Son Zamanların En Tartışmalı Konularından Biri Olan 'Linç Kültürü' Hakkında Söyleyeceklerimiz Var!
'Linç kültürü' zorbalık mı yoksa ifade özgürlüğünün ta kendisi mi? 🤔
Son zamanlarda hayatımıza giren ve aslında ne olduğunu tam olarak bilmediğimiz 'cancel culture' nedir ne değildir hadi gelin hep birlikte inceleyelim.
Geçtiğimiz günlerde J.K. Rowling transfobik olduğu iddia edilen söylemleriyle oldukça dikkat çekmişti hatırlarsanız.
Tartışmanın nasıl başladığını ve insanların ne düşündüğünü sizlere aktarmıştık:
Fakat sonrasında Rowling 'TERF savaşları' adlı bir makale yayınlamış ve olaya bambaşka bir boyut getirmişti.
Tabii bu yazı yayınlanana kadar ve hatta yayınlandıktan sonra bile günlerce özellikle de Twitter üzerinden linç edilmişti.
Peki 'cancel culture' tam olarak ne?
Türkçeye 'linç kültürü' ve 'çevirim içi ayıplama' olarak geçen bu kavramı Dictionary.com 'kamuya mal olmuş bir kişi ya da kurumun tartışmalı ya da ofansif olduğu iddia edilen davranış ya da söylemlerinden dolayı toplum tarafından linç edilmesi ya da verilen desteğin geri çekilmesi' olarak tanımlıyor.
Peki bunu nasıl yapıyoruz?
Bu durumun sadece bireylere değil aynı zamanda şirketlere ve kurumlara da yapıldığını söylememizde fayda var. Birçoğumuz etik olmadığını düşündüğümüz olay ya da söylemlerden sonra bu bir bireyse o kişiye verdiğimiz desteği geri çekiyor ya da linç kültürüne katkıda bulunmuş oluyoruz. Fakat eğer bu durum bir kurum ile bağlantılı ise örneğin, seksist söylemleri olan bir kişinin yer aldığı diziyi seyretmiyor ya da ırkçı tutumlar sergilediği iddia edilen kişinin markasına ait bir ürünü satın almıyoruz.
Örneğin bundan tam iki yıl önce Harvey Weinstein ile başlayan ve sonrasında Kevin Spacey'den James Franco'ya, Dustin Hoffman'dan Ed Westwick'e kadar birçok ünlü oyuncunun adı taciz ve tecavüz iddialarına karışmıştı.
Akabinde sosyal medya üzerinden başlatılan #MeToo hareketi ile birçok kadın başlarına gelen olayları ifade etmiş ve aslında bu hareket oldukça önemli bir şeye vesile olmuştu.
👇
Bu hareket sayesinde de birçok ünlü isim işlerini ve ünlerini kaybetmişlerdi.
Toplumun büyük bir kesimi kişilerinin hatalarının 'bedelini' ödemesi konusunda topluma olanak tanıdığı için bu durumu pozitif olarak ele alıyor. Fakat bazıları da bunun kişilerin üstünde olması gerekenden çok daha fazla hasar bıraktığı yönünde bir düşünceye sahip.
Örneğin ünlü YouTuber James Charles bir zamanlar aralarından su sızmayan Tati Westbrook'un iddialarıyla linç edilmiş ve bu linçten sonra 3 milyon dolar gibi bir para kaybetmişti hatırlarsanız.
James'in heteroseksüel erkekleri taciz ettiğini iddia eden Tati'ye binlerce destek mesajı gelmiş ve akabinde James hakkında onlarca haber yapılmıştı. Olay bireysel bir durumdan çıkıp kamuya mal olmuştu.
👇
Peki çevirim içi ayıplama doğru bir şey mi?
Bu soru oldukça tartışmalı bir konu olsa da toplumun bir kesimi bunun ifade özgürlüğü olduğunu ve bireylerin söylem veya davranışlarından dolayı eleştirilebileceğini düşünüyor. Fakat bir diğer kesim de bunun ifade özgürlüğünün dışına çıktığını, bu yöntemle beraber bireye karşı nefret söylemleri oluştuğunu ve akabinde kişinin ölüm tehditleri alabileceğini ve aynı zamanda adaleti hukuk sisteminin sağlaması gerektiğini savunuyor.
Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!
Yorum Yazın
Peki siz kimsiniz de “söyleyecek sözleriniz var” acaba?
Bnnm burada sık sık ugradigim durum
Hadi bakalım linç tayfa gel bu içeriği de linçle