onedio
Görüş Bildir

İmralı Haberleri

İmralı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. İmralı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

DEM Partili Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder'in İmralı’da Öcalan İle Görüşmesi Başladı
Adalet Bakanlığı'ndan DEM Partili milletvekillerine Öcalan ile görüşme onayı çıkmıştı. Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'ın hava durumuna bağlı olarak bugün veya yarın İmralı'ya gideceği Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından ifade edilmişti. Milliyet'te yer alan habere göre bugün İmralı'ya giden Önder ve Buldan'ın Öcalan ile görüşmeye başladı.
Rasim Ozan Kütahyalı, Bugün Yapılan İmralı Ziyaretinin Sonuçlarını "Benden Duyun" Diyerek Açıkladı
Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder bugün İmralı'ya giderek Öcalan'la görüşüyor. Ziyaretin sonuçları merakla beklenirken Rasim Ozan Kütahyalı 'benden duyun' diyerek konuşulanları ve sonuçları açıkladı. Kütahyalı 'Türkiye siyasi hayatı için dönüm noktası' dedi. Öcalan'ın silahları gömmeyi açıklayacağını söyleyen Kütahyalı 'Barış kazanacak' dedi. İşte detaylar...
Adalet Bakanlığı İzin Verdi: DEM Parti’nin Öcalan Görüşmesi Tarihi Belli Oldu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçen aylarda partisinin grup toplantısında Öcalan çıkışının ardından DEM Parti, Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunmuştu. Öcalan ile görüşme için yapılan başvuruya olumlu yanıt verildi.Hava durumuna bağlı olarak 28 Aralık Cumartesi ya da 29 Aralık Pazar günü Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, Abdullah Öcalan ile görüşmek için İmralı’ya gidecek.Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 'DEM Parti'nin görüşme talebine olumlu yanıt verdik. Heyette Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan olacak' dedi.
DEM Parti’den Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan’la Görüşmek İçin İmralı’ya Gidiyor
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İmralı ile DEM arasında temasın sağlanması için yaptığı çağrının ardından yapılan başvuruya izin çıktı. Sabah’ta yer alan habere göre; DEM Parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan’dan oluşan heyetin bugün veya yarın (27 Aralık Cuma) İmralı’ya gitmesi bekleniyor.KAYNAK
Gündemin Kalabalığında Kaybolan 10 Konu
Hepimiz haklı olarak yolsuzluk, medyaya müdahale, Fenerbahçe'nin durumu, yeniden yargılama, seçim gündemine odaklandık. fakat bu arada ülkenin gerçek ve önemli gündemini ıskalama noktasına geldik. Bütün hayatımız tapeler, seçimler, adaylar ekseninde dönerken bakın neleri kaçırıyoruz.
Her Mitingde Aynı Nakarat: 3 Liderin Yerel Seçim Klişeleri
30 Mart yerel seçimleri yaklaşırken, liderler de mitinglerini sıklaştırdı. Ancak Başbakan Tayyip Erdoğan ve ana muhalefet liderleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçelii her gün televizyonlarda canlı yayınlanan konuşmalarda neredeyse aynı cümleleri tekrarlıyor. DİKEN, üç liderin Eskişehir’den Kırklareli’ne fazla değişmeyen ‘yerel seçim klişeleri’ni derledi: ‘Yol yapan yolsuzluk yapmaz’ Başbakan Tayyip Erdoğan, hangi kentte olursa olsun İstanbul’da yapılan yatırımları tekrarlamayı seviyor: 1- Yolsuzlukların olduğu bir ülkede siz milli geliri böyle arttırabilir misiniz? 10 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık Türkiye’de. Eğer yolsuzlukların olduğu bir iktidar olsa bunları yapabilir miydi? 2- Göreve geldiğimizde kaç tane havaalanı, havalimanı vardı biliyor musunuz? 26 tane… Şimdi kaç tane oldu biliyor musunuz? 52 tane havaalanı, havalimanı oldu. 3- Bunları biz yaparız. Bunları CHP zihniyeti yapamaz. MHP yapamaz. 4- Kapılarınıza ablalar gelebilir. Bunların da hesabını soracağız. Kapı çalanlara başka kapıya deyin. 5- Biz ödedik bunları şimdi IMF bizden borç istiyor. ’Tüyü bitmemiş yetimin hakkını…’ CHP lideri Kılıçdaroğlu’ysa, konuşmalarında ortaya saçılan yolsuzluk iddialarını genelde şu cümleler etrafında gündeme getiriyor: 1- Dünya tarihinde böyle bir hırsız görülmemiştir. 2- Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorlar. 3- Onun adı Başçalan. 4- Erdoğan nerede boş arazi bulsa villa yapıyor. 5- Elinizi vicdanınıza koyun.    Hesap adamı Bahçeli MHP lideri Bahçeli’nin söylemiyse daha geniş bir yelpazede tekrar ediyor kendini. En sık gündeme getirdiği mesele, İmralı… 1- Türkiye Oslo’dan İmralı’ya, İmralı’dan Diyarbakır ve Kandil’e kadar uzanan bir müzakere süreci içerisinde bölünmenin eşiğine getirilmiştir. (…) Birileri Kuzey Kürdistan özerk yönetimini oluşturmak için bir ihanet içine düşüyor. AKP bunun altından kalkamaz. 2- Recep Tayyip Erdoğan’ın birlikte yürüyelim şarkısına artık katılmayın ve inanmayın. O yol kirli, kara, haram, hırsız ve o yol ne olduğu belli olmayan bir yoldur. 3- Sayın Recep Tayyip Erdoğan, [gittiği şehri buraya ekliyor] sana sesleniyorum, omzundaki bu sorumlulukla bu yolsuzluk ve rüşvet torbasıyla ayakkabı kutularıyla Çankaya yokuşundan çıkamazsın, yolda nefesin kesilir. 4- Devlet dairelerinde sildiğin TC’yi tekrar yazdırmazsam namerdim. Bunların alayının hesabını sormazsam namerdim.” 5- 51’le gelen 51’le gider. Bu nasıl hesaptır diye yazıyorlar. Bunlar herhalde ilkokul okumamış. 51’le gelmişse 49 dışarda kalır. Erdoğan’ın hesabına dönmeyelim…. Trabzon 1461’de fethediliyor. Plakası 61. Hükümet 61. hükümet. Öyleyse oylar da 61 olacaktır.’ Bu hesapları en iyi biz biliriz. MHP hesap adamlarının olduğu yerdir.” (Kalıp olarak kullandığı bir cümle değil fakat Bahçeli sık sık bu tarz hesaplar yapıyor.) Kaynak: Diken
Erdoğan'dan Demirören'e Ağır Sözler!
Başbakan Erdoğan'a ait olduğu öne sürülen yeni bir ses kaydı yayımlandı. Kayıtta, Başbakan Milliyet'in patronu Demirören'e 'İmralı Zabıtları' haberi için kızıyor ve Demirören ağlıyor Başbakan Tayyip Erdoğan 'a atfen yayınlanan son ses kaydı, Başbakan ile Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi Erdoğan Demirören arasında medya tarihine geçecek bir diyaloğu ortaya koydu. Başbakan, 28 Şubat 2013'te 'İmralı zabıtları' manşetiyle çıkan Milliyet'in patronu Demirören'e haber için 'rezillik, alçaklık, kepazelik, adilik' ifadelerini kullanıyor. 'Gereğini yapmak için' haberi sızdıran kaynağı soran Başbakan'a Demirören 'akşama kadar bilgiyi önüne getirme' sözü veriyor. Başbakan'a 'Patron' diye hitap eden ve 'Sizi üzdük mü' diye soran Demirören'e 'Duman ettiniz' karşılığını veren Başbakan, bir daha Milliyet'ten kimseyi uçağına almayacağını söylüyor. Demirören, konuşmanın sonunda 'Nasıl girdim bu işe' diyerek ağlamaya başlıyor. Başbakan Erdoğan'a ait olduğu iddiasıyla yayımlanan ve yasal yollardan dinlenip dinlenmediği konusunda kuşku uyandıran son telefon konuşması kaydı, medya tarihinde görülmemiş bir diyaloğu ortaya çıkardı. Ses kaydı, Milliyet'te Hasan Cemal ile başlayan, daha sonra Can Dündar , Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak ve Yayın Koordinatörü Tahir Özyurtseven ile devam eden gazetedeki tasfiyenin arka planında yaşananları da Başbakan ve Demirören'in ifadeleriyle gün ışığına çıkarıyor. Abdullah Öcalan ile adada görüşen BDP heyetinin konuşmalarının içeriğini duyuran 28 Şubat 2013 tarihli Milliyet'in manşeti 'barış sürecine provokasyon' iddialarına muhatap olmuştu. Bunun üzerine, Sazak ile gazetenin yazarları Hasan Cemal ve Can Dündar Milliyet'in manşetini savundular. Cemal'in 'Gazete yapmak ayrıdır, devlet yönetmek ayrıdır. İkisini birbirine karıştırılmasın. Kimse de kimsenin işine öyle karışmasın' diye yazması üzerine Başbakan Erdoğan ağır bir cevap verdi. Erdoğan, Balıkesir mitinginde doğrudan Hasan Cemal'in yazısına atıfta bulunarak 'Batsın senin gazeteciliğin' dedi. Başbakan'ın tepkisi üzerine gazetede çıkan krizin ardından Hasan Cemal önce iki haftalık zorunlu izne gönderildi, döndükten sonra da yazısı sansürlenmek istenince 18 Mart 2013'te Milliyet'teki 15 yıllık köşesi kapatıldı. Dönemin Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak ise, Cemal'in gazeteden gönderilmesinin Milliyet'in patronu Erdoğan Demirören ile ilgisi bulunmadığını iddia etmişti. Sazak, Cemal'i 'medya sermayesi ve Başbakan'ı eleştirmekteki ısrarı' nedeniyle Cemal'i Genel Yayın Yönetmeni olarak kendisinin gazeteden çıkarıldığını öne sürmüştü. Erdoğan'a atfedilen son telefon konuşması, krizin arkasında Milliyet'in patronu ile Başbakan arasında yaşanan konuşmanın bulunduğunu ortaya koyuyor.T24
Derya Sazak: Başbakan'ın Bu Sözlerini Dinlerken Onun Adına Utandım
Derya Sazak: Hiç bir başbakan gerçekleri yazan gazetecilere böyle bir hakaretler yağdırmaz Milliyet gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Derya Sazak , Başbakan Tayyip Erdoğan ile Milliyet gazetesinin sahibi Erdoğan Demirören arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtları hakkında konuştu. Başbakan'ın Milliyet gazetesinde yayımlanan 'İmralı zabıtları' başlıklı haberi hazırlayanların kovulmasını istediği ve Demirören’in ağladığı ses kayıtları hakkında Sazak, 'Bu nasıl bir gazetecilik. Bu nasıl bir siyaset. Ben başbakanın bu sözlerini dinlerken onun adına da utanıyorum. Ayıp bir şey' dedi. Derya Sazak'ın Artı Bir televizyonunda yayımlanan 'Canlı Gaste' programında Can Dündar'a yaptığı açıklamalar şöyle: 'Aslında bir tarafı ile İmralı tutunakları yayımladığımız gün , Erdoğan'ın, Demirören'i uçaktan aradığını duymuştum. O da ertesi gün o da gelip hayatımda ilk defa dün ağladım demişti. Bu hakaretleri duymak, ayıp ve utanç verici. Biz ne yaptık ki? Bu notları yayınladık. Bunlar virgülüne kadar doğru çıktı. Bu nasıl bir gazetecilik. Bu nasıl bir siyaset. Ben başbakanın bu sözlerini dinlerken onun adına da utanıyorum. Ayıp bir şey. Hiç bir başbakan gerçekleri yazan gazetecilere böyle bir hakaretler yağdırmaz. Geçen gün de Aydın Doğan hakkında mahkemede ceza aldırma yönünde müdahaleleri var. 9 aydır çalışmıyorum. Bu baskıların sonunda çalışmıyorum. Bunu öğrendiğimde sayın başbakana haber yolladım. 'Yaşı başı ileri, şekeri, var, ağladım diyor, ölümcül şeyler bunlar. Yarın ona bir şey olursa çıkar hepsini açıklarım' dedim. Böyle kan davası mantığı ile nasıl bu yapılır anlamıyorum. Bir yandan 2007 sonrasını hatırlayalım. Buna en büyük destek veren bizleriz. Toplumsal belleği felç ediyorlar. Ama gerçek yüzleri çıkıyor ortaya. Başbakanlara yakın oldum. Cumhurbaşkanlarına yakın oldum. Böyle bir şey görmedim. Burada dostane olmayan ağır bir düşmanlık var. Bunun neresi sabotaj. Bunda aykırı ne var ki? Umarım doğru değildir.' T24
CHP, Erdoğan ve Medyanın Ağlatan Halini TBMM’ye Taşıdı
“Derya Sazak, Hasan Cemal, Can Dündar Erdoğan’ın talimatıyla mı Milliyet’ten ayrıldı?”“Nagehan Alçı ve Rasim Ozan Kütahyalı için de Erdoğan arıdı mı?”Bir gazetecinin her koşulda haber kaynağını gizli tutması gerekmez mi?ANKARABaşbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Milliyet-Vatan gazetelerinin sahibi Erdoğan Demirören arasındaki telefon kaydının basına yansıması üzerine konuyu TBMM’ye taşıyan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, “Erdoğan her manşet için Demirören gibi gazete patronlarını mı arıyor? Derya Sazak, Hasan Cemal, Can Dündar Erdoğan’ın talimatıyla mı Milliyet’ten ayrıldı? Nagehan Alçı ve Rasim Ozan Kütahyalı’nın işe alınması için de Erdoğan aradı mı? Bir gazetecinin her koşulda haber kaynağını gizli tutması gerekmez mi?” ” diye sordu.“İmralı Zabıtları” yüzünden Sazak ve Durukan’a ağır hakaretCHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Erdoğan-Demirören konuşmasının kamuoyuna yansıması üzerine konuyu basından sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye taşıdı.  Oran, önergesinde şunları kaydetti:“Sosyal medyaya yansıyan bilgilere göre; “çözüm süreci” adıyla hükümetinizin PKK terör örgütü lideri ile yaptığı görüşmelerin, zaman içerisinde doğru olduğu anlaşılan, tutanaklarını “İmralı Zabıtları” sürmanşetiyle 28.2.2013 tarihinde yayınlayan Milliyet Gazetesi’nin sahibi Erdoğan Demirören’i arayan Recep Tayyip Erdoğan, gazetenin o dönemki Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak ile haberi yapan muhabir Namık Durukan’a ağır hakaretler ederek, ikisinin de işten çıkartılması talimatını vermiştir.”Har manşet için patronu mu arıyor?Önergesinde Umut Oran, Arınç’a şu soruları yöneltti:Recep Tayyip Erdoğan hoşuna gitmeyen her manşet haberi sonrasında o gazetenin patronunu arayıp şikayet ve işten atma talimatlarını iletir mi?Sazak, Cemal, Dündar’ın ayrılmasıMilliyet’teki “İmralı Zabıtları” haberinden sonraki mitinglerinde Erdoğan’ın “Batsın sizin gazeteciliğiniz” diye sitem ederek hedef göstermesinin ardından Derya Sazak’ın Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmenliğinden alınmasının gerekçesi nedir?Hasan Cemal de “İmralı zabıtları” haberinin dünyanın her yerinde haber olarak değerlendirileceğini savunduğu için mi Milliyet’teki görevinden ayrıldı?Can Dündar’ın da Milliyet gazetesinden ayrılması için Recep Tayyip Erdoğan, Erdoğan Demirören’le görüşerek şikayette bulundu mu?Alçı ve Kütahyalı için de aradı mı?Recep Tayyip Erdoğan, çocuklarının isim babalığını yaptığı Nagehan Alçı’nın Milliyet Gazetesinde, eşi Rasim Ozan Kütahyalı’nın da Sabah’ta “köşe” yazmaları için iki gazetenin de patronlarına talimat verdi mi?“Gazetelerin görevi provokasyon yapmak mı?” diyen Erdoğan ve hükümetiniz için gazetelerin görevi hükümetin attığı her adımı olumlamak mıdır?Ulusal gazetelerin tüm başlık ve manşetleri için Erdoğan’dan görüş/talimat mı alınması gerekmektedir?Uçağa alma kriteri sevilen haberler mi?Erdoğan’ın “Bundan sonra bir tane adam almayacağım seyahatlerimde uçağa” diye Demirören’i tehdit etmesinin gerekçesi nedir? Gezilere eşlik eden gazeteciler neye göre seçilmektedir?“Bu adamların hepsine ne yapacaksan yapman lazım, işyerinde birisi ahlaksız yapsa hemen kapıya koymaz mısınız” diye konuşan Erdoğan başka hangi gazetecilerin işlerinden olmasını sağladı?Gazeteci kaynağını açıklar mı?Erdoğan’ın haberi yazan muhabir için kullandığı “iyi niyetliyse kimin sızdırdığını söylesin, benim ekibimden biriyse gereğini yapalım, BDP’den biriyse yine söylesin yine gereğini yapalım” ifadeleri, gazetecinin kaynağının gizli tutulması etik ve yasal zorunluluğuna aykırı değil midir?Bir gazetecinin her koşulda haber kaynağını gizli tutması gerekmez mi?
Rize'de MHP Yürüyüşünde 'Akıl Hastası' Gerginliği
RİZE’de MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın da katıldığı yürüyüş sırasında, psikolojik sorunları bulunduğu belirtilen Sultan Aksu adındaki kişinin bağırarak grubun üzerine yürümesi gerginliğe neden oldu. MHP’lilerin sert tepkisiyle karşılaşınca baygınlık geçiren Aksu, gruptan bazı kişilerce bir işyerine taşındı. Oktay Vural, partisinin Rize İl Teşkilatı tarafından Cumhuriyet Caddesi ile Atatürk Meydanı arasında düzenlenen yürüyüşe katıldı. Grubun heyecanlı yürüyüşü sırasında aniden ortaya çıkan Sultan Aksu, gruba doğru bağırarak yürümeye başlayınca MHP’lilerin sert tepkisiyle karşılaştı. Bu sırada baygınlık geçiren Aksu, bazı partililerce yakındaki bir işyerine götürüldü. Sultan Aksu’nun bulunduğu işyerine girmek isteyen gruba ise polis engel oldu. Öfkeli kalabalık, işyeri önünde bir süre tepki gösterdikten sonra yürüyüşe devam etti. Baygınlık geçiren Aksu ise daha sonra bir otomobille hastaneye götürüldü. ’KAÇAK İNŞAATA İZİN VERMEYİZ’ Yürüyüşün ardından Tuzcuoğlu Memişağa Parkı’nda yaklaşık bin kişiye hitap eden Vural, hükümetin gittiği istikametin doğru olmadığını savunarak şöyle konuştu: 'Birileri kalkıp utanmadan, sıkılmadan, alçakça, ’30 Mart’tan sonra özerkliği tescil edeceğiz’ diyor. Biz bu Cumhuriyeti doğusu, batısı, kuzeyi ve güneyi ile bir ve bütün olarak kurduk. Kaçak inşaata izin vermeyiz. İmralı’daki cani tehdit ediyor. ’30 Mart’a kadar şunu, bunu yapın’ diye hükümete ültimatom veriyor. Sizin şerefli ve namuslu oylarınızı alanlar neden bu tehditler ve şantajlar karşısında susuyor? Üç beş çapulcuya mı teslim edeceğiz irademizi, geleceğimizi ve Cumhuriyetimizi?' ’BAKAN FEZLEKELERİNDE 19 KLASÖR EKSİLMİŞ’ 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun İranlı 29 yaşındaki bir ajanın 4 bakanı rüşvete bağladığını ortaya çıkardığını öne süren Vural sözlerine şöyle devam etti: 'Bunlarla ilgili fezlekeler meclise gönderildi. İlk gönderilen fezleke 30 klasördü. Adalet Bakanı fezlekeleri 1.5 ay bekletti. 30 klasörü geri gönderdi. Tekrar meclise göndermişler, 11 klasör olarak dönmüş. O 19 klasörde neler vardı merak ediyor musunuz? Bu oy verdiğiniz Bakanlar neler yapmış biliyor musunuz? 800 milyarlık saati olan var mı Rize’de? 800 milyarlık saati Cenevre’de beğeniyorlar. Hayırsever Rıza’yı uçakla gönderiyorlar, o saati alıyorlar. Bir de Bakanlar kurulunda takıp poz veriyorlar. Zannedersin ki asker pozu vermiş. Türkiye ne güne kaldı. Ekonomi Bakanı, Rıza’nın uçağı ile Umre’ye gitmiş. Madem ki hayırsever Rıza niye Rize’deki insanlara bir hayrı dokunmuyor da hep bakanlara ve bakan çocuklarına dokunuyor?' BAŞBAKAN’I SEVENLER DE ’BU KADARI OLMAZ’ DER Fezlekelerin meclise geldiğini ve montaj ve dublaj olmadığını ifade eden Vural şunları söyledi: 'Eksilmiş, aradan dosyaları götürmüşler. 29 yaşındaki İranlı bir ajan 87 milyar Euro’luk haram parayı aklamış, aklarken de kaçak altın ihracatını meşrulaştırmak için Bakanlar işbirliği yapmış. Başbakan Rıza tahliye olduğu zaman, ’Hak yerini buldu’ diyor. Engin Alan hapse girdiği zaman, ’Layığını buldu’ diyor. Buna Rize’de Başbakan’ı sevenler de, ’Yok canım, bu kadarı da olmaz’ der. Ben o Bakanlardan hesap sorulmasını istiyorum.' Milliyet