Suçu Öz Kızına Attı! İki Kocasını Antifrizle Zehirleyip Öldüren Kara Dul: Stacey Castor
1985 yılında New York'ta yaşayan 17 yaşındaki Stacey Daniels, Michael Wallace adlı çok nazik bir adamla tanıştı. Birbirilerine âşık olan çift 3 yıl sonra evlendi.
Stacey ve Michael'ın bu evlilikten iki kızları oldu. 1988'de doğan Ashley annesine, 1991'de doğan Bree ise babasına daha düşkündü.
Ancak 1990'ların sonlarına doğru ailenin üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başladı. Stacey ve Michael arasında birbirlerini aldattıklarını düşündüren sorunlar baş gösterince boşanmaya karar verdiler.
Fakat bunu Noel'den sonra yapma konusunda anlaştılar. Çünkü ikisi de çocuklarının yeni yıla mutlu bir şekilde girmesini istiyordu.
Yeni yıldan sonra Michael aniden hastalandı ve durumu günden güne kötüleşti. Eve gelen doktor, Michael'e kalp sorunları olduğunu ve ilaç kullanması gerektiğini söyledi.
İlaçlardan bir fayda görmeyen Michael, üç hafta sonra hayatını kaybetti. O sırada evde, babasının yanında olan büyük kız Ashley'nin de elinden hiçbir şey gelmemişti....
38 yaşında hayata veda eden Michael'ın olası ölüm nedeni ise kalp krizi olarak kayıtlara geçti.
Kızlarıyla bir başına kalan Stacey, yeni girdiği iş yerinin yöneticisi David Castor ile yakınlaşmaya başladı.
Evlenip boşanan David'in de bir oğlu vardı.
Stacey ve David bir süre birlikte yaşadıktan sonra evlenmeye karar verdiler. Fakat artık yaşları büyük olan Stacey'nin kızları, yeni üvey babaya pek ısınamamıştı.
2005 yılında babasını kaybeden David derin bir bunalıma girdi. Alkol sorunu gün geçtikçe artıyor ve kızlarla arasındaki gerilim de yukarılara tırmanıyordu.
David bu durumu biraz olsun kurtarmak ve Stacey'le evlilik yıl dönümlerini kutlamak için baş başa bir tatil organize etse de Stacey, kızları olmadan bir yere gitmeyeceğini belirterek tartışma başlattı. Bu da David'i alkole daha çok yakınlaştırdı.
Kızların evde olmadığı bir hafta sonundan sonra, 22 Ağustos Pazartesi günü David işe gitmedi. Stacey ise 911'i arayarak eşinin kendisini odaya kapattığını ve bir gecedir çıkmadığını söyledi.
Bu durumu biraz garip bulan yetkililer, apar topar Castor'ların evine gitti. Odaya girdiklerinde ise korkunç bir manzara ile karşılaştılar...
David tamamen çıplak bir şekilde yatakta ölmüş hâlde bulundu. Yatakta kurumuş kusmuk kalıntıları vardı. Başucundaki masada ise içinde antifriz olan bir bardak duruyordu.
Yatağın hemen altında da boş bir antifriz kutusu bulundu. Kutunun yıkanmış, temiz olması ve bulunduğu yer itibariyle hiç kusmuğa bulaşmamış olması hayli ilginçti...
David'in depresyona girip intihar ettiğini düşündüren bu manzaraya karşın evde birçok şüpheli ize rastlandı. Ayrıca analizler David'in bir anda yüksek miktarda antifriz içmediğini, yavaş yavaş zehirlendiğini ortaya çıkardı.
Evin mutfağındaki çöpte de içinde antifriz kalıntıları olan bir damlalık bulundu. Artık dedektifler, David'in intihar etmediğini, cinayete kurban gittiğini düşünüyorlardı.
Aile üyelerini tek tek sorgulayan dedektif Dominik Spinelli, Stacey'nin eski eşinin ölümünü de öğrendi. Bu şüpheli ölüm üzerine Michael'ın mezarının açılıp otopsi yapılmasını isteyen dedektif, Stacey'den kesin bir ret cevabı aldı.
İlk eşinden 55 bin, ikinci eşinden sonra 200 bin dolar tutarında sigorta ödemesi alan Stacey, iki eşini de yan yana mezarlara gömdürdü.
İlginç olan ise David'in vasiyetinde kendi oğluna hiçbir şey bırakmamasıydı.
2007 yılına gelindiğinde ise mahkeme, Michael'ın mezarının açılıp otopsi yapılması için izin verdi. Sonuçlar kan dondurucuydu...
Michael'ın da tıpkı David gibi birkaç gün boyunca az az antifriz verilerek zehirlendiği ortaya çıktı. Stacey tüm suçlamaları reddetse de dedektif Dominik, onun bir katil olduğundan emindi. Tek sorun, suçu ispatlayan doğrudan bir kanıtının olmamasıydı.
Tarihler 9 Eylül'ü gösterdiğinde ise Stacey bir kez daha 911'i aradı ve kızı Ashley'nin intihar ettiğini söyledi.
Ashley'nin yatağının yanında boş bir votka şişesi, uyku hapları ve upuzun bir mektup vardı. Kız, mektupta hem babasını hem de David'i öldürdüğünü, ikisinin de annesine kötü davranmasından dolayı bunu yaptığını yazmıştı.
Fakat Ashley ölmedi ve kendine geldiğinde annesinin ona zorla bir kokteyl içirdiğini sonra da kendinden geçtiğini söyledi. Mektubu ve suçlamaları da kesin bir dille reddetti.
Mektup bilgisayarda yazıldığı için yetkililer Castor ailesinin evindeki bilgisayarı kontrol etmeye başladılar. Mektup, Ashley'nin okulda olduğu saatlerde yazılmıştı.
Son büyük kanıt ise, mektupta geçen antifriz kelimesinin Stacey'nin ifade verirken birçok kez yanlış söylediği "antifree" şeklinde yazılmış olmasıydı.
Bu detayı hatırlayan dedektif Dominik, artık yeterli kanıtlara sahipti ve Stacey'i tutukladı.
Stacey tam 54 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2016 yılında ise hücresinde kalp krizinden hayatını kaybetti.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir;
Yorum Yazın