Ah o bizim ciddi kanayan yaramız, 1996 yılında ilk defa psikoloji camiasıyla tanıştım, o tarihten bu yana derneğimiz bir oda kurulmasının çabasını veriyor ki bu benim bildiğim şahit olduğum tarih bunun öncesi olduğunu da biliyorum.
Kimseyi kötülemek istemiyorum ancak meslek yasamızın olmaması, bazı hususların muallakta olması bizleri oldukça zorluyor açıkçası, isteyen herkes bir şekilde insanların ruh sağlığına dokunabiliyor. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim, koçluk işini çok bilinçli bir şekilde yürüten arkadaşlarımda mevcut, onlara bir sözüm yok psikolog gibi davranma eğilimleri de yok kendilerinin. Apartman üniversiteleriyle ilgili de bir şey söylemek istemiyorum aslında nihayetinde orada da akademisyen hocalar var iş birazda öğrencide bitiyor sizde biliyorsunuz, psikolojiyi ne kadar ciddiye aldığıyla ve meslek etiğine uygun davranıp davranmama eğilimleriyle ilgili.. nihayetinde, insan emanet edilecek, özelliklede klinik psikoloji uzmanlığı eğitiminde öğrenciden emin olmadan mezun etmenin doğru olmadığını düşünüyorum.
Son dönemde Tv ve sosyal medyada kendini psikolog olarak tanıtan abiye kıyafetlerle boy gösteren çok fazla meslek etiğine uymayan insanlar türedi. Bu olaya bakış açınız ve mesleki anlamda sorun yaratacağını düşündüğünüz seyler var mı?
Meslek ehli olmadan yapılan bütün müdahaleler özellikle bu müdahaleler TV ya da sosyal medya gibi yayın organlarında olduğunda ne yazık ki toplum ruh sağlığını olumsuz yönde etkileme potansiyeline sahip olabiliyor. Terapötik müdahaleler bireye özgü olur, bir kişi için uygun olan müdahale başkası için asla uygun olmayabilir, bu nedenle genelleme yapmak doğru olmaz, bilgi verme amaçlı olanları dışlıyorum elbette.
Çok doyurucu bilgiler oldu, çok teşekkür ediyorum.
Bu güzel söyleşi için ben çok teşekkür ediyorum.
Instagram
Twitter
Linkedln
Facebook
Yorum Yazın