yer alan habere göre Mourinho'nun önceki günlerde takımdan ayrılacakları belirtilen yıldız oyuncular Terry, Cole ve Lampard'la en azından 1 sene daha yola devam etmek istediği aktarıldı. Oyuncuların da Chelsea kulübünün bu teklifine sıcak baktığı belirtildi.Eurosport
Reklam
Uygun Açıkladı, Aykut Kocaman Katar Yolcusu!
Bülent Uygun, Aykut Kocaman'ın da Katar'a gelme ihtimali olduğunu belirtti.Katar Ligi'nde, ilk 12 maç sonunda hiç puan toplayamayan Umm Salal'ın başına geçtikten sonra çıktığı 14 karşılaşmada, 12 galibiyet, 2 yenilgi beraberlik gören Uygun, yönetim kurulunun yaptığı çalışmalardan son derece memnun kaldığını ve 12 Mayıs Pazartesi günü yapılacak törenle, 3 yıllık yeni bir sözleşmeye imza atacağını söyledi. AA muhabirine konuşan Uygun, Katar'da son derece mutlu olduğunu belirterek, 'Burada gösterdiğimiz başarıdan sonra, Türk antrenörlere ve Türk futbolculara olan ilgi daha da arttı. Son olarak Aykut Kocaman'ın Katar'a gelme durumu belirdi. Kendisiyle, ligimizden 2 önemli takım ciddi şekilde ilgileniyor. Yeni sezon öncesi Türkiye'den transferler de olacak. Mantalitemiz ve kültürümüz birbirinden çok farklı olmadığı için, Türkiye ile özellikle futbol alanında bir köprü kurmak istiyorlar, bu son derece önemli bir gelişme' ifadelerini kullandı. 'Listemde Türk oyuncular var' Takımı Umm Salal'a yeni sezon için 2 yabancı, 4 yerli futbolcu transferi yapacağını açıklayan Uygun, Türkiye'den de mercek altına aldığı isimler bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti: 'Başkanımız gelecek sezon için takıma büyük yatırımlar yapacak. Transfer listemde Türk oyuncular da var. Bu sene ligi 7. bitirdik. Sezon öncesi kendisine, 'ilk 5'e gireceğiz' dediğimde gülümsemiş ve bunun bir hayal olduğunu ima etmişti. Gelin görün ki 5. olma şansını son maçımızı kaybederek yitirdik. Katar'da, ligde aldığınız neticeler ya da sıralama çok önemli değil. En değer verdikleri şey, Emir Kupası'nda şampiyonluk. Erik Gerets, Lekhwiya'yı şampiyon yapmasına rağmen, Emir Kupası'nı kazanamadığı için gönderildi. Ben, yapılacak takviyelerle, önümüzdeki sezon hem ligi hem de Emir Kupası'nı kazanacağımız sözünü verdim. Allah bizleri mahcup etmesin.' 'Müthiş bir birliktelik yakaladık' Bülent Uygun, futbolcularının kendisiyle inanılmaz bir bağ kurduğunu kaydederek, sözlerini şu şekilde tamamladı: 'Takım içerisinde müthiş bir birliktelik yakaladık. Üst üste gelen galibiyetlerden sonra takımın kendine olan güveni de arttı. Sağ olsunlar, futbolcu kardeşlerim beni çok seviyor ve bana karşı büyük bir saygı besliyorlar. Takıma kiralık gelenler, 'Hocam biz seninle kalalım, ne olur bizi geri gönderme' diyor. Neredeyse zorla yollayacağım. Tabi bunlar işin esprisi. Gerçekten çok iyi bir oyuncu grubuna sahibim ve büyük başarıların arifesindeyiz.'Eurosport
İspanya'dan Beşiktaş'a Kötü Haber
Vodafone Arena'nın açılışını dünyaca ünlü bir futbolcunun transferiyle süslemek isteyen Beşiktaş'a İspanya'dan kötü bir haber geldi.Önümüzdeki sezon açılacak olan Vodafone Arena ile birlikte ligde şampiyonluk hedefleyen ve güçlü bir kadro kurmak için çalışmalarını sürdüren Beşiktaş, İspanya'dan gelen haberle sarsıldı. Teknik direktör Slaven Bilic'in bu sezon zaman zaman Manuel Fernandes'i, yer yerse Oğuzhan Özyakup'u kullandığı 10 numara mevkisi için Atletico Madrid'in yıldızı Diego Ribas'ı transfer etmek isteyen siyah beyazlılara İspanya'dan gelen haberler olumlu değil. İspanya'nın dünyaca ünlü gazetesi AS, bugün yaptığı haberde Diego'nun ülkesi Brezilya hazırlığında olduğunu belirtirken, Arda Turan'ın takımının Diego'nun boşluğunu Bilic'in Hırvat Milli Takımı'ndan öğrencisi Ivan Rakitic ile doldurmaya hazırlandığını iddia etti. Brezilya'nın köklü kulüplerinden Santos'un futbol direktörü Andre Zanotta geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayla Diego'ya üç yıllık bir kontrat sunduklarını belirtmiş, bu teklif yıldız oyuncunun babası tarafından da doğrulanmıştı.Eurosport
Reklam
Tarihi Maç Yine Bitmedi
84 yıl önce iki ülke halklarının kaynaşması için düzenlenen ancak 3'üncü dakikada şiddetli yağış nedeniyle yarıda kalan Karşıyaka-Lailapas maçı bugün yeniden oynandı. YağŸmur nedeniyle 84 yıl sonra 3. dakikadan itibaren oynanan Lailapas-KarşŸıyaka maçı 65. dakikada 5-5 berabere devam ettiğŸi sırada Türk ve Yunan taraftarların orta sahaya iki ülkenin bayraklarını dikmesiyle tamamlandı. Fafailon Stadı'nda oynanan müsabakaya Lailapas formasıyla başŸlayan ancak daha sonra KarşŸıyaka ile mücadeleyi sürdüren Yusuf şžimşŸek, 22. dakikada attığŸı golle KarşŸıyaka'yı 1-0 öne geçirdi. KarşŸılaşŸmanın başŸında KarşŸıyaka'da takım kaptanı olarak yer alan KarşŸıyaka Belediye BaşŸkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, Lailapas takımına geçtikten sonra 26. dakikada Yunan ekibinin beraberlik golünü attı. Yusuf ŞimşŸek ve Hüseyin Mutlu Akpınar'ın devam etmediğŸi müsabakada KarşŸıyaka, 32 ve 35. dakikalarda Bartu Umut'un golleriyle 3-1 üstünlük kurdu. Lailapas, 38 ve 40. dakikalarda Kovgioulis'in attığŸı gollerle 3-3 beraberliğŸi yakalamasına rağŸmen KarşŸıyaka 43. dakikada Ali Kemal Ç–zden'in bulduğŸu golle ilk yarıyı 4-3 önde bitirdi. İkinci yarının başŸında 47. dakikada Erdal Alıcı ile 5-3 üstünlük kuran KarşŸıyaka önünde Lailapas, 58 ve 62. dakikalarda Deses'in attığŸı gollerle 5-5 eşŸitliğŸi yakaladı. KarşŸıyaka'nın yaptığŸı santranın ardından sahaya giren Türk ve Yunan vatandaşŸları orta sahaya bayrak dikti ve iki takım lehinde tezahüratlar yaparak 'Müsabaka dostluğŸumuz gibi hiç bitmesin' sloganıyla karşŸılaşŸmayı tamamladı. KARŞIYAKALILAR SAKIZ'A ÇIKARMA YAPTI Karşıyakalı taraftarlar, takımlarının Yunanistan'ın Sakız Adası temsilcisi Lailapas ile oynadıkları dostluk maçı için adaya çıkarma yaptı. Çeşme Limanı'ndan feribotla Sakız Adası'na akın eden Karşıyakalı taraftarlar renkli görüntüler sergiledi. Taraftarlar feribotta Kulüp Başkanı Fatih Diniz'e organizasyondaki emeğinden ötürü teşekkür ederek plaket verdi. 'Kaf-Sin-Kaf' tezahüratları yapan taraftarlar adada Lailapas taraftarlarıyla keyifli anlar geçirdi. Sakız Adası'ndaki restoran ve kafeler yeşil kırmızı bayraklarla donatılırken, teknik direktör Yusuf Şimşek, eşi Nilüfer, kızı Derin Naz ve oğlu Yusuf'la bu coşkuya katıldı. Üzerinde, Türkçe ve Yunanca, 'Dostluk kazansın' yazılı tişörtler giyip atkılar açan taraftarlar, dostluk mesajları verdi. Ayrıca, Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar ile Kulüp Başkanı Fatih Diniz'in yanı sıra eski başkanlardan Hüseyin Çalışkan ve eski yöneticiler Tayfun Yelkenbiçer, Selahattin Sakıpağa, Ahmet Diker gibi isimler adada takımı yalnız bırakmadı.Gazetesport
Münih Kupasına Kavuştu
Almanya Birinci Futbol Ligi'nde (Bundesliga) şampiyonluğunu 27. haftada ilan eden Bayern Münih, şampiyonluk kupasını aldı.Bundesliga’da oynanan 34. hafta karşılaşmasında VfB Stuttgart’ı 1-0 mağlup eden Bavyera ekibi, maçın ardından şampiyonluk kupasına kavuştu. Allianz Arena’da oynanan maçın sonunda düzenlenen kupa töreninde Alman Profesyonel Kulüpler Birliği Başkanı Reinhard Rauball, şampiyonluk kupasını Bayern Münih’in kaptanı Philipp Lahm’a verdi. Bundesliga’da 24. kez şampiyon olan Bayern Münih takımının oyuncuları, kupa töreninin ardından şampiyonluğu statta tur atarak taraftarla kutladı. Statta yapılan kutlamaların ardından araç konvoyuyla şehir merkezine gidecek olan Bavyera ekibi, Marienplatz’da bulunan Münih Belediyesi balkonundan burada kendilerini bekleyen binlerce taraftarı selamlayacak. Ligi, Borussia Dortmund’un 19 puan önünde 90 puanla lider tamamlayan Bayern Münih, gelecek hafta Almanya Kupası finalinde Berlin Olimpiyat Stadı’nda Borussia Dortmund ile karşılaşacak.AMK Spor
Bilic Ezilme Tehlikesi Geçirdi
Elazığspor ile yarın karşılaşacak olan Beşiktaş, özel uçakla geldiği kentte taraftarların yoğun ilgisiyle karşılandı. Taraftarların büyük ilgi gösterdiği teknik direktör Slaven Bilic, sevgi gösterileri sırasında ezilme tehlikesi geçirdi. Beşiktaş, yarın Elazığspor ile yapacağı maç için bu akşam saatlerinde özel uçakla kentte geldi. Kafilenin gelişi öncesinde havaalanında güvenlik önlemi alan polis, taraftarları arayarak üzerlerindeki patlayıcı maddi ve meşaleleri topladı. Siyah beyazlı kafileyi havaalanında tezahüratlarla karşılayan taraftar, futbolcular ve teknik direktör Slaven Bilic'e büyük sevgi gösterilerinde bulundu. Teknik direktör Bilic'i yanlarına çağıran taraftarlar, elini sıkmak için yoğun çaba harcadı. Taraftarlar elini tuttuğu Bilic'i kendilerine doğru çekmeye başlayınca teknik adam zor anlar yaşadı. Ezilme tehlikesi geçiren teknik direktör Bilic, polis ve yöneticiler tarafından güçlükle taraftarların arasından alındı. Beşiktaş kafilesi daha sonra taraftarların sevgi gösterileri arasında havaalanından ayrılarak konaklayacakları Akgün Otel'e geçti. Gazetesport
Olcan Adın Trabzonspor Yönetimini Şok Etti
Trabzonspor'un 2018 yılına kadar sözleşmesini uzatmak istediği Olcan Adın'ın aklı fikri Beşiktaş'ta oynamakta. Siyah beyazlı yöneticilerin yaklaşık 6 aydır bu transfer için çaba sarfettiği ve Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu'na bir yandan Ahmet Nur Çebi'nin bir yandan da Olcan Adın'ın büyük baskı yaptığı belirtildi.Bordo mavili takımın yıldızı Olcan Adın'ın İbrahim Hacıosmanoğlu ile yaptığı görüşmede, ''Bırakın Beşiktaş'a gideyim'' sözleriyle transferi için yardımcı olmasını istediği bildirildi.Sabah
Reklam