"Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri"ni İnceliyoruz! Tarihin En Pahalı Dizisi İzlenmeye Değer mi?
1 milyar dolarlık bütçesiyle tarihin en pahalı dizisi unvanına sahip olan 'The Lord Of The Rings: The Rings Of Power' yani öteki adıyla 'Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri', geçtiğimiz günlerde Amazon Prime'da yayınlandı! 'Yüzüklerin Efendisi' hayranlarının merakla beklediği yapım, kimileri tarafından çok beğenilirken; kimilerini de hayal kırıklığına uğrattı! Henüz yapımı izlemediyseniz ve izleyip izlememe konusunda da kararsızsanız, doğru yerdesiniz! 'The Lord Of The Rings: The Rings Of Power'ı sizin için inceledik, izleyip izlememe kararıysa size kalmış... 👇
Not: İçeriğimiz çok az bir miktar SPOILER içerebilir!
Yazar J. R. R. Tolkien'in kitabından uyarlanan efsane seri Yüzüklerin Efendisi üçlemesinden tam 2000 yıl öncesini anlatan dizi Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri, Amazon Prime'da ilk 2 bölümüyle yayınlandı.
Tamamı 5 sezon ve 50 bölüm sürmesi beklenen dizi, hâliyle Yüzüklerin Efendisi hayranlarını epey heyecanlandırdı! Eleştirmenlerden yüksek puan alan dizi, bazı izleyicileri tatmin etmedi ne yazık ki.
Diziyi merakla bekleyen ve tabii ki ilk izleyenlerden biri de bendim! Hazırsanız dizinin konusundan kısaca bahsedip, hemen ardından da başarılı ve başarısız bulduğum yönlerini anlatacağım.
Bir Elf olan Lindon’lu Galadriel, Sauron'un peşinde hayatını kaybeden abisinin yarım bıraktığı işi tamamlamak ve kötülükle savaşmak istiyor. Galadriel bizim Tolkien'in fantastik evreninden de tanıdığımız bir isim zaten.
Galadriel'in dostları ve diğer Elf'ler, son Ork can vereli epey zaman olduğu için kötülüğün artık evreni terk ettiğine inanıyorlar ama Galadriel onlarla aynı fikirde değil. 'Kötülük uyumaz' diyerek Ork'ları bulmaya çalışıyor ama birliğinin bu isteği reddetmesiyle barışın hakim olduğu Lindon'a dönmek zorunda kalıyor. Elf'lerin Kralı her ne kadar Komutan Galadriel'e denizin öteki tarafına geçerek ölümsüzlük vadetse de Galadriel, bundan son anda vazgeçiyor ve kılıcını da alıp kötülüğün peşine düşüyor.
Şimdi gelelim dizinin güçlü ve beğenilen yönlerine... Öncelikle dizideki görüntü ve ses kalitesi gerçekten de üst düzey. Renklerin canlılığı, uyumu ve görüntünün yansıtılışı tıpkı Yüzüklerin Efendisi'nde olduğu gibi kusursuz.
Dizi prodüksiyona harcanan geniş bütçenin hakkını veriyor ve size resmen görsel bir şölen sunuyor. Zira tek bir bölüm için 89 milyon dolar bir bütçe ayrılmış. Fantastik yapımlarda görsel efektlerin ve görüntü kalitesinin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz zaten. Dönemi içinde Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin de bu konuda ne kadar başarılı olduğu biliyoruz zaten. Bu konuda çok rahatlıkla dizi, Yüzüklerin Efendisi'ni yakalamış diyebiliriz.
Gelelim ses kalitesine! Yüksek ve rahatsız edici seslerin kullanıldığı bilim-kurgu ya da fantastik yapımlarda ses çok önemli bir yer kaplıyor. Dizinin en başarılı noktalarından biri de sesin izleyiciyi asla rahatsız etmemesi ve her şeyden önemlisi kulak tırmalamaması.
Sesler ve görüntülerin uyumları da harika. Ses demişken, dizinin müziklerine değinmemek olmaz. Yüzüklerin Efendisi izleyicisiyseniz, filmin Misty Mountain Cold veya The Bridge of Khazad-Dum gibi ikonik müziklerini biliyorsunuzdur. Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin müzikleri de oldukça başarılı bence. Tabii bir Yüzüklerin Efendisi diyemeyiz ama bu konuda da ona yaklaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Gelelim kostümlerin başarısına... Evet burada da devreye harcanan bütçe giriyor ve hâliyle kostümler de "Ben burdayım!" diye bağırıyor. Dizide en başarılı bulduğum şeylerden biri de kostüm seçimleri gerçekten...
Elf'lerin, Cüce'lerin, Hobbit'lerin ve insanların kostümleri muazzam. Atmosferle de oldukça uyumlu. Dizinin Orta Dünya'nın İkinci Çağı'nda geçtiğini söylemiştim. Dizi Yüzüklerin Efendisi serisinin Orta Dünya'sını gayet iyi yansıtıyor. Belki masalsılık biraz daha geri planda tutulabilirdi ama genel olarak atmosferler ve kostümler gayet yerinde.
Bu kadar övgü yeter, biraz da dizinin zayıf bulduğum yönlerinden bahsedeyim. Bulduğum demeyeyim, çünkü genel olarak yorumları okuduğunuzda; izleyicilerin de benimle hemfikir olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.
Morfydd Clark’ın canlandırdığı Galadriel karakteri, oyunculuğuyla ne yazık ki izleyenleri hayal kırıklığına uğrattı; beni de aynı şekilde. Bu kadar dev paralar harcanan, bu kadar güçlü prodüksiyonun olduğu bir projede; başrolün zayıf bir oyunculuk performansı sergilemesi gerçekten de akıl alır gibi değil. Evet Galadriel duygularını geri planda tutan bir karakter, bu doğru. Ama sorun Galadriel'in donuk olması değil, başrol oyuncusunun Galadriel ile özdeşleşememesi ve havada kalan bir oyunculuk sergilemesi.
Diziyle ilgili bir diğer eleştirilen nokta da Galadriel'in yansıtılması aslında. Tolkien'in kitabında Galadriel, dizidekinden çok daha farklı sunuluyor bize aslında.
Galadriel, Yüzüklerin Efendisi serisinde hem daha olgun hem de herkese sözünü geçiren bir karakter olarak kurgulanmıştı. Burada Galadriel'in daha toy ve çok da sözünü dinletebilen bir karakter olmadığını görüyoruz. Nitekim kimse peşinden gitmeyi kabul etmediği için, yoluna yalnız devam etmek zorunda kalıyor dizide.
Peki dizideki oyunculuklar genel olarak mı başarısız derseniz, tabii ki de hayır! Dizide Nori karakterini canlandıran Markella Kavenagh, Durin karakterine hayat veren Owain Arthur ve Siyahi Elf olarak karşımıza çıkan Ismael Cruz Cordova; oyunculuklarıyla gerçekten çok iyi iş çıkarmış.
Ama burada öyle zayıf bir hikaye geçişi var ki, bunu ne senaryo ne de oyunculuklar kurtarabiliyor... Dizi her ne kadar Galadriel üzerinden ilerlese de içinde Elf'lerin, Troll'lerin ve Hobbit'lerin de olduğu ayrı ayrı hikayeler görüyoruz ancak bu hikayelerin geçişleri ve birbirleriyle bağlantıları çok zayıf ne yazık ki. Yüzüklerin Efendisi serisinin en güçlü yanlarından biri hikaye geçişlerinin kusursuz olmasıydı, burada ne yazık ki o geçiş yakalanamamış...
Gelelim sosyal medyada çok konuşulan ve eleştirilen diğer bir noktaya, Siyahi Elf'imize. Sosyal medyada Tolkien'in yarattığı evrende Siyahi Elf olamayacağıyla ilgili birçok yorum gördüm, mutlaka siz de görmüşsünüzdür.
Ama bu çok da mantıklı bir eleştiri gibi gelmiyor bana. Tolkien evreninde gördüğümüz Elf'ler hep beyaz tenliydi, bu doğru. Ama Yüzüklerin Efendisi hayranlarının bileceği, daha doğrusu hatırlayacağı bir nokta var: Nan Elmoth Ormanı’nda yaşayan Elf’lere Kara Elf’ler deniyordu ve bu Siyahi Elf'imiz belki de oradan esinlenerek yaratılmıştır kim bilir...
Bence diziyle ilgili sorgulanması gereken en önemli nokta, geçişlerin zayıflığı, başrol oyuncusu Galadriel'in performansı ve tabii ki her ne kadar masalsı bir fantastik evren de yaratılsa; o masalsılığın çok ön plana çıkarılmış olması.
Neyse ki meteor düştü de Sauron gelecek diye ümitlendik, çünkü eğer bir süre daha sadece Galadriel'i izlersek; beyaz atlı prensini bekleyen bir prenses'i izliyormuş gibi hissetmeye devam edeceğiz...
İncelemeyi bitirmeden önce kısa bir noktaya daha değinmek istiyorum. Game Of Thrones'un öncü dizisi House Of Dragon da geçtiğimiz günlerde yayınlandı ve tahmin edeceğiniz gibi epeyce ses getirdi.
Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri de serinin öncü dizisi konumunda ve haliyle iki dizi de birbiriyle kıyaslanıyor. Ama burada tabii unutmamamız gereken bir nokta var: Tolkien'in evreni çok daha masalsı ve fantastik. Bunu George R. R. Martin'in Tageryan Hanesi'ni anlattığı Ateş ve Kan ile kıyaslamak çok da doğru olmaz. Kısacası, Güç Yüzükleri, House Of Dragon gibi bir dizi olmayacak, olması da mümkün değil...
Ve son olarak gelelim sorumuza, Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri izlenmeye değer bir dizi mi?
Sorunun cevabı bence evet. Çünkü her ne kadar zayıf yönleri olsa da güçlü yönleriyle bir şans verilmeyi ve izlenilmeyi hak eden bir dizi. Ortada çok büyük bir emek ve tabii ki görsel bir şölen söz konusu. Ben sizin yerinizde olsam, bu yapıma bir şans verirdim!
Merak ediyorum, siz diziyi izlediniz mi, izlediyseniz hakkında neler düşünüyorsunuz? İzlemediyseniz, izlemeyi düşünüyor musunuz? Yorumlarda buluşalım!
Yorum Yazın