Görüş Bildir
Haberler
Türkiye'nin 90'lar Sonunda Patlak Veren ve Tüm Ülkeye Büyük Korku Salan Satanizmle Mücadelesi!

etiket Türkiye'nin 90'lar Sonunda Patlak Veren ve Tüm Ülkeye Büyük Korku Salan Satanizmle Mücadelesi!

Satanizm ve satanist gençler; 90'lı yılların sonunda Türkiye'de yaşanan birkaç olayın ardından medyanın etkisiyle de devasa bir hal almıştı. Türkiye'nin satanizmle mücadelesi özellikle aileleri büyük korkular içine sürüklemişti. Gazetelerde, haberlerde, televizyon programlarında sürekli satanizm hakkında kamuoyuna çeşitli bilgiler servis ediliyor, herkesin bilinçlenmesi hedefleniyordu.

O halde Türkiye'nin o yıllardaki satanizm ile mücadelesine biraz yakından bakalım...

İçeriğin Devamı Aşağıda

Kuşkusuz Türkiye'nin en ilginç yıllarıydı 90'lar... Neler görmedi bu memleket o yıllarda. Bunlardan biri 1998 ve 2002 yılları arasında ülkeyi büyük korkulara gark eden satanizm furyasıydı.

Kuşkusuz Türkiye'nin en ilginç yıllarıydı 90'lar... Neler görmedi bu memleket o yıllarda. Bunlardan biri 1998 ve 2002 yılları arasında ülkeyi büyük korkulara gark eden satanizm furyasıydı.

Medyanın da gazıyla büyük satanist operasyonları yapıldı ve adeta satanizmle mücadele devri yaşandı.

Pek çok bakımdan hem ailelerin kabusu hem de o dönem gençlerinin kabusu olmuştu bu satanizm meselesi.

Pek çok bakımdan hem ailelerin kabusu hem de o dönem gençlerinin kabusu olmuştu bu satanizm meselesi.

Zira aileler, çocuklarının satanizme bulaşmış olabileceği korkusuyla akbaba gibi çocuklarının üstüne üşüşmüşlerdi, çocuklar da bu baskı ortamında sosyal yaşamlarından bir nevi alıkonmamak için büyük çabalar sarf ediyorlardı.

Mevzunun demiri ise bir gencin intiharıyla atılmıştı aslında. İntiharı soruşturan polisler gencin günlüğünde kan donduran bir cümleyle karşılaşmıştı: "Ruhumu şeytana sattım."

Mevzunun demiri ise bir gencin intiharıyla atılmıştı aslında. İntiharı soruşturan polisler gencin günlüğünde kan donduran bir cümleyle karşılaşmıştı: "Ruhumu şeytana sattım."

Bu da ülkedeki satanizmin furyasının ilk fişeklerinden biri sayılmış; intihar eden gencin ruhunu gerçekten şeytana sattığı düşüncesiyle intihar ettiğine karar verilmişti.

Bu olayın ardından ise Türkiye'nin ilk satanist cinayeti olarak tarihe geçen bir cinayet vakası yaşanmıştı. Bu da yetkililerin satanizm alarmını hayata geçirmeleriyle sonuçlanmıştı.

Bu olayın ardından ise Türkiye'nin ilk satanist cinayeti olarak tarihe geçen bir cinayet vakası yaşanmıştı. Bu da yetkililerin satanizm alarmını hayata geçirmeleriyle sonuçlanmıştı.

İntiharın ardından üç arkadaşın işlediği cinayet ve itiraflarıyla da satanizmin ülkedeki varlığı resmen tanındı. Türkiye'nin ilk satanist cinayeti olarak adlandırılan bu olay 1999 yılında yaşandı. Ortaköy Mezarlığı'nda 17 yaşındaki Şehriban Coşkunfırat'ı öldüren Engin Arslan, Ömer Çelik ve Zinnur Gülşah Dinçer; cinayeti şeytana kurban adamak için yaptıklarını söylemişlerdi.

Özellikle bu iki olayla pekişen satanizm korkusu polislerin satanizm profiline uyduğunu düşündükleri herkesi gözaltına almaları ve yüzlerce mekana baskın yapmalarıyla sonuçlandı.

Özellikle bu iki olayla pekişen satanizm korkusu polislerin satanizm profiline uyduğunu düşündükleri herkesi gözaltına almaları ve yüzlerce mekana baskın yapmalarıyla sonuçlandı.

Özellikle metal müziğe ilgi duyan, tepeden tırnağa siyah giyinen, uzun saçlı, küpeli profiller satanizm operasyonlarının hedefindeydi.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Bu baskınlardan en çok ses getireni de ünlü Akmar Pasajı'na yapılan baskın ve rastgele gözaltına alınan gençler olmuştu.

Bu baskınlardan en çok ses getireni de ünlü Akmar Pasajı'na yapılan baskın ve rastgele gözaltına alınan gençler olmuştu.

Bu baskınların en önemlisi Akmar Pasajı'na yapılan baskındı. Kadıköy'de bulunan pasaj şu anda eski rağbetini görmese de o yıllarda gençlerin uğrak mekanıydı. Özellikle metal ve rock gruplarının kasetlerini, grup tişörtlerini bulabileceğiniz bir yerdi. (Hâlâ öyle ama o dönemlerdeki Akmar değil artık.) Bu da satanizm iddialarının hedefi haline gelmesine neden olmuştu.

Basının da büyük etkisiyle satanizme karşı halk acilen "bilgilendirilmeye" başlanmıştı ve tedbiri elden bırakmamaları isteniyordu.

Basının da büyük etkisiyle satanizme karşı halk acilen "bilgilendirilmeye" başlanmıştı ve tedbiri elden bırakmamaları isteniyordu.

Ailelerden çocuklarını yediğine, içtiğine, dinlediğine, izlediğine kadar denetlemeleri isteniyordu.

Zira çocuğunuz da satanist örgütlere karışmış ya da onların hedefi haline gelmiş olabilirdi...

Zira çocuğunuz da satanist örgütlere karışmış ya da onların hedefi haline gelmiş olabilirdi...

Bu nedenle çocuklar başıboş ve sevgisiz bırakılmamalıydı. Odaları, kişisel eşyaları sıklıkla denetlenmeliydi.

Bu konunun uzmanları ise ailelere çocuklarının satanist olup olmayacağını nasıl anlayabileceklerine dair birtakım uçuk öneriler sunmaya başlamışlardı. Televizyonda çeşitli programlarda konu ediliyordu.

Bu konunun uzmanları ise ailelere çocuklarının satanist olup olmayacağını nasıl anlayabileceklerine dair birtakım uçuk öneriler sunmaya başlamışlardı. Televizyonda çeşitli programlarda konu ediliyordu.

Tepeden tırnağa siyah giyinmek, metal müziğe ilgi duymak, saç uzatmak gibi tutumlar satanizmin en belirgin özellikleri arasında gösteriliyordu sürekli olarak. Bilhassa dış mihrakların satanizm öncüleri arasında gösterilen Marilyn Manson, Cradle of Filth, Black Sabbath, Alice Cooper gibi isimlere karşı halk uyarılıyordu. Bunlardan birinin kasetine sahip olmak satanist yaftası yemenize neden olabilirdi.

Ayrıca asosyal ve içe kapanık gençlerin de kendilerini satanizme kaptırmış olabileceğine dair söylemler de mevcuttu.

Ayrıca asosyal ve içe kapanık gençlerin de kendilerini satanizme kaptırmış olabileceğine dair söylemler de mevcuttu.

Asosyal, suskun, düşünceli görünen bir gencin sorunlu olabileceği, satanizm örgütlerine karışmış olabileceği düşünülüyordu. Bu sebeple de bu gibi özellikleri taşıyan gençlere dikkat edilmesi gerektiği söyleniyordu.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Kedilerle haşır neşir olmak da satanizmin önemli bir göstergesi olarak gösterilerek halk epeyce bir paranoyaya sürüklenmişti.

Kedilerle haşır neşir olmak da satanizmin önemli bir göstergesi olarak gösterilerek halk epeyce bir paranoyaya sürüklenmişti.

Çünkü kedilerin şeytana en yakın canlı olduğu ve satanistlerin ayinleri sırasında kedileri şeytana kurban ettikleri söyleniyordu.

2002 yılında Cahit Torun isimli bir avukat da dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e satanizm raporu sunarak devlet gündemini yeniden şekillendirmişti.

2002 yılında Cahit Torun isimli bir avukat da dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e satanizm raporu sunarak devlet gündemini yeniden şekillendirmişti.

Satanizmi 'Türkiye'yi çökertme planının bir parçası' olarak tanımlayan Cahit Torun, Türkiye'de 40-50 bin civarında satanist olduğunu iddia etmişti.

Ve gençlerin satanizme yönelmesinin en büyük sebeplerinden birinin Türkiye'de geleneksel aile yapısının zayıflamaya başlamasıyla alakalı olduğu söyleniyordu.

Ve gençlerin satanizme yönelmesinin en büyük sebeplerinden birinin Türkiye'de geleneksel aile yapısının zayıflamaya başlamasıyla alakalı olduğu söyleniyordu.

Satanist bireylerin bozuk aile yapısına sahip çocuklar arasında yaygın olduğu söyleniyordu. Sevgi görmemiş ya da aşırı baskı görmüş bir aileden satanist çocukların çıkma olasılığının daha yüksek olduğu vurgulanıyordu. Böylece ailelerin satanizmle mücadelesinin geleneksel aile yapılarını korumaktan geçeceği anlatılıyordu.

4 yıl boyunca Türkiye gündemini meşgul eden bu satanizm furyasıyla ilgili siz neler düşünüyorsunuz? 👇👇👇

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
790
191
96
93
42
32
23
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?